Çalışanların Verimini Artırmak İçin İlginç Ofis Tasarımları
İlginç Ofis Dekorasyonları
BEYAZ yakalı çalışanlar hafta içi her gün 8/10 saat ofis ortamında çalışıyorlar. Ofis deyince pek çoğumuzun aklına geleneksel ofisler geliyor. Büyük bir salon, seperatörlerle ayrılmış bölümler, masalar, sandalyeler ve dolaplar… Ancak son dönemlerde özellikle dünyada, artan örneklerle birlikte Türkiye’de de pek çok firma ofisini geleneksel sınırların ötesine dışına taşıdı. Yeni nesil ofislerde çalışanlara farklı etkinlik alanları oluşturuluyor. Getir’den Gitti Gidiyor’a, Google’dan BAT’a kadar pek çok firma, eâvchan çalışanların verimini ve mutluluğunu artıracak şekilde tasarlanan ofislerde faaliyet gösteriyor. Amaç çok net: Dinamik, çağdaş ve keyifli bir ofisin huzurlu ve mutlu çalışma ortamıyla motivasyonu artırması ve çalışanların aidiyet duygusunu güçlendirmesi. Bu faktörler, çalışanların yaptıkları işlerde yüksek verimlilik sergilemelerini getiriyor.
ÖDÜLLÜ OFİS TASARIMI
Türkiye’deki yaratıcı ofislerinden birisi British American Tobacco (BAT) firmasının. Firma, tasarım aşamasında daha verimli, daha yeşil, daha sosyal bir çalışma ortamı oluşturarak çalışan verimliliğini artırma hedefi ile yola çıkmış. Yeniliklere öncülük eden bir yapıyı benimsediklerini söyleyen BAT Türkiye ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Gökhan Bilgiç, “Sıra dışı tasarımı ve ileri teknoloji donanımı ile dikkat çeken ofisimizin dizayn sürecinde en büyük rolü çalışanlarımız üstlendi. Onların istek ve beklentilerini öğrenmek için bir dizi çalışma yaptık” diyor. Projede çalışan dostu fikirlerle ilerlemeye özen gösterdiklerini ifade eden Bilgiç, “Sosyal ve yeşil alanlar, merdivenle bağlanan katlar, özel veya iş görüşmeleri için uygun mekânlar, kişiye özel alanlar, küçük mutfaklar, okuma alanları, kablosuz ve teknolojik alanlar çalışanların istekleri arasında öne çıkan şeylerdi ve tüm bu istekleri hayata geçirdik” açıkla masını yapıyor.
Orjin Maslak’ta yer alan 4 bin 260 metrekarelik ofis Bakırküre Mimarlık tarafından açık ofis konsep-tinde altı ayda tasarlandı. Çalışanları motive edecek alanların çok önemli olduğunu vurgulayan Bilgiç, “Çalışanların mutlu olmadığı bir kurumun sürdürülebilir bir başarı sağlaması mümkün olmaz. Bu nedenle yeni ofisimizde klasik bir çalışma mekânından ziyade, ofisin her noktasında çalışılabilen, fonksiyonel ama aynı zamanda keyifli bir konsept yaratma hedefiyle yola çıktık. Çalışanlarımıza her an her yerde çalışıp ve dinlenebilecekleri bir ofis ortamı yarattık. Artık çalışanlarımız ofiste çok daha keyifli zaman geçiriyor ve daha motive bir şekilde çalışıyorlar” şeklinde konuşuyor. Yaratıcı tasarım aynı zamanda markaya çeşitli ödüller kazandırmış. Mimarlık alanının en prestijli platformu olan Office Snapshots’ın “2017’nin En İyi 25 Ofisi” listesinde 13’üncü sırada yer alan marka ayrıca Euro-pean Property Awards tarafından Avrupa’nın “En İyi Tasarım” ödülüne layık görüldü. Ayrıca ofis LEED Platinum (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikasına sahip.
LANGIRT DA VAR, ATARİ DE
Geleneksel ofislerden farklı bir tasarımla çalışan verimliliğine dikkat eden bir diğer firma ise GittiGidiyor. Açık ofis yapısıyla çalıştıklarını söyleyen firmanın İnsan Kaynakları Direktörü Murat Yüksel, bu sayede tüm çalışanların yöneticilerle bir arada olduğunu ve daha özgürce iletişim kurabildiğini belirtiyor. Ofis ortamında zaman zaman hava almanın, çalışma verimini artırdığını söyleyen Yüksel, “Çalışanlarımızın kapalı alan dışında da yaz ve kış çalışabilmeleri ve vakit geçirebilmeleri amacıyla teras alanımızı yeniden düzenledik” diyor. Çalışanların yoğun iş temposunda kendilerine iyi gelecek aktivitelerle meşgul olmalarını mümkün kılmak için sosyal alanlar oluşturulmuş. Mola sürelerinde Playstation konsolu, salıncak, atari, langırt gibi aktiviteler yapılabiliyor. Ayrıca Taboo, Jenga, dart, satranç ve Mikado gibi oyunlar da tüm çalışanların kullanımına sunulmuş. Ayrıca ücretsiz kullanılabilen masaj koltuğu da var.
GittiGidiyor’un ofisi OSO Mimarlık tarafından tasarlanmış. Çalışanların motivasyonunu önemsediklerini söyleyen Yüksel, “Onlar için keyifli bir çalışma ortamı sunmaya çalışıyoruz. Örneğin, 2015’den beri uygulanan esnek çalışma saatleri uygulamasını devam ettiriyoruz. Haftalık çalışma süremiz 45 saat, ancak çalışanlarımız mola dengesini, mesai saatlerini sorumlulukları çerçevesinde kendileri yönetiyor. Çünkü iş hayatında her günün temposu ve dolayısıyla da doğurduğu ihtiyaçlar farklı olabiliyor” diyor. “Mesai saatlerini değil, ortaya çıkan işi önemsiyoruz” açıklamasını yapan Yüksel, “Ayrıca tüm çalışanlarımızın Ping ID, token ve uzaktan erişim gibi teknik olanaklarla ofis dışından çalışma koşullarına uygun altyapısının bulunmasını sağladık. Çalışanlarımız, yöneticilerinin bilgisi dâhilinde ofis dışından çalışabiliyorlar. GittiGidiyofdaki tüm bu uygulamalarımız sayesinde iş verimliliğinde olumlu bir dönüş söz konusu” diyor.
KONSEPTİ SPOR
DAZN Group, bünyesinde Mackolik, OPTA ve Goal markalarını bünyesinde barındırıyor. Ofisi yenilerken bir geleneksel ofis havasından daha farklı bir ortam yaratmayı amaçladıklarım aktaran DAZN Grup Türkiye/Mackolik Genel Müdürü Emre Uğurlu, “Hepimiz için Mackolik binası aslında ikinci bir ev. Ofise gelirken herkes, buna ben de dâhilim, bir çalışma alanına değil de iyi bir arkadaşının evine gelme rahatlığı yaşıyor. Kapıdan girer girmez dünyanın dört bir yanından takımların atkıları sizi karşılıyor. Kafanızı sola çevirirseniz Dünya Kupası finallerinin statlarına olan uzaklıklarınız ve bir futbol kalesi sağa çevirirseniz ise basketbol potası size nereye geldiğinizi hatırlatıyor” açıklamasını yapıyor. Ofis olarak spor izlemeyi, yazmayı ve konuşmayı sevdiklerini belirten Uğurlu, “Fakat spor yapmayı hepsinden daha çok seviyoruz.
Bu nedenle arka bahçemizde mini bir futbol sahamız ve nizami ölçülerde bir basketbol potası mevcut. Bunun dışında masa tenisi, ayak bilardosu ve langırt gibi kapalı alanlarda çalışanlarımızın yapabileceği aktivitelerimiz var. Fakat en çok 1994 Dünya Kupası lisanslı pinball oyunumuz ilgi çekiyor. Türkiye’de bu oyundan sadece bir tane var o da bizim ofisimizde” diyor.
Ofiste iki adet toplantı odası bulunuyor. İkisinin konseptleri ise farklı. İlk kattaki toplantı odasının konsepti NBA, diğerininki ise biraz duygusal. 2008 Avrupa Şampiyonasının Türk futbolseverlerin gönlündeki yerinin ayrı olduğunu belirten Uğurlu, “Bu unutulmaz maçı, Hırvatistan’ı elediğimiz karşılaşmayı duvarımıza resmettik. Kafamızı her kaldırdığımızda sonuna kadar pes etmeyenlerin mutlaka kazandığını Semih’in 120+1’deki golü bize hatırlatıyor” şeklinde konuşuyor. Büyük ofiste sosyal olarak kaynaşmak için de iki alan olduğunu söyleyen Uğurlu, “Yazın aktif hale gelen yan bahçemiz ve tüm sezon kullanılabilen girişteki tribün konseptli bölümümüzde eğitimlerimiz ve maç seyretme aktivitelerimiz gerçekleşiyor” diyor.
Ofisin mimari tasarımı Kayhan Kaya Mimarlık tarafından gerçekleştirilmiş. Ofis ortamının çalışanlar üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahip olduğunu düşündüklerini söyleyen Uğurlu sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Hazırlık aşamasında gerçekleşen anketle, ekip arkadaşlarımızın sevdikleri, sevmedikleri ve hayal ettikleri ofis öğelerini belirledik. Mackolik geleneksel bir şirket değil. Mackolik sadece kullanıcılarımızın değil çalışanlarımızın da büyük bir aidiyet duygusu ile sahiplenilen bir yer. Bu aidiyet duygusuna karşılık olarak bizler de hiçbir masraftan kaçınmadan tüm ekip arkadaşlarımızın mutsuz bile gelse mutlu olarak ayrılacakları bir ofis yarattık.”
Melike KIRTEPE / AdColony Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
“Çalışanlar evinde gibi hissetsin diye…”
Ofisimiz Mimar Hakan Taylan tarafından tasarlandı. Maslak’taki ofisimizde çalışanların ücretsiz yararlanabildiği spor salonumuz 7/24 hizmet veriyor. Haftanın iki günü yoga hocası, iki günü ise özel spor hocası geliyor. Haftanın üç günü hizmet veren kuaförlerimizden çalışanlarımız ücretsiz yararlanabiliyor. Ofisin alt katındaki lounge’da, oyun odası, bilardo ve müzik alanımız var. Lounge’dan da çalışanlarımız istedikleri zaman yararlanabiliyor. Dileyen kendi müziğini yapıyor, bilardo oynuyor ya da arkadaşlarıyla basketlerini yarıştırıyor.
Ayrıca gün boyu sınırsız ve ücretsiz yararlanılabilen snack barlarımız var. Ofisimizin her katında çeşitli atıştırmalıkların bulunduğu bu köşeler tüm çalışanlarımızın favorisi. Gerek sağlıklı bir şeyler atıştırmak isteyenler, gerekse ufak yapıp cips, çikolata yemek isteyenler için snack barımız her zaman dolu. Yoğun bir gün arasında çalışanlarımızın eğlenmek için en sık tercih ettikleri alanlarımızdan biri de salıncaklar. Üç katlı ofisimizin iki katında bulunan salıncaklar çocukluğuna dönmek ya da keyifli bir sohbet etmek isteyen herkesin favorisi. Çalışanlarımızın kendilerini ofiste değil de evde hissetmeleri bizim için çok önemli. Böyle bir kültür oluşturmaya çalışıyoruz. Günün yorgunluğunu atmak, sırt ağrılarından kurtulmak için masaj koltuklarımız var. Ofisimizin üst katında bir kayıt stüdyomuz bulunuyor. Ses yalıtımı için özel olarak dizayn edilen stüdyomuzda haftalık radyo programları yapıyoruz ve çalışanlarımız bu programlara konuk oluyorlar.
Nazım SALUR / Getir Kurucusu
Her gün için farklı bir tema
Getir, kullanıcılarına ‘bi’ mutluluk’ götürürken çalışanlarına da aynı samimiyet ile yaklaşıyor. Getirliler’in mutluluğu bizim için her zaman ön planda. Bu nedenle ‘evinde gibi hisset’ yaklaşımını benimsiyor ve iç iletişim çalışmalarımızda bu strateji ile hareket ediyoruz. Platform alanı hem oturma ünitelerinin düzeni hem de aydınlatmasıyla sürekli değişip dönüşebilen, farklı senaryolara açık dinamik bir mekân. Oturma üniteleri mekândaki farklı kullanım alternatiflerine esneklik tanıyabilmek için platformlara monte edilmeden, sökülebilir olarak yerleştirildi. Türkiye’de ilk defa farklı kullanım senaryolarına uyum sağlayan açık ofis sistemi kurularak içeride bitkisinden, aydınlatmasına, ses sistemi, her şeyiyle yenilikçi ve esnek, tüm çalışan ve kurucuların bir arada olduğu daha hızlı, iç içe, enerjik ve daha heves uyandıran bir çalışma alanı kurgulanmış oldu.
