İhracatta Fiyat Düş Baskısı
Son zamanlarda zaten kötü bir dönem geçiren Türkiye ihracatçıları, dolar kurunun yükselmesi ve emtia fiyatlarındaki düşüş ile birlikte dış pazarlarda ‘fiyat düşür’ baskısı ile karşı karşıya kaldı. Türk mallarına yönelik olarak özellikle emek yoğun sektörlerde baş gösteren ‘fiyatlarınızı indirin’ baskılan, ihracatçıların sektöre göre değişen oranlarda olmak üzere yüzde 5-15 arasında iskonto yapmasına neden oluyor.
Fiyat baskısı, her pazara göre farklılık gösteriyor. Son dönemde özellikle Ortadoğu, Afrika ülkeleri ve Türki Cumhuriyetler’den gelen indirim talepleri yoğunlaşmış durumda. Ancak Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’den de, dünyanın süper güçleri ABD ve Çin’den de “Dolar yükseldi, fiyatlarınıza yeni ayarlama yapın” talepleri geliyor.
Dolar kurunun artması ve emtia fiyatlarındaki düşüş, ihracatçının kârında bir artış olacağı beklentisi yaratsa da, aslında mevcut enflasyon ve ihracatın ithalata olan bağımlılığı, bu avantajı büyük oranda etkisiz kılıyor. Zaten görüştüğümüz ihracatçıların şikayetleri de bu yönde. Satışlardaki düşüş ve Ortadoğu pazarındaki ağır kan kaybı nedeniyle 2015’i zararla kapatacaklarını dile getiren ihracatçılar, bir de düşük fiyatla satış yapmak zorunda kalmaktan yakınıyor. Küreselleşen dünyada tüm müşterilerin Türkiye’deki iç ekonomik ve siyasi gelişmeleri yatandan takip ettiğini belirten ihracatçılar, bu nedenle müşterilerin kur seviyesine göre hemen pozisyon değiştirdiklerini ve indirim talep ettiklerini vurguluyor.
EMEK YOĞUN ÖNDE
İhracatçının sorunlarına bir yenisini daha ekleyen ‘fiyat indir’ baskısı, en fazla emek yoğun sektörlerde kendini hissettiriyor. Çünkü dolar kurundaki artış ile birlikte düşen emtia fı-yatlan nedeniyle emek yoğun sektörlerde maliyetler düşme eğilimi gösteriyor. Bu sektörlerin başında tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon geliyor.
Tablonun kendileri açısından parlak olmadığını dile getiren İstanbul ve Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, “Tüm olumsuzlukların üstüne bir de fiyat baskısı ile karşı karşıyayız. Dolar şu aralar biraz durulmuş gözüküyor ama her an yeni bir çıkış olabilir. Dolayısıyla müşterilerimizin fiyat indir talepleri devam edecek” şeklinde konuşuyor. Sektör olarak son dokuz ayda ihracatın miktar bazında yüzde 5 artmasına rağmen değer bazında yüzde 12 gerilediğini ifade eden Gülle, “Yaklaşık yüzde 8-10 oranında indirim uyguluyoruz. Biz fiyat baskısını daha çok AB pazarlarında hissediyoruz. ‘Düşene bir de sen vur’ gibi bir durum var. Müşterilerimiz, rekabetin gereği olarak yaşadığımız zor günlerde daha ucuza mal almak istiyorlar. Genel olarak bir değer kaybı yaşıyoruz. 10 yıl önce 10 dolara sattığımız malı artık ancak 6 dolara satabiliyoruz” diyor.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise üretimde hammaddenin büyük kısmını ithalat yoluyla karşıladıklannı, bu nedenle müşterilerin yüksek orandaki iskonto taleplerini geri çevirdiklerini ifade ediyor. Özellikle ihracata yeni başlayan şirketlerin bu konuda dikkadi olması gerektiğinin altını çizen Tanrıverdi, “Bazen ihracatta acemi şirketlerimiz müşterilerin indirim tuzağına düşüp, müşteri kaybederim korkusuyla büyük indirimler yapabiliyor. Pazarlık her zaman olur ama fırsatçılığı abartanlara karşı da dikkatli olunmalı” diyor.
MADENDEKİ KAYIP
Bu yılın ilk dokuz ayında 3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren madencilik de, fiyat indirimi baskısını en yoğun yaşayan sektörlerden biri. İlk dokuz ayda geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 15 gerileyen sektör, ihracat pazarlarında müşteri kaybetmemek için fiyat indirimi taleplerini geri çeviremiyor.
İstanbul Maden İhracatçılan Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu, özellikle ihracatta Çin ile birlikte en büyük paya sahip olan ABD’deki müşterilerin Türk ürünleri için iskonto talep ettiğini belirtiyor. İç piyasadaki durgunluk ve Ortadoğu pazarlarındaki karmaşa nedeniyle zor günlerden geçen sektörün mermer ihracatına dönük fiyat indirimleri nedeniyle de darbe yediğini vurgulayan Kahyaoğlu, “Ne yazık ki şirketierimiz, böylesi sıkıntılı bir dönemde müşterilerinin indirim taleplerini karşılamak zorunda kalıyor. Aksi halde o müşteriyi kaybedecek” diyor. Maden ihracatçılarının bu dönemde fiyatlarında yüzde 6-8 oranında iskonto yapmak zorunda kaldığına işaret eden Kahyaoğlu, “Bu yıl genelinde şirketlerimizin hem miktarda hem de değer bazında yüzde 20’lere varan kayıplan var. 2015’i böyle bir tablo ile kapatacağız gibi gözüküyor” diye konuşuyor.
SANAL KÂR VAR
İskonto baskısının hissedildiği bir diğer sektör de gıda. Özellikle şekerli ürünlerin ihracatında fiyat indirimi önemli bir sorun haline gelmiş durumda.
Sektörün geçen yıl 6 milyar dolarlık ihracata imza attığını ama 2015’in ilk dokuz ayını yüzde 10’luk ihracat düşüşü ile geçirdiğini dile getiren İstanbul Hububat, Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçılan Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “Dolar arttı diye müşterilerimiz çok kâr ettiğimizi düşünmeye başladı. Oysa biz dolarla hammadde alıyoruz, işçilik maliyetlerimiz enflasyon ile artıyor. Ancak derdimizi anlatamıyoruz” diyor. Ülkelerin gıda konusunda belli bir fiyat bandına alıştığını ve onu korumak istediğini belirten Mete, “Müşterilerimizin indirim taleplerini geri çevirmemeye çalışıyoruz. Pazanna göre farklılık gösterse de yüzde 5-10 arası bir iskonto uygulamak zorunda kalıyoruz” şeklinde konuşuyor.
MOBİLYANIN DURUMU
Ocak-Eylül döneminde 3 milyar dolarlık ihracata imza atan mobilya sektörü de fiyat indirimlerinden etkileniyor. Mobilya ihracatında kilogram fiyatının 2014’te 3,69 dolar iken bugün 3,05 dolara gerilediğini kaydeden İstanbul Ağaç Mamülleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Gülgeç, “Firmaya ve pazara göre değişse de fiyatlanmızda yüzde 10-12 arası indirim yapmak zorunda kaldık” diye konuşuyor. Özellikle Türkiye’ye yakın pazarlarda fiyat indirimi taleplerinin yoğunlaştığını ifade eden Gülgeç, “Bu süreci böyle adatmaktan başka çaremiz yok” diyor.
Baskı yaşamayan da var
ihracattaki ‘fiyat indir’ baskısı, her sektör için geçerli değil. Örneğin demir-çelik, otomotiv ve makine gibi hem ithalata dayalı hem de teknoloji yoğun sektörler için şu aşamada dolar kuru nedeniyle herhangi bir fiyat indirimi baskısı yok. Zaten çok cüzi kârlarla ihracat yaptıklarının altını çizen İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “TL, dolar karşısında değer kaybettiğinde yurtdışından hurda aldığımız firmalar da hurda fiyatını yükseltmek isterler. Kâr marjımız yok denecek kadar az olduğundan kesinlikle fiyat düşürmemiz mümkün olmuyor” diyor. Öte yandan kendileri için dolar kuru seviyesinin fiyat belirleyiciliğinde önemli bir etken olmadığını kaydeden Ekinci, “Fiyatın belirlenmesinde hammadde ve girdi maliyetleri, yurtdışı piyasalardaki ithal alım fiyatları ve başta Çin’in olmak üzere ülkelerin çelik talepleri gibi daha önemli kriterler var” diye konuşuyor. Orta Anadolu Makine ve Akşamları ihracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran ise, kendi sektörlerinin işçilik maliyetlerine göre dizayn edilmediğine vurgu yaparak, “Bize bu alanda kolay kolay fiyat baskısı yapılamaz. Şu anda buna yönelik bir duyumumuz yok” diye konuşuyor.