FED toplantıları, açıklamaları ve piyasalar
Piyasaların ana trend belirleyicisinin FED olduğu biliniyor. Bu hafta yapılacak toplantıdan bir faiz değişimi çıkması beklenmese de FED toplantıları ve açıklamaları önemli olmaya devam edecek…
GEÇEN hafta gerçekleşen TCMB başkam değişiminin ardından tüm gözler çarşamba günü gerçekleşen Para Politikası Kurulu toplantısına dönmüştü. Piyasa büyük oranda üst bantta 50 baz puanlık indirim konusunda konsensüse varmış olsa da yeni TCMB başkanıyla birlikte sürpriz bir karar çıkabileceği endişesini de tam anlamıyla bir kenara atamamıştı. Bu nedenle faiz kararı ve toplantının ardından paylaşılan basın özeti görülene kadar süreç pür dikkat izlendi.
TCMB ŞOK YAŞATMADI
TCMB beklendiği gibi marjinal fonlama oranında (üst bant) beklendiği gibi 50 baz puanlık indirim gerçekleştirerek borçlanma faiz oranını (alt bant) ve bir hafta vadeli repo ihale faizini (politika) değiştirmedi. Piyasa beklentileri çok büyük bir ağırlıkla kararın bu şekilde gelmesi yönündeydi. Buna karşın sınırlı da olsa 50 baz puandan daha fazla bir faiz indirimi olabileceği endişesi TL’yi bir miktar baskılıyordu. 50 baz puanlık indirimle bu baskının ortadan kalkması kısa vadede TL’yi bir miktar güçlendirse de bu etkinin TL’yi global trendden ayrıştıracak boyuta ulaşmasını beklemiyoruz.
Beklentilere paralel gerçekleşen kararla birlikte piyasadaki anlık etkiyi göz ardı ettiğimizde piyasa üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu görüyoruz. Ayrıca TCMB’nin basın duyurusunda paylaşılan “Enflasyon yakın dönemde belirgin bir düşüş sergilemiştir.
Temelde işlenmemiş gıda kaynaklı gerçekleşen bu düşüşün kısa vadede devam edeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olması likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirmektedir” görüşü, TCMB’nin sıkı duruşunu koruyacağını gösteriyor. Dolayısıyla ağırlıklı fonlama maliyetindeki düşüşün sınırlı kalmaya devam edeceği şeklinde yorumlanabilir.
FAİZ İNDİRİMLERİ…
TCMB’nin son iki ayda üst batta yaptığı toplam 75 baz puanlık indirime karşın gösterge tahvilde yaklaşık yüzde 10.25’ten 9’a kadar yani 125 baz puana yakın bir düşüş oldu. Bu düşüşte faiz indiriminin gelecek ay da devam edeceği beklentisi etkili oluyor. Buna karşın TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 9.11’den 8.45’e düşerek 66 baz puanlık bir düşüş yaşamış oldu.
Faiz koridorunun üst bandının indirilmiş olması belirsizlik aralığını düşürmesi açısından olumlu olsa da, bu indirimlerin kredi faizlerine birebir yansımasını beklemek doğru değil.
Şu an bankaların öncelikli sorunu kaynak maliyetlerini düşürebilmek. Bu nedenle öncelikle mevduat faizlerinde düşüş görülmeli. Bankacılık sektörünün kredi/mevduat oranının yüzde 120 gibi yüksek seviyelerde olması nedeniyle mevduat faizlerinde sert bir düşüşü çok olası görmüyoruz. Zira böyle bir durumda mevduata olan talep düşeceğinden, bankalar kredi verecek mevduat kaynağı bulma konusunda zorlanabilirler.
Diğer taraftan, son dönemlerde artan iflas erteleme ve takibe alman kredi rakamları da bankaların ucuz ve kolay kredi verme konusunda iştahını sınırlayabilir. Yeni kredi yaratabilmek için ek kaynak bulmak ihtiyacı ve kaynak bulunsa dahi bunu kullandırma konusunda var olan ihtiyatlı yaklaşım TCMB’nin faiz indirimlerinin bire bir şekilde mevduat ve kredi faizlerine yansımasını engelleyebilir. Ancak atılan adımların bire bir olmasa da pozitif etkilerini enflasyondaki düşüş devam ederse önümüzdeki aydan itibaren daha net görmeye başlayabiliriz.
