Bilanço okumanın püf noktalarını inceleyin
Borsa şirketlerinin 2014 yılı dokuz aylık bilançoları bu ay açıklanmaya başlayacak. Hisse senedi pozisyonu almak isteyenlere şirketlerin mali tablolarını dikkatle incelemelerini öneren analistler, sadece kâr ve zarara bakmanın yetersiz olduğu konusunda hemfikir…
GEÇEN hafta borsada başlayan yükseliş ve önümüzdeki dönemde 84 bin 500 ile 85 binlerin öngörülmesi olasılığı hisse değişimi ya da yeni pozisyon açmak isteyenler için cazip fırsatlar yaratıyor. 2014 yılı üçüncü çeyreğine yönelik bilançoların Borsa İstanbul’a (BIST) açıklanmasına çok kısa bir süre kala, piyasada en önemli gündem maddelerinden biri de yeni açıklanacak bilançolar.
Analistler, borsada alınacak yeni pozisyonların ve hisse değişimlerinin gelen bilanço verileri ışığında belirlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Diğer bir deyişle borsa ile ilgilenen herkesin bilançolarla ilgili bilgilenmesi ve bunların nasıl okunacağını öğrenerek bir değerlendirme yapması gerekiyor. ~
Hisse senetleri Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin çoğunluğu 2014 yılının dokuz ayına ilişkin bilançolarını, 19 Kasım tarihine kadar bor-saya bildirmek durumunda. Bu kapsamda konsolide olmayan bankalar ve konsolide sigorta şirketleri 10 Kasım, konsolide olan bankalar 19 Kasım tarihine kadar bilançolarını BIST’e gönderecekler. Sigorta şirketleri içinse son tarih 30 Ekim.
Peki bu bilançoları yatırımcılar nasıl okumalı? Yüksek karlılık ya da ciro artışı yeterli mi? Yatırımcılar hangi rasyolara bakmalı?
Borsa uzmanlarına göre, yatırımcılar, bilançolarda tek başına kar ya da zarar rakamına değil bütün rasyolara bakmalı ve böyle bir değerlendirme yapmalı. Bakılması gereken en önemli rasyolar ise analistlere göre, şirketin kar, satış ve FAVÖK (finansman giderleri, amortisman giderleri ve vergi öncesi kar) rakamları olarak belirtiliyor. Bilanço analizinde bazı kalemlerin sektörler bazında farklı ağırlıkları olabileceğine dikkat çeken analistler, bu süreçte şirket verilerine daha dikkatli bakılmasını öneriyor. Kapak haberimizde belirttiğimiz gibi borsada yükseliş trendine yönelik beklentiler artmış görünüyor. Bu nedenle borsada hisse seçmek isteyenler için bilanço okumanın püf noktalarını ve uzmanların bakılmasını önerdiği rasyoları belirtmek istedik.
“DİP NOTLARA DA BAKILMALI”
Bilançolarda dipnotların da önemli olduğunu hatırlatan analistler, bu kapsamda şirketlerin yabancı para açık pozisyonunun da takip edilmesini öneriyor. Bilançoları okurken şirketlerin toplam satışı ile ihracat ve iç pazar dağılımına da bakılması gerektiğini kaydeden analistlere göre, bu veriler aracılığı ile şirketin içeride ve yurtdışın-daki büyüme potansiyeli görülebilir. Yatırımcılar da bunlara bakarak büyüme potansiyeli dengeli şirketleri belirleyebilir.
Öte yandan hisse senedi seçiminde yatırımcılara bilançoyla ilgili olmasa bile düzenli temettü veren şirketleri izlemeleri de öneriliyor. Hatta bazı analistlere göre, bu şirketlere öncelik verilmeli. Çünkü analistlere göre, düzenli temettü veren şirketler diğerlerine göre daha sağlıklı yapıya ve kuvvetli nakit akışına sahip oluyor. Öte yandan analistler şirketlerde kârın kaynağı ile ciro artışının irdelenmesi konusunda da hemfikir. Ciro artışını incelerken şirketin satışlarında herhangi bir sorun yaşayıp yaşamadığını görmek için geçmiş yıl verileriyle kıyaslama yapılması tavsiye ediliyor. Ciro artışı, şirketin devamlılığı ve faaliyetlerinin sürekliliği açısından önemli bir veri olarak kabul ediliyor.
Yine analistlere göre, bir şirketin faaliyet karındaki artış da aynı gerekçelerle izlenmeli. Faaliyet karında da önceliğin şirketin esas faaliyetlerinden kar elde edip etmediğine verilmesi ve geçmişle karşılaştırılması öneriliyor.
“FAVÖK, NET DÖNEM KÂRI İLE KARŞILAŞTIRILMALI”
Bilançolarda incelenen en önemli kalemlerin FAVÖK ve net dönem karı olduğunu söyleyen întegral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Beste Naz Süllü, “Ancak bu ikisinin karşılaştırmasını geçen yıl-sonu yüzde 4.3 büyüme yakaladığımız son çeyrek karıyla beraber yapıyoruz. Buradaki amaç, ülkede büyüme yaşandığı ve büyümenin yavaşladığı döneme göre, şirket karlılığının ne kadarını koruyabildiğini belirlemek” diyor.
Bilançonun statik analizinde aktiflerdeki ve yükümlülük başlıklarındaki büyümelere dikkat edilmesini öneren Süllü, şirketin ekonomik ve finansal yapısını gösteren aktif ve pasifler kaleminde kaldıraç oranının oldukça önemli olduğunu söylüyor. Kısa ve uzun vadeli yükümlülükler toplamının aktiflere göre oranının şirketin risk-liliğini gösterdiğini kaydeden Süllü, gelir tablosunda ise satış karlılığının ele alınması gerektiğini belirtiyor.
“RAPORLAR TAKİP EDİLMELİ”
Gedik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Emin Tay ise, şirketlerin finansal tabloları açıklanmadan önce yüksek kar açıklayacağı beklentisiyle bazı şirket hisseleri-borsada diğerlerinden pozitif yönde ayrıştığını hatırlatıyor. Ancak sadece net kar beklentisiyle hisselere yatırım yapmanın yanıltıcı olabileceğini söyleyen Tay’a göre, daha sağlıklı kararlar alabilmek adına net karın yanı sıra şirketlerin satış gelirleri, esas faaliyet veya FAVÖK karı gibi kalemleri de incelenmeli.
Ayrıca dokuz aylık kümüle sonuçlarla beraber çeyreklik bazda açıklanan sonuçların da dikkate alınmasını öneren Emin Tay, “Öz varlık karlılığını artıran, net kar veya FAVÖK marjında istikrarı koruyan şirketler, orta-uzun vadede yatırımcıların ilgisinde kalmaya devam eder. Ancak çoğu zaman söz konusu kriterler bile faaliyet sonuçlarını açıklamak için yeterli olmaz. Dolayısıyla aracı kuramların araştırma birimleri tarafından yayınlanan kapsamlı araştırma raporları da incelenmeli” diyor.
“ÖZ SERMAYE YÜKSEK OLMALI”
ALB Menkul Değerler Araştır ma Müdürü Yeliz Karabulut’a göre de yatırımcılar açıklanan gelir tablosu ve bilançolarda net karm, satış geliri ve esas faaliyet karı ile beraber artmasına dikkat etmeli.
Net karın esas faaliyet karı ve satış geliri ile beraber artmasının, şirkette görülen kar ar tışının güvenilir olduğunu ve de vamlılığını gösterdiğini belirten Karabulut, “Zira satış gelirinde artış olmadan net karda artış olması, bir kerelik gelirden kaynaklanabilir. Bu da güvenilir değildir. Ayrıca bilançoda açıklanan dönen ve duran varlıklar, kısa ve uzun vadeli borçlarla karşılaştırılmalı. Şirketin net borç rakamı kontrol edilmeli. Mali ve likit durumunda sorun olan bir şirket, net karını artırsa dahi riskli kabul edilebilir. Bu da fiyatlama açısından negatiftir. Şirketin mali oranlarının yanı sıra net döviz pozisyonu kontrol edilmeli. Döviz yükümlülüğü yüksek olan şirketler, piyasalarda dalgalanma olduğu dönemlerde olumsuz etkilenir. Bunlarla beraber şirketin öz kaynağı kesinlikle ödenmiş sermayesinden yüksek olmalıdır” diyor.
Karabulut’a göre, bilanço ve gelir tablosunda, satış geliri, esas faaliyet karı, net karın beraber yükselmesi, net borç pozisyonun yüksek olmaması, öz kaynağın ödenmiş sermayeden yüksek olması da diğer önemli kriterler.
Ayrıca uzun vadeli eğilimlere bakıldığında öz sermaye büyüme oranının yüzde 15 üzerinde olmasının yatırımcı açısından olumlu olduğunu kaydeden Karabulut, “Ancak öz sermaye büyümesinin fiyatlan-mış olabileceği de gözden kaçmamalı. Çünkü Borsa İstanbul’da öz sermaye büyüme oranı oldukça güçlü, ancak emsallerine göre oldukça pahalı hisseler de var” diyor.
Analizde kullanılan veriler
■ Aktif kârlılık: Bu veri, şirketin yaptığı yatırımın karlılığını, diğer bir deyişle aktif değerlerin ne ölçüde verimli kullanıldığını gösterir. Aktif karlılığındaki artış, şirketin kaynaklarını etkin bir şekilde kullandığının göstergesidir.
■ Net kar maıjı: Bu marj, şirketin net karının net satışı içerisindeki payını belirtir. Şirketin satışlarının kara yansıma payını gösteren bu oranın yüksek çıkması ve geçmiş dönemlere göre artış eğilimi göstermesi, şirketin verimli çalıştığını gösterir.
■ FAVÖK: Açılımı finansman giderleri, amortisman giderleri ve vergi öncesi kar olan bu verinin artıda olması, analistler için en önemli kriterlerdendir.
Çünkü şirketin gerçekten esas faaliyetinden kar edip edemediği ve ekonomideki toparlanmaya katılıp katılamadığı bu veriyle anlaşılır.
■ Esas faaliyet dışı finansal gelirler: Esas faaliyetler dışında finansal araçlardan kaynaklanan faiz, kur farkı, alım-satım kar/zararı, değer artışı, temettü gibi finansal gelir ve giderler bu kalemlerde gösterilir.
■ Satış karlılığı: Sanayi şirketleri için satış gelirleri, bankalar için net faiz geliri, sigorta şirketleri içinse ‘genel teknik bölüm dengesi’ esas alınır. Elde edilen karın brüt ya da net satışlar içindeki oranını gösterir.
■ Cari oran: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara oranını verir. Dönen varlıklar/kısa vadeli borçlar, şirketin kısa süreli borçlarını ödeyebilme gücünü ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını gösterir.