FED’in faiz artırımı ve piyasalar
FED’in haziran ayında yapması beklenen faiz artırımının sinyalini nisan gibi vermesi lazım. Nisan ve sonrası “tufan”diyebiliriz. Bu nedenle dolar/TL’de görülebilecek en düşük düzey 2.38-2.40 TL, BIST-lOO’de ise en yüksek 90 bin-91 bin 700 olabilir…
Sanayi üretimi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na ne diyor?
Sanayi üretimi endeksi Türkiye ekonomisinde büyümenin en iyi göstergesidir. Geçen hafta 2014 Aralık ayı verisi açıklandı. Takvimsel etkilerden arındırılmış sanayi üretiminin aralık ayında 2013’ün aynı dönemine göre yüzde 2.6 büyüdüğünü gördük. Aralık ayı verisi gelince son çeyrekte tamamlanmış oldu. 2014 son çeyreğinde sanayi üretimi 2013’ün son çeyreğine göre sadece yüzde 2.5 büyüyebilmiş. Bu rakam son çeyrekte henüz açıklanmamış olan büyüme rakamının da düşük çıkacağına işaret ediyor. Geçen yılın bütününde Türkiye ekonomisi yüzde 3 büyümeyi dahi yakalayamayabilir.
Zayıf büyümenin birçok nedeni var. İhracat pazarlarımızdaki sıkıntılar bunun başını çekiyor. Suriye ve Irak’taki jeopolitik durum, en önemli ticaret partnerimiz olan Avrupa ekonomisindeki durgunluk, geçen yıl da ekonomik büyümeyi dizginledi. Ancak büyümenin zayıf olmasının arkasındaki en önemli etmenlerden biri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kura müdahale etmek için geçen yılın başında yaptığı 5.5 puanlık faiz artırımı oldu. Geçen yılın sonlarında dış piyasaların sunduğu fırsat penceresine rağmen Merkez Bankası faizdeki köpüğün çok az bir kısmını alabildi. Kısacası sınırlı faiz indirimi yapabildi. Bu yıl ise güçlü indirime niyetlendi. Bu sefer de kur izin vermiyor. Ancak başta sanayi üretimi olmak üzere büyüme göstergeleri, ekonominin faiz indirimine ihtiyacı olduğuna işaret ediyor.
Bu durumda TCBM’nin 24 Şubat toplantısından ne beklenmeli?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın son haftalardaki yanlış iletişim politikasını bu sayfalarda çok işledim. Artık konuya girmeyeceğim. Kaçan fırsatlar kaçtı. Şimdi önümüzde MB’nin 24 Şubat toplantısı var. Ukrayna-Rusya arasında sağlanan ateşkes, dış piyasalardaki coşkulu havayı destekledi.
Hafta içinde birkaç kez 2.50’nin üzerine yerleşmeye çalışan dolar/TL haftanın son gününde 2.47’lere kadar geri çekildi. Ancak kur halen Merkez Bankası’nın elini rahatlatacak düzeyde geri çekilmiş değil.
Merkez Bankası, piyasayı bu iki faizle fonluyor. Kur yukarı gittikçe faizi yüksek olanla daha çok fonlama yapıyor ve bankalar arası repo/ters repo faizi yükselmiş oluyor. Bankalar arası faizi piyasa faizi olarak görebiliriz. Merkez Bankası son dönemde TL’deki değer kaybı nedeniyle bankalar arası faizin tavan faize yaklaşmasını sağladı. Peki, bunu neden yaptı? Bence kurdan tedirgin.
Kurdan böylesine tedirginken 24 Şubat toplantısında faiz indirimine gidebilir mi? Bence çok zor. Merkez Bankası’nın ne yapabileceğini yorumlamak için bankalar arası faizi takip etmenizde yarar var.
Ukrayna riski gündemdeki önemini kaybetti. Sırada Yunanistan derdi var. Peki, sonrasında bizi neler bekliyor?
Ateşkesin sağlanmasıyla Rusya-Ukrayna krizi gündemi daha az işgal edecek. Piyasa profesyonelleri ve ekonomik birimlerin şu aşamada tek odak noktası, Yunanistan… Yunanistan ve Avrupa Birliği maliye bakanları arasında görüşmeler devam ediyor, iki tarafın beklentileri göz önüne alındığında kalıcı bir çözüm çıkması beklenmemeli. Ancak sorunları haziran ayına erteleyecek bir köprü finansman/orta yol üzerinde uzlaşma sağlanacak gibi görünüyor. Yunanistan riskinin ertelenmesi, piyasaları geçici bir şekilde sevindirebilir. Ancak unutulmamalı ki dünya genelinde büyümeyi yavaşlatabilecek Yunanistan ve Ukrayna risklerinin gündemden düşmesi, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) önünü açacak. Buradaki olumlu gelişmeler FED’in haziran ayında ilk faiz artırımına gidebilmesi için zemin oluşturacak.
FED’in haziran ayında yapması beklenen faiz artırımının sinyalini nisan gibi verilmesi lazım. O halde nisan ve sonrası “tufan” diyebiliriz. FED’den 10 yıl sonra gelebilecek ilk faiz artırımını piyasaların sindirmesinin bir hayli zor olacağını düşünüyorum (lütfen 2006 Mayıs-Haziran dönemini inceleyin).
Bu nedenle dolar/TL’de önümüzdeki günlerde görülebilecek en düşük düzeyin 2.38-2.40 TL, BIST-100 endeksinde de en yüksek düzeyin 90.000-91.700 bandı olduğu kanaatindeyim.
Yunanistan konusu sonrasında artabilecek iyimserlikte hisse senedi riskinin iyiden iyiye azaltılmasını tavsiye ederim. Tasarrufların da en az yarısının dövizde tutulmasını (büyük bölümü euro olacak şekilde) öneriyorum.