Bilim - Teknoloji - İnovasyon

CeBIT’in yıldızları 5G ve robotlar

Her yıl Almanya ’tıın Hannover kentinde düzenlenen CeBIT Fuarı’nın bu yılki odak noktası yeni 5G iletişim teknolojisiydi. 5G ile bir sinema filmini göz açıp kapayıncaya kadar tabletinize indirebileceksiniz…

BİLGİSAYAR ve yüksek teknoloji meraklılarının büyük bir sabırsızlıkla beklediği CeBIT Fuarı, bu yıl biraz alışılmışın dışında, iki başbakanın konuşmasıyla açıldı. İngiltere Başbakanı David Cameron ve Alman meslektaşı Angela Merkel, kısa bir konuşma ile fuarın açılışını yaptılar ve stantları birlikte gezdiler. Bunun sebebi, Ingiltere ile Almanya’nın iletişim teknolojisi alanında işbirliği yapacak olmasıydı, iki ülke lideri, yakın gelecekte 5G teknolojisiyle iletişimin jet hızında olacağını müjdelediler. 5G teknolojisiyle sinemada iki saat seyrettiğiniz bir filmi, bilgisayarınıza veya tabletinize bir saniyede indireceksiniz. 4G teknolojisiyle bu indirme işlemi 40-50 saniye sürüyor.

Taraflar bir bilgi havuzu oluşturmayı, verileri paylaşmayı, yeniliklere açık fikirler üzerinde çalışmayı prensip olarak kabul ettiklerini duyurdular. Dolayısıyla Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen fuarda gözler, geleceğin çok yüksek hızlı teknolojisi 5G’deydi. Almanya’nın Dresden Üniver-sitesi’yle Ingiltere’nin King’s College Üniversitesi, bu teknik bilgi alışverişini sürdürecek bilim kurumlan olarak belirlendi.

cebit fuari

İNTERNETTE GÜVENLİ SOHBET

Beş günlük fuar süresince iletişimin gizliliği ile ilgili teknolojiler de hayli ilgi çekti. Amerikalı istihbarat uzmanı Edvvard Snow-den’in ortaya çıkardığı dinleme skandalları-nın en büyük mağdurlan olan Ingiltere ve Almanya, bu alandaki yeni yöntemler üzerinde de birlikte çalışma kararı aldı. Bir süre önce Almanya Başbakanı Merkel’in ABD tarafından dinlendiği, Ingiltere’de de önemli kişilerin gizli bir kurum tarafından izlendiği ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte Cameron ve Merkel, bu konuya doğrudan değinmediler. Cameron, ülkesinin yeni teknolojilere 73 milyon sterlinlik yatırım yapacağını hatırlattı ve “Alman meslektaşımla internet üzerinden sohbet edebilmeliyim” dedi.

Biz yine geleceğin 5G teknolojisine dönelim. Telsiz iletişim sistemlerinde beşinci kuşağı temsil eden 5G teknolojisi, her şeyden önce hıza önem veriyor. 4G teknolojisinden 40 kat daha hızlı. Fakat bu teknoloji hemen faydalanacağımız bir kolaylık değil. Altyapıyı hazırlamak zaman alacağından 5G teknolojisi için 2020 yılını beklememiz gerekecek. Ülkeler, işbirliği ile bu teknolojiyi daha yakın bir zamana çekmek için uğraşacaklar.

ON YILDA BİR YENİLENİYOR

İletişim teknolojisindeki gelişmeler o kadar hızlı ki, her kuşak arasında yaklaşık on yıl bulunuyor. Japon NTT (Nippon Te-legraph and Telephone) Tokyo’da İG teknolojisini ilk kez kullanıma sunduğunda yıl 1979’du. Avrupa’da Nordic Mobile Telephone, benzer hizmeti 1981’de vermeye başladı, ilk şanslı ülkeler, Finlandiya, Danimarka, İsveç ve Norveç’ti. 2G teknolojisi 1992’de, 3G teknolojisi 2001’de, 4G de 2012’de ortaya çıktı. Veri transferinde gigabit’lerin telaffuz edildiği yıl 2013’lii. Birkaç ay sonra ise çoklu gigabit standardından söz edilmeye başlandı.

Piyasa gözlemcileri aslında 5G’nin olağanüstü hızdan başka ne gibi kolaylıklar içerdiğinin henüz bilinmediğini ve netlik kazanması için birkaç yıla daha ihtiyaç olduğunu hatırlatıyorlar. 2012’den önce herkesin 5G hakkında şüpheleri vardı. Bugün hiç olmazsa bu şüpheler giderildi. Bu kez 5G ile neler yapılabileceği tartışılıyor.

HEM HIZLI HEM ÇEVRECİ

5G teknolojisi ortaya çıktığında tüketicinin fark edeceği nokta, sadece hız olmayacak.

