Kariyer ve İş İlanlarıMakaleler

Gri Yakalılar Kimdir?

Gri Yakalılar

Büyük olasılıkla gri yakalıları daha önce duymamışsındır. Çünkü ben uydurdum.

Madem beyaz ve mavi yakalıları askeri rütbelerle açıkladık, o zaman aynı yöntemle devam edelim.

Gri yakalılar, askerdeki astsubaylar veya uzman çavuşlara denk gelir.

Beyaz ve maviler arasındaki elemanlardır. İşçi değil memurdurlar, ancak yükselme ihtimalleri de, umutları da yoktur. Şirkete memur olarak girerler ve otuz yıl sonunda -çoğunlukla da aynı şirketten- emekli olup ayrılırlarken, yükseldikleri maksimum kademe şefliktir.

Gri Yakalılar

Personel memuru, muhasebe elemanı, patronun sekreteri, santral memuru veya depo sorumlusu gibi unvanları vardır.

Yükselme hırsıyla gözleri parlayan bir Beyaz Yalaka isen, sana tavsiyem, mavi yakalılarla bir işin olduğunda bu işi mümkünse bir gri yakalıya vermendir. Hem sen muhatap olmamış olursun hem de gri yakalılar bu işi bir beyaz yakalıdan çok daha kolay hallederler.

Çalışma hayatın boyunca birçok beyaz yakalının ayağım kaydırabilir, birçok mavi yakalıyı işinden edebilirsin. Ama gri yakalılarla hiç uğraşma, derim. Çünkü gri yakalılar genelde patronun veya genel müdürün sağ kolu, şirketteki gözü kulağı, istihbarat kaynağı ve genelde de ya hemşerisi veya akrabası falan olurlar. Zaten yoluna çıkmadıkları sürece neden onlarla çatışasın ki, öyle değil mi?

Öyle değil. Bu adamlarla çatışmanın önde gelen sebebi, senin işe onların amiri konumunda başlayacak olmandır. Sırf bu sebepten dolayı -sanki senden kurtulsa yerine bir başka beyaz yakalı daha gelmeyecekmiş gibi- seninle uğraşanlarını görürsün. Bazıları o kadar sert ısırır ki, omuzlarında bugüne kadar devirdikleri Bey az Yalaka leşlerinin miktarınca yıldızı görür gibi olursun. Üstelik yedikleri Beyaz Yalakaların sayısıyla doğru orantılı olarak firma içinde ağırlıkları vardır bu adamlarm.

***

Ülkelerden birinde, askeri bir kışlada bir gün, bir çavuş dinlenmekte olan eri yanma çağırır:

“Bana bak lan,” der, “git deponun kapısında nöbete dur. Dünya yıkılsa yerini terk etme yoksa ebeni bellerim!”

Askerlik yapanlar bilir, şirret bir çavuşun karşısında baban vali olsa sana fayda etmez, çünkü günün yirmi dört saati bu adamın emri altındasındır. Er çaresiz, deponun kapısında beklemeye başlar. Derken bir süre sonra oradan geçen bir general, erin kapıda bekleyen halini görünce sorar:

“Evladım ne yapıyorsun burada?”

“Nöbet tutuyorum komutanım.”

“İyi de burası nöbet yeri değil ki. Hadi koğuşuna git yat, saat gece yarısı!”

“Gidemem komutanım, çavuşum emretti, yerinden ayrılma, dedi.”

“Oğlum başlatma çavuşuna, bak omzumdaki rütbeye, generalim ben! Yürü git koğuşuna yat, emrediyorum!”

“Komutanım gidemem! Vallahi çavuşum duyarsa, seni deee beni deee?!”

îşte mavi yakalılara en kolay iş yaptırabilecek grup da firmadaki çavuş takımına denk gelen gri yakalılardır.

Sen genç bir BeyazYalaka olarak büyük bir enerji ile işe başlarsın. Göstermelik birkaç başarı peşindesindir. Adı senin adınla anılacak bir eser bırakmak istersin. Genelde firma içinde kullanılan bilgisayar programmın yenilenmesi ve modern bir yazılıma geçilmesi gibi aktivitelerdir bunlar. Ne zaman ki şirketi böyle bir değişime sokmak istesen, karşında bulacağın ilk kitle bu gri yakalılardır.

“Bu iş burada olmaz!”

“Yıllardır alışılmış bir düzen var, böyle gelmiş böyle gider!”

“Çok arkadaş gördük, siz yanlış anlamaym, böyle değişim hevesiyle gelip altı ayda kapının önünde buldular kendilerini. Bizim patron gözüktüğü gibi değildir. Yeniliklere karşı ve ters bir adamdır.”

“Daha dün bir bugün iki! Hele bir mevcut yapıyı anlayın.”

“Şu duvarlarda taşlarda tırnak izlerim var benim. İlk başladığımızda beş kişiydik, o günden beri ben buradayım.”

“Düşünebiliyor musunuz, o yıllarda sadece bir minibüs yeterdi tüm çalışanları taşımaya. Ben de hep önde, şoförün yanında otururdum.”

Bu cümleleri o kadar çok duyarsm ki… Sanki bir marifet gibi anlatırlar ne kadar fosil olduklarını. Oysa iyi bir halt olsaydı onu daha büyük bir firma keşfeder ve transfer ederdi öyle değil mi? Ama yok, bu “tercih edilmemişlik-lerini” sanki bizzat kendi seçimleriymiş, sırf firmaya sadakatleri nedeniyle yirmi yıldır orada duruyorlarmış gibi gururla anlatırlar sana.

Ya sen? Sen tabii ki böyle olmayacaksın. Başarı basamaklarını birer ikişer yükselecek, hiçbir şartta kimseye acımayacak, ne yapıp edip en tepeye ulaşacaksın.

Neyse, zaten bu adamlarla biraz daha konuşursan firmaya o kadar da bağlı olmadıklarını görürsün. Hatta detaylarına girerek fi tarihinde haklarının nasıl yendiğini anlatmaya başlarlar. Burada onlar varken ve onlar her şeyi biliyorken, hiç gereği olmadığı halde patron tutmuş, dışarıdan genç züppeleri işe almıştır.

Gri yakalıların büyük bir kısmı kendilerini doğrudan patrona bağlı görürler. Genel müdürler gelir geçer ama bu adamlar hep baki kalırlar. Patronlar da bunu bilir. Öyle patronlar vardır ki, yeni göreve başlayan bir genel müdür hakkında ilk bu adamlarla konuşur, öncelikle onların fikirlerini alırlar.

Patron, ihracat departmanında memur olan hemşerisi bir gri yakalıya sorar:

“Nasıl, iyi mi yeni genel müdür?”

“Vallahi efendim, öncekileri de gördük. İnşallah bu seferki iyi çıkar. Ama merak etmeyin, benim gözüm adamın üstünde, en ufak bir olayı dahi size haber vereceğimden şüpheniz olmasın.”

“Sağ olasın kardeşim, hiç şüphem yok zaten. Biz birbirimizi biliriz.”

İlginçtir, tüm mızmızlıklarına ve değişime dirençlerine rağmen, her şirkette supap olarak birkaç tane olması gerekir bu adamlardan. Zira patron tarafından doğru kullanılabilirlerse, şirketi gereksiz maceralardan ve işgüzar maceraperestlerden korumak konusunda çok işe yararlar. Öte yandan, şirketlere en büyük zararları da değişimlere direnen bu tip adamlar verirler bazen. Çünkü değişmeyen ve çağa uyum sağlayamayan her organizasyon, er geç kaybetmeye ve yok olmaya mahkûmdur.

İşte bu yüzden, gri yakalıları bir otomobilin fren sistemi gibi düşünebilirsin; doğru idare edersen hayat kurtarır, yanlış yerde yanlış şekilde çekilen el freni arabaya kırk takla attırır.

Ama sen şimdilik boşver bunları, seni ilgilendiren şey onlarla kuracağm ilişkiler.

Bunun da formülü basit: Dalaşma bu adamlarla.

Onları duyma bile. »

Çalılığı dolaş.

İnan böylesi daha iyidir.

Bir Yorum

  1. Gri yakalılık terimi 1980’den beri KAM’da kullanılmaktadır. Bu kavram şirketin kurucusu Mahir BAYKAM (D:1956-Ö:2015) tarafından bulunmuştur. KAM dünyanın en büyük prekast betonarme yapı üreticisidir ve Toplam Kalite Yönetimi, Yalın İmalat, ISO:9001 gibi yönetsel sistematikleri mümkün olan en dinamik kurumsal iş tekniği Oplom tarzıyla harmanlamış olan başarılı bir sanayi kuruluşudur. KAM’a göre beyaz yakalılar beyin gücünü kullanan, mavi yakalılar kas gücünü kullanan ve gri yakalılar da kas güçlerini kullanmaları beklenirken şirkete katkı sağlayacak buluş niteliği taşıyan işlere imza atarak beyin gücünü de kullandığını kanıtlayan çalışanlardır ve bu unvan yalnızca bir yıllığına verilen özel bir ödül niteliğindedir. Beş yıl üst üste gri yakalı seçilen bir mavi yakalı çalışan beyaz yakalılığa terfi edebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu