Altın ve dolarda beklentiler
Önümüzdeki günierde volatilite yüksek seyretmeye devam ederse altın fiyatlarındaki Önümüzdeki günierde volatilite yüksek seyretmeye devam ederse altın fiyatlarındaki düşüş sürebilir. Dolardaki hareket ise 2.30-2.35 TL’ye doğru devam edebilir…
YAKLAŞIK üç yıldır düşüş trendinde olan altın fiyatlarında dibin hangi seviyelerde olabileceği herkesin merak ettiği bir konu. Baştan söylemek gerekirse net bir maliyet hesaplamak çok zor. Ancak en fazla altm üreten ülkelerin para birimlerinin dolar karşısındaki değeri ve altm üreticisi firmaların altın üretim maliyetleri kullanılarak bir aralıktan söz etmek mümkün.
Uluslararası piyasada altm ons/dolar olarak fiyatlanıyor. Ancak maliyet oluşumunda yerel para birimlerinin etkisi yüksek. Bu nedenle altm üretimi yapılan ülkelerin yerel para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesi, altının dolar bazında maliyetini düşürürken bu para birimlerinin değer kazanması da tam tersi bir etki yaratıyor.
Altın üreten ülkelerin para birimleri son dönemde değer kaybediyor mu?
Dünya altm üretim ligine baktığımızda üretimin yaklaşık yarısının beş ülke tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bu beş ülke içinde ABD’de maliyetler dolar cinsinden iken diğer ülkelerde maliyetlerin büyük bölümü yerel para birimi cinsinden gerçekleşmekte. Ancak bu maliyetlerin ne kadarının yerel para biriminden ne kadarının da dolar cinsinden gerçekleştiğini tam olarak tespit etmek çok zor.
Buna karşın ana maliyet olan ve toplam maliyetin yarısından fazlasını oluşturan çıkarma maliyetinin (madencilik) yerel para biriminden yapıldığı varsayımını kabul edebiliriz. Bu varsayım altında da yerel para birimlerinin dolar karşısındaki değer kayıpları, dolar bazında maliyetleri aşağıya çekmekte.
Son 52 haftalık döneme baktığımızda ise doların yaklaşık olarak Çin Yuam karşısında yüzde 0.2, Avustralya Doları karşısında 5.8, Rus Rublesi karşısında 20 ve Güney Afrika Randı karşısında 12.5 değer kazandığını söyleyebiliriz.
Yerel para birimlerindeki bu değer kaybı altının dolar cinsinden maliyetinin de düşmesi anlamına geliyor. Yerel para birimlerinin toplam maliyet içindeki payı da göz önünde bulundurulduğunda net bir rakam söylemek mümkün olmasa da biz son 52 haftadaki değişimin dolar bazlı toplam maliyeti yüzde 5 ile 10 arasında düşürücü bir etki yaptığını düşünüyoruz.
1 ons altın kaç dolara üretiliyor?
Buraya kadar altının maliyetini etkileyen en önemli unsurlardan biri olan yerel para birimlerinin etkisini inceledik ancak gerçek maliyetten bahsetmedik. Aşağıda dünya altm üretim liginde ilk beş sırada yer alan şirketlerin mali raporlarından aldığımız üretim maliyetleri bulunmakta. Word Gold Counsil altının üretim maliyetinin belirli bir standart dahilinde hesaplanması için bir yöntem sunuyor. Bu yönteme göre “All-in Sustaining Costs” olarak verilen bizim “Üretim Maliyeti” olarak adlandıracağımız maliyetleri dikkate alacağız.
Ancak düşük tutarlarda da olsa bu maliyetlerin dışında doğrudan üretimle ilgili olmayan, iyileştirme, geliştirme, üretimde olmayan madenlerin ve ekipmanların çıkardığı masraflar vs. gibi bu hesaba alınmayan kalemler de mevcut. Bu nedenle gerçek maliyetin buradaki rakamların biraz daha üzerinde olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ancak net bir rakam vermek de oldukça zor.
Dünyanın en büyük altın üreticisi Barrick Gold’un 2014 yılı ilk çeyrek raporunda, üretim maliyeti ons başına 833 dolar olarak verilmiş, 2014’ün tamamı içinse ortalama maliyetin 920-980 dolar aralığında olacağı öngörülmekte. İkinci büyük altm üreticisi Goldcorp’ta ise maliyetler yılın ilk çeyreğinde 840 dolar iken ikinci çeyrekte 852 dolar olarak gerçekleşmiş. Üçüncü büyük üretici Newmont Mining Corporation’da bu maliyet 2014’ün ikinci çeyreğinde üretim bölgelerine göre maliyetler 688 dolar ile 1.556 dolar aralığında dalgalanmış ortalama 1.063 dolar/ons olarak gerçekleşmiş. New-crest Mining ve AngloGold Ashanti’de ons başma üretim maliyeti yılın ilk çeyreğinde sırasıyla 886 ve 993 dolar olarak gerçekleşmiş.
Bahsettiğimiz bu beş şirketin üretim maliyetlerinin ortalaması (ağırlıklandırma-dan) ilk çeyrekte 933 dolar olarak gerçekleşmiştir (hesaplamada Nevvmont Mining Corporation’m ikinci çeyrek verisi kullanılmıştır). Bu maliyetin içinde doğrudan üretimle ilgili olmayan araştırma geliştirme, iyileştirme, kapalı madenler için yapılan harcamalar vs. eklenince toplam maliyet daha da yukarıya çıkmakta. Bu tutara altm üreticilerinin karı da eklenince ortaya çıkacak rakamın rahatlıkla 1.000-1.100 dolar/ons aralığına ve belki de biraz daha üzerine çıkacağını düşünüyoruz.
Maliyetlerin bu seviyelerde oluştuğunu ve fiyatların bu seviyelerin altına indiğinde arz kesintilerinin başlayacağı göz önünde bulundurulduğunda, mevcut konjonktürde maliyetlerde çok önemli bir değişim olmadığı sürece fiyatların bu seviyelerin altında kalıcı bir hareket oluşturma ihtimali çok düşük görünüyor. Bu nedenle altın düşüş trendini devam ettiriyor olsa da özellikle 1.100 dolar altında çok fazla hareket potansiyeli olmadığını düşünüyoruz. Bu varsayımımızda gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısındaki kaybının durmaya yakın olduğu var. Yeni bir yüzde 5-10’luk kayıp söz konusu olursa maliyetleri de biraz daha aşağıya çekmek gerekeceği unutulmamalı.
Doların değerlenme süreci devam eder mi?
Merkez bankalarının aksiyonları doların değerlenme sürecini desteklemeye devam ediyor. Geçen haftada ABD’de beklentilerden olumlu gelen konut satışları ve yüzde 4.2’den 4.6’ya revize edilen ikinci çeyrek büyüme verisi doları desteklerken, Avrupa Merkez Bankası tarafından da yeni genişleme hamleleri gelebileceği yönünde mesajlar alınması euro/dolar paritesinde hızlı düşüşe neden oldu. Böylece euro’nun dolar endeksindeki ağırlığının da etkisiyle dolar endeksi de yükselişini devam ettirdi. FED’in faiz artış programına ilişkin bu beklenti dolar/TL’de de etkisini hissettirmeye devam ediyor. Hafta başında Para Politikası Kurulu’ndan (PPK) TL’yi destekleyebilecek bir karar çıkabileceği beklentisi mevcuttu. Bu beklenti dışarıdaki ve endeksteki olumsuz havaya rağmen kurun 2.25’i aşmasının önünde engel oluşturuyordu. Perşembe günkü toplantıdan bu yönde bir karar çıkmaması ile kur 2.25’in de üzerine çıkarak 2.2650 direncini test etti.
Cuma günü TCMB’nin bankalara repo imkanı tanımasına ve günün son bölümünde 40 milyon dolarlık döviz satışı yapmasına karşın dolar güçlü seyrini korudu ancak 2.2650 üzerinde de kalıcı bir hareket yapamadı.
Buna karşın güçlü bir dolar endeksi [DXY] 85 üzerinde hareket etmeye devam ederse buranın da aşılması ve hareketin 2.30-2.35 aralığına doğru devam etmesi beklenebilir. Aşağıda ise 2.22-2.23 atık yeni güçlü destek bölgemiz. Bu seviyenin altında kapanışlar görülmediği sürece günlük işlemlerde düşüşler alım fırsatı olmaya devam edecek.
Volatilite ve altın fiyatları
Fiziki talep ve spot piyasa haricinde altın fiyatlarını etkileyen dinamiklerden birini de opsiyon piyasası oluşturuyor. CBOE/COMEX Altm Volatilite Endeksi altın fiyatlarındaki sert kırılmalar öncesi genellikle dip yapıyor; ancak bu dip yön konusunda bilgi vermiyor.
Buradaki ilk grafikte altm volatilite endeksinin 2011 yılı sonrasındaki seyri, ikinci grafikte ise işaretli dönemlerin ardından başlayan altın hareketleri görülmekte. Volatilitedeki ilk iki dipten sonra altın fiyatlarında, ilkinde yükseliş İkincisinde düşüş olarak sert hareketler gerçekleşmiştir. Üçüncü dibin ardından volatilite endeksinde yeni bir yükseliş başlamış, aynı dönemde fiyatlarda da aşağı yönlü hareketler sertleşmeye başlamıştır. Önümüzdeki günlerde volatilite yüksek seyretmeye devam edecek olursa, altın fiyatlarında başlayan düşüşün de devamı beklenebilir. Bu nedenle buradaki volatilitenin seyri yakından takip edilmeli.