Girişimcilik Haberleri

Billabong, Gelecek Dalgayı Biçimlendirir

Billabong

Gelecek Dalgayı Biçimlendirir

Kurucu: Gordon Merchant

Başladığı zamanki Yaşı: 28

Geçmişi: Sörf tutkunu ve sörf tahta ustası olarak çalışmıştır

Kuruluş yılı: 1973

Sektör Tipi: Sörf kıyafet ve aksesuarları

Şu an Ticaret yaptığı Ülkeler: 100

Ciro: 609 milyon pound

Sörf farklı derecelerde gerçekleştirilen ve çoğu kişinin eğlendiği bir spor dalıdır. Sörf havalıdır. Ancak havalı gözükmek için önce eşleşmek zorundasınız. Sörf kıyafeti bu görünümün önemli bir parçası ve son zamanlarda oldukça revaçta. Profesyonel olmayan çoğu kişi bile giyiyor ve şimdi plaj mağazalarından sörf kiralama merkezlerine her yerde bulunabilir. Billabong muhtemelen diğer hepsinden daha çok bu alanda ilerlemiş olan Avustralya firmasıdır. En popüler markalardan biridir ve 35 yıl sonra bile halen endüstrideki en büyük markadır. Avustralya’da kurulmuş ancak Amerika sahipli Qu-iksilver’dan hemen sonradır. Çoğu büyük şehirde sörf kıyafetleri bulmamızın asıl sebeplerinden biri budur. Kurucusu Gordon Merchant başarı için büyük bir azim ve kararlılık göstermiştir. Reddedilme sürecinde koruduğu kararlılığı şimdi meyvesin vermektedir. Gordon, Avustralya’nın en önemli girişimcilerinden biridir.

Billabong

Yaklaşan Dalga

Gordon Merchant sörf yapmayı sever. 60 yaşında olmasına rağmen bugün bile halen zamanının çoğunu Avustralya’daki en iyi dalgalarla savaşarak geçiriyor. 1970’lerin başında tüm boş vaktini sörf yaparak geçiriyordu. Okyanusu o kadar seviyordu ki geçici bir süre Gold Cost’taki Burleigh Heads’e taşınmıştır. Burada yılın dokuz ayını sörf yaparak geçirmiştir.

Gordon sörf tahta şekillendiricisi olarak çalışmıştır. En güzel sörfü sağlayacak tahtayı yapmaya çalışmıştır. Sanayiyi geliştirecek birçok yenilik yapmıştır. Zamanının çoğunu tahtalarının peşinde yıpranmış bir şekilde koşturan her sörfçünün bileceği bacak halatı en basit ancak kullanışlı yeniliklerden biridir. Gordon, Avustralya’nın en iyi sörfçülerinin başarısına katkıda bulunan uç kuru-zu da eklemiştir. Ancak, sörf tahtası üretiminde kullanılan kimyasallar Gordon’un sağlığına zararlıydı ve başka bir iş yapmak istiyordu. Ve birçok girişimcilik hikâyesi gibi Gordon da ilhamını yaşadığı dünyadan aldı. Bu büyük aşkı sörfle ilgili bir iş yapacağı anlamına geliyordu.

Dalgayı Yakalamak

Gordon sörf giyimine yönelik büyük bir eksiklik olduğunu fark etti. Bugün plajlarda gördüğünüz sörf mağazaları o zamanlar yoktu. Sörf kıyafetleri erkek mağazalarından temin ediliyordu ancak sörfçülerin gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamıyorlardı ve sattıkları şortlar sörf için uygun değildi. Tuzlu suda çürüyen pamuklu ipten yapılıyorlardı ve asla tam gelmiyorlardı. Gordon “Only a surfer knows the feeling: The story of Billabong’s surfvvear revolution” adlı kitabında (Derek Rielly, RollingYouth Press 2003) “Göbek deliğinize kadar gelen o saçma şeyleri giydiğinizde kendiniz ahmak gibi hissediyordunuz ve her zaman kayarlardı ki bu da çok rahatsız ediciydi” diyor. Gordon Stubbies’de, Dünya Sörf Şampiyonası’nda olduğu zamanları hatırlıyor. Mark Richards’m bacaklarını hareket ettirebilmek için şortunu kasten yanlarından yırttığını görmüş. “Mark Richards şortunu yan tarafından yırttı. O şortların içinde ancak bu şekilde bacağınızı hareket ettirebiliyordu-nuz. Onun yanları yırtık şortuyla ödülünü aldığı bu görüntüsünü asla unutmayacağım.”

Bir şeyler yapılması gerektiğini biliyordu ve sörfçülerin güçlü dalgalara dayanacak şortlar istediğinin de .farkındaydı. Birçok sörf kıyafet markası vardı ancak Gordon onların çabasını yeterli bulmadı ve sörfçülerin gerçekten ne istediklerini anlayamadıklarını düşündü. “Popüler erkek giyim markaları nasıl kıyafet yapacaklarını biliyorlardı, ancak işlevsel sörf kıyafetinin modası ya da piyasası hakkında hiçbir şey bildikleri yoktu.”

Gordon sörf tahtası yapma işinden de kurtulmak istiyordu ve böylece mükemmel sörf şortu yapma fikri akima geldi. Arkadaşı Tommy Moses terzi olarak çalışıyordu. Eğlence için şort yapmaya başladılar. “Onu kendi markası Creme Clothing’i kurmaya ikna ettim. Sadece sörf kıyafetleri yoktu. Sevdiğimiz kıyafetleri yaparak eğleniyorduk. O zamanlar bunu yapan başka kimse yoktu. Yakaladığı başarıyı gördüm. Ve bu ilerlememi sağlayacak ilhamın bir parçası oldu.”

Arkadaşının aksine Gordon, eğitimli bir terzi değildi. Ancak girişimcilik çoğu kez böyle engelleri ortadan kaldırır. Gordon kendi hatalarıyla doğrudan ilgilendi. Kıyafet dizaynıyla ilgili sıradan bir kursa gitti. Yakın zamanda o ve karısı Rena mutfak masalarında şortlarını tasarlamaya ve yapmaya başladılar. “Çok zamanımızı aldı ve çok yanlış yaptık ama sonunda sörf için dayanıklı ve işlevsel şortlar yapmayı başardık. Hepsini tamamen ben yapıyordum ve desen tasarımı için bir kursa gidiyordum.”

Şortları için doğru malzemeyi bulana kadar Gordon ve Rena çok hata yaptılar ve çok uğraştılar. Ancak Gordon erkek giyim mağazalarından daha avantajlıydı. Sörfü çok seviyordu ve gerçekten işe yarayacak şorlar yapmak için ne gerektiğini biliyordu. Gordon küresel bir iş yaratmaya çalışmıyordu, sadece kendi ve sörfçü arkadaşları için güzel şortlar yapmak istiyordu.

Gordon arabasının arkasında ve küçük mağazalarda şortlarını satmaya başladı. Sarışlar arttıkça Gordon ve Rena daha fazlasını yapabileceklerini gördü. “Durup birbirimize baktık ve bu şekilde hayatımızı çok güzel kazanabileceğimizi gördük. Almak istediğimiz evi unuttuk çünkü kazandığımız her kuruşu şirketin büyümesi için biriktiriyorduk. İşin her şeyden çok paraya ihtiyacı vardı.”

Gordon erkek giyim mağazalarından daha avantajlıydı. Sörfü çok seviyordu ve gerçekten işe yarayacak şortlar yapmak için ne gerektiğini biliyordu. Önemli bir şekilde, sörf tahtası yaparken olduğu gibi şort yaparken de birçok yenilikçi tasarım yaptı. Sörfçülerin kullandığı şortlar dayanıklı olmalı ve deniz dalgalarına karşı güçlü olmalıdır. Böylece Gordon şortların dayanıklılığını sağlayan yeni bir dikiş icat etti. Ürüne sahip olduklarını ve bunu pazarlayacakları bir pazara ihtiyaçları oldukla-. rım fark ettiler. İhtiyaçları olan bir marka adıydı. Bir arkadaşı Billabong’u önerdi. Hem dikkat çekici hem de eşsiz olduğundan Gordon bunu beğendi. Ne Gordon, ne de Rena bu adın bugün bir dünya markası olacağını bilmiyorlardı. İstekleri çok sıradandı. Sadece bir ev alabilmek istemişlerdi.

Dalgalı Sular

1973 ve 1975 arasında zamanının çoğunu gece geç saatlere kadar şort yaparak geçirdi. Gerçekten ilerlemek için, Gordon’un büyüyen işinin paraya ihtiyacı vardı. Ancak bankalar o kadar anlayışlı değildi ve ilk başta Billabong’u pek ciddiye almadılar. Kıyafet üreticileri ve sörfçüler de bu fikri küçümsediler. Gordon fikrini ciddiye alan bir tane bulana kadar dört kere bankalarla şansını denedi. “Kimse beni sörf kıyafet tasarımcısı olarak ciddiye almadı. Şirket için para istemeye bankaya gittiğimde bana güldüklerini hatırlıyorum. Birçok kıyafet üreticisi battığından giyim bankalar için kötü bir sözdü. Sörfçülerse daha beterdi.”

Ama Gordon vazgeçmedi. İstediği parayı bulana kadar işine devam etti. Ürün alanını da genişletti: Tişört ve kolsuz gömlek yapmaya başladı. Markanın yeterince tanındığından emin olduktan sonra sörf basınında birkaç reklam verdi ve daha sonra daha pahalı görsel reklamlar verdi. Şirket Gold Coat’da ve Avustralya’nın doğu kıyısında yavaş yavaş ilerliyordu. 1970’lerin sonunda Billabong ulusal bir şirketti. Finansman eksikliğinden Billabong daha hızlı büyüyemedi. Ancak Avustralya’da ünlendikten sonra uluslararası büyüme desteklendi.

Bir Sonraki Dalga

Avustralya’daki başarılı duruşundan sonra Gordon ikinci hedef olarak uluslararası büyümeyi gördü. Çoğu insan Avustralya’yı sörf merkezi olarak biliyordu ve böylece Avustralya markası Billabong deniz aşırı ülkelerde de iyi bir izlenim bırakacaktı. Kuzeyde Japonya iyi bir bölgeydi. Gordon’ın bir diğer girmek istediği pazarsa ABD pazarıydı. Yabancı yatırımcılar şirketin kendi ülkesindeki etkisinden çok etkilendiler ve bu nedenle Billabong’la bir anlaşma yapmak istediler. Daha sonra Billabong yabancı distribütörlerine lisans satmaya başladı. Bu da şirketin büyümesini hızlandırdı.

Şirket sörf camiasıyla her zaman yakın ilişkiler içinde bulundu. Kendi sörf yarışmalarını düzenledi. Erkek dünya şampiyonlarının dördünden ikisini ve sekiz kadın yarışmasını yönetti. Dünyanın önde gelen sörfçülerinin Billabong’u seçtiğini gösteren tüm bu olaylar akıllı bir piyasa stratejisiydi. Şirketin ününü artırmaya devam etti ve sporla yeni ilgilenmeye başlayanlar en iyi olarak düşündüğünden Billabong’u tercih ettiler. Billa-bong’un başarı yolu uzun ve yavaştı. Bunun yararı ürünü güçsüzleştirecek herhangi bir ani hareket yapılmaması oldu.

Şimdi Neredeler?

Gordon Merchant halen Billabord’un yöneticisi ve Avustralya’nın en başarılı girişimcilerinden biri. Halen Avustralya’da yaşıyor. 60’lı yaşlarında olmasına rağmen halen atik bir sörfçü. Avustralya’nın orta kuzey kıyısında Angourine’de kendine dalga şeklinde bir ev inşa ettirdi. Gordon ve Rena ayrıldılar ancak Gordon, Rena’nm tüm yardımlarından dolayı ona halen şirket hissesinden düşen kârı vermektedir.

2000’de Billabong Avustralya pazarında ilk sıralardaydı. Billabong kazanım için piyasayı kullandı ve küresel bir marka olarak profilini güçlendirdi. 2001 Mart’ında Billabong, Von Zipper güneş gözlüklerini ve dört ay sonra da Element Skateboards’u satın aldı. Bu başarılı iş birleşimleri şirketin birçok farklı markayı çatısı altında toplamasına neden oldu. 2004 Ocak’ta Hono-ula Surf Company, 2004 Eylül’de Kustom Ayakkabı ve Palmer Surf alındı.

O günden beri şirket sörf sektörüyle ilgili birçok diğer firmayı satın alarak büyümeye devam ediyor. Nixon saatleri ve aksesuarları 2006 Ocak’mda alındı ve 2007’de Element ayakkabı ve Kaliforniya merkezli Beazchvvorks perakende şirketi eklendi. Ayrıca ünlü dalış giysisi Xeel, bayan deniz kıyafeti markası Tigerlily ve ABD merkezli kaykay markası Sector 9’u da satın aldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu