Uzmanlar dolar bazında endeks ve hisse değerlerinin gerilemesinin borsayı ön plana çıkaracağını söylüyor. Yine uzmanlara göre hisseler ucuzladığı için uzun vadeli portföylerin gözdesi.
DOLAR/TL’NİN son dönemde yukarı yönlü seyir izlemesi borsaya da yansıdı. Borsada düşüş yaşanırken dolar bazında endeks ve buna paralel hisse senetleri de kağıt üzerinde cazip bir konuma geldi. Son bir yılda dolar bazında BIST-100 yüzde 36.5, BIST-30 ise yüzde 35.2 değer kaybetti. Uzmanlar dolar bazında endeks ve hisse değerlerinin gerilemesinin borsayı ön plana çıkarıp, ucuzlattığını ve uzun vadeli portföylerin gözdesi haline getirdiğini söylüyor.
Endeksin dolar bazında düşük olması özellikle Borsa İstanbul’da halka açık şirketlerin yüzde 63.82 oranına sahip olan yabancı yatırımcılar açısından önemli. Diğer bir deyişle son dönemlerde dolar, TL karşısında değer kazandığı için hisseler dolar bazında ucuzluyor. Hisse fiyatlarının dolar bazında gerilemesinin önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, ancak tek kriterin bu olmadığının da altını çiziyor. Analistler de bu kapsamda dolar bazında fiyatı düşük, orta ve uzun vade için alınabilecek 34 hisseye dikkat çekiyor.
“SEPET BAZLI BAKILMALI”
Son bir yılda dolar bazında BIST-100’ün yüzde 36.5, BIST -30’un ise yüzde 35.2 değer kaybettiğini hatırlatan GCM Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, bu verilerinde Arjantin’den sonra en kötü dolar bazında küresel performansa işaret ettiğinin altım çiziyor. Ancak dolar bazında endeks ve hisse değerlerinin gerilemesinin hisselerin cazibesini artırıp, ucuzlattığı için uzun vadeli portföylerin gözdesi olduğuna da dikkat çekiyor. Normal şartlar altında TL’nin değer kaybetmesi ile eldeki dolar ile TL bazında daha çok ve ucuza hisse alınabileceğini kaydeden Erkan, “Dolayısıyla dolar bazında fiyatı ucuz olan hisselerin daha fazla prim imkanı sunacağı inanışı da yaygındır. Ancak konjonktüre durumu da göz önünde bulundurarak yaklaşmak gerekir. Çünkü Borsa İstanbul’da zaten sürekli belirttiğimiz yüzde 30-40 bandındaki iskonto, doğal bir hale geldi. Yabancı da endeksin veya hisselerin dolar bazında dipte olduğunu elbette görüyor. Mevcut koşullarda TL değer kaybettikçe endeks ve hisse fiyatları dolar bazında daha da ucuzlayacağı beklentisi ile ‘ucuzun daha da ucuzu’ olabilir mi görüşü etkili oluyor. Öte yandan piyasada etkin olan risk faktörleri bu noktada dolar bazında diplerde olunsa bile yatırımcının halen hisse almaktan imtina etmesine neden oluyor” yorumunu yapıyor.
“TEK KRİTER UCUZLUK DEĞİL”
Kısa vadede” piyasanın yukarıya gitmesine engel olan temel faktörler bulunduğunu, bu nedenle yabancı yatırımcının sadece ucuzluk olarak bakmadığını, hatta kısa vadede daha fazla ucuzlama olabileceğini düşündüğünü söyleyen Erkan, yabancı yatırımcıların ucuzluk temasını göz önünde bulundururken bu kez Avrupa ile kıyaslama yapabileceğini de hatırlatıyor. Avrupa’da da aynı ucuzluğun örneğin Deutsche Bank hisselerinde veya diğer bankacılık hisselerinde de olduğunu belirten Erkan, “Bu noktada Avrupa hisselerinin mi, yoksa Türk hisselerinin mi daha cazip olacağının muhakemesini yapmak gerekebilir. Aynı zamanda yabancı yatırımcıyı sadece Amerikalı yatırımcı olarak da düşünmemek lazım. Mesela Avrupa’dan yatırım yapanlar için dolar o kadar da önemli değil. Bunu da göz önünde bulundurursak endekse sepet bazında bakmak daha doğru olabilir.”
