Birleşik Krallık, ağır vasıta sürücü ihtiyacı nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor

BİR zamanlar, “üzerinde güneş batmayan” ülke olarak anılıyordu. Afrika, Asya, Kuzey/Güney Amerika, Avrupa ve hatta Pasifik’te 54 kolonisi vardı. Ayıp olmasın diye “koloni”, “sömürge” veya “dominyon” değil, “İngiliz Milletler Topluluğu” üyeleri (Common-wealth Realms) deniyordu (16’sı günümüzde hala Britanya Kraliyet Ailesi yönetiminde).

Bugün vatandaşının sofrasına tavuk çorbası götüremiyor, aracının deposuna benzin koyamıyor. Birleşik Krallık, dünyanın beşinci büyük ekonomisi.

Sebebi, Ingilizlerin HGV (Heavy Goods Vehicle – Ağır Yük Aracı) veya LGV (Lar-ge Goods Vehicle – Geniş Yük Aracı) dediği akaryakıt tankerlerine ve brüt ağırlığı 3.5 tonun üzerindeki kamyonlara sürücü bulunamaması. Afrika’dan Ortadoğu’dan, Asya’dan gelen göçmenlerin akınına uğrayan Ingiltere, sert tedbirler uygulamaya başladı ve ülkede çalışma izni olan göçmenlerin izinlerini de uzatmadı. Ülkelerine dönmek zorunda olan göçmenler, arkalarında büyük bir iş boşluğu bıraktılar. Beş bin kadar yabancı kökenli ağır vasıta sürücüsüne ve beş bin 500’den fazla tavuk çiftliği işçisine, alelacele geçici çalışma izinleri çıkarmak da soruna çare olmaktan uzak kaldı. Ingiliz yayın kuruluşu BBC, ülkenin 100 binden fazla sürücüye ihtiyacı bulunduğunu vurguluyor. Pandemi öncesinde bile İngiltere’nin ağır vasıta sürücü açığının 60 bin olduğunu hatırlatan BBC, pandemi sırasında pek çok şirketin iş hacmini azalttığı veya kapandığı bir ortamda, eski çalışanlarını tekrar istihdam edemediğini de duyurdu.

Avrupa’da 200 binden fazla nakliye şirketinin üye olduğu Avrupa Karayolu Nakliyecileri Birliği’nin başkanı Marco Digioia, sadece Ingiltere’de değil, bütün Avrupa’da sürücü sıkıntısı baş gösterdiğini, bu nedenle Ingiltere’ye konuyla ilgili yardım etmenin pek mümkün görünmediğini söylüyor.

AMBULANSLARA BİLE YAKIT ÖNCELİĞİ YOK

Ambulanslara ve sağlık çalışanlarının araçlarına bile yakıt almada öncelik tanınmadığı ülkede, marketlere yapılan her beş sevkiyattan biri hedefine ulaşamıyor. “Avrupa Birliği’nden ayrılalım” oyu kullanan Ingilizlerin yüzde 52’si bile krizin sebebi olarak, AB’den ayrılışı (Brexit’i) gösteriyor. Oysa kazın ayağı öyle değil. The Guardian gazetesine göre Avrupa Birliği’nin ağır vasıta sürücüleri, İngiliz meslektaşlarından çok daha fazla ücret alıyor. Ayrıca AB’nin yasal düzenlemeleri sayesinde Avrupa nakliye firmaları, hükümetlerinden milyarlarca Euro destek görüyor, park olanaklarının ve hafifletilmiş sınır geçiş formalitelerinin keyfini sürüyor. Avrupalı sürücüler, neden Ingiltere’ye gitsinler ki.

Daily Mail gazetesi ise Almanya’da 45-60 bin, Fransa’da 43 bin, İtalya’da 15 bin olmak üzere diğer ülkelerle birlikte Avrupa’da toplam 400 bin ağır vasıta sürücüsü eksiği olduğunu yazdı. Başta Çin olmak üzere Uzakdoğu’nun pek çok ülkesinde limanların kapandığını, bu yüzden tedarik zincirinde aksamalar olduğuna dikkat çekti ve AB üyesi ülkelerde çok fazla aksama olmamasının, AB bünyesinde olmalarına bağladı.

SÜRÜCÜ BAŞVURULARI GERİ ÇEVRİLİYOR

Gazete yorumlarına şöyle devam etti: “Bu durum, turizmden eğitime her alanda Ingiltere’yi olumsuz etkiliyor. Yabancı turist, Covidl9’un tam olarak kontrol altına alınamamasından, karantina uygulamasından ve uygulamalardaki belirsizlikten dolayı adaya gelmiyor. Yerli turist de ülke dışında tatil yapmaya korkuyor. Okullar bile sıcak olarak yenebilecek besin maddelerini yeteri kadar stoklama konusunda teşvik ediliyor. Perakendeciler, fiyatları mümkün olduğu kadar aşağıda tutmak için çabalıyor. Dağıtım kamyonlarına sürücü yetiştirilmesi için bedava eğitim merkezleri kuruluyor. Çünkü iş çevrelerinin, Avrupa’dan sürücü getirtmek için yaptığı bütün resmi başvuruları hükümet geri çeviriyor.”

