Zade Yital Biyoteknolojik Ürün İçin Yatırım Yapıyor
Konyak sıvıyağ üreticisi Zade, 2012’de yarattığı Zade Yital markasıyla ihracata başlıyor. Şirket, biyoteknolojik ürün üretimi için 50 milyon TL yatırım yapacak. Bunun için Konya’da Doğal Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruyor. Helvacızade Şirketler Grubu Başkam Tahir Büyükhelvacıgil, “Dünyanın geleceğinin biyoteknolojik ürünlerde olacağını düşünüyoruz” diyor.
Anadolu’nun en köklü markalarından biri olan sıvıyağ üreticisi Zade, besin destek pazarında ürettiği 35 ürünle ihracata göz dikti. Konya Dördüncü Organize Sanayi Bölgesi içinde 80 bin metrekarelik bir arazi üzerine ilaç ve biyoteknolojik ürün üzerine bir AR-GE ve üretim merkezi kuracaklarını belirten Helvacızade Şir-keder Grubu Başkam Tahir Büyükhelvacıgil, “Dünyanın geleceğinin biyoteknolojik ürünlerde olacağım düşünüyoruz. Buraya 50 milyon TL yatının yapacağız. Hedefimiz sıvıyağda 60 ülkeye yaptığımız ihracatı, sağlık ürünleri ile katlayarak artırmak” şeklinde konuşuyor. Anado-lu500 araştırmasında 12 basamak yükselen şirket, 253 milyon TL’lik ciroya ulaştı.
Helvacızade Şirketler Grubu, dededen miras kalan Zade markasıyla 125 yılı aşkın süredir iş dünyasında yer alıyor. Türkiye’nin özellikle Anadolu’da ve ihracatta etkin Zade Sıvı Yağı’nı üretiyor. 2013’te 250 milyon TL olan ciro bu yıl sonu itibariyle 300 milyon dolara çıkarılacak.
YENİ ÜRÜNLER GELİYOR
Ekonomist’in Türkiye Finans Ban-kası’yla birlikte düzenlediği ‘Anadolu Markalan’ yanşmasının 2008 finalinde ödül alan şirketin ana gündemi yeni dönemde de yine sıvı yağ. Bu kez sağlıklı ve hijyen koşullarına uygun alternatif ürünlerin yağlan da üretim halkasında yer alacak.
Bu proje sıvı yağ sektöründe yıllarca insanlann evlerinde ürettikleri ancak hijyen koşullarına uymayan ve sertifıkalandınlmamış ürünlerin piyasada satılmasından harekede geliştirildi. Tahir Büyükhelvacıgil, konuyla ilgili olarak “Bu tür ürünlere en iyi örneklerden bir tanesi halkın sıklıkla kullandığı çörek otu yağı. Türkiye 4 bin 800 endemik bitkiye ev sahipliği yapan dünyamn en önemli coğrafya-lanndan biri. Ancak bu endemik bitkileri ne kadar sağlıklı ve ihtiyaca binaen dönüştürüp kullanabiliyoruz tartışmalıyız” diye konuşuyor.
Büyükhelvacıgil, bu alanda iş yapmak isteyen yabancı firmalara Tarım Bakanlığı’nın ürün satmasının da sektördeki yerli oyunculan olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.
SANAYİ-ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ
Helvacı Şirkeüer Grubu, 2012’de çıkardığı Zade Vital markasıyla besin destekleri pazarına iddialı bir giriş yaptı. İki yıl içinde gerçekleştirdiği atılımla bugün 35 farklı ürünün imalatını yapıyor. Yakın zamanda incir çekirdeği yağı ve san kantona yağı gibi yeni ürünlerle özellikle ihracata da start verecek.
Zade Vital ile birlikte kendileri için zaten çok önemli olan bilimsel üretim ve AR-GE uygulamalarına daha fazla ağırlık vermeye başladıklarının altını çizen Büyükhelvacıgil, “Bugüne kadar Ege Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi ile yaptığımız işbirlikleriyle çok şey öğrendik. Belki uzun yıllardır yağcılık yapıyorduk ama yağın tam olarak ne olduğunu bilmiyorduk. Kimyasını öğrendik. Bunun sanayi-üniversite işbirliği için de çok güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum” diyor.
Konya’da teknolojik altyapısı çok güçlü, üretim sürecinin tek kişi tarafından yönetildiği fabrikalannda günde 400 ton yağ ürettiklerini ifade eden Büyükhelvacıgil, “Şimdi Zade Vital ile hem üretim hem de teknolojik standartlarımızı bir üst seviyeye çıkaracağız. Sağlık sektörümüzün uzun zamandır beklediği besin ürünlerini üreteceğiz ve bu alanda yapılan bilimsel çalışmalara da katkı vereceğiz” diye konuşuyor.
AR-GE MERKEZİ AÇILIYOR
Helvacızade, Konya’daki fabrikalarının içinde bir teknoloji merkezi inşaatına başladı. Çok yakın zamanda hayata geçecek olan Doğal Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Türkiye’de bu alanda önemli bir boşluğu doldurması planlanıyor. Selçuk Üniversitesi ile birlikte yaşama geçirilen merkez, Türkiye genelinde en-demik bitkiler üzerine bir araştırma ve geliştirme laboratuvan hizmeti verecek. Araştırmalarda aynca dünya çapında bilim insanlan da Konya’ya davet edilecek. 20 milyon dolara mal olacak AR-GE merkezi 2014 yılı sonuna kadar açılacak. Büyükhelvacıgil, “Burada üretime hazır hale getirilecek ürünler direkt Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandınlacak” diyor.
Helvacızade’nin akademik çevrelerle işbirlikleri yalnız Selçuk Üniversitesi ile sınırlı değil. Yakın zamanda Ege Üniversitesi ile de özellikle iyi tarım uygulamalan noktasında tohumculuk çalışması yapılacak. Büyükhelvacıgil, projelerinde Ege Üniversite-si’nin Menemen’deki arazilerinde ise iyi tarım uygulamalan başlığı ile çörek otu, keten ve kabakçekirdeği tohumunun da aralarında bulunduğu onlarca tohumun yok olmaması için üretim yaptıklarını belirtiyor. Bu arazilerdeki tohum üretiminin ilk meyvelerini 2014 içinde vereceğini dile getiren Büyükhelvacıgil, “Tohum üretimi konusundaki girişimlerimizin Türkiye tarımı için gurur verici bir gelişme olduğunu düşünüyoruz” diye konuşuyor.
İTHALATA TEDBİR!
Sektördeki ithalat bağımlılığını aşacak kararlar almaya ve bu kararla-n kararlılıkla uygulamaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Büyükhelvacıgil, “Katma değerini tamamen yerli kaynaklarla, ülke içinden ürettiğiniz bir üründe daha ciddi destekler verilmesi gerekiyor. İthalat konusunda elbette serbest piyasayı bozmadan her ülkenin aldığı gibi tedbirler alınabilir” diyor.
Şu anda Zade olarak beş kıtada 60 ülkeye ihracat yaptıklanna işaret eden Büyükhelvacıgil, “Bu yıl ihracatta önemli başarılar yakaladık. New York’tan Porto Riko’ya kadar pek çok önemli pazara zeytinyağı gönderiyoruz. Son beş yıldır Japonya pazarında kendi markamızla satış yapıyoruz ve tanınıyoruz” diye konuşuyor.
“İHRACATTA TEK FİYAT UYGULANMALI”
Memleketleri Konya’dan ünü dünyaya yayılan Mevlana’nın “Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözünü hatırlatan Büyükhelvacıgil, Türkiye’nin de sanayi üretiminde bu yolu takip etmesi gerektiğini ve sorunlara yeni çözümler bulmak durumunda olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin bazı ürünlerde ihracatta “tek fiyat” uygulaması gerektiğinin altını çizen Büyükhelvacıgil, “Bakıyorsunuz bugün Maiezya ve İran gibi ülkelerin stratejik gıda ve sağlık ürünlerinde tek fiyat uyguluyor. Ama bizde şirketlerimiz fiyat kıracağım diye tüm sektöre, ekonomiye zarar veriyor. Özellikle yağ sektöründe bu fiyat politikasının acımasız bir rekabete ve zarara neden olduğunu görmek gerekiyor” diyor.