Dolar/TL kurunun yükselmesi ile hisselerin dolar bazında ucuzlamasının hemen bütün sektör ve hisselerde mevcut olan bir durum olduğunu da hatırlatan Erkan, bu nedenle genel şartlardan farklı olarak analiz konusu olmamakla birlikte, demir çelik, petrokimya, bankacılık, otomotiv, havacılık, enerji ve telekomünikasyon hisselerinin tamamının döviz bazında ucuz olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Erkan, endeksin dolar bazında gerilemesi ile Petkim, Kardemir, Koza Madencilik, Tofaş Oto, Halkbank, Koza Altın, Türk Telekom, Sabancı Holding, TAV Havalimanları, Enerjisa, Yapı Kredi, îş Bankası, Mavi Giyim, Yataş, TSKB, Aksa Enerji, Eczacıbaşı îlaç, Trakya Cam, Zorlu Enerji ve Şekerbank hisselerinin cazibesinin artığını kaydederek “al” veriyor.
“TÜRK HİSSELERİ CAZİP”
Son bir buçuk yıl içinde endeksin dolar bazında 2018 Ocak ayında 32351 dolar seviyelerinden başlayan geri çekilmeler ile yurtiçi tarafta 2018 Ağustos ortalarına kadar süren kur atakları ile 12869 dolar seviyelerine kadar indiğini belirten Işık FX Araştırma Uzmanı Yusuf Kavak, “Akabinde gerek kur ataklarının sona ererek geri çekilmeler görülmesi, gerekse küresel anlamda risk iştahının bir miktar artış göstermesi ile cari yılın ilk ayında 20507 dolar seviyeleri test edildi. Son zamanlarda ise yeniden iç taraftaki bazı risk unsurlarının yükseliş göstermesi kur tarafında yükselişe neden olurken, borsadaki geri çekilmelerle 16000 dolar seviyesinin altına yeniden gelindi.” diyor.
Endeksin dolar bazında gerilemesinin yabancı yatırımcı nezdinde ucuz borsa değerlendirmesi açısından kritik olduğunu hatırlatan Kavak, risklerin hafiflemeye başlayacağı beklentilerinin artış göstereceği zamanlar için Türk hisse senetlerinin cazibesini artıracağını düşünüyor. Ancak bunun ülke risklerinin devam ettiği dönemlerde maalesef tek başma yeterli olmadığına da dikkat çekiyor.
“YÜKSEK KAZANÇ İMKANI”
Endeksin dolar bazında gerilemesinin yanı sıra hisse seçiminde Fiyat/Kazanç (F/K) ve Piyasa Değeri/Defter Değeri (PD/DD) gibi rasyolar aracılığı ile sektörel ortalamaların altında kalan şirketlerin seçilmesini bir avantaj olarak gören Kavak, “Diğer taraftan satış ve kârlılığı ortalamaların üzerinde olan veya bir hikayesi olması nedeniyle ileriye dönük satış ve kârlılık beklentileri yüksek olan şirketlerin .Seçilmesi de avantaj sağlayabilir. Keza yapılan iş veya çalışılan bölge itibariyle konjonktürel olarak da avantaj sağlayabilecek şirketlere bu dönemlerde yatırım yapmak risklerin hafiflemesi ile birlikte yüksek kazanç imkanı sunabilir” yorumunu yapıyor.
“Endeksin dolar bazında gerilemesini tek bir sektöre indirgemek elbette yanıltıcı olacaktır” diyen Kavak, ancak, ülke risklerinin yüksekliği nedeniyle hem kurda görülen artışlar hem de borsaya gelen satışlarla değer kaybeden ve risklerin hafiflemesi ile hızla toparlanabilecek şirketleri takip etmenin faydalı olacağını düşünüyor.
Kavak, endeksin dolar bazında gerilemesi ile Doğan Holding, Good-Year, Aselsan, Türk Prysmian, TAV Havalimanları, Türk Hava Yolları, Ereğli Demir Çelik, Borusan Mannesmann, Brisa, Ford Oto, Kartonsan, Zorlu Enerji, Petkim, Arçelik, Tat Gıda, Pe-gasus ve Şişecam hisselerinin cazibesinin artığını kaydederek “al” veriyor.
Enver ERKAN / GCM Yatırım Ekonomisti
“Koza Madencilik’in 2018 kân beklentilerin üzerinde”
KOZA MADENCİLİK: 2015’te oluşan zararın ardından sonraki yıllarda kara geçildi ve 2018 bilançosunda da güçlü kar artışı devam etmekte. Şirket 2018 bilançosunda karını geçen yıla göre yüzde 123 oranında artırdı. 2017 12 aylık döneminde şirketin net karı 497 milyon TL seviyesindeydi.
