Pazarlama Reklam

Hafiye programları reyting yakalayınca reklamverenlerde radarda

ATV’de Müge Anlı’nın yakaladığı reyting başarısı diğer kanalları da heyecanlandırdı. Reklamveren ve kanallar, dest-i izdivaç açığını şimdi de “kriminal”programlarla kapatmaya çalışıyor…

BUGÜNE kadar yaklaşık 1500 kayıp kişiyi bulup ailesine kavuşturdu. Yine 60 ı aşkın faili meçhul cinayeti aydınlığa çıkardı. Bir süre önce başlattığı “Sevgi İzi” projesi ise tüm Türkiye’de büyük yankı uyandırdı; hatta ödülleri topladı. Öyle kiw reyting savaşında kimse eline su dökemiyor.

Tabii ki Müge Anlı ve “Tatlı Sert” programından bahsediyoruz. Anlı, gündüz kuşağında olmasına rağmen televizyon reyting tarihçesini adeta baştan yazan isimler arasında gösteriliyor. Hal böyle olunca reklamverenlerin gözünde de bir idol; reklam bütçelerindeki yeri tartışılmıyor. Tüm bu anlattıklarımızın diğer kanalların iştahını kabartmaması mümkün değildi. Beklenen de oldu…

muge anli

GÜNDÜZ KUŞAĞINDA “ÖLÜMÜNE” REKABET

Bu yıl gündüz kuşağı adeta “kriminal” televizyon dizilerine dönmüş durumda. Kanallar sadece prime time için değil, gündüz kuşağı için de fay asıya bir rekabet içinde. Zaten tanıdık olduğumuz bir resim yine karşımızda… Bir zamanların meşhur ”ağa” dizileriyle hatırladığımız, sonra ”evlilik” programlarıyla devam eden “copy-paste” programcılık anlayışı, şimdi de “hafiye” programlarıyla kanallara reyting sağlamaya çalışıyor.

Daha şimdiden 7-8 adet suç ve kayıp arama programı yayma girdi bile. Bazıları sert bir şekilde cinayetleri çözmeye çalışıyor; bazıları daha yumuşak bir uslupla kayıpları sevdiklerine kavuşturmayı amaçlıyor. Neredeyse hiçbiri cesaret edip programını “Tatlı Sert” ile aynı zaman dilimine koymuş değil; ama bu sezonda rekabetin adı şimdiden “dedektiflik” olmuş durumda.

YENİYİ YAPMAK RİSK İŞİ

Aslında işin perde arkası basit. Özellikle RTÜK’ün evlilik programlarına getirdiği yasak, kanalları yeni bir konsept bulmaya zorluyor. İşin aslı her sezon bir veya iki tane olsa da özgün içerikli ve farklı bir yapıma rast geliyoruz. Öyle olunca elde edilen fevkalade sonuçlar da kolayca görülüyor. Ancak ne yazık ki bu riski almaktan çekinen kanallar daha önce tutmuş, “Bizim ne eksiğimiz var; biz de yapalım” dedikleri program konseptlerini çok daha sık tercih ediyor.

Birçoğunun fiyaskoyla sonuçlanacağını, çok yakında ekranlara veda edeceğini öngörmek için iletişim dâhisi olmaya da gerek yok. Zannımca Müge Anlı dışında sadece bir tanesi en azından bu sezona devam etme şansı yakalar. Ancak işin diğer bir boyutunu da atlamamak gerekiyor. Evlilik programlarında da toplumsal huzursuzluk yaratan hususların birçoğu şimdi de “kriminal” başlığıyla önümüze seriliyor. Farklı bir posta bürünmüş, aynı sahne karşımızda. Öyle ki daha şimdiden bu programlardan bir tanesine gizli tanık olarak katılan ve “hayati tehlikede” olacağını vurgulayan bir kadının ismi yanlışlıkla sunucunun ağzından kaçtı. Farklı bir programda ise henüz 18 yaşmı doldurmamış ve konuşulan konunun şüphelileriymiş gibi davranılan iki kız kardeşin yüzleri önce blurlanırken, soma açıktan açığa gösterilmeye başladı. Suçluyu bulayım derken birbirine düşen aileler, uzun zaman kaybettiği oğlu sandığı bir çocuğun oğlu olmadığını anlayınca yıkılan yaşlı bir adam…

Bu sadece sezon başladığından bu yana geçen kısacık zaman dilimi talihsizlikleri. Zaman geçtikçe bu talihsizliklerin de artacağına şüphe yok. Ne de olsa bu iş sadece güzel sunum ve hoş edayla bitmiyor. Belli ki ciddi bir tecrübe ve program yönetim kabiliyeti de gerekiyor. Sosyal medyada programlarla ilgili şimdiden kopan fırtınalar, yakın zamanda bu konsepte de RTÜK yasağı geleceğini hissettirmeye başladı bile. Bakalım, izleyip göreceğiz. Ya da boş verin, izlemeye bile değmez belki de…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu