Kendi İşini Kurmak
DÖNERLE DÜNYAYA AÇILACAK
Sabancı ailesinin girişimci geni hemen her aile bireyine taşınmış gibi. Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Sabancı’nın torunu Can Köseoğlu da aileden aldığı bu mirasla kendi girişimini başlatan genç kuşaklar arasında yer alıyor. Köseoğlu, yaptığı araştırmalar sonucunda döner sektöründe girişim yapmaya karar kıldı. Dört yıl süreyle Esas Holding’in farklı departmanlarında çalışarak tecrübe kazandı. 2013 yılında kişisel girişimini yapma karan alarak Döner Stop markasını yarattı.
Döner Stop’u kurarken yüzde 100 yerli ve özgün bir konseptle yola çık-tıklannı söyleyen Can Köseoğlu, “İlk restoranımızı 2014’te Kavacık’ta açtık. Bugün İstanbul ve Çanakkale’de toplam yedi restoranla hizmet veriyoruz. Bu ay içinde İzmit ve Bolu restoranlarımız açılacak” diyor.
Döner Stop’un finansmanı tamamen kişisel kaynaklanyla sağladığını belirten Can Köseoğlu, manevi olarak ise ailesinin desteğini aldığını vurguluyor. Köseoğlu, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Uzun vadede gıda sektörüne toplam 100 milyon TL yatırım yapma planımız var. Yenilikçi ve sürdürülebilir işlere imza atarak gıda sektöründe kalıcı bir yer edinmek istiyoruz. 2015 içerisinde, yurtdışındaki şubelerimiz için görüşmelerimize başladık. Döner pazan olan ülkelere gireceğiz.”
130 KİŞİ ÇALIŞTIRIYOR
Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkam Vakkas Altınbaş’ın oğlu Orkun Altınbaş’ın takdire değer bir iş kurma öyküsü var. Richmond International University London’da finans okudu, Webster Üniversitesi’nde de finans alanında MBA yaptı. Ayrıca Ukrayna’da Rus Dili ve Edebiyau Bölümü’nü bitirdi. İngilizce ve Rusça’yı anadili gibi bilen Altınbaş, 2009’da önemli bir satın alma yaptı. Hem de aile holdingi Altın-baş’tan. Altınbaş’ın KKTC’deki o tarihte altı mağazadan oluşan kuyumculuk operasyonunu satın aldı, ödemeyi, birikimlerinden ve bankadan kullandığı krediden sağladı. Mağazalarda sistemi silbaştan yeniden kurdu, dört mağaza daha açtı. Şimdi kimi uygulamaları Altınbaş Holding’e dahi uyarlanıyor. Ayrıca Dia Finans şirketi ile de yatırım danışmanlığı yapıyor. Ağırlıklı inşaat projelerinde, arazi geliştiriyor, ortaklıklar kuruyor, Türkiye’de ve KKTC’de projeler üretiyor. Neden kendi işini kurduğuna ilişkin sorumuza, net olarak, “Altınbaş Holding’te sistem çok güzel ilerliyor. Orada olsam sistem değiştirmemiz zor ve de gereksiz. Bizlerin herşeyi ailemizden sağlanıyor. O zaman başarıyı yakalamamız, memlekete iş üretmemiz için kendi işimizi kurmamız lazım” diyor. Orkun Altınbaş, bünyesinde 130 kişi çalıştırıyor.
FİKRİ MAÇ İZLERKEN BULDU
Eczacıbaşı Holding’in kurucusu Nejat Eczacıbaşı’nın yeğeni olan Nükhet Eczacıbaşı’nın oğlu Ali Atalık da kendi kanatlarıyla uçmaya karar veren girişimciler arasında yerini aldı. Yedi yıl boyunca Eczacıbaşı Holding’in çeşitli departmanlannda çalışan Atalık, Ekran İşleri fikrini televizyonda bir futbol maçı seyrederken buldu ve bu fikir yaklaşık sekiz ayda olgunlaştı. Önce Türkiye’de sektörü inceledi ve yurtdışı örneklerini de araştırdı. Daha sonra sektör paydaşlan ile görüşerek eksikler ve ileriye dönük vizyon konusunda fikir aldı. Ailesinden de hem maddi hem de manevi destek alan Atalık, girişimini hayata geçirdi.
Ali Atalık, IOS ve web sitesi üzerinden hizmet veren N’oluyo uygulaması için “Televizyon’un Sosyal Medyası” diyor. Bu sosyal TV uygulamasının hedefi izleyiciyi bilgilendirmek, eğlendirmek ve bunu yaparken de yeni program keşfetmesini sağlamak. N’oluyo aynı zamanda yapımcı, yayıncı ve diğer içerik sahiplerinin de programlarını öne çıkartabilecekleri bir platform.
Ali Atalık, “Özetle izleyiciyi ve programlan farklı bir mecrada bir araya getiriyoruz. Ağustos 2015 itibariyle yayında olan uygulamanın bugün 50 bin üyesi bulunuyor. Hedefimiz 2016 yılı sonunda 1 milyon üyeye ulaşmak. Orta vadede ise dizi sektörünün ve TV yayıncılığının pek çok coğrafyada başanlı olduğu bu dönemde bizim de vizyonumuz dizilerimiz gibi bu bölgelerde başanlı işlere imza atmak” diyor.
HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞTU
Süzer ailesinin genç kuşak girişimcilerinden biri olan Serhan Süzer, aile şirketindeki yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra tamamen kendi kurduğu işe enerjisini vermiş bir isim. 10 yıl aile şirketinde görevler üstlenen Serhan Süzer, kendi işini kurmaya nasıl karar verdiğini şu sözlerle anlatıyor: “Buna hayallerinin peşinden koşmak diyebiliriz. Bu biraz da mecburiyetti. Aile şirketi Kentbank kriziyle 8-9 sene uğraştı. Ben de aynı gemide gereken savaşı verdim. Aile şirketinde işe girdiğim dönemlerde kendi kendime her şey yolunda giderse 10 yıl sonra kendi işimi yapacağım diye söz vermiştim. Sonuçta 2011’de 10 yılımı doldurduktan sonra babamın kapısını çaldım ve kendi işimi kurmak istediğimi söyledim.”
Serhan Süzer, babası Mustafa Bey’e kendi işinde ilerleme fikrini ilk açtığında önce izin alamadı. Baba Süzer grupta çalışmasını istemesine rağmen Serhan Süzer hayallerinin peşinden gitmek için uzun konuşmalardan sonra babasını ikna edebildi. Hitit Solar Enerji’ye yatınm yaparak girişimciliğe ilk adımı atan ve şirkette CEO olarak görev alan Serhan Süzer, ardından geçen yıl hisselerini yabancı bir yatırımcıya satıp, kendi kurduğu yenilenebilir enerji firması EkoRE’ye odaklandı. Bu arada farklı alanlara girmeyi de ihmal etmedi. Önce sosyal bir girişim olan Temel İhtiyaç Demeği’ni, 2014’te ise Moka Ödeme Kuruluşu şirketini kurdu.
Kendi girişimlerini olgunlaştırmayı hedefleyen Serhan Süzer, “Aile şirketinde kurulu bir düzende çalışıyorsunuz. Kendi girişiminizde ise her konuyla tek tek siz ilgilenmek durumundasınız. Kendi girişiminizde özgürsünüz ve son karar verici konumundasınız. Aile şirketinde ise şirketin kurallarına uymak durumundasınız. Son karar verici değilsiniz” diyor.
KUYUMCUDAN TAKSİTLE ALTIN
Bünyesinde Doğtaş, Kelebek gibi markalan bulunduran Doğanlar Yatırım Holding’in üçüncü kuşak temsilcisi Ogün Doğan, aile şirketindeki görevlerinin yanı sıra kendi kanatlanyla uçmayı deneyen girişimcilerden biri. Yeditepe Üniversitesi İç Mimarlık bölümünü bitirdikten sonra Londra’da finans master’ı yapan Doğan, bu süreçte finansa karşı olan ilgisini keşfetti. ilk aktif işlem yapmaya hisse senedi ve 6c piyasasında henüz üniversite öğrencisiyken başladı. Genetik algoritma yazılımını kurarak dört yıldır geliştirdiği Ayrona otomatik al-sat projesini tamamlamak üzere. Aynı zamanda aracı kurumlarla da bir işbirliği içine girmeyi planlıyor, ileri vadede de portföy yönetim şirketi kurmayı hedefliyor.
Ailesinden maddi destek almayan Doğan, bir arkadaşının kredi kartıyla bir kuyumcudan taksitli olarak aldığı altmlan yine başka bir kuyumcuda nakde çevirerek ilk sermayesini elde ediyor. Finansal piyasa yatınm araçlarını kullanarak yaptığı yatınmlarda elde ettiği kârlarla aylık borçlannı ödemeye devam ediyor. Günün sonunda, borçlar bittiğinde, borç miktan kadar da sermaye elde etmiş oluyor. Doğan, “Bu süreçte kişisel tatmini yasarken, yaptığım yatınmın nihayete ulaşmasıyla özgüven duygum da perçinlendi ve beni bu hayalin peşinden gitmek için ayrıca teşvik etti. Tüm bu süreç boyunca ailemin manevi desteği, özellikle kendisi de girişimci olan değerli babamın desteği, başarımdaki en büyük paydır” diyor.
PERAKENDEYİ SEVDİ
Petrol ve nakliye sektörlerinde faal olan Delta Grubu’nun patronlanndan Mehmet Habbab’ın kızı olan Selin Habbab özkaynak, perakende sektörüne olan ilgisini yakın arkadaşı ipek Dedeman’ı da yanına alarak işi haline getirmeyi başardı.
The George Washington Üniversitesi’nde pazarlama iletişimi bölümünden mezun olan Selin Habbab Özkaynak, üniversitedeyken Louis Vuitton markasında çalışarak perakende sektöründeki ilk deneyimini kazandı.
Selin Habbab özkaynak, bundan dört yıl önce perakende sektörüne girdi. Dorimu Tekstil şirketini kuran ve en yakın arkadaşlarından ipek Dedeman ile birlikte Fransa’nın köklü bebek ve çocuk giyim-mobilya markalanndan olan Jacadi’yi Türkiye’ye getiren Özkaynak, bugün Akmerkez ve Zorlu Çenter’da yer alan mağazalarla hizmet verdiklerini kaydediyor.
Ailesinden maddi ve manevi destek aldığını söyleyen Selin Habbab özkaynak, “Özellikle babamın iş dünyasındaki deneyimleri, uluslararası bir marka ile birlikte çalışma disiplini ve bu konuda bize verdiği tavsiyeler benim için paha biçilemeyecek kadar değerliydi” diyor.
AİLENİN İZİNDEN GİDİYORLAR
Ofton Inşaat’ın ikinci kuşak temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri Salih Şimşek ve Salih Altun da girişimcilik dünyasına katıldı. Bireysel olarak ilk girişimlerini gıda sektörüne yaptılar.
Bitkisel çayların ve yeşil çayın üretimini yapan uluslararası bir markayı Türkiye’ye getiren girişimciler, ardından bir yazılım firması kurdu. Son olarak inşaat alanında şu anda çalışmalannı yürüttükleri kentsel dönüşüm projeleri şirketi Ofton Gayrimenkul ile aileden bağımsız olarak kendi şirketlerini faaliyete geçirdiler.
Salih Şimşek, “Çalışmalara başlamadan önce uzun bir süre boyunca ne yapabiliriz konusuyla ilgili AR- GE çalışmaları yürüttük. Zaten aileden de inşaat sektörüne yabancı olmadığımız için Türkiye ekonomisinin lokomotifi niteliğindeki gayrimenkul sektöründe ya-tınm yapmak istedik” diyor.
Salih Altun ise hedeflerini kısaca şu şekilde aktarıyor: “Şu anda kentsel dönüşüm alanında projeler yürütüyoruz. Bu bağlamda Etiler’de bir ofis kurduk. Beşiktaş bölgesinde yer alırken doğru lokasyonda, bölgeye değer katacak projeler üretmek amacıyla yola çıktık. Bir diğer önceliğimiz ise yazılım firmamız ile TÜBİTAK işbirliğinde yürüttüğümüz ve işitme engellilerin yaşam kalitesini artırmak hedefinde olduğumuz sosyal sorumluluk projesini Türkiye çapına yaymak.”
AİLE İŞİNDE DENEYİM KAZANDI
Perakende sektörünün önde gelen isimlerinden Abdullah Kiğılı’nın kızı da girişimci oldu. Düzenli olarak koşu, doğa yürüyüşü, pilates, zumba ve dans çalışmaları yapan Ayşe Kiğılı Karahan, spor yaptığı dönemlerde salonlarda kadınlara özel yer olmamasının verdiği sıkıntıyla bu işe girmeye karar verdi.
Ayşe Kiğılı Karahan, bu doğrultuda Aysfit’i hizmete geçirdi. Karahan, bu konuda şunlan söylüyor: “Hamileliğimden üzerimde kalan 45 kilomdan spor ve düzenli beslenmeyle kurtuldum. O süreçten bu yana da düzenli spor yapıyorum. Rahat ve kadınlara özel spor salonu için çalışmalarımı derinleştirdim ve nihayet ekim ayında Aysfit’i kurarak kendi girişimimi hayata geçirdim. Kıymetli babam Abdullah Kiğılı’nın manevi destekleri ve iş hayatındaki tecrübeleri bu yolda bana çok destek oldu.”
GİRİŞİMLERİNE ABD’DE BAŞLADI
Gülman Group’un patronu Kemal Gülman, grupta yapısal değişim sürecini başlattı ve geçtiğimiz yıl yönetim kurulu başkanlığını oğlu Polat Gül-man’a bıraktı. Ancak Polat Gülman, bu yeni yapılanma sürecinde grupta attıdığı bir dizi önemli adımlann yanı sıra girişimciliği de elden bırakmadı. Amerika’da eğitimini tamamladıktan sonra kendi girişimini kuran ve mortgage kredisi satan Polat Gülman, bu süreçte Amerika’da küçük ölçekli daireler alarak onanp satarak da girişimcilikte deneyim kazandı. Türkiye’ye döndükten sonra grupta yönetim kurulu başkanlığını üstlenen Polat Gülman, şu ara yeni bir girişimini daha hayata geçirdi.
Enerji işinde yatırıma, üretici, bankacı herkese bilgi ve fikir sorduğunu aktaran Polat Gülman, bireysel olarak bu alanda girişimleri olduğunu söylüyor. PG Enerji adıyla şirket kuran Gülman, hem mevcutta çalışan, hem de yeni yatırımlara yatırım yapmak üzere başvurular yapağını kaydediyor. Güneş enerjisine yönelik çalışmalar yaptığını belirten Gülman, “Manevi olarak annem ve babam hep arkamda” diyor.
MUTLU OLACAĞI İŞİ SEÇTİ
Bandırma Gübre Fabrikalan’nın (BAGFAŞ) sahibi olan Gencer ailesinin genç üyesi Çiçek Meliha Gencer, Istinye’de Melia Pattisserie adıyla bir dükkan açarak pastacı oldu. Gencer, kariyerini ailesinin yarımda yapmak yerine hayallerinin peşinden gitmeyi tercih etti. Üniversitede işletme bölümünü okuduktan sonra ilgi alanının gastronomi olduğunun farkına varan Gencer, ünlü aşçılık okulu Le Cordon Bleu’da aldığı yoğun mutfak eğitiminin ardından pastacılıkta adım atmaya karar verdi.
Hedefinin unutulmaz tadara sahip yeni lezzet ve tarifleri bulmak olduğunu ifade eden Gencer, şunlan söylüyor: “insan önce kendisini neyin mutlu ettiğini bulmalı. Ben küçüklüğümden beri mutfakta olmayı seviyorum. Benim kendi işimi kurmamın aile işinden kaçmakla bir alakası yok. Aile işi yapmayayım da şunu yapayım diye bir yola çıkmadım. Tam tersine ne yapacağımı zaten biliyordum. Nasıl bir işte tatmin olacağımı ve ilerleyebileceğimi üniversite yıllarında görmeye başladım. Hem başarılı hem mudu olabileceğim bir iş kurmayı tercih ettim.”
OYUNCAK İŞİNE GİRDİ
Öztiryaki ailesinin genç üyesi Mert Öztiryaki de çok taze bir girişime start verdi. 2012 yılında Yeditepe Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun olan ve aynı bölümde master yapan Mert öztiryaki, oyuncak sektöründe yer alacak Mamatoyz şirketini kurarak girişimcilikte ilk adımını kısa bir süre önce attı, öztiryaki, üniversitede okuduğu bölümün katkılanyla oyuncak sektöründe hem üretim hem tasarım odaklı kurduğu Mamatoyz şirketinin kuruluşu için babası Tahsin öztiryaki’nin de desteğini aldı.
Mert Öztiryaki, bu konuda şöyle konuşuyor: “Aile şirketimiz 60 yılı aşkın bir süredir mutfak sektöründe önemli bir noktaya gelmiş durumda. Şu anda ben ve iki kuzenim dışında bütün Öztiryaki Ailesi mensuplan işin içindeler. Aslında ben de mutfak sektörünün içinde büyümüş bir birey olarak kendimi şirket dışında hissetmiyorum. Ancak bu işle birlikte kendimi tasarım alanında, değişik girişim firsatlan ve işlerde geliştirme sansı buluyorum.”
Neden kendi işlerini kurdular?
■ Hem aile içinde çalışmanın hem de kişisel girişimi başlatmanın artıları ve eksileri var. Aile işinde, altyapısı ve düzeni hazır, yönetim şekli ve tarzı belirlenmiş, bilgi ve birikimi mevcut bir ortamda çalışmak kimi kolaylıklar sağlıyor. Öte yandan, aile içinde birbirinizi çok sevseniz de iş anlayışlarınız, tarzlarınız farklı olabilir.
■ Girişimcilerin bir kısmı ast – üst ilişkisinden rahatsızlık duyduğu için kendi işini kurmaya karar veriyor.
■ Kendi işini kuran girişimciler aile şirketlerine kıyasla çok çabuk ve anlık kararlar alabiliyor. Kendi ekibini kurma şansı yakalayabiliyor.
■ Aile şirketlerinde yeni kuşağın liderlik vasfını öne çıkarma şansı zayıf. Ancak kurduğu şirkette kendini lider olarak gösterme fırsatı yakalayabiliyor.