Faiz, döviz ve borsada yaşanan volatil süreç
Piyasalar açısından hayli hareketli bir süreç yaşıyoruz. Faiz, döviz ve borsada yaşanan volatil süreçte iyi para kazanan da oldu, kaybeden de. Dolar/TL’de 2,05-2,15 bandı değişti, 2,15-2,20 bandında hareket sürüyor. Gösterge faiz, enflasyon baskısıyla yüzde 9,5’in üzerine çıktt Burada negatif faizin daha ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışılıyor. Borsa tarafında ise temmuz sonunda 84.000’lerden ağustos ortasında 77.000’in altına inildi. Fakat son dönemde seçimlerin sona ermesiyle bir rahatlama oldu. Dolar kuru 2,18 TL’den 2,15 TL’ye, gösterge faiz yüzde 9’a geriledi. Borsa ise yeniden 82.000 seviyesinin üzerine çıktı.
Geçen hafta ise piyasalarda yeni dengeler oluşturabilecek Avrupa kaynaklı gelişmeler oldu. Ekonominin yeniden durgunluğa doğru gittiğini gören Avrupa Merkez Bankası (ECB), çareyi faiz indiriminde buldu. ECB, geçen hafta içinde flaş bir kararla hem borç verme, hem mevduat hem de politika faizinde 10’ar baz puan indirime gitti. ECB Başkanı Mario Draghi, hem faiz indiriminde bulunarak piyasaların fonlama maliyetini azalttı, hem de parasal genişleme sinyali vererek piyasadaki tahvilleri satın alma yoluyla likidite enjekte edeceğinin sinyallerini verdi.
ECB VE FED
Bunun yanında haftanın son günü ABD tarafında tarım dışı istihdam verisinin 225 bin olan beklentinin altında 142 bin kişi olduğu görüldü. İstihdam verisinin toparlanması, FED’in faiz artışım hızlandıracağı için piyasalar tarafında önemle takip ediliyor. Burada ağırlıklı beklenti faiz artışının 2015 ilk çeyrekte başlayacağı yönünde. Ancak sonbaharda, siyasi gelişmelerin geri plana düşmesiyle birlikte, ECB’nin faiz politikasındaki radikal değişiklikler ve bunun yanında jeopolitik riskler piyasalar tarafında izlenecek.
Geçen hafta itibariyle FED ve ECB arasında para politikalan adına kısa ve orta vadeli net bir yol ayrımı oluşmaya başladığına dikkat çeken Saxo Capital Strateji Danışmanı Cüneyt Paksoy, “FED sıkılaştırma yönünde ilerlerken ECB ise daha çok sıradışı genişlemeci politikalar uygulayacağını beyan etmiş oldu. Piyasaların yönü bu iki güçlü MB arasındaki ayrımın hızına ve gücüne bağlı olarak belirlenecek” diyor.
İSKONTO VAR
Avrupa tarafında atılan adımlar sonrasında sonbaharda piyasalar tarafında beklentilerin yükseldiğini söyleyen Logos Portföy Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berrin Önder, “ECB’nin yaptığı düzenlemeler sonrasında endeks tarafında beklentilerimiz arttı. Sonbaharda jeopolitik tarafta ciddi bir olumsuzluk yaşanmadığı takdirde, borsada 85.000 üstü seviyelere hareket görebiliriz” diyor.
Ağustos ayının ilk yarısında piyasaların olumsuz gelişmeleri fiyatladı-ğını ve Türkiye’nin gelişen piyasalara göre iskontosunun arttığını kaydeden Burgan Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Nergis Kasabalı, sonrasında yaşanan gelişmeleri ise olumlu buluyor. Bol likidite ortamının devamıyla birlikte endekste ilk etapta 84.000-85.000 seviyelerinin görülebileceği yorumunu yapan Kasabalı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ancak risklere de dikkat etmek gerekiyor. Bölgesel riskler artabilir. AB’de durgunluk, en büyük ihracat pazarı olmamız açısından izlenmeli. Yılın sonlarına doğru ülkenin yeniden seçim atmosferine gireceği de unutulmamalı.”
