Kredilerde hangi faizle para kazanılır?
Hükümet, “Serbest piyasa ekonomisine, işleyişine müdahale yok” diyor! Lâkin bir gün yok ki faizlerin yüksekliğinden şikayet edilmesin. Hükümetin farklı üyeleri, farklı platformlarda özellikle bankacılık sektörünü hedef tahtasına oturtarak, faizlerin ne kadar yüksek olduğundan şikayet ediyor.
Hatta yüksek faizi engelleyecek yasal düzenlemelerden tutun da ‘sopa’ göstermeye varan söz ve demeçlerle karşı karşıya kalınıyor.
Bankaların en büyük fon kaynağı mevduat. Mevduat faizleri aylık yüzde 13,5-14 seviyelerinde seyrediyor. TL cinsinden mevduat/kredi rasyosu yüzde 145 seviyelerinde. Türkçesi, hef 100 TL’lik mevduata karşılık 145 TL’lik kredi verilmiş durumda. Döviz kredileri de katıldığında bu oran yüzde 125’lerde seyrediyor.
Yüzde 13,5 ile toplanan bir mevduatın maliyeti nedir? Yasal yükümlülükler ve şube, operasyon maliyetleri eklendiğinde yüzde 17’ye yaklaşıyor. Bir bankanın genel müdürü, “1 puan daha eklesek, yüzde 18 ile para satmaya kalktığınızda, bu ülkede kim, hangi sektörde bu faizle para kazanacak ve bankaya olan borcunu ödeyecek?” sorusunu yöneltiyor.
Çözüm nedir? Doğal olarak yurtdışı kaynaklara daha çok başvurmak. Ancak burada da kısıtlar var. Örneğin rating notumuzun ‘yatırım yapılabilir’ kategorisinin altına düşmesi, hem fon kaynağını azaltmış hem de maliyetleri yükseltmiş durumda. Orta ölçekli bir bankanın genel müdürü, “Mevduatın artış hızı belli ve kredi büyümesini karşılamaktan uzak. Geriye yabancı kaynak kalıyor. Burada da mevcut siyasi ilişkiler, ülkenin OHAL düzeninde olması bize maalesef yardımcı olmuyor” diyor.
BU FAİZLE BÜYÜME OLUR MU?
Ekonomi büyüsün isteniyor. Yapılan hesaba göre, ekonominin 1 puan büyümesi için kredilerin 3 puan büyümesi gerekiyor. Dolayısıyla yüzde 5’lik büyüme için kredi hacminin yüzde 15 düzeyinde büyümesi bir zorunluluk. KGF kredileri piyasaları göreceli olarak rahatlatmış durumda. Lâkin geri ödemelerin başlamasıyla bugünkü sürecin devam edip etmeyeceği soru işareti. Bir bankacı, “Yabancı yatırımcılara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Ama bugünkü siyasi koşullarda işimizin zor olduğunu söylemek zorundayız. Reformlara hızla başlamak ve hukuk sistemini iyileştirmek zorundayız. Yoksa bu kaynaklarla büyümenin finanse edilmesi çok zor olacak” değerlendirmesini yapıyor.