Besi Çiftliğini OSB’ye Taşıyan Yatırımcılara Cazip Fırsatlar
Hayvancılığa bu yıl 2.5 milyar TL ayıran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerine özel destek veriyor. Hayvancılık sektörüne kalıcı çözüm arayan Bakanlık, besi çiftliğini OSB’ye taşıyan yatırımcılara cazip fırsatlar sunuyor…
HER şey 2007 yılında süt fiyatlarının 35 kuruşa kadar düşmesiyle başladı. Fiyat istikrarsızlığı 1 milyon sağmal ineğin kesime gitmesine neden oldu. Bu da et fiyatlarında geçici bir bahar getirdi. Karkas etin kilosu 10, canlı hayvanınki ise 7 TL’nin altına düştü. Tabii bu yalancı bahar kısa sürdü. Önce süt, ardından süt ürünlerinin fiyatı patladı.
İkinci ralli ette yaşandı. Canlı hayvanın kilosu 14, karkas etinki ise 23 TL’ye yükseldi.
Perakendede 35-40 TL’ye kuşbaşı satıldığı daha dün gibi hafızalarımızda…
İşte bu süreçte büyükbaş hayvan sayısı 12 milyondan 10.9 milyona geriledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, kötü gidişata dur demek için elindeki son koz olan ithalat kartını açtı. Böylece yıllarca aradan sonra ilk kez canlı hayvan ithal edildi. 2011 yılı sonuna kadar 2 milyon büyükbaş hayvanın ithal edildiği tahmin ediliyor. Yapılan müdahalelerle hayvan sayısı 13 milyon sınırını geçti.
İthalat serbestisi sonrasında fiyatlar belirli bir istikrara kavuştu. Karkas etin kilosu 14, canlı hayvanmki ise 10 TL’nin altına düştü. Uzunca bir süre bu seviyelerdeki yerini korudu. Geçtiğimiz yaz aylarında tekrar fiyat artışları gündeme geldiyse de astronomik bir hareket yaşanmadı. Şu sıralar karkas etin kilogram fiyatı 15-17 TL arasında, canlı hayvan fiyatı ise 12 -13 TL aralığında seyrediyor. Uzunca bir dönem 65-85 kuruş aralığında hareket eden süt fiyatları ise ITL’lik psikolojik sınırı aşarak 1.16 TL’ye kadar geldi.
İçeriğe Ait Başlıklar
SEKTÖRE BÜYÜK DESTEK
Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde kişi başına kırmızı et tüketimi 40-45 kilogram civarında. Türkiye’de ise 2007’de sekiz kilo olan bu rakam, 2008’de 6.7, 2009’da 5.7, 2010’da ise 5.5 kiloya düşmüştü. Fiyatlar görece dengeye oturunca, kişi başına kırmızı et tüketimi geçen yıl hafif artışla yeniden 7.5 kiloya yükseldi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın son beş yıldır uyguladığı politikalarla sektörde belli oranda istikrar sağlandığını söylemek mümkün. Ancak taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğinin bakanlık da farkında. Bu nedenle hayvancılık sektörüne özel teşvikler verildi. Bakanlık bütçesinin neredeyse üçte biri hayvancılık sektörüne verilen teşviklere ayrıldı. 2013 yılında 13.3 milyar TL’lik bakanlık bütçesinden sadece hayvancılığa 2.5 milyar TL ayrıldı. 2002 yılında hayvancılığa sadece 83 milyon TL ayrıldığını hatırlatırsak verilen teşviklerin büyüklüğü daha iyi ortaya çıkıyor.
Bakanlık tabi teşviklerle sektörü istikrarlı hale getirirken şimdi de ikinci bir hamle yapıyor. 2004 yılından bu yana pilot olarak uygulanan Tarıma Dayalı ihtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ni (TDIOSB) aktif hale getiriyor. TDÎOSB’ler için çok özel teşvikler ve kredi imkanlarını devreye sokuyor.
MALİYETLERDE DÜŞÜŞ
Türkiye’de 50 baş ve üzeri hayvan barındıran işletme sayısı 24 bine ulaştı, işte yeni yapılanmada şehir içinde kalmış ya da uygun koşullarda olmayan birçok işletme TDIOSB’lerde toplanacak. Bu OSB’lerin ilki 2011 yılında Konya Karatay’da kuruldu. Ardından Diyarbakır, Kelkit Havzası, Burdur, Afyon, Kayseri, Yozgat, Balıkesir, Erzurum ve Kars’ta yenileri gündeme geldi. Organize sanayi bölgelerinin oluşturulmasıyla hayvanlar bir yerde toplanacak, çevre koruma altına alınacak, görüntü kirliliği ortadan kalkmış olacak. Yetiştirici açısından bakıldığında ise, hayvansal üretimin ve sağlık kontrollerinin aynı yerde yapılmasından dolayı maliyet düşecek. Organize bölgelerde yapılan yatırımlar için teşvik ve hibelerde pozitif ayrımcılık yapılacak. Nihayetinde Bakanlık, tarımın geliştirilmesi bakımından OSB’ler aracılığıyla da sektörü yönlendirme imkanına kavuşmuş olacak. Tarıma dayalı OSB’lerin her türlü iş ve işlemleri artık Tarım Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Bu OSB’ler ağırlıklı olarak Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’nde kuruluyor.
DAĞINIK İŞLETMELER KÜMELENECEK
Türkiye’de süt sığırcılığı işletmelerinin yüzde 70’den fazlası 1-4 baş, besi sığırcılığı işletmelerinin ise yüzde 85’den fazlası 10 başın altında hayvana sahip. Seracılık işletmelerinin ise yüzde 37’si 1-3 dekar arası sera büyüklüğüne sahip. Bu hali ile hayvancılık ve seracılık işletmelerinin çoğunluğu küçük aile işletmeleri yapısından öteye geçemiyor. TDİOSB’lerin kurulması, oransal ve sayısal olarak orta ve büyük ölçekli işletmelerin artmasmı sağlayacak. Küçük ölçekli işletmelerde uygulanamayan mekani-zasyon ve modern üretim teknikleri sayesinde kontrollü, kaliteli ve güvenli tarımsal ürünler üretileceğinden rekabet gücü artacak, ürünler değerinden pazarlanacak, ticaret avantajı sağlanacak. Maliyeti artıran üretim girdilerinin toplu olarak, ekonomik ve zamanında temin edilmesi, koruyucu tedbirler sayesinde sağlık giderlerinin azal-tüması sayesinde üretim maliyetleri düşecek ve kârlılık artacak. Kurulacak tesisler ile TDİOSB’lerdeki hayvansal ve bitkisel atıklar çevreye zarar vermeden bertaraf edilecek, biyogaz ve elektrik üretimi sayesinde atıklar ekonomiye kazandırılacak. Kümelenme sayesinde, problemleri anlama ve çözmede yetiştiriciler arasında işbirliği sağlanacak, rekabet gücü artacak ve hayvancılık politikalarının belirlenmesinde çiftçiler etkili hale gelecek. Yatırımcılar/Müteşebbisler için yeni Ratırım fırsatları, yöre insanı için istihdam sahaları yaratılmış olacak.
İLK AMASYA VE DİYARBAKIR’DA
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, TDt OSB’lerin ilki 2004 yılında Amasya Suluova’da (Besi) ve 2006 yılında Diyarbakır’da (Besi) açıldı. Daha sonra Kars (Besi), An-kara-Çubuk (Besi), Eskişehir-Beylikova (Besi), Gaziantep-Oğuzeli (Besi), Yalova-Çiftlikköy (İç ve Dış Mekan Süs Bitkileri), Şanlıurfa (Besi), Denizli Sarayköy (Sera) ve Karaman (Süt) TDİOSB’leri ile sayı 10’a ulaştı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları’nm verdiği bilgiye göre, Bakanlığa Ardahan-Göle (Besi-Süt), Sivas-Şarkışla (Besi), Afyonkarahisar-Çayırbağ (Sera), Afyonkara-hisar-Bolvadin (Besi-Süt), Aydın-Sultanhi-sar (Sera), Kütahya-Çavdarhisar (Süt), Kü-tahya-Kırgıllı (Besi-Süt) TDİOSB’le-rinin kuruluşu ile ilgili başvurular yapıldı, başvuru dosyaları ve projeler inceleniyor. Mir-mahmutoğulları, bu bölgelerdeki OSB’lerin de önümüzdeki dönemlerde açılacağı müjdesini veriyor. Mirmahmutoğulları, öncelikli olarak illerdeki mevcut tarım işletmelerinin kurulacak TDİOSB’lerine taşınmasının amaçlandığmı söylüyor. Mirmahmu-toğulları, TDİOSB’lerin ağırlıklı olarak besicilere hitap ettiğini belirterek, “TDİ-OSB’lerde hayvansal üretim için ağırlıklı olarak besi ve süt sığırcılığı planlanıyor. Alternatif hayvansal ve bitkisel üretim modelleri üzerinde de çalışmalar devam ediyor” diyor.
TDİOSB’lerine taşınacak yatırımcılara, yatırım tutarı, istihdam, ihracat ve ileri teknoloji uygulaması gibi kriterler dikkate alınarak tahsis yapılıyor. TDİOSB’lerindeki işletme sayıları, projenin konusuna, kurulacak alanın büyüklüğüne ve ildeki kapasiteye göre değişiyor. 188 hektar alanda kurulan Diyarbakır TDlOSB’de 103 adet besi işletmesi varken, 255 hektar alana kurulan Anka-ra-Çubuk TDlOSB’de 99, 855 hektara kurulan Şanlıurfa TDlOSB’de 532, 143 hektar alana kurulan Eskişehir-Beylikova TDlOSB’de 92, 90 hektar alana kurulan Amasya-Suluo-va TDlOSB’de 67 besi işletmesi yer alıyor. 72 hektar alana kurulan Denizli-Sarayköy TDlOSB’de ise 69 sera işletmesi var.
OSB’YE GİDİN, TEŞVİK ALIN
TDİ OSB’lerde yatırım yapan besici ve seracılar bölgesel teşviklerden yararlanacak. OSB’lerde faaliyet gösteren/gösterecek yatırımcılar arazi alımlarında KDV muafiyeti, tesisin inşasından itibaren beş yıl süre ile emlak vergisi muafiyeti, parsellerin tevhid/ifraz işlemlerinde vergi muafiyeti, tesis inşası ve işletiminde yerel yönetimler vergisi muafiyeti, katı atık vergisi muafiyeti, su, doğal gaz ve iletişim giderlerinin düşüklüğü gibi avantajlara sahip. Yine 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun Geçici 9’uncu maddesi kapsamında, OSB’deki parsellerin yatırımcılara tamamen ve kısmen bedelsiz tahsisi yapılıyor. Ayrıca 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümleri gereği, yer seçiminin Hazine veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazilerden yapılması halinde bu araziler kalkınmada öncelikli illerdeki OSB’lere bedelsiz devredilebilmekte, OSB tüzel kişiliğine her türlü vergi, resim ve harçtan muafiyet sağlanmakta. Su arada atık su arıtma tesisi işleten OSB’lerden belediyelerce atık su bedeli alınmıyor. OSB’lere tanınan muafiyetlerden ve teşviklerden TDIOSB’ler de aynı şekilde yararlanıyor. Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’m 18’inci maddesi hükmüne göre, OSB’lerde gerçekleştirilecek büyük ölçekli yatırımlar veya bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında teşvik belgesi düzenlenen yatırımlar, vergi indirimi.ve sigorta primi işveren hissesi desteğinden, bulundukları bölgenin bir alt bölgesine sağlanan oranda ve sürelerde yararlanabiliyor.
KREDİ KOŞULLARI
Bakanlık tarafından Tarıma Dayalı ihtisas Organize Sanayi Bölgelerine, arsa, kamulaştırma, etüt-proje, genel idare ve altyapı giderleri için kredi desteği sağlanıyor. Bakanlığın yatırım programında yer alan TDIOSB’lere kullandırılacak kredilerin faiz ve vade oranları, kalkınmada öncelikli illerde faiz oram yüzde 1, beş yılı ödemesiz toplam 15 yıl. Normal illerde, faiz oranı yüzde 2, 3 yılı ödemesiz toplam 13 yıl. Gelişmiş illerde ise faiz oranı yüzde 3, iki yılı ödemesiz toplam 11 yıl olarak saptanmış.
STK’LAR DESTEKLİYOR
TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Başkanı Şemsi Bayraktar, tarıma dayalı OSB’lerin hayvancılık sektörü için birçok faydasının olacağını söylüyor. Öncelikle küçük işletmelerin bir araya toplanarak dağınıklığın önüne geçileceğini, ekonomik ölçeklere ulaşacağını söyleyen Bayraktar şu değerlendirmeyi yapıyor: “Türkiye’de tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin (OSB) kurulması yıllardır tartışılmış ve bunun ülke bitkisel ve hayvansal işletme ölçeklerinin küçüklüğü, dağınıklığı, kaba yem üretiminin yetersizliği gibi sorunları çözeceği söylenmiştir. Bunların, bilimsel besleme ve bakım şartlarının iyileştirilmesi, kaliteli ve güvenli gıda arzının sağlanması, hayvan hastalıklarının ve bunlardan meydana gelen üretim kayıplarının yaşanmaması, hayvanların ve işletmelerin kayıt altına alınması, hayvan kaçakçılığının önlenmesi, düşük maliyetli üretim yapılması, üretilen ürünlerin kolay ve eder fiyata pazarlanması, tarım-sanayi entegrasyonunun oluşturulması gibi avantajlar sağlayacağı kaydedilmiştir. Bütün bu gerekçelerle birçok kesim tarafından tarıma dayalı ihtisas OSB kurulması desteklenmiştir. Hayvanların toplu bir yerde olması bakımından, hayvan sağlığı hizmetlerinin kolaylaşması ve hayvan hastalıklarının kontrol altına alınması açısından OSB’lerin faydalı bir yapı olacağı aşikar, işletmelerin girdi maliyetleri düşecek, pazarlama imkanları artacak. İşletmeler kayıt altına alınacak ve denetimleri kolaylaşacak. Kısaca bu projenin başarısı sektöre yarayacak.
