Çok Geç Olmadan Mars’ta Yaşamı Bulmalıyız
YAKIN ZAMANDA ASTROBIO-LOGY DERGİSİNDE HERKESİN DÜŞÜNDÜĞÜ AMA KONUŞMAKTAN ÇEKİNDİĞİ ALBERTO FAIREN VE ARKADAŞLARININ KALEME ALDIĞI BİR MAKALEYE RASTLADIM. Konusu, çok geç olmadan Mars’ta yaşamı araştırmak olan bu makaleden sonra düşündüm ki, herkes insanların Mars’a gitmesini istediği gibi Mars’ta yaşam varsa bulmayı da istiyor. Ancak iki isteğin aym anda olması pek de kolay değil. Şu anda el değmemiş bir Mars ile karşı karşıyayız ve oradaki yapılara henüz Dünyadan herhangi bir şey bulaşmamış durumda Bu yazımda bu makaleyi özetleyerek, durumun ne kadar ciddi olduğu ve bazı çözüm önerilerine yer vereceğim.
Mars yüzeyinde on yıllardır görev yapan robotlar gösterdi ki, Mars’ın ilk koşullan bugünden çok daha farklıydı. Daha kalın bir atmosferi vardı, böylelikle daha sıcaktı, üzerinde sıvı suyu tutabiliyordu ve büyük ihtimalle yaşam da vardı. Uzun yıllar boyunca Mars’a Dünyadan gidip orayı kirletebilecek mikroorganizmalar konusunda çok dikkat edilse de, yakın zamanda başlayacak insanlı misyonlar nedeniyle en büyük sorularımızdan birisi olan Mars’ta halen yaşam var mı, ya da eski Mars’ta yaşam var mıydı sorularına cevap bulabilmek için artık zaman daralıyor. Çünkü Mars’a ilk astronotlar ulaştıktan sonra, bugünkü katı Gezegen Koruma politikaları da eskisi kadar katı olamayacak ve Dünya’dan giden dünyasal ve organik maddeler gezegene bulaşacak ve gerçek bir Mars yaşamım bulmayı büyük oranda kaybedeceğiz. 2015 yılında yayınlanan Uluslararası COSPAR Gezegen Koruma politikası bize dış gezegenlerde yapılan bilimsel araştırmaların, oralarda bulunma ihtimali olan potansiyel Dünya dışı yaşam formlarım, bunların belirtilerini ya da kalıntılarım riske atmayı engellemeyi salık veriyor. Ancak Mars üzerinde bazı bölgeler var ki, buralara “Özel Bölgeler” (Special Regions) deniyor. Özelliği şu ki, buralara Dünya’dan giden herhangi bir misyonun yaklaşması kesinlikle yasak, çünkü bu bölgelere karışan bir Dünya yaşamının hızlıca orada vücut bulup yaşam ortamı oluşturabileceği tahmin ediliyor. Bunlara örnek olarak, Mars’ta sıcaklığın -25 C dereceye ulaştığı bazı bölgeler, Dünya temelli bazı yaşamların hızlıca üreyebilmesinden dolayı “Özel Bölge” kategorisine alınıyor.
1976 yılında Mars yüzeyine iniş yapan Viking konduları hariç, bunlardan soma gönderilen bütün misyonlar sadece Mars’taki jeolojik yapıyı inceleme amacı taşıdı. Hepsi de Mars’ın eski zamanlarında daha sıcak, yüzeyinde daha fazla sıvı su barındıran ve belki de üzerinde yaşam barındıran bir yapıya sahip olduğunu teyit etmiş oldu. Ve 2020 Mars misyonlarının fırlatılma zamanları da gittikçe yaklaşıyor. Makaledeki endişelerden birisi, önümüzdeki iki büyük 2020 Mars misyonunun yeterli temizlik şartlarım sağlayamadıklarından dolayı, esas hayat olma ihtimali olan bu özel bölgelere giriş yapamayacak olmaları. Bu misyonlardan birisi NASAnm Mars 2020 robotu. Bu robotta bulunacak bir matkap ile toprak ve kayalar delinecek ve bunların içerisinde geçmiş mikrobik hayat olup olmadığım araştırılacak. Diğer proje de ESÂnın ExoMars robotu. Birincil amacı Mars’taki bugün veya geçmişteki yaşam işaretlerini araştıracak. Ne yazık ki ikisinin de temel amaçları Mars’ta yaşam bulmak olmalarına rağmen Gezegen Koruma Ofisi tarafından korunan Mars’ın hiçbir özel bölgesine giremeyecekler. Kısaca milyarlarca dolarlık yatırım yapılan robotların düşeceği durumun ne kadar trajikomik ve acı olduğunu böylece tahmin edebilirsiniz.
