Faktoring 2015 te de yüzde 15 büyüyecek
Faktoring sektörü başarılı bir 2014’ü arkasında bırakmaya hazırlanıyor. 2014’ü yüzde 15’lik büyüme ve toplamda 110 milyar TL’lik işlem hacmiyle kapayacak olan faktoringçiler, özellikle ihracat faktoringindeki agresif büyümeyle dikkat çekiyor. 2015 yılına da yüzde 15’lik büyüme beklentisiyle başlayacak olan sektörde, önümüzdeki yıl işlem hacminin 126 milyar TL’ye ulaşılması öngörülüyor. Sektör, direkt olarak 100 bin, dolaylı olarak da 400 bin müşteriye ulaşıyor. Son dönemde faktoring şirketlerinin ratinglerinde yaşanan artışlar ise sektöre duyulan güvenin kanıtı niteliğinde.
BDDK verilerine göre bankacılık dışı finansal kesim içinde en hızlı büyüyen sektörlerden olan faktoring, 2014 yılını arkasında bırakmaya hazırlanıyor. Yılı yüzde 15’lik büyümeyle ve 110 milyar TL’lik işlem hacmiyle kapatacak olan faktoringçiler, müşteriye sayısında da 100 bini geçmiş durumda.
Aralık 2012’de 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun devreye girmesiyle büyümede vites yükselten faktoringçiler, Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) de sağlamış olduğu güçle 2015’te de yoluna devam edecek. Önümüzdeki yıl da yüzde 15’lik büyüme yakalamayı planlayan sektör, ihracat faktoringinde ise çok daha güçlü bir konuma gelmeye hazırlanıyor, ihracat faktoringinde dünya İkincisi olan Türk faktoringçileri, 2014’te elde ettiği yükselişi 2015te devam ettirme ve iki haneli büyüme temposunu korumayı hedefliyor.
2014’TE BÜYÜME YÜZDE 15
2014 Eylül verileri itibariyle yurtiçi işlemlerde 2013 Eylül’üne göre yüzde 20 büyüyen sektör, 65,5 milyar TL’ye ulaştı, ihracat faktoringinde ise büyüme yurtiçi taraftan daha fazlaydı. Yıldan yıla yüzde 23 oranında büyüyen bu kalemde 14,6 milyar TL’ye ulaşıldı. Toplam ciroda ise 2013 Eylül’ünden 2014 Eylül’üne kadar yüzde 20,6’lık bir büyüme söz konusuyken, bunun karşılığı da 81,2 milyar TL oldu. Sektördeki ithalat faktoringi ise 829 bin TL’den 1 milyar TL’ye çıktı.
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) tarafından 2014 yılında büyüme oranı ise yüzde 15 olarak belirlenmiş durumda. Şu anda birliğe kayıtlı 77 faktoring şirketi üye bulunurken, derneğe kayıtlı üyelerin 333’ten fazla şube ile hizmetlerini yaygınlaştırmaya çalışması söz konusu.
Sektörün toplam istihdamı ise 4 bin 700 kişiyi geçmiş durumda.
Kredi penetrasyon oranının uluslararası standartlarla kıyaslandığında düşük kaldığı Türkiye’de, genellikle ticari banka kredilerinin kurumsal ve bireysel müşterilere yönelik olduğu biliniyor. Böylesi bir ortamda ise faktoring sektörü, KOBİ’ler için alternatif bir finansman seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. Sektörde özellikle KOBİ vurgusu yapılırken, 2014 yılı sonunda Türk faktoringçilerinin toplamda 110 milyar TL civarında bir işlem hacmi yaratacağı öngörülüyor.
İHRACAT ÖNE ÇIKIYOR
2014 Eylül verilerine göre 81,2 milyar TL olan sektör cirosunun 14,6 milyar TL’si ihracat faktoringinden geldi. 2013 verilerine göre ise dünyada toplam 3,08 milyar dolarlık faktoring işlem hacmi gerçekleşirken, 76 ülkede üyeleri bulunan FCl’ın 2013 yıl sonu raporuna göre Türk faktoring sektörü, sektör işlem hacminde Avrupa’da dokuzuncu, dünyada 15’inci sırada bulunuyor. Türkiye, ihracat faktoringi hizmeti veren 76 ülke içinde yüzde 15’lik pazar payı ile muhabirli ihracat sıralamasında Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Teminatı olmayan mal mukabili ihracat işlemlerinde yurtdışı muhabirleri aracılığıyla garanti hizmeti sağlayan faktoringin, özellikle ihracatta gelişme potansiyeli ise çok yüksek. Türk faktoring şirketleri özellikle ihracat faktoringinde Türkiye’yi en üst düzeyde temsil ederken, son sekiz yılda beş kere en iyi ihracat faktoringi ödülleri ile de yurtdışı başarılara imza atıyor.
HEDEF GSYiH’NİN YÜZDE
10’ü Faktoring, 77 şirketin 333 şubesi ile 100 binden fazla müşteriye ve onların 300 bin civarındaki borçlusuna ulaşabilen bir sektör. Reel sektöre sağladığı finansman kaynağı ve işlem hacmi düzenli olarak artış gösteriyor. Firmaların ihtiyaçlarını karşılamak için de tüm sektörün kişiye özel ürünler de geliştirmeye çalıştığı biliniyor. Anadolu’da yaygınlaşmak da sektörün bir diğer büyüme stratejisi.
Oldukça dinamik ve ticaretin içinde yer alan faktoring, ilk yıllardan itibaren sadece ortalama yüzde 38’lik bir büyüme gösteriyor. Her şeyden önce yüzde 5,7 civarında olan penetrasyon oranının yüzde 10’lara çıkması hedefi mevcut. Bakıldığında GSYİH’nın yüzde 10’una çıkılması, sektör için kabul edilemez bir hedef değil. Zira Türk faktoringçilerinin büyüme potansiyeli bu hedefe ulaşabilecek nitelikte. Şirketler büyüme ve sürdürülebilirliği sağlamak için hem ürünlerini geliştirmeye hem de şubeleri aracılığı ile yaygınlaşmaya çalışırken, daha fazla uluslararası işlemlere odaklanmak istiyorlar. Bununla birlikte bu potansiyeli gören uluslararası sermaye de sektöre giriyor. Türkiye ve sektörün potansiyeli uluslararası sermayeyi cezbediyor.
TAHVİL İHRAÇLARI HIZLANDI
Yasaya göre mevduat toplayamayan banka dışı finansman şirketlerinin tümü güçlü özkaynaklarla çalışmak zorunda. Bununla birlikte özkaynaklara ilave olarak bankalardan sağlanan krediler, temel fon kaynaklarını oluşturuyor. Faktoring şirketleri de bu amaçla 2010 yılından beri banka kredilerine ilaveten yurtiçi sermaye piyasasında bono ve tahvil ihraç ederek kaynak yaratma imkanları geliştirdi.
2013 yılında çeşitli vadelerde yapılan ihraçlar sonucu menkul kıymetler bakiyesi 1,5 milyar TL oldu ve bir yıl öncesine göre yüzde 58’lik artış gösterdi. Eskiden tek tonlama kaynağı bankalar iken, şimdi tahvil piyasası da önemli bir kaynak halini aldı.
2013 yılında mevduat ve kalkınma bankalarından kullanılan kredilerde sadece yüzde 3 artış olması, gerek tahvil ihraçlarından kaynak sağlanması gerekse yurtdışı bankalardan borçlanma imkanlarının artmasından kaynaklanıyor. Faktoring şirketlerinin rating artışı, hem iç hem de dış piyasalardan borçlanmayı kolaylaştırdığı için bu miktar her geçen gün artış kaydediyor. 2012 yılında 12 faktoring şirketi tahvil ihracı gerçekleştirirken, 2013 yılında bu sayı 28’e çıktı. 2014’te bu rakam daha da artmış durumda.
BİRLİKTEN GÖÇ DOĞUYOR
Birlik oluşumu ile birlikte bankacılık dışı finansman sektörü sesini daha güçlü ve etkili şekilde duyurma imkanına kavuştu. Klasik deyimle, Finansal Kurumlar Birliği (FKB) sayesinde birlikten güç doğmuş durumda. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Finansal Kurumlar Birliği ikinci Olağan Genel Kurulu’nda birliğin kurulmasıyla sektörün önünün açıldığını belirtirken, atılan tüm adımlarla birlikte sektörün kurumsal yapısının, rekabetçiliğinin geliştiğini, standartların ve şeffaflığın arttığını da vurgulamıştı.
Son sekiz yılda banka dışı finansal kuruluşların toplam aktif büyüklüğünün 4,7 katına, kredi hacminin de 5 katına çıktığı bir ortamda birliğin oluşması, sektörün bugün geldiği yeri gösteriyor. Faktoring sektöründe verimliliği yükseltmek amacıyla özellikle ihracatın ve ihracatçıların rekabet gücünü artıracak uygulamalar için Türkiye ihracatçılar Meclisi ve Türk Eximbank ile ortaklaşa projeler yürüten FKB, bunun yanı sıra ihracatçıların Merkez Bankasfnın reeskont kredilerinden faydalanması adına da çalışmalar sürdürüyor.
TİM VE EXİMBANK’LA PROJE TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye göre Türk Eximbank tarafından sunulan Kısa Vadeli ihracat Kredi Sigortası Programı’nın amacı, ihracatçıların kısa vadeli satışlarına ilişkin ihracat bedellerini ticari ve politik risklere karşı belirli limitler dâhilinde teminat altına alarak ihracatı teşvik etmek ve yönlendirmek. “Diğer taraftan da poliçenin teminat olarak gösterilmesi ile bankalardan kredi alınmasını kolaylaştırmak diyebiliriz. Bu sigorta ile mal ve hizmet ihracatında ticari ve politik risklere karşı tahsilat güvencesi, karşı firmalar ve ülkeleri hakkında risk analizi ve mevcut riski izleme imkanı, poliçelerin teminat gösterilmesi yoluyla ticari bankalardan finansman imkanı sağlanmakta ve sigortalı firmalara Türk Eximbank kaynaklı kredilerde faiz indirimi uygulanıyor” diyen Büyükekşi, bu program çerçevesinde, ihracatçıların bir yıl içinde, kapsama alman seçilmiş ülkelere yapacağı 360 güne kadar vadeli tüm sevkiyatlar sigortalandığını belirtiyor. Büyükekşi, “İhracatçılarımız, bu program sayesinde risklerini daha kolay yönetebilir hale gelirken, diğer taraftan da finansman konusunda önemli kolaylıklar elde etmiş olacaklar” diyor.