Dalgalı ortam yabancıları BİST’ten uzaklaştırdı

Yabancı yatırımcı yılın ilk yarısında 8 milyon dolarlık alını yapmış gözükse de Boyner alımları hariç tutulduğunda 317 milyon dolarlık net satışçı oldu. Politik riskler ve yüksek kur yabancıları satış yapmaya zorlarken en çok bankalardan çıkıldı. Uzmanlar yılın ikinci yarısmda ihtiyath davranılmasın! önerirken, yine Sıolding ve sanayi şirketlerinde alımlarm görülebileceğini belirtiyor.

Borsa İstanbul, 2015 yılının ilk yarısını arkasında bıraktı. Haziran ayındaki net yabancı yatırımcı alımına karşılık BÎST-100, aylık bazda yüzde 0,88 değer kaybetti. Böylece son iki ayda yabancıların net alım yapmasına karşın endeks düşüş eğiliminde hareket etti. Endeks ile yabancı yatırımcı işlemleri arasındaki ilişkinin bozulmasında, yabancıların özellikle bankalardan çıkması etkili oldu.

Yılın ilk yarısında her ne kadar yabancı yatırımcı 8 milyon TL’lik ‘sembolik alıcı’ pozisyonunda olsa da, bunun çok gerçekçi olmadığı görülüyor. Zira haziran ayında toptan satışlar pazarındaki 325 milyon dolarlık Boyner aliminin hesaplama dışı bırakılması durumunda, yabancı yatırımcıların 314 milyon dolarlık net satıcı durumuna geldiği görülüyor.

2015 Haziran sonunda yabancıların takas toplamındaki oranı yüzde 64,11 olarak gerçekleşirken, ocak-haziran döneminde yabancı yatırımcıların borsadaki işlem hacmi de 243 milyar 558 milyon TL oldu. Bundan sonraki dönemde yabancı yatırımcıların özellikle koalisyon sürecinden etkileneceğini dile getiren uzmanlar, FED’den gelecek olan haberlerin de pozisyon almada etkili olacağını ifade ediyor.

HÜKÜMETİN DURUMU ETKİLEDİ

Toptan satışlar pazarındaki 325 milyon dolarlık Boyner aliminin hesaplama dışı bırakılması durumunda yabancı yatırımcılar, haziran ayında net 28 milyon dolarlık satış yaptı. Bu durumda yılm ilk yarısındaki toplam yabancı yatırımcı işlemlerinde de 317 milyon dolarlık net satış söz konusu.

Alan Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut, 2014 yılının ilk yarısında 1,198 milyon dolar net alımda olan yabancıların bu yılm ilk yarısında satıcı olmasını hükümetin durumuna bağlıyor. Karabulut, “Hatırlanacağı üzere 2014’ün ilk yarısında mevcut hükümetin yüksek oy oranına sahip olması bir anlamda güven oylaması gibi yabancılar tarafından algılanmış, hatta seçim öncesinde bir ralli görülmüştü. 2015 yılının ilk yarısında ise yabancıların beklentileri mevcut hükümetin kaybedebileceği ve 13 yıl sonra ilk defa Türkiye’nin tekrar koalisyon dönemine gidebileceğiydi” diyor. Yeliz Karabulut, siyasi beklentilerin fiyatlanmasmın da endekse yabancılar öncülüğünde satış getirdiğini söylüyor.

VOLATİLİTE VURDU

Tabloya baktığımızda yabancı yatırımcının en çok tercih ettikleri sektörlerin başında sanayi şirketleri ve holdinglerin geldiği görülüyor. Çıkışlarda ise bankaların ağırlığı söz konusu.

Burgan Yatırım Finansal Danışmanlık Müdür Yardımcısı Murat Akyol, TCMB’nin para politikasına ilişkin belirsizliklerin ve TL’deki volatilitenin yabancı yatırımcıların kararında etkili olduğunu söylüyor. Akyol, sert fiyat hareketlerinin görülmesi nedeniyle volatilite-nin yüksek seyretmesinin, uzun vadeli yatırım yapan yabancıların geleceğe ilişkin net öngörülerde bulunmasına fırsat vermediğini belirtiyor. Murat Akyol, “Bu da TL’ye dayalı bir varlığa yatırım yapmanın cazibesini azalttığı için yabancıların güçlü pozisyon almalarını zorlaştıran bir unsur olarak çalışıyor” diyor.

Murat Akyol, kapasite artırım ve genişleme planlarını yakın dönemde tamamlamış ve önümüzdeki birkaç yıl içinde serbest nakit akışında iyileştirmeler vaat eden şirketlerin daha çok tercih edilebileceğini kaydediyor. Diğer taraftan TL’nin istikrarlı bir görünüme kavuşması ve Yunanistan krizinin sona ermesi de risk iştahının şekillenmesinde önemli rol oynayacak.

KOALİSYON İZLENECEK

Yabancıların pozisyon almasında momentum yaratması beklenen ilk gelişme hiç kuşkusuz koalisyon hükümetinin kurulması. Buradaki önemli nokta ise koalisyonu kuran partiler olacak. “Her ne kadar gerçekleşmesi daha muhtemel gözüken AKP-MHP koalisyonu olsa da, sermaye piyasasının ve iş dünyasının tercih ettiği AKP-CHP koalisyonunun gerçekleşmesi BİST-lOO’ü 90.000’e doğru götürebilir” diyen Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, koalisyon hükümetinin nasıl kurulacağının önemine vurgu yapıyor.

Murat Tufan, ayrıca, FED’in faiz artırım hamlesinin eylül toplantısının pas geçilerek aralık ayına, hatta belki de 2016 yılına ötelenmesinin yabancı pozisyonlarının gidişatını etkileyebilecek en önemli gelişme olduğunu ifade ediyor. Böyle bir durumda alımların momentum kazanması beklenebilir. Ayrıca 7 Ağustos’ta Moody’s’in, 18 Eylül’de Fitch’in ve 6 Kasım’da S&P’nin Türkiye ile ilgili yayınlayacakları değerlendirmeler de yabancı pozisyonlarına direkt olarak etki edebilir.

İHTİYATLI OLUNMALI

Deutsche Bank ise Türk hisse senederi için geçen hafta yayınladığı raporunda ihtiyatlı olunması tavsiyesinde bulunuyor. Raporunda Türk hisselerinin gelişmekte olan piyasalar karşısında göreceli olarak düşük performans gösterdiğini belirten Deutsche Bank, ancak bunun yüksek riskleri karşılamasının muhtemel olmadığını ifade ediyor. “Türk hisse senetlerinde kısa vadede kalıcı bir toparlanmanın muhtemel olmadığına inanırken ihtiyatlı olunmasını tavsiye ediyoruz” diyen Deutsche Bank uzmanları, politik riskleri ve büyüme tahminleri için risklerin aşağı yönlü olmasını bunun nedenleri olarak gösteriyor. Ayrıca yılm ikinci yarısında şirket kârları için tahminlerin düşürülmesi olasılığı, sıkı yurtiçi likidite şartları ve endeks için 12 aylık olarak ortaya konan 91,500 hedefinin sınırlı potansiyel taşıması da diğer nedenleri oluşturuyor.

Deutsche Bank, en beğendiği hisseler listesinde Akbank, Aksa Enerji, Aygaz, CCl, Emlak GYO, Sabancı Holding ve THY’ye yer verirken, Petkim’i ise en beğendiği hisseler listesinden çıkardı.