Öte yandan malum şu anda birçok devlet ve özel şirket hedeflerine Mars’ı almış durumda. İnsanlı Mars yolculuğunu elbette sadece birkaç ülke gerçekleştirebilecek teknolojiye ve yatırım gücüne sahip olmasına rağmen hedefin var olması, o hedefe kısa bir süre sonra ulaşabilecekleri anlamına gelmiyor. Şu anda belirgin plam olan NASA, 2035’ten sonra ilk inşam Mars’a gönderebileceği planını yaparken, Elon Musk’ın SpaceX’i ise 2025 yılında Mars’a insan gönderebileceğine inanıyor. Gidecek olan her insan vücudundaki trilyonlarca hücre ve bakteriyi de yamnda götürecek. Bunların yamnda uzay aracının her parçasına yapışacak bakteriler de bu yolculuğun ekstrası olacak. Doğal olarak insanlı misyonun en önemli amacı oraya gidecek insanların güvenli bir şekilde iniş yapmaları ve orada doğal hayata başlayabilmeleri. Böyle olunca iniş yapılacak en uygun bölgeler de bu “Özel Bölgeler” olacak. İnsanlar oraya vardıktan sonra en önemli ihtiyaç olan suyu çıkartıp, içme suyuna çevirmeye başlayacaklar, dolayısıyla da ortam Dünyadan giden mikroorganizmalar ile kısa süre içerisinde kirlenmeye başlayacak.
Her ne kadar Gezegen Koruma Ofisinin aldığı kararlar zaman içinde değişikliğe uğruyor olsa da, 2020 yılında gidecek robot misyonlarının inecekleri bölgelerin özel bölgeler dışında tutulması konusunda çok katilar. Köprüden önceki son çıkışa girmemize çok az bir zaman kalmış durumda! Eğer ki esas amacı yaşam bulmak olan Mars 2020 ve ExoMars gerçekten yaşam olma ihtimali yüksek olan bölgelere gidip yaşam aramazlarsa sadece en geç 10 yıl sonrasında insanlar Mars’a iniş yaptıklarında artık iş işten geçmiş olacak ve bu bölgeleri kirletmiş olacaklar.
Dünyada uzay araçları gerçekten temizleniyor mu?
Her ne kadar uzun yıllar boyunca temiz odaların geliştirilmesi ve böylece temiz uzay araçları üretmek için protokoller yenilense de, ne yaparsak yapalım aslında hiçbir zaman uzaya saf, temiz uzay aracı gönderemiyoruz. Temizleme prosedürlerinin yamnda uzay araçlarına sıcaklık, radyasyon gibi zorlu testler yapılıyor. Sıcaklık testinde, yoğun sıcaklık değişimi uygulanıyor yani uzay aracı önce yüksek sıcak ve sonrasında yüksek soğukluklara muhatap edilip devrelerin veya parçaların çatlayıp çatlamadığı kontrol ediliyor. Ya da radyasyon testinde uzayda maruz kalacağı radyasyon veriliyor. Bu temizlik prosedürlerinde ve testlerde birçok mikrop ölüyor ancak yine de bazıları ayakta kalabiliyorlar. Dolayısıyla bu zor şartlarda bile ayakta kalanlar, uzay aracı Mars’a gittiğinde de ayakta kalma ihtimali yüksek olacak olanlar olmuş oluyor. Kısacası en temiz sandığımız uzay araçlan bile milyonlarca mikrobik yaşam taşıyorlar ve gittikleri yere götürüyorlar.
Bu tür canlılara ekstremofil deniyor ve bunlar çok zor şartlar altında bile uzun süre yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Ancak, işin güzel tarafı, bu canlılar öncelikle 5 ya da 8.5 ay arası sürecek bir uzay yolculuğu yapacaklar. Dolayısıyla özellikle uzaydan gelen çok şiddetli kozmik ışınlara maruz kalacaklar. Buradan uzun süre canlı kalması çok zor. Öte yandan Mars’a ulaştığında, Mars’ın çok ince atmosferinden ve manyetik alanının çok küçük olmasından dolayı, Mars zaten sürekli hem Güneş hem de kozmik ışınlara maruz kalıyor. Uzun süre yüzeyde duran bir mikroorganizmanın da yaşama tutunma şansı neredeyse yok. Tabii şu anda uzay aracımn dışında kalmış mikroorganizmalardan bahsediyoruz, yani içeride kalanlar elbette daha uzun yaşam şartlarına sahip olacaklardır. Ancak henüz hala Dünyadan gidecek mikroorganizmaların Mars’ta bir komünite oluşturup yaşayabileceklerine dair inandırıcı bir makale yok O nedenle 2020 Mars robotları Mars’a ulaşmadan önce Gezegen Koruma Ofisi’nin en kısa zamanda kararlarım değiştirip, bu robotların gerçek yaşam bulunma ihtimali olan özel yerlere iniş yapmaları büyük önem taşıyor. Ümidimiz o ki, ofis bu katı tutumundan vazgeçer ve kim bilir bu robotlar da en kısa zamanda Mars’taki yaşamı bulabilirler.