Genel Merkez’in iç tasarımı, Urbanjobs tarafından yapıldı. Hiyerarşinin olmadığı, şeffaf bir ofis talebimize özenle karşılık verdiler ve tüm Getirliler’in içine sinen, huzur içinde çalışabildikleri bir ofise imza attılar. Getir Genel Merkez’ini tasarlarken de bu noktadan hareketle çalıştık. Şu an ofisimizin en sevilen alanı ‘Getir Köy Meydanı’. Çalışanların rahatça oturup çalışabildikleri, sosyalleşebildikleri, bir şeyler yiyip içebildikleri, toplantı yapabildikleri, happy hour’larda bir araya geldikleri bir alan oldu. Bu konfor ve evlerinde gibi hissetmenin getirdiği rahatlık da performanslarında artış sağladı. Köy Meydanı’nda Pazartesi Matinesi, Bilge Salı, Fit Çarşamba, Tatlı Perşembe ve Zinde Cuma olmak üzere haftanın her günü için farklı bir konseptimiz var. Getirliler, kült filmleri veya gündemdeki dizileri hep birlikte izlemek için Pazartesi Matinesinde buluşuyor. Bilge Salı, Getirliler’in okudukları kitapları, yaptıkları sporları, kültürel birikimlerini paylaştıkları gün. Çalışan sağlığı konusundaki hassasiyetimizi ise Fit Çarşamba’da gösteriyoruz.
Her çarşamba anlaşmalı olduğumuz diyetisyenimiz ofisimize geliyor ve arzu eden çalışanlarımıza beslenme danışmanlığı veriyor, sağlıklı yaşama dair tüyolar paylaşıyor. Daha önce denemediğimiz lezzetleri, yeni tatları ya da hepimizin çok sevdiği yiyecekleri ise Tatlı Perşembe’de keyifli bir ortamda hep birlikte yiyoruz. Fit Cuma çerçevesinde ise cuma sabahlan yoga eğitmenimiz eşliğinde yaz aylarında terasımızda, kış aylarında ise Köy Meydanı’nda yoga yapıyoruz.
Hüseyin TOSUNOGLU / Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı
“Sağlıklı mekânlar oluşturuyoruz”
Değişen trendler ve teknolojik gelişmeler ofis ortamlarını da şekillendiriyor. Günümüzde çalışma hayatı, masa başından kolektif çalışma alanlarına, sosyal mekânlara yöneliyor.
Ofis tasarımı artık kurum kimliğini yansıtmasıyla değer kazandığı gibi, çalışanların mutluluğu ve aidiyeti için de önemli. Özellikle açık ofis kullanımının artmasıyla çalışanların yalnız kalıp dinlenebilecekleri, özel telefon konuşmalarını yapabilecekleri, sosyalleşebilecekleri ortamlara gereksinim her geçen gün artıyor. Ofislerin iç mimari kurgularında, ev hissi yaratan ahşap detaylar, retro tasarımlar karşımıza çıkıyor. Eskiden ofislerde ağırlıklı olarak deri kumaşlı, siyah ve kahverengi renklerin kullanıldığı tasarımlar hâkimken, günümüzde yumuşak dokusuyla keçe kumaşlar, soft ve canlı renkler tercih ediliyor. Yapılan araştırmalarda, Y kuşağının kariyerinde, kendi sağlığını ön planda tuttuğu görülüyor. Mobilyalar, oda sıcaklığında buharlaşan ve kokusuz olduğu için ayırt edilemeyen zararlı kimyasalların havaya karışmasına sebep olabiliyor. Çalışanların fark etmediği ancak önemli hastalıklara sebep olan bu kimyasallardan korunmak için hammadde ve yarı mamul üretim teknolojisinin yönetimi devreye giriyor. 2017’de almaya hak kazandığımız Greenguard Sertifikası ile daha sağlıklı iç mekânlar yaratılmasına katkı sağlıyor, kullanıcıyı ve doğayı koruma altına alıyoruz.
Ofis mobilya sektörünün Türkiye’de her yıl bir önceki yıla oranla en az yüzde 4 büyüyerek gelişmeye devam ettiğini söyleyebiliriz. Ürün gamımızı her yıl çağın ve geleceğin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bu yıl, teknolojik gelişmelerin getirdiği ev-ofis çalışma kültürü için tasarladığımız inovatif ürünlerimiz ve eğitim sektörüne yönelik geliştirdiğimiz çözümlerimizi portföyümüze ekleyerek hedef pazarımızı genişlettik.
YEŞİM OKSAY