Bir internet sayfasını ekrana getirme süresi 0.01 saniye olacağından zamandan tasarruf edilecek. Kullanılan cihaz mobilse, batarya enerjisi çok daha uzun süreli olacak. Kapsama alanı yok ya da zayıf gibi endişeler tamamen silinecek İletişimin güvenirliği, çeşitliliği ve ölçeklene-bilirliği artacak. Çok daha az bekleme süresi olacak. İşletmeci açısından faydası da altyapının ucuza çıkarılması, iletişim maliyetinin aşağılara çekilebilmesi olacak.

Güney Kore, 5G’nin Ar-Ge çalışmalarına 2008’de kurduğu bilim insanları komisyonuyla başladı. Avrupa’da ise AB’nin önderliğinde yeni teknolojiyi geliştirme çalışmalarına 50 milyon euro ayrıldı. Bunun yanı sıra 5GrEEn adıyla yeni bir proje de 5G ile birlikte yürütülecek. 5GrEEn, adından da anlaşılacağı üzere çevreci bir teknoloji oluşturma esasma dayanıyor. Amaç, enerji etkin, sürdürülebilir, geri dönüştürülebilir, kolayca satın alınabilir sistemler ve cihazlar yapmak.

ROBOTLAR ADIM ADIM GELİYOR

Fuarın bir başka gözdesi ise robotlardı.

Ne kadar insan benzeri hareketler yapabildiklerini gösterdiler. Birisi “direk dansı” bile yaptı. Amerika’da gece kulüplerinde gene kadınların akrobatik hareketlerle hünerlerini gösterdiği direk dansını bir robotun yapmış olması havli etkileyiciydi. 1960’İarın birkaç tekerlek üzerinde hareket eden, ışıkları yanıp sönen, mekanik sesler çıkaran, aptal hareketler yapan robotlarından çok farklıydılar elbette. Bugünkü hareket yeteneklerine rağmen robotların evlerimizde her işi gören bir yardımcı olması henüz yakın gelecekte gerçekleşecek bir gelişme değil. Onları, usta oldukları yerde, endüstride kullanmaya devam edeceğiz.

İnsanoğlunun robotlara olan merakı, Eski Yunana, Çin’e ve Mısır’a kadar uzanıyor. Kurguyla, suyla, ısıyla kendi kendine hareket eden aletler, insanları büyülü-yordu. İlk robot, o yıllardaki tanımlamayla “otomat”, suni bir güvercin olan Archytas’tı.

İnsan benzeri ilk robotlar (ki bunlara “huma-noid” deniyordu), 1928’de Londra’da sergilendi. Modern anlamda ilk elektronik otonom robotlar 1948’de ortaya çıktı. İlk programlanabilir dijital robotu 1954’te George Devol yaptı. Devol, robotunu Amerikan otomobil devi General Mo-tors’a sattı. Şirket robotu, depolamada kullandı. Bir depolama işlemi, hamallarla 11 saatte biterken robot bu süreyi 20 dakikaya indirmişti. Robotlar, sanayide söz sahibi olabilirlerdi artık.

İletişimde “kuşak farkı”

Her şey, ,,sıfırjenerasyon”la başladı. 1980’lerden önce telsiz telefon kullanılıyordu. Ancak vatandaşlar buna sahip olamazdı. Sadece gemiciler, havacılar, büyük iş yeri sahipleri yararlanabiliyordu.

Analog bir sistemdi.

1979’da Japonya’da, 1981’de de Avrupa’da faaliyete geçti. Pahalı sistemlerdi. Yaygınlaşamadı.

Ayrıca kullananlar, bir çanta büyüklüğünde batarya ve telefon seti taşımak zorundaydılar.

Finlandiya, 1991’de 2G iletişim teknolojisine geçen ilk ülke oldu.

Sistem tamamen dijitaldi. Konuşma imkanının yanı sıra mesaj ve görüntü nakletmek de mümkündü.

Yapılan işlemler 0/2 aynıydı ama hız ve kapasite artmıştı.

Saniyede 14.4 Mbit’lik veri transfer hızına ulaşıldı. Böylece video nakli yapılabiliyor, mobil olarak internete girilebiliyor, televizyon izlenebiliyor. Türkiye’de de halen bu teknolojik altyapı kullanılıyor.

Veri nakil kapasitesi yedi katına çıktı. 100 Af. Mbit’lik kapasite sayesinde üç boyutlu televizyon seyretmek, internet üzerinden çoklu multimedya oturumları açmak, Skype, Google Talk gibi ses ve görüntü iletimi yapmak, bulut bilgisayarcılığından (internet ortamında geniş veri depolama imkanından) yararlanmak mümkün.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu