İnovatif Bir Güneş Enerjisi Projesi
Mersin’de yapılan inovasyon çalışması, Türkiye’yi önemli bir yere getirebilir
“İstediğimiz sonuçlanrı alırsak bu sahalarda yabancılarla ortaklık kurabiliriz”
Birleşmiş Milletier Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCATD) son raporuna göre küresel enerji sektöründe en hızlı büyümeyi, yenilenebilir ya da diğer adıyla “temiz enerji” alt sektörü oluşturuyor. Rapora göre 2000 ila 2011 yıllan arasında toplam yenilenebilir eneıji üretimi yüzde le bakmak gerekiyor. Heliostat olarak adlandırılan 510 adet yansıtıcı, güneşi gün içinde uygun açılarla takip ediyor ki bu, güneş ışınlarını en verimli şekilde alabilmek için oldukça önemli.
Bu yansıtıcılardan gelen ışınlar, sistemin ortasındaki yaklaşık 60 metre yüksekliğindeki kuleye yansıyor. Kulede bulunan ve özel olarak tasarlanmış alıcıya yansıyan güneş ışınlarından yüksek sıcaklık ve basınçta kızgın buhar elde ediliyor. Elde edilen bu buhar elektrik elde edilmesinden, ısıtma, soğutmaya kadar farklı birçok işlemde kullanılabiliyor. Sistem aynı miktarda enerjinin elde edildiği fotovoltaik bir santralin kapladığı alanın yalnız yüzde 20’si kadar bir sahada kurulabiliyor. Serdar Erturan, “Bu sistem fotovoltaik güneş enerjisi sistemine göre yüzde 40 daha verimli. Güneşin termal gücüne odaklanmış durumdayız ve aslında temelde biz buhar üretiyoruz. Yani buharla iş yapan her türlü sanayiciyle ortaklık yapabiliriz. Biz bu teknolojiyle doğalgaz, kömür santrallerine rakip değiliz” diyor.
Greemvay şirketi yöneticileri, Mersin’deki CSP sisteminin, benzerlerine göre daha zor ortam şartlarına uygun bir şekilde geliştirildiğine dikkat çekiyor. Sistemin geliştirilme sürecinde şirketin TÜBİTAK’tan da destek aldığını belirten Serdar Erturan, “Bizim geliştirdiğimiz CSP sistemi PV, rüzgar gibi sistemlerden daha düşük maliyetle kuruluyor” diyor. Şirket yöneticüeri bu maliyeti ısrarlı sorularımıza rağmen şimdilik ticari bir sır olduğu için açıklamıyor.
Başarılı Bir İş Modeli
Greemvay güneş teknolojileri üreten şirketlerin nasıl olmaları gerektiğine dair bazı ipuçları veriyor. Zira burada know-how ve sermayenin başarılı bir işbirliğine şahit oluyoruz. Öncelikle şirketin nasıl bir yapıda olduğunu anlatalım: Kurucu ortaklardan Serdar Erturan, güneş eneıjisi üzerine Ar-Ge ve üretim alanında uzun yıllar yurt-dışında çalıştı; Avrupa ve ABD’de birçok güneş santralinin kuruluşunda görev aldı. Yılsan Yatırım Holding ise 1955’de kurulmuş eski bir aile şirketi. İlk zamanlar tarım sektöründe çalışan şirket daha sonra haddecilik alanında faaliyet göstermeye başladı.
Daha sonraki yıllarda büyümesini hem yurtiçi, hem de yurtdışında sürdürmek isteyen grup önce Romanya özelleştirme idaresinin açtığı uluslararası ihaleyi kazanarak Avrupa’nın en büyük gübre üretim tesislerinden, Bükreş Borsası’na kote Azo-mureş SA’nın sahibi oldu. Bu alımı takiben yine Romanya’nın Köstence şehrindeki Chimpex unvanlı şirketi bünyesine katarak liman işletmeciliğine başladı. 1990’lı yılların sonuna doğru ise enerji sektörüne ilk giriş denemesini gerçekleştirdi. O dönemde Eskişehir’de yap-işlet-devret modeliyle kurulması planlanan doğalgaz santraline yüzde 69 hisseyle ortak oldu.
Ama ekonomik kriz ardından santralin üreteceği elektriğin satın alma garantisinin ortadan kalkması nedeniyle Yılsan Holding’in santral projesi tozlu raflara kaldırıldı. Yılsan Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Er-tuğrul Yıldırım, “Santral kurmak için satın aldığımız 50 dönüm arazi duruyor ve bu arazide uzun süredir pancar yetiştiriliyor” diyor gülerek. Ama holding yönetimi bu başarısız girişimden sonra enerji sektöründen vazgeçmedi. Özellikle de son dönemde yenilenebilir enerji alanında ciddi yatırımlar yapıyorlar. Yılsan Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Tuncay Yıldırım, “Bazı hidroelektrik santrallerini devreye aldık, jeotermal ve rüzgar santralleri için de hazırlık çalışmalarımız sürüyor.
Bütün bu santralleri devreye aldığımızda toplam 300 MW üretim kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz” diyor. Yılsan Holding’in 60’a yakın maden ruhsatı bulunuyor. Ayrıca üç bölgede kaya gazı, İM farklı bölgede de petrol arama müracaatı bulunuyor (müracaatlar için onay bekleniyor). “Bu sahaların keşfi için beş yıla yayılmış bir çalışma ve yatırım planımız bulunuyor. Eğer istediğimiz sonuçları alırsak bu sahalarda yabancılarla ortaklıklar kurabiliriz” diyor Tuncay Yıldırım.
Türkiye’de Geliştirildi, Yurtdışım Hedefliyor
Şirketin potansiyel pazarlarının başında ise Körfez ülkeleri yer alıyor. Zira Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün güneş enerjisinin önümüzdeki dönemde enerji arzlarının içinde önemli bir pay almayı hedefliyor. Araştırma kuruluşu GTM Research ve Emirates Güneş Enerjisi Derneği (ESIA) işbirliğiyle hazırlanan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Güneş Enerjisi Pazarı 2013-2017 Raporu’na göre, Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde talebin büyük bir bölümü, Suudi Arabistan ve Türkiye kaynaklı olacak. Türkiye’nin rapordaki büyümeyi gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği 600 MW’lık lisans dağıtımı sürecinde belli olacak. Ama Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu hidrokarbon zengini ülkeler şimdiden güneş eneıjisi için önemli adımlar atmış görünüyor.
Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri, 20 yıllık hedefleri için 1 trilyon dolarlık bir kaynak ayırmayı planladı. Hatta bu kaynağın 20 milyar dolarlık kısmını kullanmaya başladılar. Greemvay de ilk ön anlaşmasını bu ülkelerden birinde, Ürdün’de yaptı. “Katarlı bir işadamına ait doğalgaz santraline 10 MW büyüklüğünde tesis kurmak için ön anlaşma yaptık” diyor Serdar Erturan ve ekliyor: “Bu bizim ekibimizin sayısını artırmak için önemli bir adım. Bölge ülkelerinde benzer projeler alarak ekibimiz sayısını ilk etapta 100’e çıkartmayı planlıyoruz.”
Mehmet Erdoğan Elgin