Ingiltere’deki sıkıntılı dönemi en iyi anlatan, daha doğrusu hicveden gazete, Daily Telegraph oldu. Karikatürist Pat-rick Blower’ın çizgisinde James Bond filmlerinden bir sahne resmediliyor. Mr Q (Levazım subayı anlamına gelen Ouartermaster’dan kısaltma) her zamanki gibi Bond’un yeni görevinde kullanacağı silahları tanıtıyor. Elinde yeşil bir bidon var. 007 plakalı, DB5 modeli Aston Martin arabasının yanında duran Bond soruyor: “Nedir bu Mr Q? Gizli bir bomba mı? Görünmezlik boyası mı? Portatif jetski mi?” Mr Q’nün yanıtı kısa: “Çok daha iyisi James. Benzin.”

Birleşik Krallık hakkında

• Biz kısaca İngiltere der geçeriz. Ama doğrusu İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’tır. İngiltere, bu krallığın bir parçasıdır. Büyük Britanya da denir. Krallık, siyasi bir bütünlüğü, Britanya coğrafi bir bütünlüğü temsil eder.

• Birleşik Krallık bayrağı da ilginç bir tarihe sahiptir. Bayrak, üç krallığın bayrağının sentezidir. Dördüncü krallık olan Galler, birliğe sonradan katıldığı ve bayrak üzerinde canavar motifi olduğu için Birleşik Krallık bayrağında yerini alamamıştır. Birleşik Krallık bayrağına “Union Jack” (Birlik Sancağı] da denir (Gemilerin ya da büyük yelkenlilerin en yüksek direği olan Grandi Direği’ne çekilen sancak, denizcilikte ‘jack” olarak adlandırılmaktadır).

• İngiltere deyince akla çay gelir. Ülkede bin 500 farklı çay çeşidi satılır. Her gün 165 milyon fincan çay içilir. Bu rakam, nüfusun (65 milyon] 2.5 katından da fazladır.

• Dünyanın en eski anıtı, Londra’nın 145 km batısında bulunan Stonehenge’dir. Bilim insanları, bu dairesel taş anıtın MÖ 3000-MÖ 2000 arasında yapıldığına inanmaktadır. Mısır piramitlerinden bile eskidir. İşin ilginç yanı, her biri 25 ton civarında olan bu taşların 32 km uzaktan getirilmiş olmasıdır.

• Dünyanın ilk posta pulu, İngiltere’de kullanılmıştır. 1840 yılının mayıs ayında piyasaya sunulan pullarda, Kraliçe Victoria resmedilmiştir.

• Golfün Amerikan icadı olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa golf ilk kez, 1457’de İskoçya’da oynanmıştır. O kadar sevilmiştir ki, bazı yıllarda ordunun askeri eğitimini aksattığı gerekçesiyle yasaklanmıştır.

• Dünyanın en kısa savaşı rekoru da İngilizlere aittir. Birleşik Krallık ve Zanzibar Sultanlığı arasında 1896 ağustos’unda patlak veren savaş, sadece 38 dakika sürmüştür (Bu Afrika devletinin toprakları, 1964’ten sonra Kenya ve Tanzanya arasında bölüştürüldü],

• Oxford, sadece Birleşik Krallığın değil, dünyanın da en eski eğitim kurumudur. 1877 yılına kadar öğretmenlerine evlenme izni verilmemiştir.

• Britanya pasaportları “Kraliçe” adına çıkarılır. Dolayısıyla Kraliçe’nin pasaportu olmaz. O, dünyanın her yerine (ki 100’den fazla ülke ziyaret etmiştir] pasaportsuz girebilir.

• Başkent Londra’da 300’den fazla dil konuşulur. Yabancıların İngilizce konuşmaya ihtiyacı yoktur. Onlar kendi dillerini konuşan birilerini mutlaka bulup sorunlarını çözerler. İngiliz dilinde bile ülkenin herhangi birkaç kilometre ötesinde farklı bir şive duyulabilir.

• ABD, Hindistan, Pakistan, N[jerya ve Filipinler’de, Birleşik Krallık’tan çok daha fazla sayıda İngilizce konuşan nüfus vardır.

• Londra’da çöp kutusu bulmak için çok dolaşmanız gerekir. Çoğu, terör saldırıları nedeniyle kaldırılmıştır.

• Dünyanın en işlek havalimanı, Heathrow’dur. Pandemi öncesi her yıl 80 milyondan fazla yolcu, bu limandan geçmiştir. Son iki yılda yolcu sayısında keskin bir düşüş görülmüştür.

• İngiltere’nin en sevilen yiyeceği, sosistir. 470 farklı tarifi mevcuttur. MS 400 yılından kalma tarifler bile vardır.

• Galler ve İngiltere arasında kalan East Sussex kasabası, 1977 yılına kadar (diğer adalılar dahil] yabancılardan giriş için vize istemiştir.

• İlk trafik cezası, 1896’da İngiltere’de kesilmiştir. Hız sınırının 2 mil olduğu bir yolda 8 mille giden bir araç, kendisini bisikletle takip eden polis memuru tarafından yakalanmıştır. İki mil hız sınırı, yaya yürüyüş hızından bile yavaştı.

• Kuğu, adada en sevilen, en çok değer verilen hayvandır. Öldürülmesi ya da avlanması yasaktır. Cezası beş bin sterlin veya altı ay hapistir.

• Ülkede intihar etmenin yasak olduğuna dair bir yasa vardı. Biri intihar etmeye teşebbüs ettiğinde yakalanırsa önce hapsedilir sonra idam edilirdi.

• Birmingham, Birleşik Krallığın Londra’dan sonra ikinci büyük kentidir. Ama bütün dünyada 30’dan fazla Birmingham adlı kent bulabilirsiniz.

ALEV RIGEL