Güneş enerjisinde devrim yaratan teknoloji
Öyle bir güç üretim sistemi hayal edin ki, güneş enerjisini 2000 kat yoğunlaştırsın, aynı anda temiz içme suyu üretsin ve kendisinden çok uzakta olan yerlere bile soğutma servisi ulaştırsın. Tüm bunların yanı sıra, çevre dostu, yenilenebilir ve düşük maliyetli olsun. Ama tabii bir de tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılaması gerek.
Hayal mi? Aslında değil. Bilişim devi IBM, bunun yapılabileceğini söylüyor. Bu kez çevre dostu bir projeyle karşımıza çıkan firmanın iştirakçileriyle ortaklaşa geliştirdiği yeni teknoloji güneş enerjisini dönüştürüyor. Yüksek Konsantrasyonlu Fotovoltaik Termal Sistem (High Concentration Photovoltaic Thermal – HCPVT) adı verilen teknoloji, aslında süper bilgisayarları soğutmak için kullanılan eski bir sistem. Ama artık güneşten daha çok verim elde etmek için kullanılacak.
Bakır, çinko, kalay ve selenyum gibi dünyada bolca bulunan hammaddelerden üretilen pillerinin kullanıldığı çanak, güneşi takip ederek verimliliği arttırıyor. Aynalardan oluşan dev çanak, güneş ışığım merkezdeki fotovoltaik çipler yardımıyla mikro kanallı sıvı soğutuculara yönlendiriyor. Bu mikro-çipler güneşli bir günde, sadece 8 saat içinde 200-250 Watt güç üretebiliyor.
IBM güneş paneli, tüm diğer sistemlere oranla %40 daha verimli çalışıyor. Yani günümüzdeki verimlilik sınırlarının aşıldığı noktaya şahit oluyoruz. Bu teknolojinin diğerlerinden farkı, özel bir soğutma sistemine sahip oluşu. Aquasar ve SuperMUC firmaları tarafından geliştirilen soğutma teknolojisi sayesinde sıcaklık sabit kalarak, çiplerin erimesi engelleniyor. Böylece güneş ışınlarının yoğunluğu 2000 kat arttırılıyor. IBM, bu sistemin hava soğutmaya oranla 10 kat daha etkili olduğunu belirtti. Ayrıca, mevcut protokolde güneş ışınları 2000 kat yoğunlaştırılabi-liyor olsa da, aslında 5000 kata kadar çıkarılabileceği söyleniyor.
Bu sistemin en büyük avantajı, diğer güneş enerjisi panellerine göre daha ucuz fakat daha verimli oluşu. IBM araştırma bölümünün yaptığı açıklamada, araştırmanın ileri aşamalarında, maddeleri birbirine bağlamak için nano-partikül tekniğinin kullanılabileceği de iletildi. Ancak bu güneş paneli sadece enerji üretmekle kalmıyor. Emmeli soğutma adı verilen bir teknolojiyle, termal dönüşüm kullanılarak, sıcak havanın serin havaya dönüştürülebilmesi de mümkün. Araştırma ekibi, bu uygulama için silika jelden üretilen bir emme sistemi kullanılabileceğini söylüyor. Hatta emmeli soğutma sisteminin çalışma prensibi, içme suyu elde etmek için de kullanılabilir.
Şu anda prototip aşamasında olan proje, IBM‘in Zürich laboratuvarmda denenmeye başlandı. Araştırmacılar, daha büyük sistemler inşa ederek, daha uzak bölgelere yerleştirmek istiyor. Üretim tekniğinin kolay ve hammaddelerin ucuza mal edildiği teknoloji sayesinde güneş enerjisinin kullanılma payının belirgin derecede artması ümit ediliyor. Güneş enerjisinin şu sıralar tüm dünyadaki kullanım oranı sadece yüzde 0,1. Greenpeace’in 2009 yılında yayınlanan raporunda, güneş panellerinin, tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılayabileceği, geleceğin bu tür yatırımlarla şekilleneceği belirtilmişti. IBM’in güneş paneli, mevcut panellerin verimlilikte yaşadığı sorunu ortadan kaldırıp, beraberinde içme suyu ve soğutma sistemi sunuyor. Greenpeace’in de raporunda önerdiği üzere; yeni nesil teknolojilerin enerji verimliliği için kullanılmasıyla birlikte, çevre dostu enerji sistemlerine kavuşmak hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmeye başlıyor.