Artırılmış Gerçekliğin Sosyal Hayata Gelecekteki Olası Etkileri
Yeni bir bilgisayar destekli teknoloji geliştirilir de, bu teknolojinin sosyal hayatımıza etkisi olmaması düşünülebilir mi? Her teknolojinin olduğu gibi artırılmış gerçeklik teknolojisinin de avantajları ve dezavantajları var. Artırılmış gerçeklik bir gün hayatımıza girdiğinde bazı yönlerden hayatımıza renk katacak ama belki de başka yönlerden hayatımızı biraz zora sokacak; işin kötüsü bunun ilk işaretleri ufukta daha şimdiden göründü bile.
İşte şimdilik akla gelen korku senaryolarından bazıları:
• Artırılmış gerçeklik kapsamında kullanılacak gözlüklerde, kullanıcının kimseye fark ettirmeden bulunduğu ortamın fotoğrafını, videosunu çekmesi ve ortamı dinleyip görsel ve işitsel kayıt yaparak insanlar farkında olmadan veya insanların izinlerini almadan kimliklerini belirlemesi
• Gözlüğün diğer tüm bilgisayar destekli elektronik cihazlar gibi bir siber saldırı sonucunda ele geçirilme olasılığı. Dolayısıyla bu sayede kullanıcının konumunun sürekli belirlenebilir olması, gördüğü ve işittiği her şeyin bilgisayar korsanları tarafından da görülüp işitilerek saklanması, analiz edilmesi ve üçüncü şahıslara para karşılığı satılması olasılığı Son olarak yukarıda verilen tüm örnekler için geçerli olan ve artırılmış gerçeklik gözlüğü üzerinden edinilen verilerin en azından bir bölümünün kayıt ve analiz için gözlük üreticisi firmanın sunucularına aktarılması veya burada saklanmasının gerekmesi. Bu durum, söz konusu verilerin sunuculara gönderilirken ve daha sonra üretici firmanın sunucularında beklerken siber saldırılar sonucunda birtakım bilgisayar korsanları tarafından ele geçirilmesi ve böylece hiç hesapta olmayan bazı firmaların ve üçüncü şahısların eline geçmesi konusunda bazı soru işaretlerini beraberinde getiriyor (bkz. Ege, B„ “Bilişimin Karanlık Yüzü: Siber Savaşlar”, Bilim ve Teknik, s. 18-22, Kasım 2012).
Sonuç
Görüldüğü gibi artırılmış gerçeklik gözlükleri ile günlük hayatımız aynı akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarların ortaya çıkışından sonra olduğu gibi yeni bir boyut daha kazanacak, bir kez daha devrim niteliğinde bir değişim yaşanacak gibi görünüyor. Bu kapsamda artırılmış gerçeklik gözlükleri sadece akıllı telefonların tahtını elinden alan bir teknoloji olmayacak, aynı zamanda insanlara otomobillerinin, evlerindeki ve iş yerlerindeki cihazların bakımında ve tamirinde yardımcı olan, onlara yolculuklarında rehberlik ederek sürekli yol gösteren, dolayısıyla insanların artık bir an için olsun yanlarından ayıramayacağı bir araç haline gelecek. Uzun vadede ise artırılmış gerçeklik gözlüklerinin yerini kontakt lens gibi çok gelişmiş ve internet bağlantılı yapay merceklerin almasıyla beraber, bu teknoloji tüm artıları ve eksileriyle hem de bir daha çıkmamak üzere hayatımıza girecek.
Dünyanın önde gelen iletişim teknolojisi şirketlerinden Ericsson tarafından yapılan bir tahmine göre, 2020’li yıllarda toplam 50 milyar elektronik cihaz internete bağlı olacak. Bu cihazların büyük bir bölümü birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunabilecek yetenekte olacak. Bugüne kadar özellikle sosyal medyada kendisi hakkında bilgi yayımlayan yine insanoğlunun kendisiydi, fakat anlaşılan yakın bir gelecekten itibaren hangi elektronik cihazların diğer elektronik cihazlarla ve internet ortamında bizim hakkımızda hangi bilgileri paylaşabileceğine veya paylaşamayacağına da karar vermek zorunda kalacağız. Hassas konulardan bir diğeri de artırılmış gerçeklik gözlüklerinin kullanılmaya başlanmasıyla beraber dünyayı artık internetin sunduğu özgürlük penceresinden kendi gözlerimizle değil de, nihayetinde bir firma ürünü olacak bir gözlük veya mercek üzerinden görecek olmamız. Sonuç olarak içinde yaşadığımız sanal dünya her geçen gün daha karmaşık bir hal alıyor. Sanal dünyada geçerli olacak toplumsal kuralların tanımlanarak gelecekteki internet dünyasına uyarlanması insanlık için artık çok hayati bir önem kazanıyor.