BORSA PAYI ARTABİLİR
Ünlü&Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü, piyasalarda eylül başından bu yana olumlu bir hava olduğunu, ECB’nin aldığı kararın bu olumlu havayı destekleyeceğini ifade ediyor. Bu süreçte Mahmut Ünlü, halka arz, tahvil arzı gibi işlemlerde de artış eğilimi bekliyor.
ECB’nin hareketinin önemli bir oyun değişikliği veya Euro-zone ekonomilerini uçuracak bir haber olmadığını söyleyen ING Yatırım Genel Müdürü Bülent Altı-nel, ancak finansal bolluğun devamı niteliği taşıdığını da kaydediyor. Borsada F/K oranının 10,5-11 civarlarında tarihi ortalamalarının bir miktar altında olduğunu anlatan Altınel, borsada bir miktar daha yükseliş olabileceği yorumunu yapıyor. Altınel, “ABD 10 yıllık tahvili henüz yukarı trend içinde değil, faiz cephesinde çok tedirgin bir durum henüz yok. Önümüzdeki dönemde doların Euro lehine kuvvetlenmesiyle gelişmekte olan ülkelere para girişi sürer” diyor.
Yaşanan gelişmeler sonrasında Logos Portföy, portföylerdeki hisse oranının yüzde 15’lerden yüzde 30-35 seviyelerine çıkarılmasını tavsiye ediyor. Yine kurum, yüzde 30-35 oranında TL faiz (ÖST-tahvil) ve geri kalan miktarla da dolar-Euro döviz sepeti öneriyor.
KAYIPLAR TELAFİ EDİLEBİLİR
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz ise eylül ayında piyasalann olumlu seyretmesini bekliyor. Gerz’e göre Kuzey Irak ve Suriye nedeniyle durduğu sanılan bu düzelme sürecinin devam ediyor olması kredi notu düşüşü ihtimalini de azaltıyor. Bu nedenle ağustos ayında yükselen kurlar, eylülde bir miktar gevşeyebilir ve BİST ağustos ayının kayıplarını telafi edebilir. ECB’nin kararının da Türkiye piyasalarına olumlu yansıyacağı değerlendirmesinde bulunan Gerz, eylül ayında enflasyonda düşme eğiliminin düşük olmasına dikkat çekiyor.
Mehmet Gerz, “Bu düşünceyle tahvil/bono alokasyonlarımızı yüzde 9 faiz seviyesinden azaltıp, serbest fon ve özel sektör tahvil fonuna kaydırdık. Normal risk profiline sahip yatırımcılara yüzde 20 hisse, yüzde 5 tahvil-bono, yüzde 45 ÖST ve yüzde 30 serbest fon öneriyoruz” diyor.
Yabancılar ağustosta sattı
Yabancı yatırımcılar Borsa İstanbul’da temmuz ayındaki 504,6 milyon dolar net alımın ardından ağustos ayında yeniden net satıcı konumuna geçti. Geçen aydaki satışlar sonrasında yılbaşından bu yana ise yabancı yatırımcının yaptığı net alımlar da toplamda 1 milyar 622 milyon dolara düşmüş oldu. BİST tarafından yayınlanan veriler doğrultusunda ağustos ayında yabancının en çok aldığı sektörlerin başında havacılık gelirken, THY (59 milyon dolar), Pegasus (42 milyon dolar) ve Vakıfbank (17 milyon dolar), en çok tercih edilen hisseler oldu. En çok satılan hisselerde ise Turkcell (92 milyon dolar), iş Bankası (C) (62 milyon dolar) ve Erdemir (20 milyon dolar) başı çekti. Bu satışların ardından ise Borsa İstanbul’daki yabancı takas saklama payı temmuz ayındaki yüzde 64,4 seviyesinden ağustos sonunda yüzde 64,1’e gerilemiş oldu.