Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

FED “bitti” demeden oyun bitmez

Bu haftanın en önemli gündemi, faiz tarafında bir değişiklik beklenmese de FED toplantısı olacak. Salı günü başlayacak ve çarşamba günü sonlanacak FED toplantı özetinde, faiz artışına yönelik mesajlar takip edilecek…

MERKEZ bankalarının aldığı aksiyonların yeniden ön plana çıktığı bir döneme girdik. Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası (ECB), Çin Merkez Bankası ve TCMB’den gelen açıklamaları takip ettik. TCMB Para Politikası Kurulu toplantısından çıkan sonuçları faiz artışı sinyali olarak yorumlarken, ECB’nin aralık ayında tahvil alım programını artırma konusunu gündeme alacağını açıklaması ve Çin’den gelen sürpriz faiz indirim kararı yeni genişleme hamleleri olarak kayda geçti.

FED toplantısı

En önemlisi ise en sona kaldı. 28 Ekim Çarşamba günü sonlanacak FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısından çıkacak kararlardan çok verilecek mesajlar piyasalardaki akışa yön verecek.

TCMB’DEN İLK SİNYAL

TCMB’nin geçen haftaki PPK özetinde önceki aylarda kullandığı “Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır“ ifadesinin yerine; “Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır” ifadesini tercih etmesini, enflasyonda iyimser kalındığının kabulü şeklinde yorumlandık.

Bunun yanında “Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir” ifadesinin yerine de; “Enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir” ifadesinin tercih edilmesi, gerekli görüldüğünde faiz oranlarının artırılacağının mesajıydı. Bu değişliği, faiz oranlarında yapılacak ayarlamaya dayanak olarak değerlendirdik. Özetle geçen hafta TCMB, önceki aylara nazaran enflasyonu biraz daha ön plana çıkaran, sıkı bir politika mesajı verdi.

ECB VE PARASAL GENİŞLEME

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin geçen ay verdiği varlık alım programında değişim olabileceği mesajı, geçen haftaki toplantıyla birlikte aralık ayı gündemine net bir şekilde girdi. Uygulamaya alman tahvil alım programının enflasyon ve büyüme üzerindeki etkisinin yeterince görülememesi ve daha önemlisi euro’nun son dönemdeki yükselişi ECB’yi rahatsız etmişe benziyor. Tüm bu gerekçeler ECB Başkanı Draghi’yi tahvil alım programının artırılması konusunda tarih vermeye zorladı.

Grafikte Euro Bölgesi M2 para arzı ile Euro Bölgesi TÜFE arasındaki ilişki görünüyor. M’ para arzındaki artışa karşın, TÜFE’nin düşüş eğilimini devam ettirmesi hatta deflasyonist sürece geçiş, ECB’yi yeni adım atmaya zorladı. Enflasyonun düşük seyretmesinde petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün de etkisi olmasına karşın, petrol fiyatlarındaki düşüşün son dönemde yavaşlamış olması bundan sonraki enflasyon rakamları üzerindeki etkisini de azaltacak. Parasal genişlemenin enflasyon üzerindeki etkisinin de gecikmeli olarak yansıdığı göz önünde bulundurulunca, ECB’nin tutumunda şu ana kadar açıklanan rakamlardan ziyade bundan sonraki rakamlar daha önemli olacak. 2016’mn ilk çeyreğinde TÜFE’de ve büyümede daha pozitif bir tablo ortaya çıkmaz ise ECB genişlemenin dozunu daha da artırabilir.

Bu nedenle verilerde bir toparlanma görülmediği sürece euro’nun dolar karşısında değerlenme şansı oldukça düşük görünüyor.

ÇİN’DEN YENİ ÖNLEMLER

Çin Merkez Bankası politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4.35’e çekerken, bir yıl vadeli mevduat faizini de 25 baz puan düşürerek yüzde 1.50’e indirdi. Bu faiz indiriminin yanında zorunlu karşılıklarda da 50 baz puan indirim yapılarak bankalara oyun alanı açtı. Böylece geçen yılın kasım ayından bu yana Çin Merkez Bankası altıncı faiz indirimini gerçekleştirmiş oldu.

ECB’nin varlık alım programında artış mesajından sonra Çin’den gelen bu sürpriz faiz indirimi, piyasalarda olumlu fiyatlandı. Buna karşın yapılan genişleme hamlelerinin ekonomide işlerin yolunda gitmediği gerekçesi ile yapıldığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu da alınan önlemlerin etkileri görülene kadar bir süre daha zayıf ekonomik verilere hazırlıklı olmak gerektiği anlamına geliyor.

FED TOPLANTISI

Bu haftanın en önemli gündemi, faiz tarafında bir değişiklik beklenmese de FED toplantısı olacak. Sah günü başlayacak ve çarşamba günü sonlanacak FED toplantı özetinde, FED’in faiz artışına yönelik mesajları takip edilecek. Eylül ayı toplantısından FED’in faizleri 2015 yılında artırmayacağı mesajını çıkaran piyasa için FED üyelerinin 2015 sonu faiz beklentileri önemini koruyor. Öte yandan önceki toplantıların özetinde yer almayan her yeni kelimeye ayrı ayrı anlamlar yüklenecek. Piyasada 2015 yılında faiz artışı ihtimalinin azaldığı şeklinde bir fiyatlama olsa da FED üyelerinin 2015 ve 2016 yılma yönelik faiz beklentileri hala faiz artışını destekliyor. Bunun yanında sürekli olarak 2015 yılında en az bir kez faiz artışı gerçekleşecek söylemini tekrarlayan FED Başkanı Janet Yellen’in tutumu hala en önemli kıstas.

Yellen geçen hafta katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada güncel ekonomiye beklentilere yer vermeyerek, susmayı tercih etti. Bu suskunluğun bozulduğu gün muhtemelen piyasalarda çok sert bir dalga göreceğiz. Bu toplantı sonrası basın toplantısı olmasa da Yellen’in görüşünü yansıtan bir ifade olması, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere son dönemde coşkuya kapılan hisse senedi piyasalarında sert bir düzeltme yaşanmasına neden olabilir.

BISTte sert hareketler görülebilir

Son üç aylık dönemde ilk defa 80 binin üzerinde haftalık kapanış yapan BIST-lOO’de bu hafta FED fiyatlaması ya 85.000 hedefini ya da 75.000 düzeltmesini gündeme getirecek. Hafta sonunda gerçekleşecek seçimler de bu sürecin tuzu biberi olacak. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla 1.5 gün kapalı olacak piyasalarımızda, çarşamba akşamı açıklanacak FED toplantısının ve pazar günü gerçekleşecek seçim öncesi pozisyon ayarlamalarının etkisi tek günde görülecek. Bu nedenle cuma günü endekste boşluklu açılış ve sonrasında çok sert fiyat hareketleri görülebilir. Bu nedenle özellikle kredili ya da kaldıraçlı işlem yapanlarla piyasa riski almak istemeyenlerin pozisyon azaltmaları faydalı olacak.

Teknik olarak ise haftalık bazdaki pozitif kapanışa rağmen, günlük bazda yorulan ve yukarı gitmekte zorlanan bir endeks izlemeye başladık. Benzer stres 2.90 altında dolar/TL’de de yaşanıyor olsa da bu hafta hem FED hem de seçim beklentisi piyasada her iki yönde de olacak sert hareketlere karşı hazırlıklı olmayı gerektiriyor. BIST-100’de kısa vadede 79.500 orta vadede ise 77.500 güçlü desteklerimiz ve izlediğimiz stop loss seviyeleri olarak duruyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu