Kariyer ve İş İlanları

Dublaj ve seslendirme sektöründe iş fırsatları

Büyüyen sinema ve TV sektörü dublaj ve seslendirme sektörünü de büyütüyor. Buna bağlı olarak sektör yeni seslere ihtiyaç duyuyor. Yeni sesleri sektöre kazandırmak için bu alanda eğitim veren yer sayısı da artıyor…

GÖZ önünde değiller, çoğunu tanımıyoruz ama seslerini çok iyi biliyoruz. Kimlerden mi bahsediyoruz? Elbette ki, seslendirme ve dublaj sanatçılarından… Kim unutabilir “Bir kedi gördüm sanki” cümlesiyle efsane olmuş Tweety’i ya da Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gollüm karakterinin ürkütücü ama bir o kadar da derinden “kıymetli-missss” deyişini… Seslendirme ve dublaj deyince ülkemizin duayenleri arasında yer alan Alev Sezeri, Yekta Kopan’ı, Sungun Babacan’ı, Sezai Aydın’ı, Tilbe Saran’ı ve Berrak Kuş’u anmadan olmaz. Çünkü onlar bu meslekte çıtayı yukarı taşımakla kalmadı, arkalarından gelen pek çok kişiye de örnek oldular.

YENİ SESLERE İHTİYAÇ VAR

Ülkemizin gelişen sinema, animasyon ve dizi sektörü sadece yeni yapımları ortaya çıkarmıyor, pek çok yan sektörü de besliyor. Örneğin, çizgi film yapıldıkça filmlerde yer alan karakterlere can verecek daha fazla sese ihtiyaç duyuluyor. Açılan her televizyon kanalı, dublaj yapılacak belgeseller, diziler, filmler demek aynı zamanda, işte bu nedenlerle seslendirme ve dublaj sektörü de büyüyor, gelişiyor. Sektör duayenler kadar yeni seslere de ihtiyaç duyuyor. Seslendirme işine girmek isteyenlerin başvurduğu adreslerin başında seslendirme kursları geliyor.

cizgi sinema

Deneyimli tiyatrocular Can Gürzap ve Arşen Gürzap tarafından kurulan Dialog Seslendirme bu işin eğitimini veriyor. Dialog’un Eğitim Koordinatörü Sedef Avcı, yerli yabancı sinema ve dizilerin, belgesellerin ve reklamların artışına paralel olarak eğitimli seslere olan ihtiyacın da katlandığını anlatıyor. Hızlanan hayat ve zamanın birçok şey için daha kısıtlı hale gelmesiyle beraber, sesin devreye girdiği farklı alanların ortaya çıktığından bahseden Avcı, “Sesli kitaplar, sesli makaleler, sesli uzaktan eğitim projeleri gibi. Dublajın popülerliğinin artmasında dublaj aplikasyonlarını 9 anmadan geçmek olmaz” diye konuşuyor. Buradaki talepleri karşılamak adına da seslendirme ve dublaj eğitimi veren kurumlarm sayısını artmaya başladığını ifade ediyor.

TİYATRO KÖKENLİLER AĞIRLIKLI

Bu kurslardan bazılarının eğitim kadrosunda tiyatrodan ve televizyondan tanıdığımız Altan Erkekli, Can Gürzap, Cihan Ünal, Sezai Aydm, gibi isimler de var. Seslendirme işi oldukça meşakkatli bir iş. Kağıttan diyalog okumayı dublaj yapmak için yeterli zannedenler varsa büyük bir yanılgı içinde olduklarını söyleyelim. Dublaj işi yapanların seslerim iyi kullanmaları kadar, seslendirdikleri karaktere bürünmeleri hatta o karakteri yaşaması beklenir. Bu nedenledir ki, sektörde tiyatro kökenli pek çok isim bulunuyor.

Bu işin nasıl bir performans istediğine dair iyi örneklerden birini görmek isteyenler için yurtdışından bir örnek verelim. Sherlock Holmes dizisinin “Sherlock”u Benedict Cumberbatch’ın Hobbit serisindeki Smaug karakterine nasıl hayat verdiğini gösteren videoyu Youtube’da izlemek mümkün. Hem bedeni hem de sesiyle Smaug’u canlandıran aktörün performansı pek çok açıdan ilham verici.

İYİ BİR SES YETERLİ DEĞİL

Seslendirme eğitimi almak isteyenler için kurs dışmda pek bir seçenek yok. Başkent İletişim Bilimleri Akademisi Kurucusu ve Dil bilimci Levent İnce bu durumu, “Seslendirme eğitimi veren bir üniversite yok” diyerek özetliyor. Bu sebeple bu eğitimin çeşitli özel kuramlardan alınabildiğini söylüyor. Ancak seslendirme eğitimi için iyi bir sese sahip olmak tek başına yeterli bir kriter değil. İnce, “İyi bir diksiyona sahip olmak, yazı diliyle konuşma dili arasındaki farkları bilmek, vurgu ve tonlamalara dikkat etmek gerekiyor” diye konuşuyor.

Seslendirme sanatçılarının metinleri deşifre edebilme, uyarlayabilme ve senkronu sağlayabilme özelliklerine vurgu yapıyor. İnce, bunların dışında rol yeteneğinin de altını çiziyor. “Akademi olarak öğrencilerimize seslendirme eğitiminden önce tiyatro eğitimini de öneriyoruz” diyen İnce, seslendirme eğitimi kapsamında duygu temrinleri dersi verdiklerini belirtiyor.

OYUNCULUK OLMAZSA OLMAZ

Reklam, dizi gibi pek çok alanda seslendirme hizmeti sunan Seslendirme Evi Kurucusu ve Ses Mühendisi Volkan Ada da tiyatro eğitimine dikkat çekiyor. Sadece seslendirme eğitimi almış, konservatuar, tiyatro, müzik, drama gibi eğitimleri almamış kişilerin sektörde iyi ve sürekli iş bulmalarının zor olduğunu anlatıyor Ada. “Çünkü bu tarz basit seslendirme eğitimleri/kursları en fazla 6-8 ay oluyor, bizim sanatçılarımız yıllardır tiyatro ve dublaj deneyimi olan, mikrofon başında oyun oynayabilen isimlerden oluşuyor” diye konuşan Ada, Oyuncular Sen-dikası’nın tanımını örnek veriyor. Sendikanın seslendirme işini “mikrofon oyunculuğu” olarak tanımladığım hatırlatan Ada işlerinin bir nevi oyunculuk olduğunun altım çiziyor.

SABIR VE AZİM GEREKİYOR

Seslendirme eğitimi almak isteyenlerin profili oldukça çeşitli. Sedef Avcı bunu “mozaik” olarak nitelendiriyor. Farklı meslek gruplarından pek çok öğrencileri olduğunu aktaran Avcı, insanların kendilerine giderek daha fazla yatırım yaptığına ve kendilerini geliştirdiğine dikkat çekiyor. Avcı, “Dublaj eğitimi alan kişi, geniş kapsamlı bir konuşma eğitimi almış olmasının yanı sıra, bir ek meslek ya da çok keyifli bir hobi edinmiş oluyor” diye konuşuyor. Peki, hobi dışında bunu meslek edinmek isteyenler için sektörde ne tür fırsatlar var? Avcı, kurum olarak, öğrencilerinin doğru ve sağlıklı beklentiler içinde olmasını istediklerini ve ilk andan itibaren bu şekilde bilgilendirdiklerini ifade ediyor. “Seslendirme sektörünün en önemli temsilcilerinin konserva-tuvar mezunu tiyatro sanatçıları olduğu yadsınamaz bir gerçek” diyen Avcı, öğrencilerinin, uzaktan eğitim projeleri (e-learning), radyo programları, sesli kitap, video oyunu dublajı gibi daha alternatif sektörlerde iş bulduklarım anlatıyor. Levent İnce de sektörde yerlerini sağlamlaştırmak isteyenlere yardımcı rollerden başlayarak tecrübe kazanmalarını, sabırlı ve azimli olmalarını öneriyor.

Çıtayı yükseğe taşıyan seslendirme sanatçıları

Sungun Babacan: Tom Cruise, Brad Pitt gibi Hollywood’un ünlü isimlerini seslendirdi. Aynı zamanda çocukluğumuzun efsane programı Susam Sokağı’nın Kermit’iydi. Kendi ifadesiyle sayamadığı kadar çok karakteri seslendirdi.

Sezai Aydın: Bili Cosby’e kendi sesi bu kadar yakışmıyordun Ayrıca Taş Devri’nde Fred Çakmaktaş’ın da sesiydi. Bunun yanı sıra Robert De Niro, Sylvester Stallone gibi ünlü isimlerin de seslendirmesini yaptı.

Yekta Kopan: Buz Devri deyince çoğu kişinin ilke aklına gelen karakter Sid olur.

Bunda Yekta Kopan’ın muhteşem seslendirmesinin payı çok büyüktür.

Kopan sayısız pek çok karaktere ses verdi, unutulmazlar arasında Gelece Dönüş film serisinden Michael J. Fox’a yaptığı seslendirme yer alıyor.

Tilbe Saran: Animasyondan sinemaya, diziden reklama kadar pek çok yerde sesine rastlıyoruz. Ancak onu en çok Kayıp Balık’taki Dory karakteri ile anıyoruz. Sebebi ise Balinaca konuşan Dory’i sadece seslendirmeyip yaşamış olması.

Bunlara ek olarak başlığımıza da ilham veren ünlü “Nayır, n”olamaz” repliğini en güzel söyleyenlerden biri olan Cüneyt Arkın’ı seslendiren isimler Toron Karacaoğlu ve Abdurrahman Palay’dı.

Volkan ADA / Seslendirme Evi Kurucusu ve Ses Mühendisi
Teknisyen faktörü önemli

Türkiye’de stüdyolar altyapı olarak yeterli ama bu alanda insan faktörü çok önemli. Özellikle masa başındaki teknisyenin algısı, becerisi belirleyici. Yeri geldiğinde teknisyen sanatçıyı ve müşteriyi yönetebiliyor. 0 yüzden teknolojik altyapıdan daha önemli olan şey, teknisyen faktörü diyebilirim. Tabii artık teknoloji ile teknik yeterlilikler evlere kadar gelmiş durumda. Uygun bütçelerle yeterli seviyede kayıt yapabilen cihazlar edinilebiliyor. Ancak bu da yeteneği, tecrübesi olduğunu sanan, konuşabildiğini düşünen insanları sektöre ucuza iş yapanlar olarak dahil ediyor. Profesyonel seslendirmen olduğunu belirten ’10 TL’ye 10 kelime okurum’ diyenler var. Bu durumlar sektörü biraz sıkıntıya düşürmüyor değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu