E-sporun gelecekteki içeriğine dair ipuçları
Oynanan oyunların rengi ve içeriği her geçen gün yeni ürünlerle zenginleşiyor. Artık farklı platformlar olaya dâhil olmakta. Yeşil sahadan ve potadan gelen transferler, e-sporun gelecekteki içeriğine dair ipuçları veriyor…
Yeşil saha ve potadan masaüstüne
BUGÜNÜN en çok izlenen sporları, sayısal ortamda farklı bir sürece girmek üzere. 30 yıldan fazla bir süredir konsol ve bilgisayarlarda yer alan futbol ve basketbol gibi sporların, bugün resmi e-spor liglerinin kurulması söz konusu. Tek başına geleneksel e-spor oyunları üzerinden ilerleyen sektörün, önümüzdeki beş yıl içerisinde çok daha farklı noktalara evrilmesi bekleniyor. Spor kulüpleri de bunun farkında.
BUGÜN SAHADA, YARIN EKRANDA
‘ Spor kulüpleri elektronik sporlara dair yatırımlarına çok yönlü olarak devam ediyor. Birinci örnek Amerikan Ulusal Basketbol Ligi, NBA’den. Bu yıl NBA’deki 17 takımın bulunduğu ve 2K olarak isimlendirilen turnuva, ülke çapında büyük yankı uyandırmış durumda. Çok sayıda sponsor pastadan pay almak için birbirleriyle yarışıyor.
Öte yandan, bizim için en ilgi çekici diğer örnek İspanya’da-ki La Liga’da başlayan FIFA turnuvası. Resmi anlamdaki ilk ciddi birleşimlerden biri olan bu turnuvanın ismi Profesj^onel Videooyun Ligi. Electronic Arts’m FIFA oyunu üzerinden gerçekleştirilen turnuva, futbolun masaüstüne yansımasının en iyi örneklerinden olarak gösteriliyor. Bu konudaki en önemli nokta ise, isini sponsorunun McDonald’s olması. Hemen tanıyacağınız diğer bazı sponsorlar ise Hyundai ve Allianz. Bu derece büyük bir girişimin bizdeki karşılığını düşünmek dahi heyecan verici. Üstelik Türkiye’de, bilgisayar ya da konsol fark etmeksizin, çok sayıda futbol ve basketbol e-spor oyuncusunun varlığı hepimizin malumu. Yapılan araştırmalarda da, 1998 yılından itibaren görülen yükselişle birlikte, Türkiye’deki en çok oynanan ya da takip edilen ilk beş oyun türü arasında bu iki spor gösteriliyor. Dolayısıyla, hem sayısal ortamda hem fiziki ortamda bir birlikteliğin Türkiye’ye çok yakışacağı kesin.
Ispanya’nın ardından, Alman ve Fransız basınındaki haberlere göre bir organizasyon şemsiyesi ile e-sporun futbol resmiyetinin çok daha büyüyeceği konuşulmakta. Hatta ilerleyen zamanlarda neredeyse UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) ile rekabete girişebilecek ya da doğrudan UEFA içinden çıkması muhtemel bir oluşumun dahi söz konusu olduğu söyleniyor.
Pastadaki pay yine sadece ilgili kulüpler ya da katılım sağlayacak federasyonlar için değil, sponsorlar için de çok büyük öneme sahip. Yayıncılık gelirleri, ikamet, lojistik gibi faaliyetler de cabası. Gördüğümüz gibi, e-spor sadece strateji tabanlı, aksiyon ya da benzeri üretimlerdeki oyunlar üzerinden ilerlemiyor. Dışarıdaki fiziki yapı da içeriye kendisini adapte ettirmeye çalışıyor. Bu anlamda kulüpler, sadece e-sporun geleneksel sporlarına değil, kendi resmi alanlarım da dikkate alan türlere yöneldiklerinde, başarının gelmemesi için hiçbir sebep yok. Üstelik çok duyulma-sa da, bu anlamda başarılar elde etmiş Türk sporcular mevcut.
ORGANİZASYON VE HIZLI TÜKETİM
Avrupa’daki McDonald’s örneği, hızlı tüketim markalarının e-spora yönelik bakışım da güzel anlamda özetliyor. Amerika ve Uzakdoğu’da da durum yine aynı. Coca-Cola, Arby’s, Burger King, Domino’s Pizza gibi isimler e-spor kulislerinde adı geçenlerden bazıları. Peki, bu yiyecek-içecek ve hızlı tüketimin devleri, e-sporculara sundukları vaatlerindeki önemli noktalar neler? Birincisi, oyuncu sağlığı için önemli sayılabilecek ölçülerde ve değerlerde hazırlanmış ürünlere odaklanmaları. İkincisi, pratik ve eğlenceli ortamlar ile genç nesle odaklı tasarımsal süreçleri kurgulamaları. Sadece oyunculara has menüler üretenlerden tutun, turnuvalara has üretimlere kadar çok geniş bir üretim sahası mevcut. Ve her şekilde, genç nesle ulaşmanın yollarını arayan bu devler, turnuvalarla birlikte doğrudan oyunlara da mali destek sağlayabiliyorlar.
Böylesi bir sistemdeki Türk varlığı nedir sorusunun karşılığı ne yazık ki bugün mevcut değil. Gözlerimiz tahmin edebileceğiniz gibi lahmacun, kebap, pide ve benzeri yerel hızlı tüketim devlerini de görmek istiyor. Sadece yerel desteklerle günlük satışın çıkarılmasına yönelik yatırımlar değil, bütüne hitap edecek faaliyetler gerekli. Bunun ne ölçüde bir fırsat sunduğu, tüm Türk mutfağı için anlaşılmalı. Yerli sermayenin iyi düşünmesi gerekiyor.
Önümüzdeki hafta futbol ve basketboldan öteye, olimpiyat olarak değerlendirilmesi beklenen e-sporun etkinliklerine bakmaya devam edeceğiz.
Güzel bir hafta geçirmenizi dilerim…
Ali Efe İralı