Endeks ile korelasyonu yüksek 7 hisse
Endeksteki düşüşe rağmen analistler büyüme ve enflasyon hedeflerinin gerçekleşmesinin Borsa İstanbul’u pozitif etkileyebileceğini söylüyor. Endeksteki olası iyimser havadan birçok hisse ve sektör olumlu etkilenebilir.
2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), 27 Eylül Çarşamba günü açıklandı. OVP hedeflerine ulaşmak için hükümet yeni bir torba yasa hazırladı. Yasada harcamalara yönelik alınan vergi artışları ve tasarruflar dikkat çekti. Bu kapsamda kurumlar vergisi ve motorlu taşıtlar vergisinin artırılmasına yönelik açıklamalar ön plana çıktı. Bunun yanında kurumlar vergisinin finans sektöründe yüzde 20 oranından yüzde 22’ye çıkarılacağına dair açıklamalar başlangıçta bankacılık sektöründe satışlar yaşanmasına neden oldu. Bankacılık endeksindeki düşüşler BIST-100 endeksini de baskıladı.
Bir bölüm borsacı yüksek müşteri veya komisyon bazı olan bankaların orta;uzun vadede, vergi artışını göreceli olarak daha rahat telafi yolları bulabileceğini düşünüyor.
Ancak otomotiv dahil diğer tüm tüketim ile alakalı şirket hisselerinin olumsuz etkilenmesinden endişe ediliyor. Ancak genel olarak analistler önümüzdeki dönemlerde büyüme ve enflasyon hedeflerinin gerçekleşmesinin Borsa İstanbul’u pozitif etkileyeceğini ve endeks tarafındaki iyimser havadan birçok hisse ve sektöre olumlu yansıyacağını belirtiyor.
Piyasanın önündeki en önemli gündem maddesinin, Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu ve ilerleyen süreçte bölgede yaşanacak gelişmeler olduğunu düşünen uzmanlar, ardından Fed, doların seyri, Kuzey Kore-ABD geriliminin tırmanmasını sıralıyor. Risklerin yüksek olduğu ve endekste aşağı yönlü hareketlerin izlendiği süreçte analistler, hissenin endeks ile korelasyonunu gösteren beta katsayı düşük olan, yani defansif olarak değerlendirilen hisselerin seçilmesini önererek 7 hisseye dikkat çekiyor.
“GARANTİ, AKBANK, YAPI KREDİ TELAFİ EDER”
Maliye Bakanı’nın, finans sektörü için kurumlar vergisinin yüzde 20’den yüzde 22’ye yükseltileceğini açıkladığını hatırlatan Yatırım Finansman, bu durumun araştırma listesindeki bankalara ortalama yüzde 2-3 arasında negatif etki yaratacağmı belirtiyor. Ayrıca, 2018 net karlarını da yaklaşık yüzde 2.5 azaltacağını dile getirerek, “Finansal sektör kapsamında, sigorta şirketleri için Anadolu Hayat ve Avivasa için yaklaşık yüzde 2 negatif değerleme etkisi olmasını hesaplıyoruz. Piyasa tarafından beklenmeyen bir gelişme olan vergi artışı, değerleme açısından olumsuzdur. Orta-uzun vadede bankalar, verimlilik artışı, komisyon gelirleri gibi alanlarda gelecekte vergi artışım telafi edebilecek yollar arayabilir. Garanti Bankası, Akbank ve Yapı Kredi gibi yüksek müşteri veya komisyon bazı olan bankaların orta-uzun vadede, vergi artışmı göreceli olarak daha rahat telafi yolları bulabileceğini düşünüyoruz” diyor. Otomotiv hisseleri için etkinin çok limitli olacağım tahmin eden kurum, bununla beraber, artan vergilerle birlikte genel harcama eğiliminin azalmasının otomotiv dahil diğer tüm tüketim ile alakalı şirket hisselerini olumsuz etkileyebileceğini söylüyor.
Telekomünikasyon sektöründe Türk Telekom için ortalama ÖİV’yi yaklaşık yüzde 11.5, Turkcell için yüzdelO olarak tahmin eden Yatırım Finansman sektör için şu değerlendirmeyi yapıyor: “Bu yüzden, yeni düzenlemelerle müşteri ödemelerinin yüzde 3-4 arasında düşeceğini tahmin ediyoruz. Bu da telekomünikasyon şirketlerine fiyat artışları için alan açıyor. Haberi telekomünikasyon şirketleri için olumlu buluyoruz.”
