İş dünyası faiz ile kur kıskacında
Merkez Bankasının yaptığı faiz indirimi iş dünyasını memnun etmedi. Sınırlı indirimin piyasalara doping etkisi yapması beklenmiyor. İş dünyasının bir kesimi, hızlı faiz indiriminin kur baskısı yaratacağını düşündüğü için temkinli adım atılmasından yana…
MERKEZ Bankası, merakla beklenen faiz indirimini geçen hafta başında yaptı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı başkanlığındaki Para Politikası Kumlu (PPK), politika faizinin üst bandını 50 baz puan, alt bandı ise 25 baz puan indirdi. Böylece Merkez Bankası politika faizini 7.75’ten 7.50’ye çekti. Politika faizi üst sınırı ise yüzde 11.25’ten 10.75’e çekildi.
Ancak bu indirimin hem ekonomi yönetimini hem de iş dünyasını yeterince memnun etmedi. Zaten en sert tepkiyi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gösterdi.
İş dünyasının önemli bir kesimi faiz indiriminin yeterli olmadığı görüşünde. An-^ cak Merkez Bankası’na sitemlerini ve taleplerini iletirken iş dünyasının bir açmazı da var. Faizlerin sert bir şekilde indirilmesinin dolar kurundaki yükselişe neden olması da iş alemini tedirgin ediyor. Faizlerin aşırı düşmesinin kur baskısını artırmasının, ithalatı ihracatından fazla olan ekonomi üzerinde olumsuz etkilerinin görüleceğini belirten iş insanları, “Faiz indiriminin uzun dönemde ekonomiye katkısı olur ama kısa dönemli dezavantajlarını yaşamamız mümkün” fikrinde birleşiyorlar.
İstanbul Ticaret Borsası Başkam Ali Kopuz, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın faizin indirilmesi konusunda pro-aktif davranamadığını düşünüyor. “Türkiye’de bütün kesimler, hatta vatandaşlar bile faizin indirilmesi konusunda hem fikir oldu. Ama buna en son inanan kişi Merkez Bankası’nın başkanı oldu. Ama yaptığı indirim bir şeye yaramadı diyen Kopuz, reel kesimin finansman konusunda zorlandığını söylüyor. Kopuz, Merkez Bankası Başkanı’na çağrıda bulunarak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ben, Sa-yınTSaşkan’dan bir kez daha rica ediyorum: Reel kesimin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurun. Sanayinin çarkları nasıl dönüyor, üreten nasıl mücadele veriyor, tüccar ne sıkıntılar çekiyor… Bunları da dikkate alm. Yoksa ortada fiyat istikrarı sağlayacağınız bir piyasa kalmayacak.”
“DAHA CESUR ADIM”
MÜStAD Başkanı Nail Olpak Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşabilmesi için Merkez Bankası’nm faiz indiriminde cesur davranması gerektiğini söylüyor. Olpak, indirim için şartların oluştuğunu vurgulayarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “2015 Ocak ayında yıllık enflasyonun 7.24’e gerilemesi, TCMB’nin Ocak ayında aldığı 50 baz puanlık faiz indirimi kararını Şubat ayında ve gelecek aylarda da sürdürmesi yönünde beklentilerimizi artırmıştı. Ancak TCMB’nin Şubat ayı PPK Toplantısı’nda yapmış olduğu 25 baz puanlık faiz indirimi ile politika faizini yüzde 7.5’e çekmesi, piyasanın ve bizim beklentilerimizin çok altında kaldı. Yatırım ve ticaretten para kazanan iş dünyası olarak bizler, yüksek faizi yatırımın önünde engel olarak görüyoruz. Merkez Bankası’nın, 2015’in ilk enflasyon raporunda 2015 enflasyonunu, orta noktası yüzde 5.5 olmak üzere yüzde 4.1 ila yüzde 6.9 aralığında öngörmesi ve son 45 yılın en düşük enflasyonunun yaşanabileceğini dile getirmesi de, piyasaların faiz indirimi beklentilerini artırmıştı. Bu nedenle, bizim iş dünyası olarak beklentimiz, elbette ki Merkez Bankası’nm yüksek faiz politikasına son verip, faiz indirimi konusunda ciddi ve cesur adımlar atması, böylelikle Türkiye’nin büyüme potansiyeline ulaşmasına destek olması yönünde.”
“PİYASA FAİZİ DÜŞÜRMEZ”
Tüm bu sözler reel kesimin finansman ihtiyacını karşılarken zorlandığının ve yüksek maliyetlere katlandığının kanıtı. Peki Merkez’in yaptığı limitli faiz indiriminden sonra bankalar, sanayici ve tüccara verdikleri kredilerde indirime gider mi? Bu konuda piyasanın fazla ümidi yok. Merkez’in yaptığı indirimin, büyük şirketlerin KOBİ’lere uyguladığı piyasanın kendi içindeki faizlerde bir düşüş yaratması beklenmiyor.
ABC Kimya Genel Müdürü Zeki Ayko-ler, Merkez Bankası’nın faiz indiriminin piyasa faizlerini aşağıya çekmeyeceğini düşünüyor. Aykoler, “Üretici büyük firmaların KOBİ’lere uyguladığı faizler yüzde 10-12 arasında değişiyor. Yüzde 1-2’lik radikal bir faiz indirimi olsaydı piyasa faizleri de aşağı giderdi. Ancak yüzde 25’lik baz puan indirimi, mevcut faizleri stabil tutabilir” diye konuşuyor.
“FAİZ DÜŞSÜN, DÖVİZ ÇIKMASIN”
Birçok üretici firma yöneticisi gibi Zeki Aykoler’in de en büyük sıkıntısı faizler düşerken doların çıkması… Hammaddesini dolarla ithal eden firmalar, faizin inişini ne kadar istiyorlarsa, doların yükselişini de o kadar istemiyorlar. “Dövizdeki ani iniş çıkışları piyasalar tercih etmez” diyen Aykoler, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Merkez Bankası’mn açıklamasıyla piyasanın faizi paralel değil. Bir puan indirince ertesi gün mevduat ve kredi faizleri aşağıya düşmüyor. Şirketlerin ve bankaların birçoğunun yabancı ortağı var ve dışarıdan fonlanıyorlar. Onları faiz hareketinden ziyade dövizdeki yukarı hareket olumsuz etkiliyor. Hepimizin gönlümüzden geçen faiz düşsün ama döviz de çıkmasın… Ama bunu sağlayacak bir formülasyon şimdilik yok. Bölgemizin içinde bulunduğu kırılgan yapıda bu dengeyi ne kadar koruyabiliriz, bilemiyorum.
“YETER Kİ DOLAR YÜKSELMESİN”
Akçalı Boya Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akçalı ise daha iyimser. Politika faizlerinin düşmesinin kısa dönemde banka faizlerine yansımasını bekliyor. Konut ve tüketici kredi faizlerinde birkaç puanlık geri çekilme yaşanabileceğini vurgulayan Akçalı, “Tüketicinin paraya ulaştığı faizler düşse de piyasada kısa sürede canlanma olmayabilir” diyor. Akçalı, faizlerin kısa sürede düşmesinin piyasa için avantajlı olmayacağını vurguluyor. Bunun nedenini kurun üzerinde oluşan baskı olarak açıklayan Akçalı, “Türkiye’nin ithalatı ihracatından fazla. Dövizin yükselmesi cari açığımızı tetikleyecek. İthal girdi maliyetlerinin artmasına bağlı olarak enflasyonist ortam da oluşabilir. Faizlerin düşmesi uzun dönemde faydalı ama kısa dönemde dezavantajlı. Ayrıca yabancı fon yatı rımcısı faizler çok fazla düşünce parayı alıp çıkar. Bu da sıkıntıya neden olabilir” diye görüşlerini özetliyor.
“HIZLI DÜŞÜŞ ZARARLI”
Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, faizlerinin düşmesinin elzem olduğunu düşünüyor ama faizlerin ancak enflasyonla birlikte gerçek manada düşebileceğini belirtiyor. Yüksek faizin yatırım yaparken iş dünyasını zorladığını vurgulayan Bayman, faizdeki ani düşüşün sıkıntılar yaratabileceğini şu sözlerle dile getiriyor:
“Faizlerin erken ve gereğinden fazla düşmesinin de Türkiye’ye yararlı olacağını düşünmüyorum. Türkiye’nin büyümesi dış kaynağa bağlı. Dışarıdan sıcak parayı çekebilmek için faiz halen önemli bir silah. Türkiye bugün yaptığı yatırımların dört katı para çekebiliyor olsaydı faizler çok daha hızlı düşürülebilirdi. Yatırımla değil tüketimle yüyoruz. Rekabet ettiğimiz ülkelere bakmak lazım. Brezilya, Hindistan gibi büyüyen, gelişmekte olan ülkelerde faizler yüksek. Yurtdışı yatırımcı parasını faizin yüksek olduğu ülkeye götürüyor. Faizlerin düşüşü şart, ama bunun hızlı olması ekonomiyi zedeleyebilir. Bundan sonra da faiz indiriminin devam edeceğini düşünüyorum. Bu ekonomi için de gerekli. Bu düşüşler kredi faizlerine olumlu yansıyacaktır.”
GÖZÜMÜZ KİRALARDA
Style Çizgi Grubunun erkek giyim markalarından Centone’nin Genel Müdürü Bülent Bahçeci, faizlerdeki düşüşün kredi alanları az da olsa rahatlatacağını düşünüyor.
Ancak böylesi bir düşüşü tekstil ve hazır giyim perakendesindeki firmaların tüketicilere yansıtmasını olanaklı görmeyen Bahçeci, “Perakende sektöründe kar olmadan ciroların düştüğü bir süreç yaşanıyor. Tüketici inanılmaz bir şaşkmlık içinde. Fiyatlar zaten dipte. Taksit yapılmasına rağmen müşteri zorlanıyor diyor. Bahçeci, dolardaki yükseliş hareketinin kendilerini sıkıntıya soktuğunu anlatıyor.
Bahçeci,“AVM’lerde kiralarımızın yüzde 40’ı dolar, yüzde 60’ı euro ile… Dolar yükseldikçe perakendeci kiraların nereye gideceğini düşünüyor” diye konuşuyor.