İlaç Endüstrisi İçin Üç Boyutlu Mikroçip Geliştirdi
Prof. Dr. Devrim Resen Okvur geliştirdiği üç boyutlu mikroçip ile ilaç endüstrisini büyük bir yanlıştan döndürüyor olabilir.
Bugün yeni bir ilaç geliştirmek için 12-15 yıl gerekiyor. Bu sürede harcanması gereken para, Tufts Çenter verilerine göre yaklaşık 2,7 milyar dolar -tabii herşey yolunda giderse… Zira “klinik aşamalarda başarısız oldu”, ilaç endüstrisinin hayli aşina olduğunu bir laf. Her 100 denemeden iyi ihtimalle biri FDA onayı aşamasına ulaşabiliyor. Doç. Dr. Devrim Pesen Okvur, 2010’dan beri bu klinik araştırmaların sorunlu olduğunu düşünüyor. “Çünkü ilaçlar doğru koşullarda test edilmiyor” diyor İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi ve olabildiğince sade bir dille anlatıyor: “Bu araştırmaların en zayıf halkası, iki boyutlu hücre kültürü dediğimiz kısım. Bir hücrenin ilaca tepkisi ölçülüyor. Ama burada bir yanlışlık var zira hücrenin kendisi üç boyutlu. Dolayısıyla iki boyutlu ortamda sudan çıkmış balığa dönüyor. Diyelim ki iki boyutta ilaç etki etti. Ama yanma normal bir hücre koyduğunuzda çalışmıyor. Ya da etkili olmadığını düşündüğünüz bir ilaç bu sefer etki ediyor.” Aslında endüstri bir süredir 3B mikroçiplerle bu sorunu çözmeye çalışıyor. Ama henüz gelişim aşamasında bir teknoloji. Bu nedenle de çok pahalı, üretimi uzun sürüyor ve temiz oda gerekliliği gibi nedenlerle de kullanımı hayli zor. İşte Doç. Dr. Devrim Pesen Okvur’un bu sorun üzerine inşa ettiği İYTE spin off’u Initio’da en başta 3B çipleri, 3B yazıcılarla üretiliyordu. Okvur, şimdi ise bu çiplerin üretilmesinde daha üst bir teknoloji kullandıklarını ifade ediyor. Hem de mevcut üretim yöntemlerinden yaklaşık 10 kat daha düşük maliyetle, daha az zamanda ve mevcut klasik çip teknolojisiyle eşdeğerde… “Artık araştırmacıların taleplerine göre 3B yazıcılar kullanarak hücrelerin doğal ortamlarını taklit eden mikroçipler üretebiliyoruz” diyor Okvur gayet mütevazı bir şekilde…
Bu buluş, Okvur’un mütevazılığmın aksine hayli şatafatı hak ediyor. Zira iki boyutlu hücre kültürü testleri, bir ilacın toplam araştırma bütçesinin yüzde 30’unu oluşturuyor. Ve sadece 15 büyük ilaç şirketinin 2016’da araştırma faaliyetlerine 86 milyar dolar harcadıkları düşünüldüğünde Okvur’un buluşunun yaratacağı etki de netleşiyor.
3B mikroçipleri ucuzlatmanın ve erişimini kolaylaştırmanın paranın ötesinde faydaları var. Örneğin bir kanserli hastaya hangisi ilacın iyi geleceğini bilmenin tek yolu, ilacın kullanılması. Ama bu yıpratıcı bir süreç. İşte Okvur’un 3B mikroçipleri, alınacak bir doku veya kan örneğiyle önceden ilacın hastanın hücrelerine nasıl etki ettiğini belirleme şansı sunacak. Çipin üzerindeki gaz geçirgen özelliğine sahip malzeme sayesinde de herhangi bir mikroskoptan bu inceleme yapılabilecek. Yani ayrı bir cihaz alınması ihtiyacını da ortadan kaldırıyor. “Bizim çipler çok işlevli” diyor Okvur, “Çipin bir tarafına kanserli bir tarafına normal hücreleri, ortaya ise test etmek istediğimiz ilacı koyup ilacın hangisine etki ettiğini görebiliyorum. Ayrıca doz testi de yapabiliyorum. Yani üç soruya aynı anda cevap verebiliyoruz. Etkili mi, yan etkisi, kaç doz kullanılmalı… Böyle bir çip piyasada yok.”
Diğer taraftan Okvur’un ucuz ve erişilebilir hale getirdiği 3B çipler yeni ilaç geliştirme sürecini de kuşkusuz kolaylaştıracak ve hızlandıracak. “Her durumda 3B çiple yapılan testler daha doğru sonuç veriyor” diyor Okvur, “Mesela geçen bir hoca, ‘Devrim deneyleri yıllardır böyle yapıyorduk ama sonra hastadakiyle aynı sonuçlar çıkmıyordu’ dedi. Hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz?” Şimdiye kadar 2 milyon euro’luk proje üreten ve iki patenti ile 13 bilimsel makalesi olan Doç. Dr. Devrim Pesen Okvur, Initio’yu Nisan 2016’da İzmir Teknopark’ta kurdu. Bu alanda çalışmak çocukluk hayali. 41 yaşındaki Okvur, “Babamla yaptığımız deneyler ve evimizin kütüphanesini kaplayan bilim ansiklopedileri sayesinde çocukluğumdan beri genetik alanında çalışmak istiyordum” diye hatırlıyor ve ekliyor: “Üniversite sınavından birkaç ay önce bir kağıdın üzerine büyük harflerle genetik yazıp başucuma koymuştum.” Okvur, 1995’te Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü kazandı. Mezun olduktan sonra John Hopkins Üniversitesi’nde Hücresel ve Moleküler Fizyoloji alanında doktora yaptı. Yurtdışmda kaldığı 10 yıl boyunca kanser hücre biyolojisi üzerine özellikle meme kanseri üzerine çalıştı. 2010’da Türkiye’ye geri döndü ve ÎYTE’de mikroçipler üzerine çalışmaya başladı.
Aslında Initio öncesinde iki öğrencisinin, dönemin teknolojisi mikro akışkan çipler üzerine kurduğu şirkete bilimsel danışmanlık yaptı. Ancak zamanla yanlıştı ve şirket kapandı. Ama bu deneyimin, iş devam ettirme yönünde düşünmesini sağladığını anlatıyor. “O dönemki yüksek lisans öğrencim ve şimdiki ortağım Sevgi (Önal), ‘hocam yapalım, bu işi’ dedi. Öyle başladık” diyor. İzmir Teknopark’taki iki haftalık eğitimlere katılmışlar, yerel komiteden de geçip projelerini TÜBİTAK’a ulaştırmayı başarmışlar. “Bu iş çok zor’ diye biraz çekimserdim.
Sevgi’nin motivasyonu çok yüksekti” diye hatırlıyor, “Devlet memuru olarak kredi çektim. Maddi anlamda da zorluyor ama bir heves istiyordum. Yapmasaydım içimde kalırdı. Ailem de destekliyordu.” Projelerinin seçilmesiyle tekno-parkta bir ofisleri oldu ve TÜBİTAK’tan 150 bin lira aldılar, AB fonlarından da 100 bin euro geldi. 2013’te de patent çalışmalarına başladılar. 2015’te ise Cenevre Uluslararası Buluşlar Fuarı’ndan “Hücre biyolojisinde uzaklığa bağlı etkileşimlerin araştırılması için mikroakışkan cihaz” buluşuyla altın madalya geldi.
Initio, geçen dört yılın ardından Haziran 2017’de ilk çiplerini satışa hazır hale getirdi. Temmuzdan bu yana tek kullanımlık ve 65 dolar etiketli mikroçiplerinden yurtiçinde 60 adet sattılar.
Alıcıları genellikle kanser araştırmaları yapan akademisyenler. Fakat asıl hedef kitlesi ilaç şirketleri -tabii Türkiye’de ilaç araştırmaları sınırlı olduğu için yurtdışm-dakiler… Bu nedenle ABD’de bir ofis açmayı planlıyor.
“En geç yılsonuna kadar yurtdışma satış yapmamız lazım” diyor ve ekliyor: ‘Yurtdışma açıldığımız zaman gerisi çorap söküğü gibi gelecek.” Şu sıralar Almanya’da bir şirketle distribütörlük görüşmeleri yapıyorlar. Ayrıca ABD’de bir firmayla 5 bin adetlik satış için temastalar.
Diğer taraftan melek yatırımcılarla görüşme halindeler. “İnsanlar hastalıklarına çare olacak doğru ilacı bu mikroçipler sayesinde kullanabilsin, istiyorum. Bunu hızlı ve etkili şekilde hayata geçirebilmenin yolu ise seri üretimden geçiyor” diyor muhtemel bir kaynağın üretime ve tanıma harcanacağını anlatırken… Uzun vadede: “Büyük bir ilaç şirketi tarafından satın alınmasını istiyor. Çünkü sonrası kolay… Yeni bir proje üzerinde çalışmaya başlarız. Çözülecek o kadar çok problem var ki.”