Alg çiftliğini az sermayeyle kurabilirsiniz…
Ekolojik, biyokimyasal ve fizyolojik özellikleri çok farklı. Protein açısından çok zengin. Gelişmiş ülkelerdeki sağlık mağazalarında çok satılıyor. Pahalı gıda takviyelerinin içeriğinde artık yeşil algler var…
SON araştırmalar insan beslenmesinde yeni bir gerçeği ortaya çıkardı. Suda yetişen bazı yosun türleri beslenme kültürümüze dahil olabilir; insan ömrünü uzatabilir. Bazıları halen eşdeğerli türler kategorisinde. İnsan sağlığı için takviye formüllere ekleniyor, kozmetik endüstrisinde baş sıraya oturuyor ve şimdi besi hayvanları için yemlere katılıyor.
Bunlar sadece bilinen türlerden ibaret değil, yeni keşfedilmiş alg oluşumları da var. Fitoplanktonlar tek hücreli mikroskobik canlılar gibi onlarca gruba sahip. Çoğu denizlerde olmak üzere; göllerde, akarsularda yaşıyor; bazı türleri derin sularda çoğalırken, sığ sularda daha hızlı üremeleri dikkat çekiyor.
RİSKİ KÜÇÜK KAZANCI BÜYÜK
Terminolojide kısaca ‘alg’ olarak adlandırılan canlıların saptanabilmiş onlarca çeşidi bulunuyor. Kök ve yaprakları bulunmayan bitkisel çeşitler klorofil içeren dokuları sayesinde enerjilerini doğrudan güneşten alıyor. Denizlerin oksijen deposu olan organizmalar basit nitelikler gösterse de aralarında kompleks olanlar da bulunuyor. Bazı türler toksin üretirken; bazıları özellikle insan organizmasına yararlı maddeler oluşturabiliyor. Fotosentez yapan algler temelde selüloz tabaka örtüsüyle kaplı dev koloniler halinde. Türlerin en tanınmışı ‘Chlorella’ ve ‘Spirulina’ adıyla bilinen cinsler.
Gıda sektörünün yanı sıra; şu sıralar yem endüstrisinin de temel girdilerinden olan tek hücreli canlıların ekolojik, biyokimyasal ve fizyolojik özellikleri çok farklı. Genelde sahip oldukları pigmentler sayesinde açık yeşilden koyu maviye; pas renginden parlak kırmızıya kadar geniş çeşitlilik gösteriyor. Türlerin biyokimyasal özellikleri insanı şaşırtacak kadar zengin.
Alg türleri deniz yosunları içinde yetiştiricilik açısından kültüre alınabilecek çeşitlerin en başında. Verimli bir ‘Alg Çiftliği’nde yeşil ve mavi renklere sahip organizmalar yanında ‘kelp’ olarak bilinen büyük yapraklı bitkiler de yetiştirilebiliyor. Çoğu yaşadıkları sucul ortamda birbirilerinin salgıladığı gıda nitelikli maddeleri değiş tokuş ederek gelişiyorlar. Dolaysıyla alg çiftliklerinde özel hazırlanmış beslenme materyaline pek ihtiyaç yok; yem için özel rasyonlar gerekmiyor. Besinler genellikle daha çok foto sentez yoluyla beslenen ‘fitoplanktonlar’, ‘mikroskobik algler’ ve ‘siyanobakteriler’ tarafından içsel çevrimle bünye içinde oluşturuluyor.
BALIK ÇİFTLİKLERİNDEN ALG ÇİFTLİKLERİNE
Siyanobakteriler mavi-yeşil yosun olarak bilinen en önemli grup. Bunlara yalnız denizlerde değil; kılık değiştirmiş halleriyle nehirler, dereler, göl, göletler hatta ağaçlar ve kayalarda bile rastlanıyor. Liken türü oluşumlarla birlikte (simbiyotik) yaşayanlar da var. Öyle ki; çok sıcak kaplıcalarda, çok soğuk kutup sularında dahi görülebiliyorlar. Örneğin Spirulina toplanıp kurutulduğunda yüzde 30’a kadar aktif kuru madde veriyor. Kuru maddenin içindeki protein yüzde 15 civarında, içerdiği maddeler çok zengin. Halen en yüksek B12 vitamini kaynaklarının en başında. Üstelik biyoyararlarının açısından içeriğin tamamı kullanılabiliyor.
Spirulina alfa-linolenik asit başta olmak üzere yüksek düzeyde yararlı yağ asitlerini bünyesinde bulunduruyor. Elzem vitamin ve elementlerin zengin çeşitlilik gösterdiği canlılar arasında. Potasyum, kalsiyum, krom, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, selenyum, Bl, B2, B3, B6, B9, vitamin C, vitamin D, vitamin A ve vitamin E’yi bolca içeriyor. Spirulina, beta-karoten yanında biyo-yararlanımı en yüksek şifacı pigmentlere de sahip.
Asıl önemli olan özelliği ise bu mikro-besin maddeleri başta olmak üzere, akla gelen gelmeyen diğer tüm yaşamsal maddeleri içinde barındırması. Tam da burada araştırmacıların üzerinde anlaştığı sonuç şu: 1 kg. Spirulina 1 ton (1000 kg.) sebzenin içerdiği tüm yaşamsal değerleri içerebiliyor!
Spirulina başta olmak üzere tüm alg çeşitlerini kültüre almak için özel hazırlanmış bir yapay gölet ya da birkaç özel havuz yeterli. Önemli olan stıyu periyodik olarak hareketlendirip, dalgalandıracak bir düzeneğin bulunması.
Ispanya ve Portekiz şimdi bu sistemi kapalı havuzlara taşımış bulunuyor. Havuzların içinde spiral borular alglerin toplanıp tutunduğu yerler.
Çiftlikte devamlı yenileme yok. Aşılayıcı kültür sisteme bulaştırıldıktan sonra algler hızlı bir şekilde üreyip sistemin her tarafını kapsıyor.
Hasat genellikle sabah erken saatlerde yapılıyor.
Hasatta tükenme riski bulunmuyor. Ne kadar hasat yapılmışsa boşalan yer en kısa sürede kendiliğinden hemen doluyor. Elde edilen Yosunların protein değeri sabahları en yüksek düzeyde. Hasat edilen materyal güneş ışığı altma kurutuluyor; laboratuvar kontrolleri yapıldıktan sonra ambalajlanıyor.
PAZAR HACMİ GİDEREK BÜYÜYOR
Alg üretiminde başta ABD var. Onu Tayland, Hindistan ve Şili izliyor. Hammadde olarak kültür alglerinin alıcısı çok. Spirulina başta olmak üzere bazı alg türleri takviye besin endüstrilerinin ana girdilerinden. Kozmetik sanayisi ise cilt bakımı ve estetiğinde kullanıyor.
Son gelişme ise hayvan yemi üreticilerince mucize katkı olarak benimsenmiş olması. Tonlarca hayvan yemine az miktarda alg eklenmesi hayvanların süt ve et verimini bariz şekilde artırıyor.
Başta küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği olmak üzere, kanatlı çiftliklerinde ve kültür balıkçılığında en değerli madde. Kültür balıkları bu yemlerle beslendiklerinde deniz balıklardan daha lezzetli oluyor.
1980’li yılların başında özellikleri keşfedilen Spirulina’nm kullanıldığı miktar o tarihte 500 tonla sınırlıyken bugün on binlerce tonluk talebe yetişilemiyor. 1989’da bilinmeyen özellikleri keşfedilen, en az Spirulina kadar popüler hale gelen Chlorella ise grubun en talep edilen gıdaları arasında. Chlorella da tıpkı Spirulina gibi insan sağlığı dışında hayvan beslenmesinde süper katkı maddelerinin başında geliyor. ‘Soya’ya göre 20 kat daha fazla protein değerine sahip bu mucizeleri etraflıca anlatan çok sayıda yayının olduğunu da belirtelim.
İnsanlarda yaşlılığı önlediği bilinen Spirulina ve Chlorella yorgunluğu hissedilir biçimde azaltıyor, enerji düzeyi ile vital kapasiteyi arttırıyor. Diyetle kombine edildiklerinde ise etkileri kaybolmuyor. Batıda ‘Health Food Market’ olarak bilinen sağlık mağazalarında en yüksek ciroları bu alglerden üretilen gıda takviyesi markaları gerçekleştiriyor. Girişimcilere önerimiz verimli alg varyetelerini bulup çiftliklerinde ‘stater tohum’ olarak kullanmaları; sonra iç ve dış pazarlara açılmaları…
İş kurmanıza yardımcı olmak için değişik iş fikirleri paylaşmaya devam edeceğiz.
Nur Demirok