Birlik olarak bu bölgelere yatırım yapılmasını desteklediklerim söyleyen Bayraktar, bu yapılardaki risklerin de unutulmaması gerektiğini vurguluyor. Bayraktar, özellikle besi ve süt ile ilgili olan tarıma dayalı ihtisas OSB’lerde hayvan hastalıklarının kolay yayılma riski, ortaya çıkacak hayvan gübrelerinin günlük bertaraf edilmesinde yaşanacak sıkıntıların öngörülmesi gerektiğini söylüyor, işletme karlılıklarının korunabilmesi ve sürdürülebilir olması için yem ihtiyacım karşılayabilecek miktarda yetiştiricilik imkânının olup olmaması gibi durumların önemli olduğunu söyleyen Bayraktar, bu tür OSB’lerin faaliyete geçtikten sonra uygulamaya bakılarak eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini ifade ediyor, işletmelerin giderek daha verimli hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Bayraktar, uygulamanın başarısına göre tarıma dayalı ihtisas OSB’lerinin yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor.
TDtOSB’ler ile ilgili yeni yapılanma süt sanayicilerini de memnun ediyor. ASÜD (Ambalajlı Süt Sanayicileri Derneği) Başkanı Harun Çallı, yeni yapılanma ile hem süt kalitesinin hem de süt arzının daha istikrarlı bir hale geleceğini söylüyor. Çallı, yeni yapılanmanın sanayicinin de isteği olduğunu belirterek, şunları söylüyor: “Türkiye’de besicilik küçük aile işletmesi şeklinde yapılıyor. Genelde ailelerde üç beş inek var, oysa Avrupa’da aile işletmelerinde en az 50 inek bulunur, işletme gibi hareket ederler. Bizde ise besicilik yan gelir gibi yapılıyor. Organize, sağlıklı, kaliteli süt üretimi için bu yapılanmayı destekliyoruz. Devletin destek vermesini de sanayiciler adına memnuniyetle karşılıyoruz.”
Tarım OSB destekleri
■ Yatırımcılara arazi alımlarında KDV muafiyeti
■ Tesisin inşasından itibaren beş yıl süre ile emlak vergisi muafiyeti
■ Parsellerin tevhid/ifraz işlemlerinde vergi muafiyeti
■ Tesis inşası ve işletiminde yerel yönetimler vergisi muafiyetimi?
■ Katı atık vergisi muafiyeti
■ Su, doğalgaz ve iletişim giderlerinde özel muafiyetler
■ Yatırımcılara tamamen ve kısmen bedelsiz arsa tahsis
■ Vergi ve SSK primi indirimi
■ TDİOSB’lere yapılacak yatırımlarda beş yıl ödemesiz cazip kredi imkanları
Hüseyin VELİOĞLU / Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Sekreteri
Maliyetler düşecek, verimlilik artacak
Son dönemde giderek gelişen ve büyüyen yerleşim merkezlerinin hayvancılık işletmeleri ile iç içe geçer hale gelmesi hem insan hem de hayvan sağlığı açısından tehditler oluşturuyor.
Hayvansal atıkların yönetilememesi de genel sağlık koşulları açısından çevre kirliliğine neden olarak büyük tehdit meydana getiriyor.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Hayvancılık Bölgelerinin kurulması, dağınık vaziyette ve yerleşim merkezlerinin içinde kalan hayvancılık işletmelerinin bir alanda toplanmasının ötesinde, sağlık açısından da riskleri en aza indiriyor.
Ayrıca hayvan klinikleri, yem fabrikaları, süt toplama ve işleme tesisleri ile mezbaha ve et entegre tesisleri bir arada planlanarak, temel girdi ve hizmetlerin en ekonomik şartlarda yetiştiricilere sağlanması mümkün hale geliyor. Kapasitelerinin giderek artması ile gübre idaresinde zorlanmakta olan orta ölçekli işletmelerin, biogaz ve benzeri tesisler ile gübrelerin enerjiye dönüştürülmesi konusunda teknolojilerden yararlanması ve atık yönetimindeki maliyetlerden kurtulması sağlanıyor. Biogaz tesislerinden arta kalan malzemelerin ise hayvancılık tesisleri için olmazsa olmazı olan kaba yem üretiminde gübre olarak kullanılması, et ve süt üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 75 ini oluşturan yem maliyetlerinde büyük bir avantaj sağlıyor. Bu OSB’lerde yatırım yapmanın birçok avantajı olduğu ortada. En önemlisi de işletmelerin verimli bir yapıya kavuşacak olması. Tarım ve hayvancılık teşvikleri ile ilgili haberler vermeye devam edeceğiz.
İdriz Çokal