Dünya borsalarında bozulma devam edebilir
ABD 10 yıllık Hazine faizleri önümüzdeki haftalarda yüzde 2.30 ve 2.50 bölgelerini geçebilir. Bu da mayıs ayıyla birlikte beklediğim düzeltme sürecine giren dünya borsalarındaki bozulmanın devam etmesine neden olabilir…
Sanayi üretimi rakamlarını nasıl yorumluyorsunuz?
Sanayi üretimi, Türkiye ekonomisinin en iyi göstergelerinden biri olarak kabul edilir. Grafikte GSYH ile sanayi üretimi arasındaki güçlü ilişki görülebilir. Bu sayede sanayi üretimi rakamları üzerinden büyüme tahmini yapmak oldukça kolay. Mart ayı sanayi üretimi geçen hafta cuma günü açıklandı. Doğrusunu söylemek gerekirse veri beni çok şaşırttı. Tüm öncü göstergelerin aksine sanayi üretimi mart ayında yıllık bazda yüzde 4.7 artış kaydetti. Ancak ilk iki ay oldukça zayıf olduğu için ilk çeyrek zayıf duruyor.
Yılın ilk çeyreğinde sanayi üretimi geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 1.2 artış kaydetmiş. GSYH büyümesinin de buna yakın çıkması beklenebilir. Bir başka ifadeyle, ekonomimizin bu yılın ilk çeyreğinde muhtemelen yüzde 1.2 civarı büyüme gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Bu rakam Türkiye’nin potansiyel büyüme hızı olan yüzde 4.5’un belirgin bir şekilde altında. Kaldı ki, diğer verilerden ikinci çeyreğe de zayıf girdiğimizi görüyoruz.
ABD 10 yıllık Hazine faizlerindeki hareketlenme nereden kaynaklanıyor?
ABD verileri yılın ilk çeyreğinde kısmen de olsa gevşemiş, piyasa profesyonelleri de FED ilk faiz artırımını önümüzdeki yıla bırakabilir düşüncesine kapılmıştı. Ancak nisan ayıyla birlikte ABD ekonomisi güçlü sayılabilecek bir “geri dönüş” yaptı. ABD ekonomisinin neredeyse yüzde 80’ini oluşturan hizmetler sektöründe güçlenme devam ediyor. Bunu geçen hafta açıklanan ve nisan ayında 57’nin üzerine tırmanan ISM hizmetler endeksinden de görmek mümkün.
Nisan ayının istihdam rakamları da beklenen düzeydeydi. Aylık bazda 223 bin kişilik istihdam artışı ABD ekonomisi için oldukça iyi. Üstelik işsizlik oranının yüzde 5.4’e gerilemiş olması (5.5 kırmızı çizgidir) FED’i telaşlandıracak bir gelişme. Kaldı ki, istihdam piyasasının en önemli öncü göstergelerinden olan haftalık işsizlik sigortası fonu başvuruları son 15 yılın en düşük düzeylerinde seyretmeye devam ediyor. Bunun mayıs ayı tarım dışı rakamlarına güçlü bir şekilde yansıyacağını göreceğiz.
Ekonomik birimler FED’in niyetini (ilk faiz artırımı için haziran-eylül dönemi) daha doğru yorumlaya başlayınca da piyasa baskısı yoğunlaştı. ABD 10 yıllık Hazine faizlerinde yüzde 2.20’lere yaklaşan yükselişin nedeni de bu. Piyasaların takvimiyle FED takviminin yavaş yavaş örtüşmeye başladığını görüyoruz. Bu çerçevede ABD 10 yıllık Hazine faizlerinin önümüzdeki haftalarda sırasıyla yüzde 2.30 ve 2.50 bölgelerini geçmesi beklenebilir.
Kurda ne beklenmeli?
ABD 10 yıllık Hazine faizlerindeki hareketlenme özellikle gelişen ülkelerin para birimlerindeki değer kaybı baskısını artırabilir. Grafikte TL ve emsallerinin 2013 yılının nisan ayından beri yaşadıkları görülüyor.
TL en çok değer kaybı yaşayan konumda. Bunun nedeniyse FED baskısına ilaveten Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasfnm kura müdahale konusundaki isteksizliği ve yaklaşan seçimler.
7 Haziran seçimlerine kadar da bu eğilimin devamı beklenebilir. Kurun seçimlere kadar 2.65-280 TL bandı içinde gidip gelmesi kuvvetle muhtemel.
Peki BIST-100 endeksinde beklentileriniz neler?
Bu yazının yazıldığı sırada borsamız 82 bin 500 düzeylerindeydi. Borsa konusunda iyimser değilim. Olmamak için çok makro gerekçem de var. Dünya borsalarmda başlayan düzeltmeninin bizi de olumsuz etkilemesini beklediğimi söyleyerek başlayayım.
ABD 10 yıllık Hazine faizlerindeki yükseliş eğilimi, gelişen ülkelerin borsa endekslerini rahatsız edebilir. Kaldı ki, borsamızın mevcut düzeyi, çift haneye yerleşmiş gösterge faiz ve rekor düzeylerde dolanan döviz sepetiyle hiç uyumlu değil.