Kamu ihalelerinde yerli mallara yüzde 15 fiyat avantajı
Kamu ihalelerinde yerli mallara yüzde 15 fiyat avantajı sağlayan düzenlemeyle bürokrasinin inadı biraz kırıldı. Kamu atımlarında yerli malı oranı yüzde 30 artarken, sorunlar tümden çözülebilmiş değil. İş dünyası şartnamelere denetim öneriyor”
İKTİDARDAKİ 14 uncü yılını yaşayan AK Parti, bu süre içinde el attığı birçok konuyu çözdü. Ancak bir konu var ki, tam da başarı sağlanamadı. Üstelik de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde bizzat kendi imzasıyla iki kez genelge yayınlanmasına rağmen… Evet, kamunun yerli malı alması konusundan bahsediyoruz. İki başbakanlık genelgesiyle sorunun çözülmeyeceği anlaşılınca TOBB’un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) da ısrarlı talebi ve takibiyle 2014 yılının sonunda “kamu ihalelerinde yerli ürüne yüzde 15 fiyat avantajı” sağlayan yasal düzenleme gerçekleşti. Bu düzenlemeyle kamu ihalelerinde yerli ürün teklif eden firmanın fiyatı yüzde 15 fazla olsa bile ihaleyi kazanabilmesinin önü açıldı.
YERLİ MALI BELGESİ
Bu avantajdan yararlanmak isteyen firmaların TOBB ve TESK tarafından verilen “yerli malı belgesini” almaları gerekiyor. Uygulama fiilen başladı. Iş dünyası uygulamaya ilgi gösteriyor. TOBB, 71 ilde 4 bin 736 yerli malı belgesi verdi. Bu belgelerin 1.601’inin 2016’nın ilk çeyreğinde verildiğini de belirtelim. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kamu alımlarında Türkiye’de üretilen ürün yüzde 15 pahalı da olsa onun tercih edilmesine ilişkin desteğin açıklanmasından sonra yerli ürün alımı arttı. Bu destekle birlikte kamunun satın aldığı yerli malların oranı son altı ayda yüzde 10’dan yüzde 30’a çıktı. Kamu kuramlarının yerli malı alması artık zorunlu” diyor.
Kamu İhale Kurumu istatistiklerine göre, 2015 yılında yabancılara da açık olan 19 milyar 276 milyon TL’lik ihalede yüzde 39 oranında yani 7 milyar 534 milyon TL’lik yerli üretim mallara fiyat avantajı sağlandı.
Ancak medikal, makine, iklimlendirme gibi sektörlerde henüz uygulama etkin kullanılamıyor. Bunun en önemli sebebi ise halen ihale şartnamelerinin eski alışkanlıklarda hazırlanması ve sonrasında da ihalelerin ‘yerli avantajı’ kullanıp kullanmadığının tam olarak denetlenmemesi. Belirli ithal markaları işaret eden şartnamelerin halen hazırlandığını belirten sektör temsilcileri, ‘denetleyici’ bir üst kurulun oluşturulmasını öneriyor.
DENETİM VE YAPTIRIM
TOBB Kimya Sektörü Meclis Başkanı ve Kimya Sanayicileri Demeği Başkanı Timur Erk, “Şartnamelerde, adrese teslim maddeler yazılarak yerli üreticinin önüne geçiliyor. Bu konunun iyi denetlenmesi, hatta şartnameleri elden geçirecek bir denetleyici kurul oluşturulması gerekiyor” diyor.
TOBB Türkiye îklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz da kamu atımlarında yerli üreticilerin lehine olan avantajların etkin kullanılabilmesi için ‘yaptırım’ gerektiği görüşünde. Bürokrasiyi zorlamak gerektiğini belirten Poyraz sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yasal düzenlemeye rağmen bürokrasi yabancı ürünü tercih ediyor. ABD’de devlet projelerinde, ülkede üretilmeyen mallar kesinlikle kullanılamaz. Bizde de yüzde 60 yerlilik oranı şartı konması gerekiyor. Yüzde 15 fiyat avantajı olmasına rağmen ithal ürünü tercih eden bürokrasi, ‘Ürünü aynı kalite de görmedim’ diyerek işin içinden çıkabiliyor. Neticede bir şube müdürü ya da daire başkanım aşamıyorsunuz. Yalnızca kamu alımlarında değil kamunun yaptırdığı projelerde de yerli ürün kullanmak gerekiyor. Bir kalemde 100 masa, buzdolabı alabilirsiniz ama bir bina yaptırdığınızda içinde yerli malı tercih edilmeli.”
“ŞARTNAMELER GÖZDEN GEÇİRİLSİN”
TOBB Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Başkanı ve DARKA Plastik Makineleri Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Merih Eskin, yeni düzenlemenin kamudaki alımlarda yerli üreticiye bir parça da olsa katkısı olduğunu söyleyerek sözlerine başlıyor. “Yeni düzenleme bürokrasi nezdinde bir güven göstergesi oldu” diyen Eskin sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İhale evraklarının hazırlanmasında, standartların belirlenmesinde yurtdışı makine üreticileri belirleyici oluyor. Onlara uygun hazırlanmış şartnameler var. Sektörel derneklerin ve sektörün ileri gelenlerinin bu konuda da çok çaba sarf etmesi gerekiyor. Markayı işaret eden şartnameler bile oluyor. Yüzde 15 fiyat avantajı kanunla sağlansa bile şartnameleri hazırlayan teknik uzmanlarla yoğun bir temasın sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Büyük bir yerli inşaat firması kamudan aldığı işlerde ithal asansör ve jeneratör tercih edebiliyor. Burada önemli olan AB standartlarında üretim yapılıp yapılmadığı olmalı.”
“ZATEN SORUN YOKTU”
Tuna Ofis Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Tuna, ofis mobilyası sektörünün kamu ihalelerinde sorun yaşamadığım söylüyor. “İthal ürün fiyat nedeniyle kamuda ilgi görmüyor” diyen Tuna, bu nedenle yüzde 15 fiyat avantajının uygulanmaya başlamasının mobilya sektörüne ekstra bir talep yaratmayacağı görüşünde. Nuri Tuna, “Biz zaten bugüne kadar kamu ihalelerinde sıkıntı yaşamadık. Yerli mobilya daha ekonomik olduğu için yüzde 15 fiyat avantajını kullanmaya gerek* kalmıyor. Kamu projelerinde yerli ürünlerin tercih edilmesinin daha da artması tüm sanayicileri memnun eder” diye konuşuyor.
Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı Vuranel Okay ise, sabun gibi ürünlerde Türkiye’de üretilen ürünlerin zaten kamu alımlarında tercih edildiğini söylüyor. Yerli-ya-bancı ayrımının çok hassas bir konu olduğunu belirten Okay şu uyarıda bulunuyor:
“Küresel dünyada yabancı firma kavramı da çok doğru değil. Türkiye’de üç fabrikası, bin çalışanı olan bir firma yabancı mıdır? İthal ürünün önü mevzuatla değil kaliteli ürünle kesilebilir. Mevzuata bir madde koyup ‘Bunu kullanmayacaksınız’ derseniz bu iş yürümez.”
Özgür İNCEKARA / TOBB Medikal Meclisi Başkanı
“Bütçe artırılsın”
Kamu ihaleleriyle ilgili yerli düzenleme yapıldı ama pratikte medikal ihalelerinde işlemiyor. Örneğin yerli malın değeri 50, yabancınınki 100 TL… İhale şartnamesinde yüzde 15 avantaj verilir dendiği için yerli üreticiler 115 lira teklif veriyor. Satın almacılar da akıllı, neden daha fazla para ödesin. Bu işler kanunla olmaz. Kurumlara yüzde 15 daha fazla bütçe verilmiyor ki, onlar yerli ürüne yüzde 15 fazla para versin. Kanun çıkarıyorsun ama bütçe vermiyorsun! Medikal sektöründe bu sistem maalesef işlemiyor.
Bütçe mantığını anlamadan bu sorun çözülmez. Belki araç ya da tarım ihalelerinde farklı olabilir ama medikal branşında sıkıntı sürüyor. Bence bir ödüllendirme sistemi konulmalı. Yaptığı ihalelerde yerli ürünlerden yana tercih kullanan kurumların bütçesi yılsonunda yüzde 15 artırılır ya da bütçelerine yüzde 15 iade edilirse sistem daha etkin işleyebilir. Kamu yılda yaklaşık 40 milyar TL’lik medikal cihaz alıyor. Bunun yalnızca yüzde 15’nin yerli ürünlerden oluştuğunu tahmin ediyorum.
Yılmaz KÜÇÜKSEYHAN / TOBB Savunma Sanayi Meclisi Başkanı ve Savunma Sanayi İmalatçıları Derneği Başkanı
SSM tedarik modeli örnek alınmalı
2000’li yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyacının yüzde 20’sini yerli üreticilerden tedarik ederken, şimdilerde bu oran yüzde 60’a ulaştı. Bu, mevcut politikaların olumlu etkisi, Ar-Ge destek ve teşviklerinin artmasıyla gerçekleşti. Türk savunma sanayinin cirosu 5 milyar dolara ulaştı. Sektörün ihracatı geçen yıl sonu itibariyle 1 milyar 655 milyon dolar olurken, 300 milyon dolarlık da ithalat söz konusu. Savunma sanayi Ar-Ge’ye her yıl 900 milyon dolar harcıyor. TSK’ya yerli üretim yaptığımız gibi, tüm güvenlik güçleri tedariklerini yerli kaynaklardan yapmaya çalışıyor. Ana platform üretimlerinde genelde ana üretici olarak yerli firma tercih ediliyor, yabancı firmalar alt yüklenici olarak girebiliyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı [SSM] bizim alıcımız, tedarik makamı konumunda. Bu nedenle sektör olarak çok rahatız. SSM modeli, bir tedarik modeli olarak örnek alınmalı ve diğer sektörlere de uygulanmalı.