Bitmeyen oyun Yunanistan
Yunanistan sorunu hala devam ediyor. Geçen hafta çözülecekti, olmadı. Bu haftaya bırakıldı. Görüşmelerde Almanya Maliye Bakanı “Oyun bitti” dese de oyun halen devam ediyor….
YUNANİSTAN krizi 2009 yılında patlak verdi. Aslında daha öncesi de vardı ama hükümet rakamlar üzerinde oynama yapmıştı. Yunanistan Avrupa Birliği kriterlerine uymayan bir ülke. Daha çok hatır gönül için AB’ye kabul edilmiş gibi duruyor. 2009 yılında genel seçimler sonrası yeni hükümet kuruldu. İlk iş olarak açıklanan aı fjm ekonomik rakamların gerçeği yansıtmadığını duyurdu. Tabi piyasalar alt üst oldu. Avrupa Yunanistan’ın borcunun bu kadar derin olduğunu bilmiyordu. Bütçe açığı büyümüştü. Kamu harcamaları inanılmaz düzeye ulaşmıştı. GSYH’nm yüzde 13’ü oranında bütçe açığı ve kamu borç stoku GSYİH oranı yüzde 113 düzeyindeydi. Karşılaştırmak gerekirse bütçe açığı AB kriterlerine göre yüzde 3 olabilirdi. Yani Yunanistan 4 kat fazla açık vermiş ve bunu rakamlarla oynayarak saklamıştı. Kamu borç stoku da yüzde 60 olabilirdi. İki kriter de tutmuyordu. Rakamlar öğrenilince AB harekete geçti ve hemen kemer sıkılması gerektiği vurgulandı.
Yunanistan’ın durumunu anlayabilmek için birkaç örnek verelim. En büyük gelirlerinden biri turizm. Memurlarına işine vaktinde geldi diye ikramiye veren bir ülke hayal edin. Kısacası çalışmayı sevmiyorlar. Bankalar öğlene kadar açık. İşte o ülke Yunanistan. Hatta kriz ilk patlak verdiğinde memur maaşlarına iki kat zam yapıldı.Tabi bu duruma AB “dur” dedi. Hemen kemer sıkma programları uygulanmaya başlandı. Emekli yaşı yükseltildi. Maaşlarda indirime gidildi. Sigorta primleri artırıldı. Vergiler yükseltildi. Akaryakıta yüksek zamlar yapıldı. Doğal olarak bunlar Yunan halkının işine gelmedi. Çünkü kriz o kadar derinleşmişti ki halk zaten iş bulamıyordu. İşsizlik oranı yükselmişti. Maaşlar da düşürülünce sosyal patlama noktasına gelindi. İç karışıklık başladı. Reformların bazıları yerine getirildi, bazıları ise es geçildi. Ancak gelinen nokta yine aynı. Değişen bir şey yok.
EURO’DAN ÇIKABİLİR
Gelinen noktada Yunanistan’da hükümet değişti. Syrza hükümeti ise büyük vaatlerle iş başına geldi. Halk krizin dış güçler tarafından çıkarıldığına inanıyor. Kreditörlerin krizi desteklediğini düşünüyorlar. Bu yüzden de hiçbir reformu yerine getirmek istemiyorlar. Her harcama kalemine tedbir koyuldu. Emekli maaşlarının düşürülmesi, vergilerin neredeyse iki katına çıkarılması, KDV’nin yeniden düzenlenip artırılması ve memur maaşlarının düzenlenmesi. Bu durum Syrza hükümetini seçmenlerine karşı zor durumda bırakacak olsa da görüşmelerde taviz vermemek için çaba sarf etse de içinde bulunduğu durum tam bir çıkmaz. Bu hafta anlaşma sağlansa bile gelecek ay yine ödemesi var Yunanistan’ın. Ancak halen parası yok. Eğer anlaşmazsa muhtemelen iflas edecek. Bu durumda euro’dan çıkacak. Tam bir finansal kargaşa hakim olacak. AB dağılma sinyalleri bile verebilir. Çünkü burada ana mesele Yunanistan değil. Yunanistan’ın borçlarını ödememesi durumunda aynı durumda olan İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkeler de aynı sürece girebilir. Neden ödesinler ki?
Yunanistan krizinden çıkmak için diğer bir çözüm de para biriminin değerinin düşürülmesi. Çünkü ticaret açığı yüksek ülkelerde para biriminin değerinin düşürülmesi ile bu açık azaltılabilir. Ancak euro kullandığı için bunu yapamıyor. Birlikten çıkması Yunanistan için faydalı bile olabilir. Ancak bunun maliyeti Almanya ve Fransa’ya 165 milyar euro olabilir.
Bu hafta 30 Haziran’da 1.5 milyar euro ödeme yapılması gerekiyor. Eğer Yunanistan anlaşmazsa iflas etmiş olacak. Ya da anlaşıp tüm küresel ekonomiyi yeni bir krizden kurtaracak. Bu yüzden mümkün olduğu kadar çok taviz vermemek için çabalıyor.