Başarılı girişimcilerin 10 alışkanlığı
Bir girişimci hangi adımları atarak başarılı olur dersiniz? İşte başarılı girişimcilerin deneyimlerinden süzülen 10 kritik aşama…
BU hafta size hem Türkiye’de hem de yurtdışmda yaptığım gözlemlere dayanarak başarılı girişimcilerin 10 ortak alışkanlığını sıralamak istiyorum…
1. Girişimcilik yolculuğu beyinlerinin sağ tarafında başlıyor: Hemen hemen tüm başarılı girişimciler, ilk önce iş fikrini hayal etmekle girişimcilik yolculuğuna start veriyor. Hepsinin hayal güçleri iyi gelişmiş durumda. Hayal ettikleri iş fikirlerini en yakın çevrelerine açıyorlar, olumlu tepki alırlarsa, başkalarına pek söylemeyi tercih etmiyorlar. iş fikirlerinin çalınmasından korkuyorlar.
2. Mutlaka inovasyon ekliyorlar: İş fikrini oluştururken hepsi yepyeni bir şey yapmaya odaklanıyor. Pazarda olmayan bir ürün veya hizmet geliştirmek veya farklı bir metotla satmak pazara getirmek ortak alışkanlıkları, inovasyon olmadan işin başarıya ulaşamayacağına inanıyorlar, inovasyonsuz risklerinin çok yükseldiğini düşünüyorlar.
3. işin içinde bir inovasyon varsa iş kurmaya odaklanıyorlar: Girişimcilik hamlesini ürettikleri iş fikri piyasada yoksa işi kurma kararı alıyorlar, işin içinde inovasyon varsa, rekabet avantajının kendilerinde olduğuna inanıyorlar. Böylelikle risk almadıklarına kendilerini inandırıyorlar ve daha hızlı iş kurma sürecine kendilerini itmiş oluyorlar.
4. Satışa, pazarlamadan daha fazla önem veriyorlar: ilk reklam ve tanıtımları yapar yapmaz satışın gerçekleşmesini istiyorlar. Pazarlama planlarım vakit kaybı olarak görüyorlar. Hemen ertesi günü satış yapıp para kazanmak istiyorlar. Ciro üretmek ilk hedefleri.
5. Kurumsallaşmayla daha sonra ilgileniyorlar: Kurdukları iş ve piyasaya sürdükleri ürün veya hizmeti satmadan kurumsallaşma ile uğraşmıyorlar. Belli bir ciro ve kar üretene kadar şirketin her şeyiyle kendileri ilgileniyorlar. Kurumsallaşmanın iyi bir ekip kurmaktan geçtiğine inanıyorlar.
6. Markalaşmanm önemine inanıyorlar: Markalaşma olmadan girişimcilikte başarının yakalanamayacağını biliyorlar. Bu yüzden işlerini kurarken bayağı zaman harcayarak ilk yaptıkları işlerden biri amblem ve logo oluşturmak. Bu amblem ve logoları ileride global pazarlarda kurduğu işi temsil edebilecek şekilde hazırlatmak istiyorlar.
7. Franchise vermek, bayi ağı oluşturmak ilk günden itibaren gündemlerinde. Hayal ettikleri iki önemli şey var: Inovatif bir iş fikri ve ardından bu iş fikrini bayiler aracılığıyla tüm ülkeye ve dünyaya yaymak; 7 milyar insana nasıl satarım sorusu hep akıllarında. Bunun için sürekli bu ağı nasıl kuracaklarını düşünüyorlar.
8. Şirketin patronu olmak için saha kenarına geçiyorlar: Şirketin gerçekten patronu olmak için kendi yerlerine profesyonelleri yerleştirip kendilerine yeni işler kurmak için vakit yaratıyorlar. Şirketinin çalışanı değil, lideri olmayı hayal ediyorlar. Bunu da kurdukları iş tek başına tüm iş akışı oturmuş ve kar üretir hale geldikten sonra devreye sokmayı planlıyorlar.
9. Melek yatırımcılığı tercih ediyorlar: Tüm bu aşamalardan m geçtikten sonra birikim ve tecrübelerini, vakti zamanında kendileri gibi yola yeni çıkmış genç girişimcilerle paylaşıyorlar. Bunun için melek yatırımcılığı seçiyorlar. Hem yeni sektörlere girmiş oluyorlar, hem gençlere yol gösteriyorlar hem de girişimcilik becerilerini tazelemiş oluyorlar.
10. Bol bol ekonomi dergisi okuyorlar: işin başından itibaren piyasadaki tüm ekonomi dergi ve gazetelerini takip ediyorlar. Özellikle kendilerine işletmecilik dalında akıl veren sayfaları sadece okumakla kalmayıp kesip saklıyorlar, işletmecilik altyapıları az olduğu için ve günlük iş akışında işletmecilikle ilgili konular karşılarına çokça çıktığı için bu konularda kendilerini sürekli güncelleyip yetiştiriyorlar.
Başarılı girişimcilerin kurdukları şirketle işin başında 24 saat ilgilendiklerini görüyoruz ancak bir müddet sonra bu sürenin içine çeşitli sivil toplum çalışmaları da giriyor. Bir kısmı sosyal ağırlıklı bir kısmı da ekonomi ağırlıklı derneklerde aktif roller alıyorlar. Bunu da başarılı girişimci olmanın doğal süreci içinde yapmaları gereken kaçınılmaz bir görev olarak algılıyorlar… Haftaya görüşmek üzere…
Baybars Altuntaş / Para Dergisi