DÜNYADA çeşitli ülkelerde geleneksel varlıklar gibi alınıp satılan, ticari ürünlerin alım satımında ödeme aracı olarak kullanılan kripto paralar son zamanlarda ülkemizde de çok ilgi görerek bir yatırım aracı haline gelmişti. Ancak geçen hafta başta Thodex olmak üzere birkaç şirkette yaşanan skandallar sonrası mevzuatı ve vergilendirilmesi kamuoyunda ve devlet nezdinde gündeme oturdu. Yakın zamanda, TCMB tarafından yayımlanan bir yönetmelikle, 30 Nisan’dan itibaren kripto paralarla ödeme yasağı getirilmiş ve biz de geçen hafta bu konuyu işlemiştik. Bu hafta ise konunun mevzuatını, vergilendirilmesini ve beklentileri işleyeceğiz.
MEVZUAT HAZIRLAMA ÇALIŞMALARI BAŞLADI
Kripto paralarla ilgili bir mevzuat boşluğu ve risklerin devam ettiği TCMB tarafından yakında açıklanmıştı. 16 Nisan 2021’de yayımlanan Merkez Bankası yönetmeliğiyle, sadece ödemelerde kullanılmamasına dair bir yasaklama geldi. Oysa kamuoyunun beklediği, ciddi bir mevzuat ve altyapının hayata geçirilmesiydi. Son günlerde yaşanan Thodex skandalıyla konu tekrar gündeme geldi. Bunun üzerine devlet yetkililerinden acilen mevzuat düzenlenmesi için arka arkaya açıklamalar geldi, özellikle Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, Merkez Bankası, MASAK ve SPK’nın kripto paralara yönelik düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını ve yeni düzenlemenin en kısa süre içinde hayata geçirileceğini kamuoyuna duyurdu.
Kripto para, en genel tanımı ile internet aracılığıyla kullanılan, hiçbir merkezi otoriteye ya da aracı kuruma bağlı olmayan, şifreli bir yöntemle dijital olarak oluşturulan ve dijital ortamda işlem gören sanal paradır. Piyasaya ilk çıkan kripto para Bitcoin’dir. Bitcoin adını, byte (veri boyutu) ve coin (madeni para) kelimelerinden alıyor. Piyasaya Bitcoin dışında başta Ethereum, Bitcoin Cash, Ripple, Litecoin, Dash, Neo, lota, Monero, Nem, Zcash olmak üzere yüzlerce kripto para sürülmüş bulunuyor. Kripto paranın ticari hayatta kullanımının ve tercih edilmesinin başlıca avantajları, hükümetlerden bağımsız olması ve sınırlı sayıda üretilmesi nedeniyle düşük enflasyon riski, transfer yapılması için bir aracı gerekmediğinden, düşük transfer giderleri, kullanım kolaylığı ve yüksek işlem hızı olarak sıralanabilir.
Buna karşılık, kripto paralar siber saldırılara karşı güvenlik açığı, kullanıcı ve üreticinin anonim olması, yasadışı işlemlerde bir ödeme mekanizması olarak kullanılma ihtimali gibi hususların yanında ticari hayatı büyük oranda değiştirecek bir teknoloji söz konusu olduğundan gerek devletler gerekse tüketici açısından tam anlamıyla benimsenmemekte veya riskli görülebilmekte. Başta ABD, Kanada, İngiltere, Güney Kore gibi ülkeler Bitcoin’i mevzuatları çerçevesinde, bazıları ise yasal bir dayanağı olmaksızın bir ödeme modeli olarak kabul etmiş bulunuyor. Türkiye’de ise kripto para kullanımı veya üretimi herhangi bir mevzuat çerçevesinde düzenlenmiş değil. Belirtmek gerekir ki kripto paranın bir emtia, menkul kıymet veya para olarak tanımlanması beraberinde farklı yasal yükümlülükler getirir.
VERGİLENDİRİLMESİ TARTIŞILIYOR
Kripto paraların bir emtia mı, yoksa para mı olduğu tartışması özellikle vergi mevzuatımız açısından önemli.
Kripto paralarla yapılacak ödeme esas itibariyle bu paranın karşılığı bir ulusal para ile yapılıyor. Bu nedenle genel kanı, kripto paraların aynı altın, gümüş gibi bir emtia olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde. Kripto paralar sahibine ortaklık veya alacak hakkı vermediğinden birer menkul kıymet olarak da değerlendirilemeyecektir. Bununla beraber bir emtia olarak kabul ettiğimiz kripto paraların kullanımının vergi mevzuatı açısından birtakım sonuçları olacaktır.
• Kripto paraların alınıp satılması ile bir kazanç elde ediliyor ise bu kazanç vergi mevzuatı açısından ticari kazanç olarak değerlendirilecektir ve gelir vergisine tabi olacaktır.
• Kripto paraların alım satım işlemleri KDV Kanunu’nun 1. Maddesi çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır.
• Sermaye şirketleri tarafından kripto para ile elde edilen kazançlar kurum kazancı olarak kurumlar vergisine tabi olacaktır.
Bir başka görüşe göre ise, kripto paralar finansal raporlarda, süresiz ömre sahip dijital varlık olarak “maddi olmayan duran varlık” (intangibleasset) altında muhasebeleştirilmelidir. Bu kapsamda, dönemler itibariyle değer düşüklüğü testine göre herhangi bir değer düşüklüğü varsa K/Z tablosuna döneme ait olarak yansıyacaktır. Aksine, eğer bir değer artışı var ise K/Z tablosuna hemen yansıtılmayacak. Zira herhangi bir satış işlemi anında kar oluştuğu takdirde K/Z tablosuna gelir olarak yansıyacaktır. Ancak Türkiye’de kripto para kullanımı veya üretimi herhangi bir mevzuat çerçevesinde henüz düzenlenmiş değil. Belirtmek gerekir ki kripto paranın bir emtia, menkul kıymet veya para olarak tanımlanması beraberinde farklı yasal yükümlülük ve vergilendirme sistemi getirecektir.
TALHA APAK