İnovatif Düşünce Üreten Girişimciler İçin Yepyeni İş Fikri
Yepyeni iş fikri “kara küf önleme merkezleri” başta olmak üzere küf önleyici basınçlı tüp üretimi ve daha birçok iş alanı Nur Demirok’un kaleminden girişimcilere öneri ve tavsiyeler.
Buluşsal Girişimler
ÖNCE önemli birkaç noktaya değinelim: İklim değişikliği bizim de içinde bulunduğumuz birçok ülkeyi yakından ilgilendiriyor. Bunun belirgin işaretlerini bu yıl daha çok yaşıyoruz. Başta ani yağışlar olmak üzere tüm bölgelerimizin meteorolojik özelliklerinde gözle görülür değişimler var.
Bu değişimler kendini daha çok yağmur, fırtına ve hatta hortumlarla belli ediyor; havalar hızla soğuyor ya da aniden ısınıyor. En çok etkilenen yerler ise bu değişimleri dramatik şekilde yaşayan Akdeniz, Marmara, Ege ve Karadeniz’in sahil kesimleri ile kıyılarımıza yakın yerleşimler.
Bu haftaki konumuz sadece iklim değişikliğiyle ilgili değil, ister deniz kenarında olsun ister yükseklerde yapı tekniklerinin hızla dönüşüyor olması evlerin havasız kalmasına yol açıyor, nem oranı giderek yükseliyor. Çoğu konutta nem oranı yüzde 50’nin üstünde.
Burada açık mutfakların ve bilinçsizce izole edilmiş duvarlar ile pencere sistemlerinin büyük payı var.
Henüz istatistiksel bir çalışma yok ama yurdumuzdaki eski ya da yeni meskenlerin birçoğunda kolay hissedilemeyen rutubet düzeyleri görülüyor. Isınma sistemlerindeki çeşitlilik, evlerin yetersiz yalıtımı, niteliksiz duvar boyası ve kaplamaların kullanılması başlıca sorunlar. Bu nedenle yoğun küf sorunu yaşanıyor.
Temel neden ise kapalı mekanların yeterince havalandırılmayışı. Havalandırma yapılsa bile küfler görünmez hale geliyor, duvarların arkasına saklanıyor. Herhangi bir konutun sadece mutfağı değil, yatak odaları, dolap içleri, gardırop arkaları görünmez küflerle kaplı olabiliyor. Sorun sadece konutlara özgü değil; ardiyeler, depolar, meyve olgunlaştırma alanları gibi yerlerde de her çeşitten küfe rastlanabiliyor, işin ilginç yanı bazı küf oluşumlarının çıplak gözle fark edilemeyişi, işte tam da burada büyük bir risk devreye giriyor: Batı dünyasının genellikle ‘black mold’ adım verdiği bizim de aynı anlamda tanımladığımız kara küf.
‘MOR ÖTESİ’ IŞIKLA GÖRÜLEBİLİYOR
Kara küf genellikle ciddi hastalıklara yol açan bir çeşit mikro mantar türü. Aynı gruba bazı değişik türde mikroorganizmalar da katılabiliyor. Birçoğu çıplak gözle siyah lekeler halinde görülürken; bazıları ancak ultraviyole ışığı altında kendini gösteriyor. Görüntüler korkunç. Siyah renk oluşumları ve kat kat lekeler. Bunlar yalnız duvarlarda değil, çamaşırlarda, tencere tava konulan mutfak tezgahlarında, banyo kabinleri ile dolap kıvrımları arasında kendine yer buluyor.
Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde özellikle ‘black mold’ (kara küf) bir sigortalanma nedeni olarak görülüyor. Fakat önceden küf görüldüğünde binalar sigorta kapsamına alınmıyor ya da sigorta yaptırmada sorunlar çıkıyor. Kara küf başta ‘stachybotrys chartarum’ olmak üzere birçok farklı mantar türünden biri. Bu tür küflerin insanların yaşam ortamına sporlarını salmasıyla çeşitli hastalıklar ortaya çıkıyor.
Sadece duvarlarda değil sunta, tahta gibi çok fazla selüloz içeren yüzeylerde hızla gelişip hastalık odağı haline geliyorlar. Sıcak ve nemli ortamları tercih etmeleri nedeniyle bazı coğrafyalarda hızla çoğalıyorlar. Duvar katmanları, döşemeler ya da halıların altında hissettirmeden yaşayabilmeleri ise kendilerini gözden kaçırıyor. Yorgan, battaniye ve kilimlerde gizlice saklanıyor, direkt güneş ışığı almayan her yere yerleşiyorlar.
Küf toksinlerinin solunması çoğu zaman ciddi semptomlara yol açabiliyor. En çok görülen rahatsızlık ‘mikotoksikoz’ denilen tablo. Uzunca süre solunan küflü hava bazı duyarlı bünyelerde soğuk algınlığına benzer bir tablo yaratıyor, hastalanan bireyler fazla miktarda ‘mikotoksin’ soluduklarında ise daha ciddi sonuçlar ortaya çıkıyor. Risk altındakiler astımı ve solunum yolu alerjisi bulunan bireyler. Kalıcı öksürük, nefes almada zorluk, alerjik reaksiyonlar, sinüs iltihapları önemli göstergeler.
Mikotoksinlerin uzun süre solunması ağrı ve kramplara, odaklanma zorluğuna, ışık duyarlılığına, uykusuzluğa, anksiyeteye hatta hafıza kayıplarına da neden olabiliyor. El ve ayaklarda uyuşmayla başlayan süreç mevsimsel alerjilere yol açarken, oluşan tablo analiz edildiğinde asıl sorunun küf alerjisi olduğu görülüyor.
Özellikle yaşlılar ve çocuklar etkileniyor; erişkinler ile yaşlılarda astım ve kronik akciğer hastalığının müzminleşmesine yol açıyor.
Kısacası bu toksik küflenme bazı bünyelerde histamin intoleransı, irritabl bağırsak hastalıkları ve akciğerlere bağlı patolojilerin gelişmesinde tetik faktörlerden biri haline gelebiliyor.
BULUŞLARA AÇIK BİR ALAN
Kısaca değindiğimiz bu sorunların önlenmesi için gelişmiş bazı ülkelerde uzmanlaşmış kurumlar var. Bunlar periyodik denetimlerle önleyici uygulamalar yapıyor, bazıları da inovasyon yolunu seçerek buluşsal ürünlerini pazara sunuyor.
Yeni uygulama ve buluşlara zemin hazırlaması için ülkemizde pek bilinmeyen örnekleri girişimcilere hatırlatmakta yarar var:
En başta ‘kara küf önleme merkezleri’ dikkat çekiyor. Bunlar hijyen kurallarına dikkat ederek kara küfle mücadele edip onları temelden yok ediyorlar.
Nem oranı yüksek yerlerde faaliyet gösteren bu merkezler tıpkı geçmişteki sıtma eradikasyon uygulamalarına benzer şekilde çalışıyorlar. Küf temizleme işi ‘detoks firmaları’nın belli başlı uzmanlık alanı haline dönüşüyor. Ayrıca spesifik olarak her çeşit küf temizliğiyle uğraşan özel işletme ve eğitim kursları da var.
Üye yapılan birimlerde eşyalar elden geçiriliyor, duvarlar, çerçeveler dahil olmak üzere çatıdan bodruma kadar her yer küften temizleniyor. Tekrarı önlemek için özel olarak hazırlanmış sağlığa zararsız solüsyonlar kullanılıyor.
Büyük müşteriler arasında yalnız konutlar değil; işyerleri, fabrikalar, kent içi sosyal alanlar, yeraltı geçitleri, toplu taşım araçları, silolar ve gıda üreten işyerleri var.
Fümigasyon uygulaması ise özel hazırlanmış tütsü çubukları halinde tahıl depolarına ve yiyecek saklanan odalara uygulanıyor. Kalem şeklindeki fümigasyon çubukları yakıldığında yoğun bir duman salarak ortamı anında dezenfekte ediyor, kara küf sporlarını ortadan kaldırıyor.
Buluşsal nitelikli diğer uygulamalardan bazıları ise şöyle: En başta etkisini yıllarca devam ettiren özel katkılı inşaat boyaları var. Bu tür boyalar konutlar dahil tüm sınai tesislerde, tekstil ve dokuma atölyeleri ile fabrikalarda, hacmine bakılmaksızın tüm depolarda, meyve olgunlaştırma odalarında, market ambarlarında, garajlarda ve yeraltı silolarında kullanılıyor. Küf önleyici solüsyon katılmış iç cephe boyalan ise insan ve diğer canlıların etkilenmeyeceği zararsız bileşiklerden oluşuyor.
Küf önleyici basınçlı tüp üretimi ise bireysel tüketime seslenen diğer girişim örneklerinden sadece biri. Bu tüplerin içindeki maddelerin bileşimi de sağlığa zararlı değil. Sertifikalı tüplerin kullanıcıları kara küf görülen satıhlara içerik solüsyonunu püskürterek kütlerin giderilmesini sağlıyorlar. Burada önemli olan ayrıntı serbestçe satılan tüplerin ilgili kurumlardan onay almış olması.
Kısacası, basit gibi görünen tüm bu konular inovatif düşünce üreten girişimciler için yepyeni bir alan haline gelebilir.
NUR DEMİROK