Davos 15 maddelik sorunlar listesi
Siyaset ve iş dünyasının liderlerinin her yıl toplandığı Davos Ekonomik Forumu geride kaldı. Bakmayın siz o havalı laflara, liderler dünyanın en önemli sorunlarım çözmek konusunda bu yıl da çaresiz kaldı.
DÜNYA meselelerinin kapalı kapılar ardında gayrı resmi olarak görüşüldüğü ve bağlayıcı olmayan kararların alındığı ünlü Davos toplantıları sona erdi. Görüşme içeriklerini gazetelerden okudunuz. Biz size burada, toplantılar sonrası geride bırakılan 15 maddelik sorunlar listesinden söz edeceğiz. İşte liste:
1) Devletler arası sürtüşmeler
Dünyanın pek çok yerinde ülkeler savaş halinde. Pek çok yerinde de savaş ilan edilmemiş sürtüşmeler yaşanıyor. Bunlar da savaşlar kadar tehlikeli. İki ülke arasında sürtüşmeler ve çatışmalar yüzünden verilen kayıplar, yılda bin ölüden daha az ise, uluslararası hukuka göre bu bir savaş hali kabul edilmiyor. 1816 yılından bu yana küresel olarak iki binin üzerinde devletler arası sürtüşme yaşandı, yaklaşık 1.5 milyon insan hayatını kaybetti.
2) Aşırı hava hareketleri
1970’li yıllardan beri her bir hava olayının dünyaya kaybettirdiği para miktarı birkaç milyar dolarla birkaç yüz milyar dolar arasında değişti. Sebep, her ne kadar insanların sebep olduğu küresel ısınmaya bağlansa da hava hareketlerinde istikrarlı bir şiddetlenme yok. Dünya, en büyük zararı 2005 yılında gördü. 2014 ise hava olaylarının en sakin olduğu yıldı.
3) Şirket yönetimlerinin başarısızlığı
Dünyada yüz binlerce şirket, tam verimlilikle çalışamıyor. Bunun sebebi, yöneticilerin kifayetsizliği ya da aşırı kazanma hırsı. Büyük şirketlerde hataların bedeli tüketiciye ödetiliyor. Bu da halkın tepkisine yol açıyor. İnternet ve diğer araçlarla bilgiye erişim günümüzde çok daha kolay olduğundan geniş kitleler hemen hemen her şeyden haberdar oluyor ve eleştirel davranıyor.
4) Krizler ve devletlerin çöküşü
Krizler, zaman zaman yöresel veya küresel olarak sıkıntıya düştüğümüz ekonomi dönemleri. Devletlerin çöküşü ise, bir hükümetin sorumluluklarını yerine getirememesi, iyi bir yaşam için gerekli şartları hazırlayamaması olarak tanımlanıyor. Fakat bu tanımda genel bir fikir birliği yok. Karar alması gereken meşru otoritenin erozyonu, kamu hizmetlerini sağlayamamak, toprak parçaları üzerinde kontrolü kaybetmek gibi sebepler de sıralanıyor.
5) İşsizlik veya eksik istihdam
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’ya göre, çalışabilir yaşta 200 milyondan fazla insan, geçen yılı iş bulamadan geçirdi. Bu, dünya iş gücünün yüzde 6’sı demek. Klasik ekonominin, yeni klasik ekonominin ve Avusturya Okulu’nun işsizliğe çözümü var. Ancak bazı faktörler, şirketlerin elini kolunu bağlıyor. Asgari ücret politikaları, vergiler, bürokrasi, yasal düzenlemeler, sendikalaşma, işçi alimim teşvik etmiyor.
6) Doğal felaketler
Volkanik püskürmeler, depremler, tsunamiler, heyelanlar, taşkınlar, denizlerin yükselmesi ve diğer jeolojik hareketler gibi doğal felaketler, insanların ekonomik etkinliklerine ayrılması gereken büyük miktarlardaki parayı kemiriyor. 2005’teki Katrina kasırgasının, 2011’deki Japonya tsunamisinin yaraları hala sarılamadı.
7) İklim değişikliğine uyumsuzluk
İklim değişikliğinin kötü sonuçlarını değiştiremedik. Hiç olmazsa buna uyum sağlayalım. Bu noktada bilim adamlarının ve ekonomi uzmanlarının modeller hazırlaması gerekiyor. Sosyologlara göre bir soruna karşılık vermenin beş yolu var: Çözmek, görmezden gelmek, kaynağında önlemek, tersine çevirmek, hiç biri işe yaramazsa ona uyum sağlamak.
8) Su krizi
Artan nüfusa karşın içme suyu kaynaklarının yetersizliği, insanlığın yakın gelecekteki en büyük sorunu olacak. Halen bir milyar 200 milyon kişi temiz içme suyuna erişemiyor. İki milyar 800 milyon kişi de düzenli olarak temiz su bulamıyor. Birleşmiş Milletler’in 2015’teki hedefi, temiz suya erişemeyen insan sayısını yarıya indirmek. Ama bu hiç de kolay bir iş değil.
9) veri hırsızlığı
Bilgisayarlar yaygınlaştıkça verileri saklamak da zorlaştı. Her ne kadar şirketlerin değişik koruma yöntemleri varsa da çocuklar bile dev şirketlerin hatta resmi kuramların veri tabanlarına kolaylıkla sızabiliyor. 1969’da Apollo 11 astronotlarının Ay’a gitmesini sağlayan bilgisayarın milyonlarca kat daha güçlüsünü cebimizde taşıyabiliyoruz. Dijital kameralar, tabletler, cep telefonları, flaş bellekler yüzünden veriyi korumak neredeyse imkansız hale geldi.
10) Siber saldırı
“Hacker” adı verilen bilgisayar kırıcıları, kendilerine bir hedef seçiyor. Bu hedef, bilgisayar ağları, enformasyon sistemleri, altyapı donanımları veya kişisel bilgisayarlar olabiliyor. Bu saldırılarda veriler çalınıyor ya da imha ediliyor. Bazıları casusluğun ötesinde si-ber-terörizm olarak adlandırılıyor.
11) Salgın hastalıkların yayılması
Uluslararası işbirliği sayesinde pek çok hastalığın kötü kazındı. Ama yeni enfeksiyonlarla da karşılaştık. Bunlardan biri ebola. Uzakdoğu kaynaklı kuş gribi, SARS (akut solunum yolu sendromu) gibi hastalıklar, hem korkutuyor hem de onlarca ülkenin sağlık harcamalarında milyarlarca dolarlık kalemler oluşturuyor.
12) Enerji sorunları
Enerji, ekonomilerin en büyük darboğazı. Nüfus artışı ve sanayideki gelişmeler, enerji ihtiyacını 1970’lerden bu yana iki kat artırdı. Sokaktaki vatandaş için enerji, otomobiline alacağı benzin ve evinde lambasını yakacağı elektrik anlamına geliyor.
13) Bilgi altyapısının çökme ihtimali
Hükümetleri ve iş çevrelerini en çok korkutan ihtimal bu. Dünyada her saat milyarlarca elektronik veri alışverişi oluyor. Şirketler, milyarlarca dolarlık transferler gerçekleştiriyor. Hastaneler bile uzaktaki hastalarını elektronik veri akışı sayesinde tedavi edebiliyor. Bu sistemin altyapısının çökmesi, günlük yaşantımızı felç edebilir.
14) Mali krizler
Buna bütçe krizleri de deniyor. Sebebi, denk bir bütçe hazırlayıp zamanında uygulamaya koyamamaktan ibaret. Siyasetçilerin anlaşmazlığı, devlet dairesindeki temizlikçinin bile ücret alamamasına yol açabiliyor. Bu, hükümetlerin “kepenk kapaması” olarak adlandırılıyor. Ama hiçbir hükümet gerçek anlamda kepenk kapatmıyor.
15) Biyo-çeşitliliğin çöküşü
Bilim adamlarına göre bu gezegende yaşamış olan canlıların yüzde 99’unun nesli tükenmiş durumda. 3.5 milyar yılda milyonlarca tür yok olmuş. Geriye kalan yüzde l’de ise bugün halen devamlılığı olan 10-14 milyon arası tür bulunuyor. Birleşmiş Milletler, 2011-2020 arasındaki on yıllık süreyi biyo-çeşitlilik dönemi ilan etti ama türlerin korunması adına yapılan ciddi bir çalışma görülmüyor.
Etkinlikten notlar
• Resmi adı “Dünya Ekonomi Forumu” olan yıllık toplantılara 140 kadar ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kişi katılıyor.
• Davos, bin 560 metre ile Avrupa’nın en yüksek kasabasıdır. Nüfusu 11 bin kadardır.
• Toplantılar için böyle küçük ve havası soğuk bir kasabanın seçilmesinin tek nedeni gelenektir. Küçük bir kasabayı korumanın kolaylığı da çabasıdır.
• Kolay korunmasına rağmen, resmen açıklanmasa da 5 bin kadar İsviçre asker ve polisinin görevlendirildiği tahmin ediliyor.
• Toplantılar sadece 2002’de Davos dışında, New York’ta yapıldı. Amacı, 11 Eylül 2001 saldırısından sonra ABD’ye destek vermekti.
• Toplantılara giriş bileti 20 bin dolardır. Yemek, giysi, özel etkinliklerle birlikte fatura 40 bin doları aşabilir.
• Davos’a özel uçakla gitmenin bedeli saatte 14 bin dolardır.
• Davos’un 240’a yakın otelinde konaklama bedeli, gecelik ortalama 750 dolar civarında.
• Kasaba, havasındaki karbondioksit oranını yüzde 30 oranında düşürmüş durumda. Sebebi elektrikli araçlar ve egzoz gazı emisyonlarının sıkı kontrolü.
• Toplantıları her yıl yüzlerce kişilik bir gazeteci ordusu izliyor.
• Forumun kurucusu, Alman ekonomist ve mühendis Klaus Martin Schvvab, 1977’de sekreterinden, Insead İş Okulu’nun yöneticisi Olivier Giscard d’Estaing’i bağlamasını istedi. Sekreteri yanlışlıkla Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’i bağlayınca Schvvab heyecanlanmış ve “yanlış numara” deyip telefonu kapatmış.
• 1979’daki toplantılara, İngiltere’nin eski başbakanlarından Edvvard Heath de davet edilmişti. Ama konuşmacı olarak değil, orkestra şefi olarak. Heath, bir hayır işi için Zürih Oda Orkestrası’nı yönetti.
• Pek çok kişi Davos’u, “kapitalizmin katedrali” olarak bilir. Oysa toplantılarda her tür görüşe yer vardır. 1983’te İngiliz bir sendika lideri, kapitalizmin çöktüğünü söylemiş, sosyalist sistem kurulmasını önermişti.
• Kısaca NAFTA olarak bilinen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (Northern American Free Trade Agreement), ilk kez Davos’ta önerildi.
• Turgut Özal başbakanlığı sırasında 1987’de, Davos sayesinde Yunanistan’la savaşın eşiğinden dönüldüğünü açıklandı. Çünkü Özal, Yunanlı meslektaşı Andreas Papandreou ile Davos’ta görüşmüş ve ona güven duymuştu.
• Davos toplantılarına katılan tek ABD Başkanı Bili Clinton’dır. 2000 yılındaki 30’uncu toplantılara gelmeşti. Ronald Reagan da bir kaç kez video konferans bağlantısıyla katılmıştır.
Davos turizmi
Ocak ayının üçüncü haftasında yapılan Dünya Ekonomi Forumu toplantıları sırasında Davos’a gitmek mümkün değil. İlçeye 10 km bile yaklaşamazsınız. Ama artık toplantılar bitti ve Davos, kış turizmi sevdalılarını bekliyor. Çok yakınlardaki Klosters kasabasıyla birlikte hem kış hem yaz turizmine açık olan Davos’un en yakın Zürich Havaalanı ile kara, hava ve demir yollarıyla bağlantısı var. Helikopter de tercih edebilirsiniz. Yol trenle üç saat, otobüsle iki saat sürüyor. Fiyatlar toplantılardan sonra makul düzeylere iner. Ama bir sokak satıcısından sosisli bir sandviçi 8 İsviçre Frangı’na [9.1 Amerikan doları) alabileceğinizi de unutmayın.
Rakamlar geçen yıla oranla yüzde 20 oranında arttı. Çünkü İsviçre Merkez Bankası, frangın değer artışındaki üst sınırı kaldırdı. Davos Köyü (İsviçreliler köy anlamında “Dorf” diyorlar), kar üzerinde yapılabilecek her tür spora açık. İsterseniz Alpler’de kayakla süzülebilir, isterseniz buz pistinde patenle bir şov yapabilir, yazın da dağ yürüyüşlerine katılabilirsiniz. Köyde ziyaret etmeniz gereken yerler de.