ECB BEKLENDİĞİ GİBİ
Çok önemli bir beklentisi olmayan nisan ayı Avrupa Merkez Bankası (ECB) Para Politikası Kurulu toplantısı gün içinde volatilite yaratsa da ana trend konusunda çok fazla etkili olmadı. ECB Başkanı Mario Draghi piyasalara alman önlemlerin etkilerini görme konusunda sabırlı olunması gerektiği mesajını tekrarlarken, gerekirse daha fazla adım atılabileceği mesajım da verdi.
Sabır telkini toplantı esnasında Euro/Dolar paritesinde yukarı yönlü harekete neden olurken, genişlemeci önlemlerin devam edebileceği cümlesi bu kazanımların geri verilmesine neden oldu.
GÖZLER FED’DE
Uzun süredir birçok merkez bankasının kararlarını takip ediyor olsak da ana trendi belirleyenin FED olduğunu biliyoruz. Aralık ayındaki faiz artışı ile birlikte 2016’da dört faiz artışı daha olabileceğinin beyan edilmesiyle başlayan panik, ardından gelen yumuşak tonlama ve faiz artışının ikide kalabileceği beyanı ile yerini coşkuya bıraktı.
Buna karşın finansal piyasalardaki fiyatlama ile FED arasında fasit bir daire oluştuğunu düşünüyoruz. FED’in daha az faiz artıracağı beklentisi finansal piyasalarda ve emtia fiyatlarında coşkuya, bu coşku da FED’in daha fazla faiz artırma ihtimalinin hatırlanmasına neden oluyor. FED ilerleyen toplantılarda bunun önünde geçmeye çalışacak. Bu nedenle faiz değişimi beklenmiyor olsa da bu haftaki toplantı da dahil ilerleyen aylardaki FED toplantıları ve açıklamaları bizim için önemli olacak.
Şuan için piyasalar ilki en erken eylül olmak üzere en fazla iki faiz artışını fiyatlıyor. Bu tarihi daha önceye çekebilecek ya da sayının artabileceğini gösterecek her türlü ifade, piyasalarda düzeltme için kullanılabilir. Bu haftaki FED toplantısından bir gün sonra da ABD birinci çeyrek GSYIH verisi açıklanacak. FED’in elindeki veri seti göz önüne alındığında bu verinin FED kararı içinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle FED’den gelecek açıklamaların piyasa üzerindeki etkisinin devamını görebiliriz.
BISTte dikkatli olma zamanı
BIST geçen hafta da düşüşe karşı dirençli dururken, zirveleri genişletme konusunda zorlanmaya başladı. Son haftalarda fiyatlar ile göstergeler arasında ortaya çıkan negatif aykırılıklar geçen hafta daha da belirginleşti. Son haftalarda sıkça vurguladığımız üzere zirve için rakam vermek zor olsa da olası bir düzeltmenin sert olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle mevcut pozisyonlar için mutlaka bir stop loss seviyesi belirlemek, yeni alım yaparken de en az iki kez düşünmek gerekir.
Özel hikayesi olmayan endeksle korelasyonu yüksek hisselerde beklenen getirilerin düşmesi, zaman zaman birbirini de tetikleyebilecek sert kar satışlarının gelmesine neden olabilir. BIST-100’de kısa vadede geçtiğimiz hafta görülen zirvenin de bulunduğu 87 bin güçlü direnç konumunda iken, 85 bin kısa vadeli ilk destek konumunda.
Olası bir düzeltmenin sert satış sürecine dönüşmesi içinse 83.500 altında kapanış gerekir. 83.500 altında orta vadeli trendin satış tarafına döneceğini düşünüyoruz. Bu seviye endeks bazında önemli olmakla birlikte her hisse için ayrı bir strateji oluşturulması gerekir. Özellikle açıklanan mali tablolarla birlikte hisse bazlı hareketlerin mevcut seviyelerde çok daha sertleşebileceğini düşünüyoruz.