Hikayesi Olan Alınabilecek Hisseler
Analistler endekste maksimum 92 bin seviyelerinin görüleceğini tahmin ediyor. Hisse senedi almak isteyenlere ise düşüşlerde orta-uzun vadeli olmak koşuluyla hikayesi al veren 34 şirket içinden seçim yapmaları öneriliyor…
SON dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının izledikleri politikalar gelişmekte olan ülke para birimleri ile borsalarına destek oluyor. Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikası ile Avrupa Merkez Bankası’mn (ECB) parasal genişleme yolunda attığı adımlara, Türkiye’de ekonomik anlamda açıklanan olumlu veriler de eklenince BIST-100 endeksi 83 bin seviyesine kadar yükseldi.
Öte yandan endeksin son 10 yılın nisan ayı performansına bakıldığında 2012 yılı dışında bir düşüş olmadığı görülüyor. Kısacası Borsa İstanbul bahar aylarını seviyor. Büyük bir sorun olmadıkça da nisan aylarını artıda geçiriyor. Bu yıl açısından dikkat çeken bir başka önemli nokta da artan yabancı alışları… Yılbaşından bu yana borsada ciddi yabancı alımları görülüyor. Yabancıların yılın ilk üç ayında alım işlemleri 25.2 milyar dolar iken satım işlemleri 23.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yabancı işlemlerinin söz konusu dönemde toplam hacminin 49.0 milyar dolara ulaştığını hatırlatalım. Net yabancı alım işlemleri ise 1 milyar 497.6 milyon dolar oldu.
Mart ayı itibariyle yabancıların 1 milyar 75 milyon 919 bin 829 dolarlık net alım ile son dört yılın en yüksek net alimini gerçekleştirdiğini söyleyen analistler, borsadaki yabancı payının da sene başından bu yana yüzde 4’ün üzerinde arttığını ifade ediyor. Analistler sınırlı da olsa Türk Lirası’nm (TL) da değerlendiğine dikkat çekiyor. Yılbaşından bu yana gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısındaki performansına baktığımızda değerlenme anlamında Brezilya Reali ve Malezya Ringgit’inin yüzde 8.6 ile başı çektiği görülüyor. Meksika Pesosu dışında gelişmekte olan ülke para birimlerinin hepsinin dolara karşı değer kazandığını belirtelim. Türk Lirası ise Güney Afrika Randı ile birlikte diğer ülkelere göre biraz daha geride kaldı. Analistlere göre, FED’in faiz artırma konusundaki güvercin tavrı ve ECB ile BoJ’dan (Japon Merkez Bankası) gelen parasal genişlemeler ile yurtiçinden gelen olumlu veriler hem Borsa İstanbul’daki yükselişi hem de TL’yi bir ölçüde destekliyor.
“FAVORİ HİSSELER”
Endekste yukarı hareketin devamı için 84 bin 400 seviyesinin geçilmesi gerektiğini söyleyen analistler, aşağıda ise 80 binin önemli destek olduğunu belirtiyor. 92 bin bölgesinin bu yılın maksimumu olabileceğini ifade eden analistlere göre, hisse senedi seçiminde yatırımcılar hikayesi olan, büyüme potansiyeli yüksek hisseleri seçmeliler. Ancak bu her hikayesi olan hisse portföye dahil edilecek anlamına gelmiyor. Muhakkak uzmanlardan destek alarak seçim yapılması tavsiye ediliyor. Bu kapsamda yatırımcılara Göl-taş, Gözde Girişim, TAV Holding, Soda Sanayii, Tüpraş, Petkim, Aselsan, Tümosan, T. Şişecam, Arçelik, Kordsa, Ford Otomotiv, Otokar, Emlak Konut GYO, Torunlar GYO, BİM, Tofaş Otomobil, Aksa Enerji, Bagfaş, THY, Bolu Çimento, Bizim Toptan, Çimsa, Tekfen Holding, Trakya Cam, Sabancı Holding, Ak-bank, tş Bankası, Çimsa, Enka İnşaat, Turkcell, Vakıf Bank, Halk Bank ve Tat Gıda olmak 34 hisse senedi orta ve uzun vadeli portföyler için öneriliyor.
“DÜŞÜŞ PETROL İLE OLABİLİR”
Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı’ya göre, son dönemde yaşanan terör olayları ve jeopolitik risklerden etkilenmeyen BIST’te düşüş için petrol fiyatlarına bakmalıyız. BIST-100 ve Brent petroldeki korelasyonun son dönemde biraz bozulsa da küresel tarafta devam ettiğini hatırlatan Nalbandı, “SP 500 endeksi ile olan korelasyonda ise FED faiz artışı ihtimallerinin zayıflamasından dolayı bir bozulma var. Öte yandan arz durdurma konusunda anlaşmaya varılmaması ve petrol fiyatlarının düşüşe devam etmesi, endekslere yeni bir satış dalgası getirebilir. Petrol konusunda Suudi Arabistan ve İran arasındaki çekişmeler hatta Irak tarafında da durumun pek farklı olmaması bu konuda anlaşma ihtimallerini zora sokuyor” diyor.
Endeksin 70 binden başlayan yükselişinde bir düzeltme görme olasılığına karşı dikkatli olunmasını öneren Nalbandı, riskleri şöyle sıralıyor: “Orta ve uzun vadede endekste yükselişin devam etmesi için petrol fiyatlarının 40-50 dolar arasında kalmaya devam etmesi gerekiyor. Ayrıca FED faiz artırımı konusunda güvercin olmaya devam etmeli. Bunlar bilinmeyen riskler. Bunlar dışında jeopolitik risklerin de kontrol edilemez hale gelmesi bir başka sıkıntı.”