“BİRÇOK HİSSE OLUMLU ETKİLENECEK”
Orta vadeli programda açıklanan ileriye yönelik büyüme ve enflasyon tarafındaki iyileşme beklentilerini olumlu olarak değerlendiren Gedik Yatırım Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı Onurcan Bal, “Vergi tarafında yapılan artışların kısa vadede endeks üzerinde baskı oluşturmasını beklesek de, orta ve uzun vadede bu etkinin kalıcı bir bozulma yaratacağmı düşünmüyoruz” diyor. Bal, 2017 yılında verilen teşvik ve alman tedbirler nedeniyle bütçe dengesindeki bozulmanın önüne geçebilmek ve sıkı mali disiplini korumak adına atılan bu adımların orta ve uzun vadede olumlu etkisinin dahi olabileceğini düşünüyor. OVP’nin doğrudan bir sektörü öne çıkarmasından ziyade, Türkiye ekonomisinin güçlü seyrini korumasının genel olarak pozitif bir hava yaratacağını ve birçok sektörü destekleyeceğini ifade ederek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Güçlü ekonominin devamlılığı doğal olarak sanayi ve imalata dayalı sektörleri bir miktar pozitif etkileyebilecektir. Önümüzdeki dönemlerde büyüme ve enflasyon tarafındaki hedeflerin gerçekleşmesi Borsa İstanbul’u pozitif etkileyecek ve endeks tarafındaki iyimser havadan birçok hisse ve sektör olumlu etkilenecektir.”
Bu arada piyasanın önündeki en önemli gündem maddesinin, Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu ve ilerleyen süreçte bölgede yaşanacak gelişmeler olduğunu düşünen Bal, ardından Fed, doların seyri, Kuzey Kore-ABD geriliminin tırmanmasının sıralanabileceğim söylüyor.
“ENDEKS İLE KOLERASYON ÖNEMLİ”
Aşağı yönlü hareketlerde BIST-lOO’de izlenecek en önemli desteği psikolojik olarak da önemli olan 100 bin seviyesi olarak öngören Bal, bu seviyenin kırılması durumunda endeksteki satışların tekrar hız kazanarak 95 bin seviyelerine doğru bir geri çekilme yaşanabileceğini düşünüyor. Bal’a göre, olası yukarı yönlü hareketlerde ise, endeksin 104-106 bin aralığına yükselmesi ve 106 bin seviyelerinin üzerinde tutunması, yukarı yönlü hareketlerin tekrardan hız kazanmasmı sağlayabilir. Ancak mevcut riskler göz önüne alındığında yatırımcıların beklemede kalmalarının ve şu aşamada bekle-gör stratejisini izlemelerinin daha doğru olacağını düşünüyor.
Risklerin yüksek olduğu ve endekste aşağı yönlü hareketlerin izlendiği süreçte hissenin endeks ile korelasyonunu gösteren beta katsayı düşük olan, yani defansif olarak değerlendirilen hisselerin seçilmesinin daha uygun olacağını söyleyen Bal, bu kapsamda Coca-Cola İçecek, Petkim, Enka İnşaat, Tüpraş, Selçuk Ecza ve Brisa’ya dikkat çekiyor.
Selçuk Ecza: 2017 ikinci çeyreğinde satış gelirlerindeki büyüme ve maliyetlerdeki iyileşme faaliyet kârı ve net kârı destekleyen gelişmeler oldu. Şirketin 2017 yılının ikinci çeyreğinde de güçlü finansal performansım sürdürdüğünü düşünüyoruz. İstikrarlı kârlılık rakamları, güçlü finansal sonuçlan ve sektördeki konumu nedeniyle orta ve uzun vadede beğeniyoruz.
Brisa: 2017 sonunda kısmen faaliyete geçmesi planlanan Aksaray yatırımının şirkete pozitif katkı yapacağını düşünüyoruz. Ancak, Aksaray yatırımının 2018 yılının başından itibaren kademeli olarak kapasitesini artıracak olması ve şirketin yüksek net işletme sermaye ihtiyacı nedeniyle kısa vadede bu katkının sınırlı kalacağını, orta ve uzun vadede pozitif yansımalarının görüleceğini düşünüyoruz.
Coca-Cola İçecek: Artış kaydeden satış hacmi ve satış geliri, gelişim gösteren FA-VÖK rakamları ve düşük piyasa çarpanları ile ön plana çıkıyor. Şirketin sürdürülebilir büyüme adına genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yatırımlara devam etmesini orta-uzun vadeli yatırım için olumlu buluyoruz.
Geçmiş yıllarda kurlardaki negatif etkinin net kar üzerindeki baskısının önümüzdeki dönemde azalacak olması hisse fiyatlarında yukarı yönlü hareketlere neden olabilir.
“TEPKİ HAREKETİ GELEBİLİR”
Orta Vadeli Plan’da büyümede hızlanma, istihdam artışı ve gelir dağılımında iyileştirme olmak üzere bilinen üç ana hedef ortaya konduğunu belirten Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler Yurtiçi Piyasalar Müdürü Barış Ürkün, bu noktada gelecek dönemde yine kamu harcamalarındaki artışla bütçe hedefinden sapmanın gündeme gelmesinden endişe ediyor. Piyasaları etkisi altına alan en önemli gelişmelerin şu an için bakıldığında yurtiçinde yaşanan jeopolitik riskler olarak karşımıza çıktığını belirten Ürkün, ancak borsanın bir düşüş trendine girdiğini söylemek için henüz erken olduğunu düşünüyor. Kuzey Irak referandumunun gerçekleşmesi akabinde 100 günlük hareketli ortalamasının da altını test eden endeksin, bu hareketli ortalama altında kalıcı bir hareket yaşanmadığı sürece yeniden yukarı yönlü bir tepki hareketine neden olabileceğini söylüyor. Ürkün endeks için şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Endekste 110.530 seviyesi yü içerisindeki maksimum seviye olarak karşımıza çıktı. Bu seviyeye doğru yeniden bir yükseliş için öncelikle 105.000-106.000 dirençleri üzerinde hareketlerin yaşanması gerekiyor. Geri çekilme hareketlerinin devam etmesi durumunda ise 100.000 psikolojik destek olarak takip edilecek. Bu seviye kırılırsa daha aşağı seviyeleri konuşmak mümkün hale gelebilir”
“ZARAR SEVİYESİ BELİRLENMELİ”
Ürkün’e göre, böyle dönemlerde yatırımcıların izleyeceği en önemli strateji zarar durdur seviyesini belirlemek olmalı. Bu noktada yatırımcının yatırım yaptığı hisseye hangi seviyede girdiğinin de önemli olduğunu söyleyen Ürkün şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Borsanın yükseliş trendine başladığı zamanlarda endeks ile uyumlu hareket eden bir hisseye yatırım yapılmış ise yatırımcının önünde iki seçenek oluşur. Ya bu hisseyi satıp karını realize etmek ya da beklemek. Veya yatırımcı bu yatırımından zarardaysa ya da zarara geçmek üzereyse piyasaların sert dalgalandığı bu gibi durumlarda mutlaka kendisine göre dayanabileceği bir zarar durdur noktası belirlemeli.”
“İNŞAAT, ULAŞTIRMA OTOMOTİV, ENERJİ”
Kuzey Irak’taki referandum sonrası yaşananlardan sonra Irak’a ihracat yapan firmaların sınır kapısının kapatılacağına ilişkin haberleri izlemeye başladığının altını çizen Ürkün, önümüzdeki günlerde bu tip bir gelişme yaşanma ihtimali azaldıkça inşaat, ulaştırma, otomotiv ve enerji sektörlerinin ön planda olabileceğini söylüyor. Ürkün bu kapsamda THY, Enka inşaat, Brisa, Tür-praş ve Petkim hisselerine dikkat çekiyor.
Tüpraş: RUP projesinin tamamlanmasının ardından karlılığında ciddi artışlar bekleniyor. Rafineri marjlarmda üçüncü çeyrekte gözlenen artış ve petrol fiyatlarında yaşanan yükselişler şirketin yılı oldukça iyi bir performansla kapatacağına işaret ediyor. Şirket petrolün bir kısmını Kuzey Irak’tan alıyor olsa da burada yaşanabilecek bir sıkıntıda diğer tedarikçileriyle talebini karşüayabilecek durumda olduğundan son günlerdeki Kuzey Irak gerginliğinden olumsuz etkilenmesi beklenmiyor.
Petkim: Geçtiğimiz günlerde ekonomi Bakam Zeybekçi’nin petrokimyamn da dahil olduğu üç yeni yatırımın proje bazlı destek kapsamına alınabileceğini açıklaması şirket açısından önemli bir gelişme. Konu ile ilgili olarak Socar daha önce 3 milyar dolar tutarında yeni bir petrokimya yatırımı yapmayı planladığını açıklamıştı. Bu projenin yatırım desteği alması Petkim için gelecek dönemde olumlu olarak düşünülebilir. Bunun dışında geçen sene faaliyete geçen Ege Bölgesi’ndeki konteyner limanı Petlim’in ikinci fazının inşaatı tamamlandı. 450 milyon dolar yatırım maliyeti olan bu limanda ikinci fazın devreye girmesiyle şirketin kapasitesi iki katma çıkacak.
İDİL TARAKLI