Borsa yorumları aralık 2014
Borsa, son 1,5 aydaki yüzde 18,1’lik çıkışı sürdürebilecek mi? Global likidite koşulları, düşen petrol fiyatları ve faiz oranları, borsayı desteklemeye devam ediyor. Ancak gelmen seviyeler itibariyle prim potansiyeli de artık sınırlı. Yaşanan ‘temkinli iyimserlik’ durumunda, yurtdışmdan gelebilecek haber akışı endekse baskı yapabilir. Bu süreçte pozisyonlarda bir miktar kâr satışı denenebilir.
Borsa, haziran ayı başından bu yana dalgalı bir süreç yaşıyor. Haziran başından kasım sonuna kadarki altı aylık süreçte, 72.000-84.000 bandında üç defa düşüş, üç defa da yükseliş yaşandı. En uzun süreli düşüş 21 seans günü sürdü ve kayıp yüzde 11,3 oldu. En uzun süreli yükseliş ise hala devam ediyor. Bu yükselişte cuma kapanışı itibariyle 35 gün tamamlandı ve endeks yüzde 18,1 prim yaptı. Cuma kapanışı olan 86.189 seviyesi, Mayıs 2013’teki Gezi eylemlerinden bu yana görülen en yüksek yer.
Bu süreçte temel belirleyici ABD’nin merkez bankası olan FED’in politikaları oldu. Yine Avrupa, Japonya ve Çin tarafında parasal genişleme hamleleri, piyasalara moral verdi. Global tarafta gelen haber akışı endeksin düşüş ve yükselişlerinde etkili oldu. Özellikle son dönemde yaşanan yükselişte varil fiyatı 69 dolar seviyelerine kadar inen petrolün de etkili olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü petrol fiyatlarında yaşanan düşüş, bizim gibi ithalatçı ülkeleri olumlu etkilerken, ihracatçı ülke borsaları üzerinde baskıya neden oluyor. Sonuçta, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde 2014 yılında büyüme ve kârlılık beklentilerinde aşağı yönde revizyonlar yaşanmış olsa da, elverişli global likidite koşulları, son dönemde gelişmekte olan ülke piyasaları için uygun ortam sağlıyor.
Peki yılın son ayında 8 Ekim’den bu yana süren yükseliş dalgası devam edecek mi? Piyasanın önündeki riskler ve fırsatlar neler? Bu somların yanıtlarını uzmanlardan almaya çalıştık.
ARALIK-OCAK PERFORMANSI
Yıl sonunda Noel Baba rallisi yaşanır mı? Bu soruya yanıt aramadan önce geçmiş 10 yıllık döneme bir bakmak gerekiyor. Son 10 yılda bor-samn aralık ve ocak ayı performanslarına bakıldığında genel olarak yukarı yönlü bir tablodan söz etmek mümkün. Bu dönemde özellikle aralık ayı piyasalar açısından pozitif geçti. Son 10 yılın aralık ayında sadece 2011 ve 2013’te borsa negatif performans sergiledi. Burada özellikle 2013’teki yüzde 10,5 değer kaybı dikkat çekici. Bunda geçen yıl hükümeti zor durumda bırakan 17 ve 25 Aralıktaki rüşvet ve yolsuzluk haberlerinin etkili olduğunu belirtmekte fayda var.
Yani son 10 yılda piyasalar yılın son ayını Noel Baba rallisi olarak tabir edilen yükselişle tamamlamayı bildi. En dikkat çeken yükselişler ise
2004 ve 2009 yıllarında yaşandı. Ocak performanslarına bakıldığında da 2006 ve 2012 yıllarında endeks yüzde 10’un üzerinde yukarı performans sergiledi.
POTANSİYEL SINIRLI
Bundan sonra piyasanın önündeki risklere ve fırsatlara bakıldığında hem içeride hem de dışarıda pozitif beklentiler daha öne çıkıyor. Ancak borsa-nın son 1,5 ayda yüzde 18,1 değer kazandığı ve FED’den gelebilecek faiz artırımı kararları dikkate alındığında, uzmanlar temkinli iyimser. Aracı ku-rumların değerlendirmelerinde ve tahminlerinde bu yıl sonu için endekste beklentiler 85.000 seviyelerine işaret ediyor. 12 aylık hedef değerlerde ise 89-000-93.000 bandında beklentilerden söz etmek mümkün.
GCM Menkul Genel Müdürü Alper Nergiz, “Yıl sonuna kadarki süreçte gerek iç gerekse dış faktörler değerlendirildiğinde, yurtiçi piyasalarda oluşan olumlu beklentileri yurtdışındaki gelişmelerin sınırlama ihtimali olsa da, pozitif beklentilerin bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
VOLATİLİTE YÜKSELECEK
Halk Yatırım, 2014’ün son ayı ve 2015 için model portföyde ana stratejisini, küresel merkez bankalarının ekonomi ve piyasalara desteğinin sürdüğü ancak “düşük volatilite döneminin geride kaldığı” ana teması üzerine kuruyor. Volatilitede artış üzerine kurulu küresel görünüm karşısmda her ne kadar ’düşük faiz’ ortamının devamı riskli varlıklara karşı ilginin sürmesini sağlayacak olsa da, Halk Yatırım Başekonomisti Ba-nu Kıvcı Tokalı, “Dalgalanmaların frekansı ve boyutunda beklenen artışın yatırım araçları arasında seçiciliği daha da kritik hale getirdiği kanısındayız” diyor.
2015’te özellikle yılın ilk yarısının FED’in ilk faiz artırımının zamanlamasının daha fazla sorgulanmasına konu olabileceği beklentisi var. Bu durumda kur ve faiz oynaklığının yüksek kalacağı, böyle bir ortamda da iç talepte ciddi bir canlanma beklentisinin olmadığı, Halk Yatırım tarafından ifade ediliyor. Banu Kıvcı Tokalı, “Böyle bir makroekonomik ve fi-nansal ortamda defansif yapıda gördüğümüz telekom, havacılık, inşaat-çimento ve cam sektörlerinde faaliyet gösteren şirketleri ön plana çıkarıyoruz” diyerek sözlerini tamamlıyor.
FAİZLER BORSAYI DESTEKLİYOR
Borsa performansı açısından dikkat çekilen bir diğer önemli konu da faizlerde aşağı yönlü seyir ve bu sayede piyasalara giren yatırımlar. Merkez Bankası’nın sıkı duruşu ve 2015 enflasyonu ile ilgili vurguladığı kendinden emin söylemler, gelecek dönemlerdeki enflasyon beklentilerini ve dolayısıyla “olası faiz indirimleri beklentilerini” olumlu etkiliyor. Bu nedenle alımların hem yerli hem de yabancı kaynaklı geldiğini görüyoruz.
Ata Portföy Fon Yönetimi Direktörü Nihat Cem Tözge, “Petrol başta olmak üzere gerileyen emtia fiyatları enflasyon hedeflerinin inandırıcılığını artırıyor. Hazine’nin ocak ayı başına kadar herhangi bir ihalesinin bulunmaması da diğer bir olumlu unsur” diyor. ABD faizlerinin tekrardan yüzde 2,3 seviyesinin altına gelmesi de piyasalara moral veren diğer bir gelişme. ECB’nin, Japon ve Çin merkez bankalanmn aksiyonları da tüm dünyada tahvil faizlerini olumlu etkiliyor. Tözge, bu gelişmeler ışığında iki yıllık gösterge tahvil faizinin aralık ayı içinde tekrar yüzde 7,50 seviyesini, 10 yıllık tahvil faizinin ise yüzde 8’i test edebileceğini sözlerine ekliyor.
PİYASANIN RİSKLERİ VE FIRSATLARI
GCM Menkul Genel Müdürü Alper Nergiz, piyasaları etkileyecek olumlu ve olumsuz başlıkları söyle sıralıyor:
FIRSATLAR
L Jeopolitik risklere ve global büyümedeki zayıf seyre rağmen ihracat artş kaydediyor.
2. Yabancı sermaye girişi, portföy ve doğrudan yatırımlar olarak sürüyor.
3. Cari açığı olumlu yönde etkileyecek düşen petrol fiyatları Türkiye’ye yarıyor.
4. Başta Avrupa olmak üzere önemli bazı merkez bankalarının genişlemeci para politikası adımları olduğunu söyleyebiliriz.
RİSKLER
1. AB başta olmak üzere büyük ekonomilerdeki görünüm beklentilerden zayıf olduğu için genişleyici adımların atıldığını görmek gerekir.
2. FED’in faiz artırım zamanı ve temposunun gelişen ülke piyasaları üzerindeki etkileri belirsiz.
3. Gerek RusyaVa uygulanan yaptırımların artırılma ihtimali gerekse IŞİD tehdidi jeopolitik konum itibariyle Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.