Jeopolitik riskler ve düzeltme endişeleri
Piyasalarımız geçen haftaki gelişmeler nedeniyle artık dış etkilere daha açık hale geldi. Ukrayna-Rusya, Fillstin-israil arasındaki gerilimin seyri ve Irak’taki gelişmeler gündemde kalmaya devam edebilir. Bu hafta hafif aşağs yönlü bant hareketleri izleyebiliriz…
ABD ve AB’nin Rusya’ya yeni yaptırımlar getirmesi, Rusya-Uk-rayna sınırında Malezya’ya ait bir yolcu uçağının düşürülmesi, ardından İsrail’in Filistin’e kara harekatı başlatması, bölgeyle ilgili jeopolitik riskleri yeniden gündeme getirdi. Bu haberler öncesinde ana gündemimizi oluşturan TCMB’nin faiz indirim süreci bir süredir Borsa İstanbul’daki (BIST) pozitif ayrışmada etkiliydi. Bu beklentinin sonlanmış olması ve faiz indirim sürecinde genel olarak artık son noktaya yaklaşılmasıyla bu pozitif ayrışmada yolun sonuna gelindiğini düşünüyoruz. Bu nedenle piyasalarımız artık dış etkilere ve içerideki ekopolitik risklere daha açık hale geldi.
Maalesef geçen haftanın son günlerinden bu yana dışarıdan hiç de hoş olmayan bir haber akışı var. Bu tür zamanlarda ilk fiyatla-ma, risklerden çok belirsizlikten ve panikten oluşur. Bu nedenle gelişmeler sıcakken yapılacak ilk fiyatlamaları tahmin etmek zor olacak; birkaç gün içinde bu gelişmeler daha net okunmaya başlar.
UKRAYNA’DA DÜŞÜRÜLEN UÇAK VE RUSYA
Geçen hafta Ukrayna-Rusya sınırında düşürülen ve 298 sivilin hayatım kaybettiği olayın üzerindeki sis perdesinin aralanması biraz zaman alabilir. Olayın sörumluları netleşene kadar bir süre sessizlik hakim olabilir. Ancak başta ABD ve AB’de olmak üzere bu uçağın düşürülmesinden sorumlu olarak Rusya’nın kabul edilmesi durumunda Rusya’ya yönelik yaptırımlar hız kazanabilir.
Bu yaptırımlar doğrudan Rusya ekonomisini hedef alacağı için ilk bakışta bizim için çok olumsuz etkileri olmayacağı düşünülebilir. Ancak Rusya’nın bu yaptırımlara sessiz kalmayacağı göz önünde bulundurulunca, başta enerji piyasası olmak üzere bölge ve dünya ekonomisi için yeni riskler gündeme gelebilir.
İSRAİL’İN GAZZE’YE SALDIRISI
Uzun süredir Gazze’ye havadan saldıran İsrail, haftanın son günü bu saldırıları kara harekatına dönüştürdü. Kara harekatı haberi başta altın ve petrol olmak üzere ilk anda sert hareketlere neden oldu.
İsrail’in bu operasyonları belki bölgede altın ve petrol gibi ürünler başta olmak üzere önemli bir arz sıkıntısı doğurmayabilir ama piyasalar savaş sözcüğünü hiçbir zaman sevmez ve genelde ilk tepki sert olur. Bu saldırıya uluslararası toplumun cevabı, bölgedeki diğer ülkelere yansıyıp yansımayacağı gibi konular ise ilk tepkinin ardından değerlendirilmeye başlanır.
Şu an için uluslararası piyasalarda sorunun sadece Gazze halkının sorunu olduğu anlayışı hakim görünüyor. Bu da yapılan ilk negatif fiyatlamanın ardından, haber öncesi seviyelere dönüşü getiriyor. Özetle bizim gerek insani, gerek tarihi, gerekse coğrafi olarak bağlarımızın yüksekliği nedeniyle ana gündemlerimizden biri olan Gazze, uluslararası piyasada aynı yankıyı bulmuyor.
TCMB BEKLENTİSİ SONLANDI
TCMB perşembe günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında beklentilerle paralel bir şekilde politika faizinde ve koridorun alt bandında 50 baz puanlık bir indirim yaptı. Böylece haftalık repo faizi yüzde 8.25’e gerilemiş oldu. 50 baz puanlık indirim sonrası politika faizinin yüzde 8.00 olan koridorun alt bandına yaklaştırdığı için TCMB’nin koridorun alt bandında da 50 baz puanlık bir indirim yaptığını düşünüyoruz.
Diğer taraftan koridorun üst bandında mevcut risklerin (Irak, FED’in faiz artış süreci ile ilgili belirsizlik, euro bölgesindeki zayıflık, piyasalardaki düzeltme senaryosu, jeopolitik riskler, cumhurbaşkanlığı seçimi…) göz önünde bulundurularak faiz politikasında esneklik sağlamak için indirim yapılmadığını gördük. Karar büyük oranda beklentiler dahilinde gerçekleştiği için Borsa İstanbul’daki (BIST) ilk etkisi kar satışları olarak görüldü. Bu kararla birlikte içerideki büyük beklentilerden biri bittiği için artık yurtdı-şmın daha fazla dikkate alınacağını düşünüyoruz. Bu da bizce yurtdışı endekslerdeki yükseliş, petrol fiyatlarındaki düşüş, ABD faizlerindeki gerileme gibi etkenler olmadan endeksin iç dinamiklerle yükselme şansının azaldığı gösteriyor.
Buna karşın yurtdışı etkisi olmadan bu karara bağlı olarak kar realizasyonunun sertleşerek bir trend dönüşüne neden olma ihtimali de düşük görünüyor. Özetle bu hafta yurtdışı etkisinin yüksek olacağını düşünüyoruz.
BU HAFTA GERGİN OLABİLİR
Geçen haftanın son iki gününde ortaya çıkan gelişmeler bu haftanın da ana gündemini oluşturmaya aday görünüyor. Ekonomik takvimde bu hafta önemli bir kınlama neden olacak bir başlık görünmüyor. Bu süreçte Ukrayna-Rusya, Filistin-Israil arasındaki gerilimin seyri ve Irak’taki gelişmeler gündemde kalmaya devam edebilir. Bunun yanında son haftalarda beklentiler arasında olan gelişmiş ülkelerin endekslerinde olacak bir düzeltme süreci de tekrara gündeme gelebilir.
Geçen hafta ABD’de açıklanan bilançolardan destek bulan endekslerde, bu beklentilerin de büyük oranda fiyatlarda olması, yukarı yönlü hareket iştahını sınırlayacak. Buna karşın sert bir düzeltme için de henüz bir bahane oluşmuş değil. Bu nedenle bu hafta hafif aşağı yönlü bant hareketleri izleyebiliriz.
Endeksteki yükselme isteği devam ediyor
Özellikle bizim coğrafyamızdaki jeopolitik risklerdeki artışlara ve faiz indirimi beklentisinin sonianmasına karşın Borsa İstanbul güçlü görünümünü devam ettiriyor. Haftanın son günlerinde bu konulara bağlı olarak zaman zaman geri çekilmeler olsa da endeks haftayı önemli dirençlerinden biri olan 82.000 üzerinde kapatmayı başardı.
Bu hafta içinde endeks 82.000 üzerinde birkaç kapanış daha yaparsa geçen yıl ?Gezi Olayları? neticesinde oluşan boşluğu doldurmayı deneyebilir. Endeks geçen yıl eylül ve ekim aylarında ve son olarak da geçen ayın ilk yarısında denediği Gezi Olayları sonrasında oluşan boşluğu doldurma girişimini dördüncü kez deniyor. 81.000/82.000 bölgesi bu dönemdeki en kritik seviye konumunda.
Endeks bu bölgenin üzerinde tutunulabilirse 84.850 civarı görülerek bu boşluk doldurulabilir. Endeks son denemesinde Irak’taki çatışmalar nedeniyle başarısız olmuş çok kısa zamanda yaklaşık 6 bin puanlık düşüş yaşamıştı. Bu seferki denemede jeopolitik riskler yeniden ön planda. Bu süreçte en önemli dirençlerden biri geçen hafta üzerinde kapanış gerçekleştirilen 82.000 idi. Önümüzdeki birkaç gün içinde bu seviye üzerindeki kapanışlar devam ederse 84.850‘ye kadar olan boşluk doldurulmaya çalışılabilir.
Bu hafta 81.500 altı kapanışlar negatif olmakla birlikte 80.000 altında kapanışlar görülmediği sürece bir trend dönüşünden bahsetmek mümkün olmayacak.
Altın için kısa vadede hangi bant takip edilmeli?
Altın son yukarı yönlü denemesinin ardından zayıf bir tablo çizerken jeopolitik riskler geçen hafta da yukarı yönlü hareketlere neden oldu. Ancak bu hareketler de önceki gibi zayıf kalmaya devam ediyor. Altının yükseliş için kullandığı bahanelerin bu dönemde kısa vadeli hareketler dışında etkisiz kaldığı görülüyor. Bu durum altında aşağı yönlü hareket potansiyelinin devam ettiği şeklinde yorumlanabilir. Bu nedenle hafta içinde altın 1.325 doların üzerine atamaz ise zayıf, 1.300 doların altında kapanışlar yaparsa da satıcılı bir seyir izleyebilir. Hafta içinde 1.325 dolar üzerinde kapanışlar görülmediği sürece yükselişleri satış fırsatı olarak görmek faydalı olacak. 1.325 dolar aşılırsa 1.345 ve ardından 1.390 dolar dahi yeniden hedef konuma geçebilir.
Euro/dolarda alım yapılabilecek seviyeler
Euro/doiarda düşüşte ana hedef olarak gördüğümüz 1.35 civarı geçen hafta test edilmiş oldu. Biz bu süreçte 1.35 civarında 1.3470’e kadar olacak geri çekilmeler de göz önünde bulundurularak tepki yükselişi için kısa vadeli yukarı yönlü pozisyon alınabileceğini düşünüyoruz.
Yapılacak bu alımlarda hedef ise 1.3580/1.3640 aralığı olabilir.
Paritede kısa vadede bu yönde bir tepki yükselişi beklerken sağlıklı bir yükseliş trendi başlama ihtimalini şimdilik oldukça düşük görüyoruz.