Gıdada enflasyonu düşürecek kararlar geliyor
Gıda Komitesinin çalışmalarında ekmek fiyatı için yeni bir model gündeme geldi. Taze meyve ve sebzede ise alternatif pazarlama kanalları devreye sokulacak. Gerekirse iç piyasada arz sürekliliğini gözeten dış ticaret tedbirleri alınacak…
ENFLASYONU düşük ve tek hanelerde tutmak için harekete geçen Hükümet, enflasyon üzerinde gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklı baskıyı azaltacak tedbirleri en kısa sürede devreye sokacak. Gıda Komitesi’nin çalışmaları çerçevesinde ekmekte fiyat belirleme sürecine ilişkin yeni düzenlemenin hayata geçirilmesi planlanırken, sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlendiği taze meyve ve sebzede alternatif pazarlama kanalları oluşturulacak. Tarımsal üretimdeki dalgalanmaların enflasyon üzerindeki kısa vadeli etkilerini ortadan kaldırmak üzere dış ticaret tedbirleri otomatik olarak devreye girecek. Aşırı fiyat hareketlerine izin verilmeyecek. Başta sera teşvikleri olmak üzere taze meyve ve sebze üretimini teşvik eden uygulamalar yeni bir strateji çerçevesinde hayata geçirilecek. Tarladan markete kayıpsız ulaşım projesine teşvik verilecek. Stokçulukla mücadele edilecek, saklanabilir ürünlerde yasa dışı stoklamaya ilişkin denetimler artırılacak. Özel tarım bankacılığı geliştirilecek.
EKMEK FİYATINA YENİ MODEL
Tarımsal Ürün Piyasaları izleme ve Değerlendirme Komitesi (Gıda Komitesi) 15 Mayıs 2017’de toplandı. Gıda enflasyonunu düşürmek amacıyla alınacak tedbirlerin uygulanmasına ilişkin genel çerçevenin masaya yatırıldığı ve önemli kararların alındığı toplantıda, ekmekte fiyat belirleme sürecine ilişkin yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi için prensip kararı alındı. Maliye Bakanı Naci Ağbal’m açıklamalarına göre, yeni modelin detayları çalışılıp, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda ve Bakanlar Kurulu’nda ele alınacak.
Ekmek fiyatlarını belirleyen mevcut yasal çerçeve değiştirilecek. Ekmek fiyatları artık her il için esnafın da içinde yer alacağı merkezdeki bir yapı tarafından belirlenecek. 81 ildeki ekmek fiyatları, o ilin üretim, tüketim koşulları dikkate alınarak bu merkezden tespit edilecek.
Gıda Komitesi’nin bu hafta bir toplantı daha yapması, ileriki dönemde de sık sık toplanarak gıda enflasyonundaki gelişmeleri ve riskleri takip etmesi planlanıyor.
DIŞ TİCARET TEDBİRLERİ
Gıda Komitesi’nde ele alman konulardan biri de işlenmemiş gıda ürünlerinde iç piyasada arz sürekliliğini gözeten dış ticaret tedbirleri oldu. Gıda Komitesi’nce, gıda üretimindeki dönemsel hareketlerin enflasyon üzerindeki kısa vadeli etkilerini ortadan kaldırmak üzere dış ticaret tedbirlerini otomatik devreye sokacak ihtiyatlı bir mekanizma tasarlandı. Bu mekanizma çerçevesinde belli şartlar oluştuğunda dış ticaret tedbirleri geçici olarak devreye girecek ve aşırı fiyat hareketlerine izin verilmeyecek. Spekülatif fiyat oluşumlarını engelleyecek esnek mekanizmayı Para Dergisi’ne anlatan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, dış ticaret tedbirlerinin hangi ürünlerde uygulanacağı, hangi ürünlerin ihracatının sınırlandırılacağı veya ithalatında gümrük vergilerinin indirileceğine ilişkin spesifik bir tanımlama yapmadıklarının altını çizdi.
Esnek bir mekanizma geliştirdiklerini vurgulayan Tüfenkci, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mn kurduğu erken uyarı ve arz izleme sistemleri gibi araçlar vasıtasıyla hangi ürünlerin arzında azalma olduğu veya olacağı, hangi ürünlerin talebinin karşılanamayacağı belirlenecek, akabinde bu ürünlere ilişkin olarak çeşitli dış ticaret tedbirleri gündeme gelecek” diye konuştu. Tarım ürünleri ihracatının sınırlandırılması veya ithalatına izin verilmesinin döviz kaybı yaratacağı, bu nedenle daha dikkatli davramlması gerektiğine dikkat çeken Tüfenkci, “Yeni dış ticaret stratejisi bu iki faktörü dengeleyecek ve genel faydayı artıracak bir seyir izleyecektir” dedi.
YASA DIŞI STOKLAMAYA ÖNLEM
Arz zincirindeki belirli noktalarda rekabet koşullarının detaylı incelenmesi ve saklanabilir ürünlerde yasa dışı stoklamaya ilişkin denetimlerin artırılması noktasında önemli adımlar atılacak. Stokçulukla mücadele edilecek. Belirli dönemlerde bazı ürünlerin stoklanarak fiyatlarının yükselmesinin beklendiğini anımsatan Tüfenkci, böyle bir durum tespit edildiğinde anında müdahale edilerek söz konusu ürünlerin piyasaya arzının temin edildiğini vurguladı.
Hayata geçirilmesi planlanan teşviklerden birinin gıda enflasyonunun düşürülmesine ilişkin atılacak adımların teşviki olduğunu söyleyen Bakan Tüfenkci, bu kapsamda sebze ve meyve lojistiğine ilişkin olarak bu ürünlerin hasat yerinden perakende satış yerine kadarki aşamalarının bir bütün halinde teşvike konu edileceğini kaydetti. Tüfenkci, sadece soğuk hava depoları yatırımları ya da ambalajlama veya sınıflandırma üniteleri değil, sebze ve meyvelerin kalite ve miktar kaybına uğramadan pazara geçişini sağlayıcı zincirin tüm halkalarını içeren projelerin teşvik edileceğini vurguladı.
YENİ TEŞVİKLER PLANLANACAK
Tüfenkci, aracı sayısının azaltılması yoluyla maliyetlerin indirilmesi için üretici örgütleri üzerinden yapılan satışlarda vergi indirimi gibi teşvikler planladıklarını açıkladı. Dış ticaret firmalarının ithalat süreçlerinde yaşanan maliyet artışlarının kısmen de olsa önüne geçilebilmesi amacıyla havalimanlarında geçici depolama yeri, antrepolara alman eşya ile ilgili olarak genelge ile düzenlenme yapıldığını anımsattı. Önceliklerinin üretici örgütlerinin teşvik edilmesi olacağını ifade eden Tüfenkci, ancak zayiatın azaltılması ve enflasyonla etkin mücadele için üretici örgütleri dışındaki, üreticilerden alman mallara ya da kendi ürettikleri ürünleri işleyen sınıflandıran, ambalajlayan ve depolayan gerçek ve tüzel kişilere de destek verileceğini kaydetti.
ALTERNATİF PAZARLAMA
Sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlendiği taze meyve ve sebzede alternatif pazarlama kanalları devreye sokulacak. Tarladan markete kayıpsız ulaşım projesine teşvik verilecek. Aracı sayısının fazlalığının doğrudan maliyetleri yukarı çektiğini zayiatı artırdığını belirten Tüfenkci, bunu önlemek için pazarlamanın büyük oranda üretici örgütleri üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Tüfenkci, “AB’ye üye 27 ülkede sebze ve meyve sektöründe üretici örgütlerin pazar payı yüzde 47. Bu bazı ülkelerde yüzde 95’lere kadar çıkıyor. Ülkemizde ise bu rakam sadece binde 4” diye konuştu.
Tüfenkci, mevcut perakende satışlara alternatif olarak tüketicilere daha ucuza sebze ve meyve satışı yapacak alternatif satış noktalarının oluşturulmasını planladıklarını söyledi.
SOĞUK ZİNCİR OLUŞTURULACAK
Türkiye’de üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 25 ile yüzde 50 arasında bir oranda zayii olduğunu dile getiren Tüfenkci, bu nedenle her yıl en az 25 milyar TL’nin çöpe atıldığını ifade etti. Ürün tarladan perakende satış noktasına ulaşıncaya kadar soğuk zincir bozulmamalı” dedi.
Bunun dışında ürünlerin, ürünlerin kap ve ambalaj, nakliye ve depolama standartlarının belirlenmesi için gerekli çalışmaların yürütüldüğünü açıklayan Tüfenkci, zayiat oranlarının azaltılması ve tüketicilerin daha sağlıklı sebze ve meyve tüketebilmesi için bu adımların atılması gerektiğini kaydetti.
Hallerin modernize edilmesi, buralarda soğuk hava deposu ve laboratuvar kurulması ile zayiat oranlarında azalma sağlanabileceğini dile getiren Tüfenkci, bunlara ilişkin teşviklerin de gündeme alınabileceğini söyledi. Tüfenkci, “Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ve bölge birlikleri ile çeşitli sebze ve meyvelerin pazarlanması hususunda çalışmalar yürütülüyor. Bakanlığımızın gözetiminde bazı kooperatifler üzerinden doğrudan perakende sektörüne ürün temin ettiğimiz çalışmalar yaptık ve başarılı sonuçlar elde ettik. Elbette bunlar henüz emekleme adımları” diye konuştu.
TARIM BANKACILIĞI
Tarımsal üretimin finansmanı konusunda Gıda Komitesi’nde değerlendirilen tedbirlerden biri de özel tarım bankacılığının teşvik edilmesi. Üreticinin krediye erişimindeki zorlukların tarımsal verimli-ği olumsuz etkilediğini dile getiren Tüfenkci, üreticinin kaynağa rahatça ulaşabilmesini sağlamak için bir özel tarım bankacılığı farkmdalık projesi geliştirilmesinin faydalı olacağını söyledi. Tüfenkci, “Merkez Bankası tarafından yürütülen bir çalışmada özel tarım bankacılığının geliştirilmesi ile tarımsal katma değerin yüzde 130, tarımsal verimliliğin ise yüzde 60’a varan oranlarda artabileceği tahmin ediliyor” dedi.
LİSANSLI DEPOCULUĞA TEŞVİK
Üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara getirebilmeleri ve ürünlerini daha uzun süre lisanslı depolarda depolayabilmeleri, böylece hem ürünlerini fiyatların daha yüksek olduğu hasat sonrası dönemde satarak daha yüksek gelir elde etmeleri hem de ürün senetlerini teminat göstererek finansmana kolayca ulaşabilmelerini sağlamak için yeni destek mekanizmaları hayata geçiriliyor. Bu kapsamda ürünlerini lisanslı depolarda depolayan üreticilerin ve üretici birliklerinin ödeyeceği depo kira ücretinin tamamı, ürünlerin lisanslı depoya konulmasından önce yapılacak analizlere ilişkin analiz ücretinin tamamı devletçe ödenecek. Nakliye desteği sağlanacak. Ürün ihtisas borsaları kurulacak. Bu arada lisanslı depo yatırımları öncelikli yatırım konuları arasına dahil edildi.
YAKINDA DEVREYE GİRECEK
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gıda Komitesi’nin önem verdiği konuların başında tarımsal üretimde güçlü büyüme ve verimlilik artışları olduğunu belirtti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu doğrultuda uygulamaya koyduğu projelerin meyvelerini vermeye başladığını söyleyen Şimşek, hububat ve kırmızı et üretiminde önemli artışlar görüldüğüne dikkat çekerek, bakliyat gibi talebin kısmen de olsa ithalat ile karşılandığı ürünlerde ise kapsamlı bir üretim planlaması yapıldığını ve bakliyat üretiminin yapılacağı havzaların belirlendiğini bildirdi. Şimşek, taze meyve -sebze üretimini teşvik eden uygulamaların da başta sera teşvikleri olmak üzere, yeni bir strateji çerçevesinde devreye gireceğini vurguladı.
îlgili kuramların gerçekleştirdiği teknik çalışmalara göre, alınacak tedbirlerin işlenmemiş gıda kaynaklı riskleri sınırlandırarak enflasyonun tek haneye gerilemesine ve oynaklığın azalmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Şimşek, “Takip eden yıllarda ise gıda enflasyonunu enflasyon hedefi ile uyumlu seviyelerde tutacak. Bu tedbirleri yakın zamanda devreye sokacağız” dedi.
“İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçici dönemli yaşanan fiyat artışlarını dikkate alarak tarım ürünlerinde ithalat kapısının açılmasının doğru olmadığım, et örneğinde görüldüğü gibi ithalatın çözüm olmadığını söyledi. 2017’nin ilk üç ayını olumsuz hava koşullarıyla geçiren tarımsal üretimde arz düşüklüğünün fiyatlarda bir miktar yüksekliğe neden olmasının doğal olduğunu belirten Bayraktar, bu dönemde az da olsa bir baz etkisi bulunduğunu kaydetti. Nisan ayında ise örtü altı koşullarından tarla üretimine geçiş dönemi ve ihracatın bir miktar artmasından dolayı tarımsal arzm etkilenmesi yanında güçlü bir baz etkisiyle fiyatlarda artış yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, “Tarla ürünlerinin piyasaya çıkmasıyla fiyatlarda önemli bir düşüş olacağı da açıktır. Bunun da 2017 yılının geri kalanında enflasyona olumlu yönde etkilemesi bekleniyor.”
Sebze ve meyve fiyatlarının ucuzlayabilmesi için, tarımın yapısal sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Girdi fiyatları makul seviyelere çekilerek üretim maliyetleri düşürülmeli, üretim planlaması yapılmalı. Nakliye, ambalajlama ve depolama maliyetleri desteklenmeli” dedi.
“ÖRGÜTLENME MALİYETLERİ DÜŞÜRÜR”
Tarımsal üretimin devam ettirilebilmesi, işletmelerin bü-yütülebilmesi ve yeni yatırımların gerçekleştirebilmesi için üreticilerin sürekli olarak kredi kullanımına ihtiyaçları bulunduğuna dikkat çeken Bayraktar şunları kaydetti:
“Tarımsal üretimin finansmanı konusunda beklentimiz düşük faizli kredi için kullanılan Hazine desteğinin artırılması, daha fazla düşük faizli kredi kullanılması sağlanması. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri dışında diğer kamu bankalarının da Hazine destekli düşük faizli kredi kullandıra-bilmesinin yolu açılmalı. Ticari maliyetlerin hafifletmesi; vergi indirimi, taşıma giderlerinin düşürülmesi yönünde verilen teşvikler, kredi maliyetlerinin aşağı çekilmesi gibi birçok teşvik unsurunu barındırıyor. Üreticimiz açısından satışta alman stopaj vergisinin düşürülmesi veya tamamen kaldırılması, girdilerdeki vergi indirimleri bu manada önem arz etmektedir. Üreticilerin örgütlenmesini sağlayacak teşvikler de ticari faaliyetleri hızlandırır, maliyetleri azaltır.”
HÜLYA GENÇ SERTKAYA