“EN FAZLA TEMETTÜ ÖDEYENLER”
BIST-100 endeksinde yukarı yönlü hareketin devam etmesi için 84 bin 400 seviyesinin geçilmesi gerektiğini ifade eden Nalbandı, aşağıda ise 80 binin önemli destek olduğunu belirtiyor. Endekste 84 bin 500-85 bin 500 bölgesinin bu yılın maksimum seviyeleri olabileceğini söyleyen Nalbantlı’ya göre, aşağıda ise 60 bin seviyelerinin görülme olasılığı var. Peki, bu makas içinde yatırımcılar nasıl hareket etmeli? Nal-bantlı’nın yatırımcılara önerileri şöyle:
“Endekste 68 binlerden 83 binlere gelindi. 15 bin puanlık bir yükseliş oldu. Bu nedenle portföylerde hisse miktarının biraz azaltılması iyi bir tercih olabilir. Yeni hisse seçimlerinde ise her zaman olduğu gibi iyi hikayesi olan, büyüme potansiyeli yüksek hisseler arasından seçimler yapılmalı. BIST-temettü endeksinin endekse göre iyi performans gösterdiği göz önüne alındığında yatırımcılar en fazla temettü ödeyen 25 şirketten de seçimde yapabilirler. Bu kapsamda, Göltaş, Gözde Girişim, TAV Holding, Soda Sanayii, Tüpraş, Petkim, Aselsan, Tümosan, T. Şişecam, Arçelik, Kordsa, Ford Otomobil, Otokar, Emlak Konut GYO ve Torunlar GYO hisseleri portföylere alınabilir. Tabii ki orta ve uzun vadeli olmak koşuluyla.”
“KONSOLİDASYON BEKLİYORUZ”
BIST için uzun vadede yukarı yönlü potansiyelin devam ettiğini söyleyen Gedik Yatırım Araştırma Uzmanı Yılmaz Altun, “Ancak son aylardaki sert yükselişin ardından yaşanacak bir düzeltme, BIST’teki yükseliş için de daha sağlıklı olur. Endeks 92 bin seviyelerini görebilir, ancak 2016 yılı ikinci çeyreğinde 79 bin-84 bin seviyeleri arasında bir konsolidasyon süreci görebiliriz” diyor.
Endekste kısa vadede düzeltme beklemesinin nedenlerini ise şöyle sıralıyor: “Endekste görülen hızlı yükseliş, FED toplantısının ardından FED Başkanı Janet Yellen’in yumuşak tonlu açıklamalarının bor-saların yukarı yönlü hareketlerini hızlandırması ve emtialarda görülen düzeltme hareketleri. ..”
Hisse senedi satın almak isteyenlere ise orta ve uzun vadeli olmak koşuluyla seçimlerinde öncelikli olarak şirketin satış gelirlerini, faaliyet karlılığı ile net kar performansının sürekliliğini dikkate almalarını öneren Altun, tavsiyelerine şöyle devam ediyor: “Özvarlıklarını düzenli olarak artıran, düzenli kar payı dağıtımını şirket politikası haline getirmiş, yatırım yapan, güçlü, sağlam ortaklık yapısına sahip şirketlerin hisselerine yatırım yapılmalı. Bu yapılırsa yatırımcılar orta-uzun vadede getiri elde edebilirler. Şirketlerin yılsonu bilançolarının yanı sıra, ara dönem finansal tabloları da doğru bir şekilde analiz edilmeli; şirketin faaliyet raporu, yatırımcı sunumu gibi kamuya açıkladığı her türlü bilgi ve belgenin doğru okunması çok önemli.”
Altun yatırımcılara, bu kapsamda, BİM, Tofaş Otomobil, Ford Otomotiv, Aksa Enerji, Torunlar GYO, Bagfaş, TAV Holding, Kordsa, THY, Soda Sanayii, Bolu Çimento, Bizim Toptan, Çimsa, Tekfen Holding ve Trakya Cam hisselerini orta ve uzun vadeli portföyler için öneriyor.
“90 BİN POTANSİYELİ DURUYOR”
2016 yılı başındaki projeksiyonlarında 70 bin seviyesinin Borsa İstanbul için oldukça ucuz olduğunu söylediklerini hatırlatan Alan Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin ise, “Bu kapsamda sene başında yaptığımız değerlemeler öncelikli olarak 84 bin seviyesini, en olumlu senaryoda ise 90 binleri işaret ediyor” diyor.
Yılın ilk çeyreğinde borsayı baskılayan Rusya krizinin sakinleştiğini ve FED’in daha yavaş bir faiz artırımı yapmayı benimsediğini, ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nm genişlemeci para politikasını artırdığını hatırlatan Gezgin, BIST’e ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor:
“Kısacası endeks üzerindeki iki risk hafiflerken, Avrupa Merkez Bankası’nın kararları risk iştahını artırarak borsadaki yükselişi destekledi. Ancak Çin tarafı şu an kapalı kutu olduğu ve jeopolitik riskler devam ettiği için borsa açısından en olumlu senaryoda değiliz. Buna rağmen gelişmekte olan ülkelere olan risk iştahıyla birlikte endekste 90 bin potansiyelimiz korunuyor. Endekste en düşük 75 bin, en yüksek ise 92 bin 500 seviyesini öngörüyorum.”
Gezgin bu beklentisini, tırımmda temkinli olması, Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci para politikasını sürdürmesi, Japonya Merkez Bankası’nın da önümüzdeki dönemde genişlemeci önlemler alabileceği ihtimalleri ile gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomik göstergeleri en iyi iki ülkeden birinin Türkiye olmasına bağlıyor. Ayrıca içeride iyi gelen ekonomik göstergelerin devam etmesi ve Avrupa ekonomilerinin kısmen toparlanma göstermesinin de bu iyimser tahminde etkili olduğunu ifade ediyor.
“GETİRİ POTANSİYELİ YÜZDE 50”
Bundan sonraki dönemde endeksin ortalama yüzde 10 civarında bir yükseliş potansiyeli daha olduğunu söyleyen Gez-gin’e göre, endeks tarafında risklerin tamamen ortadan kalkmamasıyla birlikte yatırımcılar hisse senedi ağırlığını azaltabilirler. Ancak halen Borsa İstanbul tarafında değerine ulaşmamış ve yüzde 50 getiri potansiyeli bile olan hisseler olduğunu ifade eden Gezgin, “Bu nedenle seçici olmak koşulu ile portföylerin yüzde 20’lik kısmı endekste tutulabilir. Hisse senedi seçiminde özellikle temel göstergeleri ve finansal durumu iyi olan şirketler seçilmeli” diyor.
Bu dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki emsallerine göre çarpanları ucuz olan şirketlerin de izlenmesini öngören Gezgin, yatırımcılara şu önerilerde bulunuyor:
“2016’da düşük kalmaya devam eden enerji ve emtia fiyatları da maliyetleri ucuzlayan şirketleri destekliyor. Bu durum geçen sene beklenmedik şekilde yüksek kar açıklayan enerji şirketlerinin 2016’yı da iyi geçirmesini sağlayabilir. Bu kapsamda Sabancı Holding, Tekfen Holding, Akbank, İş Bankası, Ford Otomotiv, Çimsa, Kordsa, Soda Sanayi, Enka İnşaat, Turkcell, Emlak Konut GYO, Vakıf-Bank, Halk Bank, Türk Hava Yolları ve Tat Gıda hisseleri orta-uzun vadeli portföyler için değerlendirilebilir.”
Şeniz YARCAN / Yatırım Finansman Genel Müdürü
“Satışlar alım fırsatı olarak değerlendirilebilir”
Bu yıl jeopolitik risklerle ilgili gelişmeler, nisan ayında TCMB’nin yeni başkanı ve izleyeceği para politikaları, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmaları takip edeceğimiz önemli konular olacak. Yılbaşından bugüne mali endeksin yüzde 11.7, sınai endeksin R ise yüzde 17.5 değer kazandığını görüyoruz. Özellikle TL’nin değer kazandığı son dönemde güçlü TL’nin ıH şirketlerin bilançolarına ve karlılıklarına direkt etkisi olacağı için sanayi hisselerinin borsada bankalardan daha hızlı performans gösterdiği gözleniyor. Bankalarda ise kredi büyümesinin yeterince ivmelenememesi ve yüksek fonlama maliyetlerinin getirdiği marj baskısı devam ediyor. Diğer taraftan, TCBM’nin mart toplantısında başlattığı sadeleşme adımları çerçevesindeki faiz düşüşünün devamı ve bunun da fonlama maliyetlerini aşağı çekmesi, bankacılık sektörünün karlılığını olumlu yönde etkileyecek. Bu da önümüzdeki dönemde bankacılık hisselerine yönelimi destekleyecek.
BIST-100 endeksi 2016 yılsonu beklentilerine göre yüzde 9.3 fiyat/kazanç ve yüzde 23 iskonto ile tarihi ortalamalarının altında bulunuyor. Geçen sene yüzde 25 oranında gerileyen bankacılık endeksinde ise çarpanlar daha da cazip seviyelerde. 2016 beklentilerine göre yüzde 6.6 fiyat/kazanç çarpanıyla ve uluslararası benzerlerine göre yüzde 13, kendi tarihsel ortalamalarına göre ise yüzde 20 iskontolu işlem gören bankacılık sektörünün 2016‘da net karını yüzde 14 oranında artırmasını bekliyoruz. Fakat fonlama maliyetlerinin yüksek seviyelerini koruması, görece zayıf kredi büyümesi ve sermaye yeterliliğindeki kısıtlar sektörün yatırımcı ilgisi çekmesinin önündeki engellerden. Öte yandan ocak ve şubat satışları ardından FED açıklamalarıyla küresel piyasalarda riskli varlıklara yatırım iştahı yükseldi. Kâr realizasyonları görülebilir ancak bu risk iştahının nisan ayı süresince devam etme olasılığı mevcut. Hisse ve tahvil piyasasında satışlar alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. Mevcut koşullarda yatırımcılar portföylerinde yüzde 25-30 oranında hisse senedine ağırlık verilebilir. Bu kapsamda otomotiv, beyaz eşya, havacılık ve rafineri öncelik verdiğimiz sektörler arasında yer alıyor. Orta ve uzun vadede ise Garanti Bankası, Tofaş, Turkcell, THY, Teknosa ve Akçansa hisseleri önerilebilir.
Bülent GÜRCAN / TeknoSA Genel Müdürü
Amacımız bu yıl pozitif bilanço açıklamak
TeknoSA 15 yıl önce, üç ilde beş mağaza ve 163 çalışan ile yola çıktı. Geçen 15 yılda, 20 milyar TL’lik 130 milyon adet ürünü teknoloji severlerle buluşturarak 15 bin kişiye kariyer olanağı sağladık. Bugün 300’e yakın mağazamızla tüm Türkiye’de teknoloji ürün ve hizmetlerine erişim \ için değişmeyen adresiz. 15 yılda mağazalarımızda ve dijital platformlarımızda 1.5 milyar ziyaretçi ağırladık. 2015 yılında 3.2 milyar TL’lik ciroya ulaştık.
Büyüme ve yatırımlarımız 2016’da da hız kesmeyecek. Yaklaşık 40 milyon TL’lik bir yatırım planlıyoruz. Bu yıl da sektördeki yeniliklerin öncüsü olacağız.
2015 yılında kendimize ait özel markalı akıllı ürünleri tüketicilerle buluşturarak sektörde bir ilki daha hayata geçirdik, ileri teknolojiyi, erişilebilir fiyatlarla tüketicilere sunduğumuz TeknoSA Preo P1 model akıllı telefon ve Pvvatch akıllı saat ürünlerimizi daha da geliştirerek beş ay gibi kısa bir zamanda yeni modellerimizi tüketicilerle buluşturduk. Sırada TeknoSA Preo aksesuar serisi var.
