Demir fiyatı düştü sanayicileri üzdü!
Bakır cevheri fiyatlarındaki düşüş sanayicilere aynen yansırken, demirdeki düşüş çelik ihracatımızı vurdu. Ağırlıklı hurdadan üretim yapan demirçelik üreticileri hurda fiyatlarının gevşememesi nedeniyle cevherden üretim yapan Çin ile rekabette zorlanıyor…
SANAYİCİLERİN temel girdisi kuşkusuz hammaddedir. Çoğu zaman üretim maliyetlerinin yarısına yakını hammadde giderlerinden oluşur. Bu nedenle hammadde fiyatlarındaki değişimleri sanayiciler yakından takip eder. Bu yıl emtia fiyatlarında iniş ve çıkışlar, metale dayalı üretim yapan birçok sektördeki dengeleri değiştirdi. Demir cevheri ve bakırdaki fiyat düşüşleri sanayicileri sevindirmesi gerekirken kara kara düşündürmeye başladı. Çelik üreticileri cevherden üretim yapan ve hammaddeyi daha ucuza elde eden Çin karşısında dünya pazarlarında rekabette zorlanmaya başladı. Bakırdaki düşüşü ise bakır üreticileri daha çok cevherden üretim yaptıkları için sanayicilere yansıtıyorlar. Para Dergisi olarak emtia fiyatlarındaki değişimlerin sanayideki dengeleri nasıl değiştirdiğini araştırdık.
CEVHERDEKİ DÜŞÜŞ
Bu yıl en dramatik düşüş demir cevherinde yaşandı. Yılbaşında tonu 110 dolar civarında olan cevher, şimdilerde 80 dolar düzeyinde. Ancak bu düşüşten Türkiye istediği rekabet avantajını elde edemedi. Bunun nedeni ise Türkiye’de ağırlıklı olarak cevherden değil hurdadan üretim yapılması. Türkiye’nin yıllık 35 milyon tonluk çelik üretiminin 10 milyon tonu cevherden yapılıyorken, geri kalanı elektrikli ark ocaklarıyla çalışan işletmeler tarafından hurdadan yapılıyor. Cevher fiyatları düşerken hurda fiyatları yeterince düşmedi. Yılbaşı ile aynı seviyelerde seyrediyor. Bu nedenle de çelik ihracatçılarımız dünyada rekabette zorlanmaya başladı.
İÇDAŞ Çelik Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Aslan, “Hurda ile cevher arasındaki baz fark açıldı. Çin dünyada ihracata yükleniyor. Onlar cevherden üretim yapıyor; bizse hurdadan üretim yapabiliyoruz. Çok büyük bir sıkıntı içindeyiz. Çin ile rekabet zorlaştı” diyor.
Türkiye’de elektrikli ark ocaklarının yüzde 70 kapasite ile çalıştığını vurgulayan Aslan, hurda ithalatının zorlaşması durumunda sektörü daha büyük sıkıntılar beklediğinin altını çiziyor.
HURDA UCUZLAYABİLİR
Demir hurdasının tonu 335 ila 350 dolar civarında seyrediyor. Hurda fiyatlarındaki düşüşün cevher kadar olmamasının nedeni ise dünyadaki arzın talebi karşılamaması. Böyle olsa bile hurda fiyatlarının yılsonuna doğru 300 dolara inip biraz daha gevşemesi bekleniyor. Hurdadan üretim yapan şirketler, cevherden üretim modeline dönemiyor. Bunun nedeni ise cevherden üretim yatırımının ark ocaklara göre dört kat daha fazla yatırım gerektirmesi. Ayrıca Türkiye’de yeterli kalitede yani tenörde cevher bulunmadığını da belirtelim.
REKOR KAR ELDE ETTİ
Türkiye’de cevher fiyatlarının düşüşünden en büyük rekabet avantajını ise, cevhere dayalı üretim yapan, yassı çelik üreten İskenderun Demir Çelik, yassı mamul üreten Ereğli Demir Çelik ve uzun mamul üreten Karabük Demir Çelik sağladı. Ağırlıklı Brezilya ve Avustralya’dan ithal edilen cevherle üretim yapan işletmeler dünya ile rekabet edebiliyor. Cevherdeki gerileme bu şirketlerin karlılığına olumlu yansıyor. Ereğli Demir Çelik bu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre net karını yüzde 43 civarında artırdı. Ancak bu üç sanayi devinden mal alan şirketlere cevherdeki yüzde 37.5’lik düşüşün, fiyat düşüşü olarak yeterince yansımadığı belirtiliyor. Uzun ve yassı mamulün tonu halen 550 ila 750 dolar civarında seyrediyor. Fiyatların yeterince inmemesinin nedeni olarak talep ve tonu 3 bin doları bulan ithal katkı maddesi kullanılması ile yüksek enerji ve işçilik giderleri gösteriliyor.
İNDİRİM YAPTI
Üretiminde hammadde olarak çeliği kullanan İzmir merkezli Norm Civata Sanayi, bu yıl 50 bin ton üretim yapmayı planlıyor. Norm Civata Onursal Başkanı Nedim Uysal, hammadde olarak kullandıkları çeliğin tonunun 730 ila 750 dolar arasında olduğunu, yılbaşından bu yana fiyatlarda yükselme olmadığım vurguluyor. Hammadde fiyatlarındaki istikrar nedeniyle kendi mamul fiyatlarında yüzde 2 ila 5 arası fiyat indirimine gittiklerini vurgulayan Uysal, ‘Ama yine de iç piyasada hareket yok. Bunun nedeni de inşaat sektöründeki yavaşlama, îç piyasada ödemelerin 120 günden 200-210 güne çıkması da sıkıntı yaratıyor” diyor. Norm Civata iç piyasadaki yavaşlama nedeniyle Avrupa’ya ihracata yönelmiş. Nedim Uysal, “Altı ay önce ihracata yüklenmeye karar verdik. Kardan fedakarlık yaparak fiyat kırdık. Hammadde fiyatlarındaki düşüş ihracatımızı destekledi. Geçen yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 10 arttı” diye konuşuyor.
KÂR MARJI DARALDI
Hisar Çatal Kaşık ve Paslanmaz Madeni Eşya Yönetim Kumlu Başkanı İsmail Erdoğan ise çelik üretimindeki maliyet düşüşlerinin kendilerine yansımadığını vurguluyor. Üretimlerinde paslanmaz çelik kullandıklarım ancak talepteki artıştan dolayı paslanmaz çelikte yüzde 5 fiyat artışı olduğunu belirten Erdoğan şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Bizim kullandığımız paslanmak çelikte nikelden kaynaklanan bir yükseliş oldu. Paslanmaz çelikte en büyük kriter belli bir kalitede olması. Biz hammaddemizi genellikle İtalya’dan getiriyoruz. Her üç ayda bir ihracatımızı tespit ediyoruz, sipariş veriyoruz. Hammaddede fiyat artışı olsa bile bunu sektördeki rekabetten dolayı fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Bu nedenle de kar marjımız giderek daralıyor. Bu yıl yüzde 35-40 büyüme hedefi koymuştuk ama geçen yıla göre ancak yüzde 15 büyüyebileceğiz.”
EK VERGİ GELİYOR
Çin’den gelen ucuz inşaat demiri nedeniyle kangal demiri de denilen filmaşine yüzde 30-40 ek vergi konulması bekleniyor. Hammadde fiyatlarında gerileme nedeniyle rahatlayan bazı firmalar ise ek vergiler nedeniyle adeta teyakkuza geçmiş durumda. İzmir merkezli Ayes Çelik Hasır ve Çit Sanayi, filmaşin kullanarak yıllık 100 bin ton çelik hasır üretiyor. Bu çelik hasırlar inşaatlarda ve beton kolonlarda kullanılıyor. Şirketin genel müdürü Halil Doğan, “Hammaddedeki gerileme nedeniyle rahattık. Doların son yükselmesiyle hurda demirdeki gerileme durdu ama asıl şimdi ek vergiler nedeniyle endişeliyiz. Koruyucu önlemlerle kazandıklarımızın çoğunu geri vereceğiz gibi görünüyor” diyor. Doğan’ın belirttiğine göre, kasım ayından sonra demir fiyatlarında yüzde 5 artış bekleniyor.
BAKIR DÜŞÜYOR AMA…
Bakır cevher ve hurda fiyatları da yılbaşından bu yana düşüyor. Yılbaşında cevherin tonu 7 bin 500 dolar civarındayken, şimdilerde 6 bin 700-6 bin 500 dolar aralığında seyrediyor. Hurda fiyatları demir hurdasından farklı olarak aynı oranda sanayiciye düşüş olarak yansıyor. Örneğin bakır filmaşinin tonu Londra Borsası bakır fiyatına 450 dolar eklenerek oluşurken, bakır katot ise Londra Borsası fiyatına 200 dolar eklenerek belirleniyor. Bakırın fiyatı tüm dünyada aynı şekilde oluştuğu için ihracatta ve iç piyasada rekabette ekstra bir etkisi olmuyor.
Sanayinin önemli girdilerinden olan alüminyumda ise hammadde fiyatlarında düşüş değil artış var. Haziran ayında alüminyumun tonu bin 700 dolar civarındayken şimdilerde bin 950 dolara çıkmış durumda. Teknik Alüminyum Yönetim Ku- Sabri Başer rulu Başkanı Sabri Başer, üretimlerinin beyaz eşya sektöründe, cephe kaplamalarında ve ısıcamlar gibi birçok alanda kullanıldığım belirterek sözlerine başlıyor. Hammadde fiyatlarındaki fiyat değişimlerinin sanayiciye en az üç ay sonra yansıdığını belirten Başer, “Hammadde fiyatlarındaki değişimden etkilenmemek için zaten hedge ediyoruz. Siparişlerimizde de günlük çalışmıyoruz. Aksi takdirde ya batarız ya da çok para kazanırız” demekle yetiniyor.
Müjdat KEÇECİ / Er-Bakır Yönetim Kurulu Üyesi
Düşüş, fiyatlarımıza yansıyor
Denizli’deki Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri şirketimiz, bakır cevherinden yıllık 160 bin ton filmaşin ve tel üretiyor. Bunu da kablo kullanan tüm sanayilere veriyoruz. Otomotivden elektroniğe birçok sanayide ürünlerimiz kullanılıyor. Dünyada anot denilen saf bakırın tonu yılbaşında 7 bin 500 dolarken, şimdilerde 6.500-6.700 dolara kadar düştü. Londra Borsası fiyatlarındaki düşüşü biz anında müşterilerimize yansıtırız. Bu temel fiyat üzerine giderlerimizi ve karlarımızı koyup gerekirse günlük fiyat değişimlerine gideriz. Bu anlamda hem iç piyasada hem de ihracatta bakırdaki düşüş sanayimize yansıyor. Türkiye yılda 350 bin ton bakır tüketirken, bunun 30-40 bin tonu yerli kaynaklardan karşılanıyor. Diğer bölümü ithal geliyor. Aslında modern bakır üretiminin maliyeti, 3 bin-3 bin 500 dolarken, spekülatif nedenlerle fiyatlar 6 bin-7 bin dolar seviyelerinde seyrediyor. Biz bakırın 3 bin-4 bin dolar seviyelerinde olmasını isteriz ki işletme sermaye riskimizi azaltsın.
Mustafa Çıkrıkçıoğlu / TİM Başkanvekili ve Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı
Rekabette zorlanıyoruz
Demir hurdası fiyatları 335 dolar seviyesinde. Bu Amerikan hurdası, HMS 1-2 kalitesinde standart malzeme. Önümüzdeki günlerde hurda fiyatlarının 300 dolar seviyelerine düşeceği tahmin ediliyor. Cevher fiyatları da hızla düşüyor ancak cevherdeki düşüş bizim çelik üreticimize zarar vermekte. Türk çelik sektörünün yaklaşık yüzde 70’i hurdaya dayalı üretim yapıyor. Cevher fiyatlarının düşmesi Çin’in elini kuvvetlendiriyor. Çin’in üretiminin çoğunluğu cevhere dayalı; bu yüzden fiyat kırarak dünya piyasalarında rakiplerinin önüne geçiyorlar.