Dönemsel bazda ise son çeyrek karı 96.5 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Son çeyrek karı, geçen yılın son çeyreğiyle kıyaslandığında yüzde 78 artış gösterdi. Aynı zamanda piyasanın ve bizim beklentimiz olan 90 milyon TL’nin de üzerinde. Şirketin brüt kar marjı 2018/12 dönemi itibariyle 2017/12’ye göre yüzde 53.58’den yüzde 58.32’ye çıkmış, net kar marjı ise aynı dönemler arasında yüzde 19.78’den yüzde 27.50’ye kuvvetli bir artış göstermiştir. Son çeyrekte Koza Altın’ın üretimindeki yavaşlama kaynaklı üretim zayıflığı, şirketin net karını negatif etkilese de, kar rakamı hem geçen senenin, hem de beklentilerin üzerinde. Koza Madencilik hisselerinde yüzde 29 yükseliş potansiyeli ile 7 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
KARDEMİR: 2018’de satış gelirlerini yüzde 41 artırdı ve bir önceki sene 3 milyar 973 milyon TL olan satışlarını 5 milyar 583 milyon TL seviyesine çıkardı. Görece düşük gerçekleşen maliyet artışları çerçevesinde karlılık artışı desteklendi ve fiyat/marj rasyosunda artış meydana geldi. Bu sayede brüt kar marjında da seneden seneye yüzde 16.90 seviyesinden yüzde 30.61 seviyesine doğru bir artış oldu. Kümülatif bazda asıl farkı faaliyet karı ve net karda yaratıyor, bir önceki seneye göre ciddi bir düzelme söz konusu. 2018’de konsolide 814 milyon TL kara ulaşıldı. Operasyonel sonuçlar itibariyle şirket fınansal sonuçları beklentimizi karşılamakla beraber, beklenti üzerindeki vergi gideri son çeyrekte karın beklenti altında kalmasına neden oldu. Bilançosundaki dolar ve euro açık pozisyonları, TL’de meydana gelen değer kazancı itibariyle şirketin net finansal gelir yazmasını sağladı. Çin ekonomisinde yavaşlama sinyalleri, buna bağlı olarak inşaat demiri ve yassı çelik fiyat hareketleri sektör şirketleri açısından aşağı yönlü risk teşkil etmekte. Trump’ın yıl içinde devreye soktuğu çelik tarifelerini ve Türkiye’yi gelişmekte olan ülke olmadığı gerekçesiyle “gümrüksüz ticaret sisteminden” çıkarmasını, buna ek olarak Avrupa’nın ithal çelik kotası uygulamasını sektörün genel operasyonel faaliyeti açısından olumsuz görüyoruz. Şirket 2019’da 117 milyon dolar yatırım harcaması yapmayı, 2.55 milyon ton sıvı çelik üretimi gerçekleştirmeyi planlamakta. Kardemir, 2019 Haziran ve Kasım aylarında iki taksit halinde hisse başına brüt 0.263 TL temettü ödemeyi Ipp planlamakta. Söz konusu ödeme yüzde 11.4 temettü verimine işaret ediyor. Şirket hisselerinde yüzde 26 yükseliş potansiyeli ile 2.80 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
TOFAŞ OTO: 2019 ilk çeyreğinde ihracat hacmi geçen yıla göre yüzde 37 daralırken, iç pazarda yurtiçi perakende satışları ilk çeyrekte yüzde 21 gerileme gösterdi. Otomobil segmentinde değişen tüketici tercihleri, Avrupa pazarında WLTP’ye geçişin süregelen etkisi ve Opel/Vauxhall’a yapılan Doblo ihracatının 2018’de sonlanması bu daralmanın ana nedenleri olarak ön plana çıkıyor. İç pazarda ise yüksek taşıt kredisi faizleri, vergi teşviklerinin talep tarafına olumlu etkisine rağmen satış hacmini baskılamaya devam etti ve sektör genelinde daralma yaşandı. Tofaş yurtiçi perakende satışları 2018’de yüzde 21 gerileyerek 14.5 bin adet olarak gerçekleşti. Şirket ilk çeyrek gerçekleşmelerine bağlı olarak 2019 beklentilerini de güncelledi. Toplam yurtiçi perakende hafif araç pazarı beklentisi 380-400 bin adet aralığından 430-450 bin adete, yurtiçi satış adedi beklentisi 40-45 binden 60-65 bine, üretim beklentisi 235-260 binden 250-275 bine revize edildi. Yatırım harcamaları beklentisi 140 milyon euro, ihracat beklentisi ise 200-220 bin adet olarak kaldı. Türkiye’nin en çok satan binek otomobili Fiat Egea, 2018’de piyasa payını geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katladı. Şirket Türkiye ve Avrupa’daki zorlu ekonomik koşullar çerçevesinde üretim optimizasyonu sağlamak ve verimliliği artırmak amacıyla 29 Nisan itibariyle vardiya sayısını üçten ikiye indirdi. Net karı 2019 ilk çeyreğinde geçen yıl ile aynı seviyede kalarak 325 milyon TL oldu. Dönem karı 269 milyon TL ile piyasa ve bizim beklentimizin üzerinde gerçekleşti. Tofaş hisselerinde yüzde 22 yükseliş potansiyeli ile 22.80 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Yusuf KAVAK / Işık FX Araştırma Uzmanı
“Goodyear ek kambiyo kârı yazabilir”
GOOD YEAR: Zayıf veriler gördüğümüz otomotiv sektörüne rağmen 2018’in son çeyreği itibariyle satışlarını önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35’e yakın artıran şirket, dönem kârını da yüzde 23 civarında artırdı. 2019’da İzmit Fabrikası’nda gelişmekte olan ülkeler, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yönelik olarak lastik üretimine de başlayacak. Türkiye’deki iki fabrikasında ürettiği lastiklerin yaklaşık yüzde 60’ını ihraç etmesiyle yurtiçi pazar daralmasının yanı sıra, kur atakları karşında da korunaklı bir mali yapıya sahip. Zira döviz yükümlülüklerinin jg yüzde 37 üzerinde döviz fazlası olan şirket bu kapsamda son zamanlarda kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketler nedeniyle ek kambiyo kârı yazabilecek potansiyele de sahip. 1.38’lik Borç/Özsermaye oranına karşın, toplam yükümlülüklerinin üzerinde dönen varlığa sahip olması da mali yapısının gücünü yansıtmakta. 2017 Eylül ayından bu yana düşen trend içerisindeki şirket hisselerinde orta vadeli dönemde yüzde 33’IÜk yükseliş potansiyeli ile 4.00 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
DOĞAN HOLDİNG: 2018/4. çeyreği itibariyle 2.34’lük cari oran ve 2.13’lük asit-test oranı rasyolarına sahip olan grubun, 0.59’luk borç/özsermaye oranı ve 0.36’iık kaldıraç oranı rasyoları da mali yapısının gücünü yansıtmakta. İlgili dönemde, geçmiş yılın aynı dönemine göre, kısa vadeli yükümlülüklerini yüzde 30’un, uzun vadeli yükümlülüklerini de yüzde 51’in üzerinde azalttı. Holding, 524 milyon TL’lik zararını da son çeyrekte yüklü yatırım geliri yazması ile 3 milyar 567 milyon TL gibi oldukça iyi bir kâr rakamına çevirdi. Enerji, akaryakıt perakendesi, fınans, internet-eğlence, medya, sanayi, otomotiv, turizm ve gayrimenkul gibi oldukça geniş bir yelpazede faaliyetlerine devam eden grup 2019’da verimlilik artışının yanı sıra, doğru yatırım ve satın alma fırsatları üzerinden organik ve inorganik büyümeye odaklanmış durumda. Öz sermayesinin yüzde 69’u oranında net döviz artısına sahip olan şirket bu kapsamda yükümlülüklerinin 4.8 katı kadar döviz bulundurarak olası kur artışları için kendisini korumaya aldığı gibi ilave kambiyo kârı yazabilecek potansiyele sahip. Güçlü mali yapı ve ekonomik faaliyete karşın 0.41’lik PD/DD ve 0.76’lık F/K rasyoları ile de cazibesini koruyor. Holding hisselerinde orta vadeli dönemde yüzde 52’lik yükseliş potansiyeli ile 1.60 TL hedef fiyat öngörüyoruz.
Endeks dolar bazında gerilerken nelere dikkat etmeli?
- Ekonomik riskler, faiz oranları, döviz ile emtia fiyatlarının seviyesi ve şirketin bu hikayedeki yeri.
- Hissede yeni pozisyon alınacaksa ve piyasa momentumu aşağıya doğruysa, endeksle korelasyon ve beta gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı.
- Piyasa düşerken defansif kağıtların ağırlığı artırılmalı.
- Endekste hisse bazında lokomotif hisselerde alımda kalınabilir, ancak maliyet noktası optimal belirlenmeli.
- Şirketlerin döviz pozisyonları ve bunları türev araç kullanarak etkin bir biçimde yönetip yönetmedikleri incelenmeli.
- Şirketin kısa ve uzun vadeli yükümlülüklerinin dönen ve duran varlıklara oranı kıyaslanmalı.
- Şirketin maliyet yönetimi, döviz ve emtia fiyatlarındaki değişimlerden maliyetlerinin nasıl etkilendiği ve fiyatlandırma politikası incelenmeli.
İDİL TARAKLI