Tüketicilerimiz bunu da çok sevecek. 2015 yılında e-ticarette yüzde 50’ye yakın büyüme gerçekleştirdik. Click 8 Collect uygulamamızla internetten sipariş edip mağazalarımızdan teslim alma oranı geçen yıl yüzde 15 seviyesinde gerçekleşti. 2016 yılında bu oranın yüzde 25’e çıkmasını bekliyoruz. Bugün TeknoSA’nın online trafiğinin yarısı, cepten yani mobil platformlardan geliyor. Mobil uygulamalarımızdan alışverişin e-ticaret içindeki payı da yüzde 15 seviyesini aştı. 2016 yılında mağazacılıkta yüzde 10, e-ticarette yüzde 50’ye yakın büyüme hedefliyoruz. Ayrıca bu yıl 15 yeni adres ile mağaza yatırımlarına devam edeceğiz. 2016’yı “4D yılı” olarak tanımladık. 4D’nin açılımı da Derinleşme, Dönüşüm, Dayanışma ve Deneyim. Online kanalda 2020’ye kadar hedefimiz, 2015’de yarattığımız değeri 5’e katlamak. 2016 yılı için konsolide geliri 3.3 milyar TL olarak hedefliyoruz. 2012 yılından bu yana çok kategorili e-ticaret şirketi olarak hizmet veren Kliksa İç ve Dış Ticaret’in 11 Ocak 2016 tarihi itibariyle Kliksa.com ismiyle, TeknoSA çatısı altında outlet kanalı olarak faaliyetlerini sürdürmesine karar verdik. Bu ortaklık dolayısı ile 2015 yılında böyle bir bilanço açıkladık. Ama 2016 yılında tekrar pozitif bir bilanço açıklamayı hedefliyoruz.
Burak BAŞARIR / Coca-Cola İçecek CEO’su
“Satın alma ve yatırımlarla büyüyeceğiz”
Coca-Cola sisteminde satış hacmine göre beşinci sırada yer alan Coca-Cola İçecek (CCİ) olarak, The Coca-Cola Company (TCCC] markalarından oluşan gazlı ve gazsız içeceklerin üretim, satış ve dağıtımını gerçekleştiriyoruz. CCİ Türkiye’nin Pakistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Ürdün, Irak, Suriye ve Tacikistan’da 10 bini aşkın çalışanı var. 25 fabrikası ile 380 milyonluk tüketici kitlesine gazlı içeceklerin yanı sıra meyve suyu, su, enerji ve sporcu içecekleri, buzlu çay ve çaydan oluşan gazsız içecekler kategorisinde de zengin bir ürün portföyü sunuyoruz. CCİ’nin hisseleri Borsa İstanbul’da, Amerikan depo sertifikaları (ADR) ABD’de tezgahüstü piyasalarda, eurobond’u İrlanda Borsası’nda işlem görüyor. Zorlu geçen 2015 yılına rağmen CCİ büyümeye devam etti.
2015 yılını da çift haneli gelir artışı ile kapattık. CCİ’nin net satışları 2015’te yüzde 12 artış göstererek 6.7 milyar TL’ye yükseldi. Bu sonuçları Orta Asya’da ekonomik kriz, Irak’ta güvenlik problemleri, Pakistan’da zorlu rekabet ve Türkiye’de düşük tüketici güveni koşulları altında elde ettik. Pakistan’ın Multan kentinde yeni fabrika açtık. Tesis için 70 milyon dolar yatırım yaptık. Pakistan’da üç yıl içinde 200 milyon dolarlık daha yatırım yapacağız. İslamabad’da bir arsa aldık. Oraya da fabrika yapacağız. Karaçi’deki fabrikayı büyüteceğiz. Uzun vadede Faisalabad’da da bir tesis kurmamız gerekebilir. Bunların her biri 50-60 milyon dolarlık yatırımı ifade ediyor.
Son 10 yılda faaliyet gösterdiğimiz 10 ülkede (Türkiye, Pakistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Ürdün, Irak, Suriye ve Tacikistan) 2 milyar dolar yatırım yaptık. Bunun 500 milyon doları Pakistan’a yapıldı. 300 milyon litre üretim kapasitesine sahip Multan’daki yeni fabrikamızda 2 bin 500 kişi doğrudan veya dolaylı olarak geçimini sağlayacak.
Bu yıl da petrol fiyatlarının orta vadede düşük seyredeceği beklentisiyle Orta Asya hariç tüm faaliyetlerimizin büyüme göstereceğini tahmin ediyoruz. Uzun vadede ise dünya ortalaması üzerinde nüfus artışı ve ekonomik büyüme oranlarının yanı sıra 30 yaş altı genç nüfusun yüksek oranı gibi etkenlerle faaliyet gösterdiğimiz pazarların büyük fırsatlar barındırdığına inanıyoruz.
Bu yıl Orta Asya pazarlarındaki zorlu koşullar devam ederken diğer pazarlarımızda olumsuz etkilerin daha az olmasını bekliyoruz. 2016 yılında Türkiye’deki satış hacminin düşük tek haneli büyüme göstereceğini, uluslararası operasyonların düşük-orta tek haneli, konsolide satış hacminin ise düşük-orta tek haneli büyüme kaydetmesini bekliyoruz. Net satış gelirlerindeki artışın hacim artışının üzerinde olmasını, konsolide FAVÖK marjının ise 2015 yılına göre yatay seyretmesini öngörüyoruz.
Türkiye operasyonunda, küçük paketlerin payındaki artışın karlılığı olumlu etkilemesini bekliyoruz. Pakistan’da daha dengeli bir satış hacmi ve karlılık artışı öngörüyoruz. Diğer yandan, petrol fiyatlarındaki sert düşüş ve kurların ABD doları karşısındaki değer kayıplarının, Orta Asya pazarlarında ekonomik büyüme ve tüketici güvenini baskı altında tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Orta vadede yeterli kapasiteye sahip olmamız nedeniyle yatırım harcamaları konusunda esnekliğe sahibiz. Bu bağlamda, 2016 yılında da pozitif serbest nakit akışı elde etmeyi planlıyoruz.
2016 yılında CCİ, faaliyet gösterdiği coğrafyada organik büyümenin yanı sıra satın almalar ve sıfırdan yapılacak yatırımlar yoluyla büyümeye devam etmeyi hedefliyor.
Erol BİLECİK / lndex Grup CEO’su
Yüksek büyüme rakamları hedefliyoruz
lndex Grup olarak teknoloji sektöründe 27 yıldır dağıtıcı olarak faaliyette bulunuyoruz. İndeks Bilgisayar’ın da dâhil olduğu üçü halka açık, toplam yedi şirketi bünyesinde bulunduran lndex Grup’un tüm şirketleri net satışlarını 2.7 milyar 4 TL’den 4 milyar TL’ye çıkararak 2015 yılında yüzde 49 büyüme gerçekleştirdi. Grup olarak 2016 yılı hedefimizi 4.6 milyar TL olarak belirledik. Bu yılı grup şirketleri olarak yüzde 18 büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz.
index Grup bünyesinde halka açık şirketlerimizden İndeks Bilgisayar, 2015 yılında satışlarını yüzde 53, net karını yüzde 78 büyüttü. Faaliyet karı yüzde 55 artarak 58.5 milyon TL’den 90.9 milyon TL’ye yükseldi. 2014 yılında 25.2 milyon TL olan konsolide net karını yüzde 78 artırarak 44.9 milyon TL’ye çıkardı. İndeks Bilgisayar böylece 27 yıllık tarihimizin en fazla karını gerçekleştirdi. Şirket 2016 yılı hedefini ise yüzde 18 büyüme ile 4 milyar TL olarak belirledi.
2006 yılı Şubat ayında halkı arzı gerçekleşen Datagate Bilgisayar’ın 2015 yılı net satış geliri 1 milyar 77 milyon TL olurken şirket 2016 yılı net satış hedefini 1 milyar 239 milyon TL olarak belirledi. 1992 yılında kurulan, 2001 ve 2003 yıllarındaki yatırımlarla yüzde 85’i (halka arz sonrası yüzde 59.24’ü) İndeks Bilgisayar tarafından satın alınan Datagate Bilgisayar, başta İzmir, Antalya ve Konya olmak üzere 16 ili kapsayan bölgede Türk Telekom bayilerine münhasıran, akıllı telefon, tablet, aksesuar, kontör (sanal TL) ve sim kart tedarik ediyor. Datagate’nin dağıtımını yaptığı markalar arasında Apple, Samsung, LG, Lenovo, Huavvei, ZTE, Sony, HTC ve Vestel gibi markalar bulunuyor.
1995 yılında kurulan Despec Bilgisayar ise tamamen tüketim malzemeleri alanında faaliyet gösteriyor. Şirketin 2015 yılı net satış gelirleri 176 milyon TL’ye ulaşırken, 2016 yılı net satış hedefi ise 200 milyon TL. 2010 yılında halka arz edilen Despec Bilgisayar’ın dağıtımını yaptığı markalar arasında HP, IBM, Imation, Canon, Toshiba, Lexmark, Targus, Sony, OKI ve Epson gibi birçok dünya devi bulunuyor.
2023’te teknoloji kulvarında Avrupa’nın ilk beş büyük grubu içinde olmayı hedefliyoruz. BT altyapı yatırımlarını baştan sona yeniledik. Bu kapsamda SAP’ye geçişimizi de tamamladık. Seba İnşaat ortaklığıyla hayata geçirdiğimiz ödüllü Seba Office Boulevard projesinde de sona doğru ilerliyoruz. Bundan sonraki dönemlerde teknoloji dünyası içerisinde özellikle nesnelerin interneti veya ‘bağlantılı cihazlar’ diyebileceğimiz internete bağlı cihazlarla ilgili birçok önemli planımız var. Bu yıl katma değerli çözümlere yönelik yeni yatırımlar ve açılımlarla birlikte, giyilebilir teknolojiler, bulut ve mobil alanlardaki faaliyetlerimizle yüksek büyüme rakamlarına erişmeyi hedefliyoruz.
Aziz TORUN / Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı
“2018’e kadar 2.1 milyar TL/lik yatırım planımız var”
2015 yılında AVM, konut, ofis ve otel gibi gayrimenkulün her segmentinde yatırımlarımızı sürdürdük. Bu strateji ile devam ederek 2016-2018 arasında mevcut ve geliştireceğimiz projeler için 2.1 milyar TL’lik yatırım yapmayı hedefliyoruz. 2015 yılını 4 milyar 861 milyon TL net aktif değer ve 8.8 milyar TL portföy değeri ile kapattık. Vergi, amortisman ve faiz öncesi karımızı 369 milyon TL olarak açıkladık. 2015 yılında 628 milyon TL satış geliri elde ettik. Satış gelirlerimizin yüzde 40’ı konut ve ofis, yüzde 49’u ise AVM ve ofis kira gelirlerinden kaynaklandı. Şirketimizin düzenli gelir kaynağı olan AVM ve ofis kira gelirlerinden, 2014’e oranla yüzde 75 artış kaydettik.
2015 yılında 440 milyon TL yatırım gerçekleştirdik. Torun Çenter ve Mail of İstanbul otel ve ticari alan projelerimize devam ettik. Torun Center’da inşaatta son aşamaya geldik ve ticari ofisleri sahiplerine teslim etmeye başladık. Önümüzdeki aylarda rezidans teslimlerini başlatıyoruz. Kule ve bahçe ofislerimizde kiralama çalışmalarımız da başladı. 5’inci Levent projemizin ikinci etabı ve taahhütlerimiz arasında yer alan 145 bin metrekare inşaat alanına sahip Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi bu yıl başlatacağımız yatırımlar arasında yer alıyor.
Ayrıca yılın ilk yarısında Paşabahçe projesine başlamak üzere çalışmalarımız sürüyor. Proje ‘Kentsel Resort Otel’ konseptinde, az yoğunluklu, lüks, yaklaşık 120 odalı olması planlanan prestij bir otel ve yine öngörülen prestijli otel markasının hizmet vereceği apart otel daireleri ve yalıları kapsayan karma bir proje olarak tasarlanıyor. Tüm bu projeler için 2016-2018 arasında 2.1 milyar TL yatırım yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca önümüzdeki üç yılın toplamında 6.9 milyar TL satış gelirine ulaşıp, bu yıl 1 milyar 508 milyon TL satış geliri öngörüyoruz.
Evrim HİZALER / Adel Kalemcilik Genel Müdürü
Kırtasiye sektörüne oyuncağı ekledik
1969’da İstanbul-Kartal’daki üretim tesisimizin açılışıyla faaliyete geçen Adel, Anadolu Grubu bünyesinde yer alıyor. 1996 yılında da Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı.
7 Hİ Adel olarak dünyanın en eski yazım gereçleri firması olan Faber-Castell A. ile kuruluşundan bu yana sürdürdüğümüz işbirliğini 1995 yılında ortaklıkla pekiştirdik. 2011 yılından bu yana Rusya’da yine Faber-Castell ortaklığıyla faaliyette bulunuyoruz.
Temmuz 2015’de Çayırova’daki yeni üretim tesisine taşınan Adel Kalemcilik, 4 bin 500’e yakın ürün çeşidi ile Türkiye’de üretilen ve ithal edilen Faber-Castell, Graf von Faber-Castell, Adel, Adeland, Eberhard Faber, Atlas ve Max markalarının pazarlama ve satışını gerçekleştiriyor. Çayırova Üretim Tesisi’nde yılda yaklaşık 270 milyon parça üretim gerçekleştiriyoruz. Çayırova Üretim Tesisimizde, ağaç cidarlı kurşun kalemler, boya ve kopya kalemleri, tükenmez, mekanik kurşun kalemler, sıvı mürekkepli kalemler, keçeli kalemler, pastel boyalar, suluboyalar, silgiler, parmak boyası, oyun hamuru ve guaj boya üretiyoruz.
Yeni tesisimiz Adel’in üretim kapasitesinde yüzde 30 artış sağlayacak. 1.000’e yakın farklı ürün çeşidinin üretildiği tesis, kırtasiye sektöründe Türkiye’nin en yüksek kapasiteli üretim gücüne sahip olma özelliği taşıyor. 450 çalışanımız ve 270 milyon parçalık üretim ve pazarlama kapasitesiyle 60’a yakın ülkeye Türkiye’den ihracat yapıyoruz. İhracatta hedefimiz yeni pazarları araştırırken aynı zamanda mevcut güçlü pazarlarda da derinleşebilmek. Ortadoğu ile yakın coğrafyamızda fırsatları ve gelişme potansiyellerini yakından takip ediyoruz. Bu sene 2015 yılına göre dolar bazında tek haneli bir büyüme öngörüyoruz.
2015 yılında Adel Kalemcilik olarak istikrarlı büyümemizi sürdürdük, bir önceki yıla oranla ciromuzu yüzde 14 artırdık. 2015 yılında toplam cironun yüzde 95’i iç pazar, yüzde 5’i dış pazar kaynaklı gerçekleşti. 2016 için de benzer oranda olacağını öngörüyoruz. 2016 yılında satış gelirlerinde bir önceki yıl seviyesine yakın büyürken son beş yıl içinde ciromuz yaklaşık iki kat arttı.
Öte yandan geçen yıl, yepyeni bir sektöre adım atmaya karar verdik ve kırtasiye ürünlerinin yanında oyuncak kategorisinde beş markayı tüketicilerimizle buiuşturduk. Kendi yarattığımız Adeland markası dışında Auldey, Lotus, WOW ve NICI gibi dünyanın önde gelen markalan ile oyuncak sektörüne girdik. Bu yıl ise Pinypon, Nenuco, Oddbod ve Sluban’ı da portföyümüze ekleyerek marka sayımızı dokuza çıkardık.
Ayrıca Mattel, Simba, Giochi Preziosi ile belli ürünlerinin kırtasiye noktalarında satış ve dağıtımı için bir anlaşma yaptık. Bundan böyle kırtasiye sektöründe olduğu gibi oyuncak sektöründe de sağlıklı, güvenilir ve eğitici ürünlerle çocuklarımızı eğlendirirken, yeteneklerini ve yaratıcılıklarını geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Hüseyin KARAMEHMETOĞLU / Pınar Su Genel Müdürü
Yeni kaynak yatırımımız Temmuz’da devrede
Pınar Su olarak 1984 yılında Türkiye’de ilk kez ambalajlı suyu tüketiciler ile buluşturarak sektöre öncülük ettik. Bursa’nın İnegöl ilçesinde Uludağ kaynağında yeni tesisimizde damacana su üretimine başladık. Böylece Madran, Gökçeağaç ve Akçaağaç kaynaklarının ardından dördüncü kaynağımızı da üretime aldık. Yeni kaynağımız Uludağ için toplamda 70 milyon TL’lik yatırım gerçekleştireceğiz. Uludağ’da kurulan yeni hattımız Türkiye’deki en hızlı hatlardan biri. Yeni tesisimiz saatte 3 bin damacana doldurma kapasitesine sahip. Tesisimizde yükleme ve paletleme sistemlerinde teknolojinin tüm olanaklarından faydalanarak verimliliğe odaklandık. Tesisimizde yatırım tamamlandığında 100 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Söz konusu tesisi temmuz ayı itibariyle tamamen devreye alacağız.
Yatırımımızın ikinci fazını oluşturan Pet hatlarının kurulacağı binamızın şu anda inşaatı sürüyor. Pet hatlarımız da yeni nesil hızlı makinalardan oluşacak. Bu amaçla kendi alanında dünyadaki en hızlı hatlardan birisini seçtik ve saatte 81 bin şişe üretim yapacak olan makinenin tedariğini sağladık. 2017 yılında yeni tesisimizde, farklı kategorilerde yeni ürünlerin de üretimini yapmayı planlıyoruz. Pınar Su olarak hızla büyüyen içecek sektöründe verimlilik, hız ve hizmet kalitesine odaklanarak büyümeyi hedefliyoruz.
Haydar YENİGÜN / Ford Otosan Genel Müdürü
Yeni modellerimiz yolda
2015 yılında binek, hafif ticari ve ağır ticari araç satışları ile pazarın üzerinde büyüme kaydettik. Son beş yıldır sektörün ihracat şampiyonu unvanıyla ekonomiye net ihracatçı olarak katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Türkiye ticari araç ihracatının yüzde 65’ini yapıyoruz. 2015’te 2014’e göre yüzde 32 artışla 253 bin 644 adet araç ihraç ederek kendi rekorumuzu kırdık. İhracat gelirimizi de yüzde 11 artırarak 3.9 milyar dolar ihracat geliri elde ettik. 2014 yılında 73 olan ihracat pazarı sayımızı 2015’de 82’ye çıkararak ihracat pazarlarımızda da büyüdük. Gölcük ve Yeniköy fabrikalarımızda üretim yatırımlarımızı tamamladık ve Ar-Ge merkezimizi açtık. Ford Otosan, Türkiye’nin öncü sanayi kuruluşu olarak sürdürülebilir büyümesine devam edecek. 2016 yılında, iç pazarda SUV Yılı mottosu ile ürün yeniliklerimize devam ederek yüksek pazar performansı hedefimizi koruyacağız. Ecosport, Yeni Kuga, Edge ve Yeni Ranger modellerimizi pazara sunacağız. Ayrıca ihracata önümüzdeki dönemde daha fazla odaklanacağız. Uzun vadede ağır ticaride her üç araçtan birini ihraç etmeyi hedefliyoruz. Bunun için de 2020’de 50 ülkede bayi ve distribütör yapılanmamızı tamamlamak için çalışıyoruz.
Ford Trucks ile 2016’da Doğu Avrupa’da açacağımız yeni bayiliklerle global büyümemize devam ederken, yurtiçi yatırımlarımızın rotasını da ağırlıklı olarak İnönü fabrikamıza çevireceğiz. Ar-Ge yetkinliklerimizi geliştirerek küresel büyümemize güç vereceğiz ve mühendislik ihracatımızı geliştireceğiz. Şirketimizin dijital dönüşümü de önceliklerimiz arasında. Dijital liderliğimizi daha da ileriye taşımak için çalışacağız. Artık bölgesel bir otomotiv şirketi olmaktan çıktık. Otomotiv teknolojilerinin küresel oyuncusu haline geldiğimize ve önümüzdeki dönemde bu durumu daha da pekiştireceğimize inanıyoruz. Tüm bu çalışmalar ve hedeflerimizle 100 yıllık ve en güçlü sanayi şirketi olma yolunda sağlam adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.
“Çayırhan’da kapasitemiz yüzde 40 artacak”
Alkim’in Ankara Çayırhan’daki yeraltı Glauberit madeni, bugüne kadar ölçülen kısmındaki 200 milyon tonluk rezervi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın sayılı büyük sodyum sülfat yataklarından biri. 2012 yılı başında devreye giren 150.000 tonluk modern sodyum sülfat tesisleri kısa sürede tam kapasiteye ulaştı. Artan taleplere cevap verebilmek için 2015 yılının ikinci yarısında başlayan ve 2016’nın üçüncü çeyreğinde bitmesi planlanan kapasite artırımı ile şirketin mevcut kapasitesi yüzde 40 oranında artırılmış olacak. Böylece Alkim’in sahip olduğu en büyük rezerv ve lojistik konumu itibariyle en avantajlı üretim yeri olan Ankara-Çayırhan Sodyum Sülfat Tesisleri’nde yapılacak ilave kapasite artışı ile buradaki Rafine Sodyum Sülfat üretimimiz yıllık 210.000 tona ulaşacak.
Öte yandan, Alkim’in Cihanbeyli-Bolluk Sodyum Sülfat Tesisleri’nde göl suyundan elde ettiğimiz ve karayolları ile belediyelerde kış aylarında buzlanmaya karşı solüsyon olarak satışa sunduğumuz “magnezyum klorür” solüsyonunu katma değeri çok daha yüksek yeni ürünlerde de hammadde olarak kullanmak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmalarında büyük ilerleme sağladık. Alkim’in Ar-Ge çalışmaları sonucunda elde edeceği verilere göre, kurulabilecek Magnezyum Oksit Üretim Tesisinin amacı, Türkiye’ye ithal edilmekte olan gıda kalitesi ve hatta en yüksek saflıktaki ilaç (farmasotical) kalitesinde magnezyum oksiti kendi hammadde kaynaklarımızdan elde edebilmek. Çünkü magnezyum oksit, kullanım alanı olarak sadece gıda ve ilaç değil, demir-çelik sektöründe, hayvancılık, inşaatlarda yanmaz duvar ve tavan panellerinin üretiminde, metal, arıtma, tarım başta olmak üzere birçok sektöre hitap ediyor.
Alkim’in Dazkırı Koralkim Sodyum Sülfat Tesislerinde ise Türkiye’nin tarım alanında ihtiyaç duyduğu ve yurtdışından ithal ettiği potasyum sülfat üretiminin yapılabilmesi için araştırmalara başladık. Göl işletmemizde önemli oranlarda potasyum tuzları içeren göl sularından potasyum klorürün üretebilmesi ve daha sonraki aşamada sodyum sülfat ile birlikte özel bir prosesle potasyum sülfat gübresi elde etmeyi planlıyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız olumlu sonuç verirse potasyum sülfat yatırımına 2017 yılında başlayıp 2018 yılında üretimin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz. Alkim’in Dazkırı-Koralkim tesislerindeki mevcut altyapı ve lojistik imkanları, bu yatırıma temel teşkil edeceği için yatırıma karar verilirse tamamlanması hızlı bir sürede gerçekleşebilecek. Potasyum sülfatta, tıpkı Alkim’in Konya tesislerinde halen ürettiği Leonit gübresi gibi, içeriğinde klor bulunmayan ve bu nedenle klora karşı hassas bitkilerin gelişimde önemli bir rol oynamakta.
Nuri ÖZTAŞKIN / Yataş Grup Genel Müdürü
“2016 bizim için yatırım yılı”
Yataş Grup olarak Enza Home ve Yataş Bedding markalarında son iki yıldır konsept mağazalara geçiş yaptık. Türkiye ve dünyada 250 mağazamız ile geçen yıl yüzde 20 büyüdük. Bu yıl yurtiçinde 50, yurtdışında da 27 mağaza açarak yüzde 30 civarında büyümeyi planlıyoruz.
Ankara ve Kayseri olmak üzere iki lokasyonda üretim tesislerimiz bulunuyor. Ana ürün gruplarından yemek, yatak, TV ünitesi, genç odası ve tamamlayıcı aksesuarların genel olarak adlandırıldığı ‘panel grup’ üretimi Ankara’da gerçekleşiyor ve yıllık üretim kapasitesi 600 bin metrekare. Yine ana ürün gruplarından yatak, döşeme [oturma grubu, koltuk grubu, köşe), baza-başlık, ev tekstili ve sünger fabrikası ise Kayseri’de. Döşeme yatak ve ev tekstili yıllık 200 bin adet döşeme ürünü, 450 bin adet yatak, 600 bin adet ev tekstili üretim kapasitesine sahip. Bu yıl kapasite ve verimliliği artırıcı firma içi eğitimlerimiz ve yatırımlarımız devam edecek. 2016 yılı Yataş Grup’un yatırım yılı olacak. Hem üretim tesislerimizle ilgili hem de perakende kanalımızla ilgili yaklaşık 50 milyon TL yatırım hedefimiz var. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikamızdaki 30 bin metrekare kapalı alanda yeni bir kanepe fabrikasını 2016 yılında faaliyete geçirmeyi planlıyoruz.
Bu yıl yurtiçinde Bingöl, Elazığ, Gaziantep, Erzincan, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Osmaniye, Sinop, Uşak, Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır, Giresun ve Karabük gibi illerimizde 50 mağaza açmayı hedefliyoruz. Özellikle modüler mobilya-koltuk üretim ve satışında yakaladığımız büyümenin, önümüzdeki dönemlerde artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Çok başarılı olduğumuz yatak pazarında bu yıl için çok önemli stratejiler geliştirdik. Dünyanın en gelişmiş yay teknolojileri uzmanı Leggett&Platt ile yaptığımız işbirliği sonucunda aldığımız yeni yay teknolojileri ile ürettiğimiz yataklar için ‘uyku devrimi’ lansmanımızı başlattık. Böylece yatak pazarından aldığımız payı çok daha yüksek bir seviyeye çıkaracağız.
19 ülkede Yataş Enza Home ve Yataş Bedding mağaza konseptlerimiz ile kurumsal kimliğimize uygun bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. Söz konusu ülkelerde istikrarlı bir büyüme içerisindeyiz ve her geçen yıl daha fazla tüketiciye ulaşıyoruz. 2016 yılında mevcut yurtdışı noktalarına Suudi Arabistan, İtalya, Lübnan ve Makedonya mağazaları eklendi. Önümüzde yine hazırlığı devam eden Almanya Essen Enza Home mağazası var. 2016 yılında yurtdışında altı yeni ülkeye girerek toplam 27 mağaza açmayı planlıyoruz. 2020 yılı hedefimiz de, markalarımız ile dört kıtada 35 ülkeye ulaşarak uluslararası marka olabilme yolunda ilerlemek. Yataş olarak, 2016 yılı bütçemizi iyimser bir havada yüzde 30 oranında büyüme ve yaklaşık 200 kişilik bir istihdam sağlamak olarak planlıyoruz. 2020 yılında 1 milyar 100 milyon TL ciro elde etmeyi, 2023 yılında da Türkiye’de ilk 100 firma arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu arada Enza Home olarak mimarlık, moda ve tasarım danışmanlığı konularına imza atan dokuz stil sahibi ismin önerileriyle oluşturduğu “Ulaşılabilir Tasarım ve Ev Dekorasyon Rehberliği” sunan “Enza Home Book” projesini de hayata geçirdik. 1 milyon adet basılarak Türkiye genelinde evlere ücretsiz olarak ulaştırılacak ve djjital platformlarda yer alacak.
Ali Fuat TAŞKESENLİOĞLU / Halkbank Genel Müdürü
Aktif ve kredilerde yüzde 164lık büyüme hedefliyoruz
Halkbank ticari ve kurumsal kredilerde yoğunlaşmanın arttığı 2015 yılında, kurumsal segmentte müşterileri için finansal çözümler sunmaya devam etti. Banka gelecek dönemde de kurumsal bankacılık alanında ekonomik istikrarımızın baş aktörlerinden biri olmaya devam edecek. 2015 yılında yurtiçinde her geçen gün artan güç ve deneyimimizi, uluslararası alanda etkin bir banka olma stratejisi doğrultusunda çevre ülkelere de taşıdık. Makedonya’nın 16 şehrinde şube sayımızı 34’e yükselterek geçen yıl Sırbistan’da faaliyet gösteren Cacanska Banka’nın yüzde 76.76’sını satın aldık. Ve bankanın adını Halkbank A.D. Beograd olarak değiştirerek hizmet vermeye devam ettik. Bu satın alma, şimdiden Sırbistan’daki Türk yatırımlarının artmasına ve piyasanın büyümesine önemli katkıda bulundu. Gelecek dönemde güçlü bir bölge bankası olma hedefiyle Balkanlar’daki fırsatları değerlendirmeye ve yeni adımlar atmaya devam edeceğiz.
Öte yandan müşterilerimize çok geniş bir ayrıcalıklar dünyası sunan Paraf ile 2015 sonu itibarıyla kredi kartı sayımız 3 milyon 794 bin, POS sayımız ise 282 bin olurken üye işyeri sayımız da 278 bine yükseldi. Yapacağımız çalışmalarla Paraf ailesini daha da genişleteceğiz.
Geçen yıla 50 adet şube açılışı hedefiyle başlamıştık. 2015 yılında 49 şube açılışı gerçekleştirdik. 2015 yılsonu itibarıyla yurtiçinde 944 şubeye ulaşan Halkbank’ın 2016’da 40 yeni şube açma hedefi bulunuyor. Bu yıl hem aktif büyümede, hem de kredilerde yüzde 16’lık bir büyüme hedefliyoruz. Kredi büyüme oranları içinde en yüksek performansı kurumsal tarafta sağlayacağız. Mevduat büyümemizin ise yüzde 17 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyoruz.