Çalışma saatlerimiz uzun, fazla mesaide lideriz
Dünyanın her yerinde şirketler ve çalışanları arasında en çok ihtilafa neden olan konuların başında çalışma saatleri ve ücretlendirme yer alır. Bu nedenle ortalama çalışma saatleri sıklıkla haberlere ve araştırmalara konu olur. Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63’üncü maddesi, haftalık çalışma süresinin en çok 45 saat olduğunu, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin çalışma günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağını hükme bağlıyor. Yasa uyarınca günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri işin niteliğine göre işçiler için farklı şekilde düzenlenebiliyor. Başlama ve bitiş ile dinlenme saatlerinin işyerlerinde işçilere duyurulması gerekiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine baktığımızda, dünyadaki ülkelerin çoğunda haftalık yasal çalışma süresinin 40 saat olduğunu görüyoruz. Bu süre dikkate alındığında Türkiye’deki haftalık çalışma saatinin yüksek olduğu söylenebilir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) verilerine göre, çalışma saatlerinin en yüksek olduğu ülke yıllık bazda 2 bin 255 saat ile Meksika. Listede (Tablo 1) ilk beşte yer alan diğer ülkeler ise Kosta Rika, Güney Kore, Yunanistan ve Şili olarak sıralanıyor.
EN KISA SÜRE ALMANYA’DA
Çalışma saatleri bakımından tablonun sonunda, başka bir deyişle şanslı grupta yer alan ülkelerin başında ise şaşırtıcı gibi görünse de sıkı çalışma prensipleriyle tanınan Almanya bulunuyor. OECD’nin hazırladığı listenin son sırasındaki Almanya’da yıllık ortalama çalışma süresi 2016’da bin 363 saat olarak gerçekleşmiş. Çalışma saatlerinin en kısa olduğu diğer ülkeler Danimarka, Norveç, Hollanda ve Fransa’da ise yıllık çalışma saatleri son verilere göre sırasıyla bin 410, bin 424, bin 430 ve bin 472 saat olarak gerçekleşmiş.
Araştırma kapsamına alınan ülkelerde ortalama çalışma saatlerinin 2000 yılından bu yana düşüş eğiliminde olduğu görülüyor. Düşüşün en çok dikkat çektiği ülkelerden biri olan Şili’de 2000 yılında 2 bin 263 olan yıllık çalışma saati, 2016’da bin 974’e; Avusturya’da ise 2000 yılında bin 807 saat olan çalışma süresi 2016’da bin 601 saate gerilemiş durumda.
60 SAAT ÜZERİ MESAİDE İLK SIRADAYIZ
Haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu ve 2016 verilerine göre haftalık fiili çalışma saatinin 46,8 olarak gerçekleştiği Türkiye, OECD’nin bir başka göstergesinde ise ilk sırada bulunuyor. OECD tarafından hazırlanan “asıl işlerinde haftada 60 saat ve üzerinde çalışanların oranı” listesinde (Tablo 2) Türkiye yüzde 23,3 ile birinci sırada yer alıyor. Bu kategorideki OECD ortalaması ise yüzde 5,6 olarak belirlenmiş.
Hem en uzun yasal çalışma süresi hem de en uzun fiili çalışma saatlerinin görüldüğü Meksika’da gevşek uygulamalar ve yasal boşluklar, özel sektör çalışanlannın ekstra ücret almadan ekstra çalışmaya maruz kalmalarına neden oluyor. Avrupa’nın en uzun çalışma saatlerinin görüldüğü Yunanistan’da ise mevcut ekonomik durum fazla çalışma sürelerine duyulan ihtiyacı artırıyor. ILO uzmanı Jon Messen-ger çok sayıda Asya ülkesinde de çalışma saatlerinin çok uzun olduğunu, haftada 48 saati aşan işçilerin oranının çok yüksek olduğunu belirtiyor.
UZUN ÇALIŞMAK VERİMLİLİĞİ ARTIRMIYOR!
Çok sayıda ülke, vatandaşlarının çalışma sürelerini standartlara yaklaştırmak için çeşitli girişimlerde bulunsa da istihdam yasalarındaki boşluklar hükümetlerin çabalarının sık sık başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oluyor. Yapılan araştırmalar ise fazla çalışanların performanslarının, yeterince dinlenenlere kıyasla daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Almanya örneği bu durumu bizlere en iyi şekilde açıklıyor. OECD sıralamasında dünyanın en kısa ortalama çalışma saatlerine sahip olması, Almanya’nın verimliliğinden hiçbir şey eksiltmiyor. Dünya Ekonomik Forumu 2015-16 Küresel Rekabet Raporu’na göre, Almanya dünyanın en rekabetçi dördüncü ülkesi. Ayrıca geçen hafta sonu seçime gidilen ülkede, en büyük işçi sendikası IG Metali yapılan son açıklamaya göre ücret artışlarının yanı sıra haftalık çalışma süresini 28’e çekebilme hakkı tanınmasını öneriyor. Bu konudaki görüşme ve pazarlıkların Kasım’da gerçekleşmesi bekleniyor.
BEKLENTİLER GÜÇLÜ DEĞİL
Küresel ekonomik büyümeye dair beklentilerin çok güçlü olmadığı ve toparlanmanın fınansal riskler ve siyasi belirsizlikler karşısında hassas olduğu bir dönemde, OECD ülkelerinde istihdam piyasası koşullarındaki iyileşmenin yavaş bir seyir izlemesi bekleniyor. 2016’nm son çeyreğinde yüzde 6l’e yükselen 15-74 yaş arası nüfustaki istihdam oranının 2018’in son çeyreğinde yüzde 6l,8’e ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yunanistan, İtalya, İspanya ve Türkiye’de yüzde 55’in altında olan istihdam oranları İzlanda, Yeni Zelanda ve İsviçre’de yüzde 70’in üzerinde. Bu farklılıkların önümüzdeki iki yıllık dönemde belirgin olarak ortadan kalkması ise beklenmiyor.
Çalışanların işyerinde geçirdikleri sürede kişisel işlerine de vakit ayırdıkları, işverenlerin ise daha çok kâr etmek için fazla mesaiye zorlamaları dikkate alındığında, her iki tarafın da haklarının korunması için özellikle listenin ilk sırasındaki ülkelerde daha fazla düzenlemeye ve uygulamada titizliğe ihtiyaç duyuluyor.
M.Fatih Köprü