Balık üretim çiftliği kurmak
İçeriğe Ait Başlıklar
Balık üretim çiftliği kurmanın maliyeti
Balık çiftlikleri her geçen gün artıyor. Peki, bu işin maliyeti nedir? En az kaç tonluk kapasite gerekiyor? Balık çiftlikleri tonaja göre sınıflandırılıyor. 250-300 ton kapasitenin altındakiler küçük, 300-1.000 ton arasındakiler orta ölçekli, 1.000 ton ve üzeri kapasiteye sahip olanlarsa büyük tonajlı çiftlikler olarak kabul ediliyor.
İşin uzmanları, bu işe gireceklere büyük düşünmelerini öneriyor. Çünkü dünyadaki genel gidişat bu yönde. 1.000 ton kapasiteli bir çiftlik kurmak için ağ, kafes, gemi ve diğer demirbaşlarla birlikte yatırım maliyeti 2 milyon doları buluyor. Aynı tonajda iç sulardaki bir alabalık çiftliğinin maliyeti ise 750 bin dolar civarında. Denizlerde yatırım yapmak iç sulara göre daha maliyetli. Ülkemizde 250-300 tonluk pek çok çiftlik faaliyet gösteriyor. Denizde balık çiftliği kuracakların en az 750 bin, iç sularda alabalık çiftliği kuracakların da 250 bin dolarlık yatırımı göze alması gerekiyor.
Restoranların ilk tercihi
Balık restoranlarına ne zaman yolumuz düşse ilk önerilen balık hep levrek oluyor. Restoranlarda 40-50 çeşit balık bulmak mümkün. İstanbul’un en eski ve ünlü balık restoranlarından biri hiç kuşkusuz Yüksel Balıkçılık. Yüksel Karakış tarafından kurulan firmanın bugün iki şubesi var. Her gün yüzlerce balık sevdalısı restoranı dolduruyor. Karakış da restoranında levreğin önemli bir yeri olduğunu belirtiyor. Günlük balık tüketiminin yüzde 20’sini levrek oluşturuyormuş. Karakış, “Biz ağırlıklı olarak deniz levreği kullanıyoruz. Grup yemeklerinde talep olursa çiftlik levreği de kullanılıyor. Çiftlikler olmasa denizden çıkan levrek restoranlara bile yetmez. Levrek lezzetli bir balık. Yemesi de kolay. Müşteri bu iki nedenle levreği tercih ediyor” diyor.
Balık sezonu açıldı. Balıklar tezgahlarda görülmeye başladı. Ancak hangi restorana uğrasak karşımıza levrek çıkıyor. Sezonda bile restoranların tüketiminde levreğin payı yüzde 20’nin üstünde. Türkiye’de yılda 80 bin ton levrek üretiliyor…
ÜÇ tarafı denizlerle çevrili, adeta bir yarımada görünümündeki ülkemizin balık tüketimi ve balıkçılıktaki konumu pek parlak değil. Kıyılarımızın uzunluğu 8 bin 333 kilometreyi geçiyor. Deniz ve iç su kaynaklarının toplam alanı ise 25 milyon hektar. Bu kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren balıkçılık sektörümüzde sadece 250 bin kişi istihdam ediliyor. Toplam su ürünleri üretimimiz ise 700 bin tonu geçmiyor. İhracat gelirimiz ise 700 milyon dolar seviyelerinde.
Türkiye, balık avcılığında dünya 28’in-cisi. Balık yetiştiriciliğinde ise 24’üncü sırada yer alıyoruz. Neyse ki, su ürünleri yetiştiriciliğinde en hızlı büyüyen ülkelerden biriyiz. Dünya genelinde dördüncü, AB ülkeleri arasında ise üçüncü sırada yer alıyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de yıllık balık tüketimi ise dünya ortalamasının yarısı seviyesinde. Kişi başına yıllık balık tüketimimiz 7-8 kilogram arasında değişiyor. Dünyada ortalaması ise 16 kilogram. Avrupa Birliği’nde bu miktar 22 kilograma ulaşıyor.
70 BİN TONU ÇİFTLİK
Balık sezonu açıldı, tezgahlarda taze balık görmeye başladık. Ancak biz size balıkçılıkla ilgili genel durumdan değil daha özel bir balıktan bahsetmek istiyoruz. Bugünlerde hangi balık restoranına gitsek önümüze ilk önce levrek çıkıyor. Önerilen balıkların başında levrek geliyor. Tahminimizce lezzeti kadar restoranlara bıraktığı kar marjı da bu durumda etkili.
Türkiye’de elbette denizde levrek avcılığı yapılıyor. Ancak üretimin büyük kısmı deniz çiftliklerinde gerçekleşiyor. Levreğin beyaz levrek, damalı doğu levreği, şeritli levrek, denim levreği, çiftlik levreği, tatlısu levreği olmak üzere daha birçok çeşidi bulunuyor. Türkiye’de ise en çok çiftlik levreği yetiştiriliyor.
Türkiye genelinde geçen yıl 80 ton levrek yetiştirildi. Bu levreklerin 70 bin tonu çiftliklerden geldi. Bu miktarın büyük çoğunluğu ABD’den Uzakdoğu’ya uzanan ihracat pazarlarında tüketiliyor. Ülkemiz levrek, çipura, alabalık gibi kültür balıkları üretiminde dünyada önemli bir pozisyona sahip. İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği Başkanı Tuncay Sagun’un verdiği bilgiye göre, levrek üretiminde dünyada lider durumdayız. Çipurada ise Yunanistan’dan sonra İkinciyiz.
ÇİFTLİKLER EGE VE AKDENİZ’DE
Türkiye sahip olduğu coğrafi yapısı ve iklim koşulları kültür balıkçılığı yönünden büyük bir potansiyele sahip. Ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’ndeki su ürünleri işletmeleri denizlerde ağ kafeslerde yetiştirmiş oldukları levrek balıklarını yurtdışma ihraç ediyor. Ülkemizde deniz suyunun sıcaklığı, tuzluluğu ve diğer ekolojik şartların uygunluğu nedeniyle İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya kıyı şeridinde balık çiftlikleri yoğun olarak görülüyor.
Türkiye levreğin tek bir çeşidini üretip ihraç ediyor. Latincesi ‘dicentrarchus labrax’ olan bu tür Avrupa ve Akdeniz’de bilinen ve kabul gören bir tür. Güney Amerika’da da İngilizce çevirilerde levrek olarak adlandırılan balık türleri bulunuyor. Ne var ki, bunlar bizim bildiğimiz levrek görünümden uzak ve tatlı suda da yaşayabilen türler. Türkiye’de yetiştirilen levrek ise boyuna göre farklı pazarlarda farklı düzeyde talep görüyor. 200 gramdan bir kilogramın üzerine kadar çıkan levrek, bütün balık harici, fileto veya ileri işlenmiş şekilde de pazarlarda satılıyor.
Levreğin fiyatı ise değişiklik gösteriyor. Bugün en çok rağbet gören sofralık boy olan 400-600 gramdan örnek vermek gerekirse kilogram fiyatları 20-25 TL seviyesinde. Deniz levreği ise çok az miktarda çıktığı için ancak lüks semtlerde ve lüks balık restoranlarında satılıyor. Hakiki deniz levreğinin kilosunun 100 TL’nin üzerine çıktığını da belirtelim.
YURTDIŞINDA DA ÇİFTLİKLER KURULUYOR
Sektörün iki büyük firması Kemal Balıkçılık ve Kılıç Deniz Ürünleri başta olmak üzere bazı firmaların yurtdışmda da çift- A lik yatırımları bulunuyor. Tuncay Sagun, levrek yetiştiriciliğinde Türkiye’nin lider i olduğunu vurguluyor. Yurtdışmda da ‘ yatırımların olduğunu belirten Sagun, “Ülkemizi uluslararası arenada temsil eden bazı şirketlerin yurtdışma açılma konusunda çalışmaları var. Ancak burada birçok faktör ön plana çıkıyor. Öncelikle çiftlik kurmak için gidilecek bölgede su sıcaklığı, hava değişimleri, altyapı imkanları gibi konulara hakim olmak gerekiyor.
Özellikle levrek balığı denizdeki kafeslere çok ufak gramajlarda indiriliyor ve sofralık istenen gramajlara ulaşması iki yıl gibi bir süre alıyor. Bu süreçte üretimin dikkatle takip edilmesi ve kontrol altında olması gerekiyor” diyor.
“İŞLENMİŞ ÜRÜNLERE DE TALEP VAR”
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçılar Birliği Başkanı ve Kılıç Deniz Ürünleri CEO’su Sinan Kı-zıltan da 50’ye yakın çiftlikte levrek üretiminin yapıldığını söylüyor. Kendi firmalarının da Türkiye’de levrek çiftliklerinin bulunduğunu belirten Kızıl-tan, son olarak Dominik Cumhuriyeti’ne levrek çiftliği kurduklarını söylüyor. Kızıltan, “Türkiye’deki toplam levrek üretiminin yaklaşık üçte birini firmamız gerçekleştiriyor. Aktif olarak 60 ülkeye ihracatımız var. İç piyasada toptan balık halleri, perakende zincir marketler, Bodrum merkez, Marmara, Akdeniz, İç Anadolu bölge müdürlükleri kanalıyla frigorifik araçlarımız ile tüm Türkiye’ye satış yapıyoruz” diyor. Tüketicinin levrek tercihlerinde değişimler olduğunu da belirten Kızıltan, geçmişte taze tüketimin fazla olduğunu, şu dönemlerde ise işlenmiş ürünlere talebin de arttığına dikkat çekiyor.
Bodrum’da çiftlikleri bulunan Sûrsan Su Ürünleri’nin ismini geçtiğimiz hafta CarrefourSA’nm toplantısıyla duyduk. Türkiye’nin büyük levrek çitliklerinden birine sahip olan Sûrsan, ağırlıklı olarak ihracat pazarlarına çalıştığı için kamuoyu yakından tanımıyordu. İlk defa CarrefourSA vasıtasıyla iç piyasaya giriş yaptı. Yıllık 8 bin ton levrek üretimi bulunan firmanın Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Atalay, “Levreğin saklanması ve muhafazası diğer balık türlerine göre daha uzun olduğu için çok tercih ediliyor” diyor. Sûrsan, ürettiği levreğin yüzde 70’ini İngiltere’ye ihraç ederken, Hollanda Almanya, Belçika, Fransa, Kuveyt, Katar ve Dubai’ye de satıyor.
İDRİZ ÇOKAL