Makaleler

Küçük işler dolarla birlikte uçabilir!

Garip ama gerçek! Doların imajının güçlenmesi girişim iştahını artırıyor. İmajı yaratan ise tüketiciyi kendine çeken işlerdeki özgünlük ve çeşitlilik…

ABD Doları’ndaki küresel güçlenmenin nedenlerine klasik iktisat gözlüğünden değil, bir başka objektiften bakan yorumcular var. Evet, bir paradoks olarak görülse de doların kimi piyasalarda güçlenmesi girişim iştahının aniden artmasına neden oluyor. Tabii, bizim gibi onlarca sorunu bulunan ülkelerden çok kendini yeniliğe adamış ülkelerde oluyor bu.

İktisat teorisyenleri malum kabullerle ahkâm kesedursun, konuya çok yönlü bakabilen uzmanlar dolar eksenli imaj ataklarının girişimcilik iklimini hızla geliştirdiğini iddia ediyor. Bir şartla ki, bu aşamada girişimcilik yalnız büyük endüstrileri değil, özellikle sıradanmış gibi görünen küçük işleri de kapsıyor.

Küçük işler

DOLARDAKİ İMAJ VE GİRİŞİMCİLİK

Uçuk gibi görünen bu görüş pek de yabana atılmamalı. İdealist girişimciler bireysel düşünceden toplu düşünce aşamasına böyle zamanlarda geçiyor. Yenilik eğilimleri doların imajıyla evrimleşirken, girişimcilerin hem yöntemleri değişiyor hem de tüketiciye yönelen bakışları. Böylece girişim iştahı artan ülkelerde küresel karakterli küçük işler serpilip gelişiyor, dolarla birlikte değer ve imaj algısı oluşuyor.

Salt teori demek caiz değilse de bu süreç bir gerçeğin dışavurumu. Bilinen şu ki, ‘Dolar Euro Savaşı’ sırasında Avrupa son kırk yıl baz alındığında doğru dürüst yenilik ve istihdam üretemedi. ABD ekonomisi 40 yılda büyük ölçekli 87 endüstriyel yeniliğe imza atıp 78 milyon kişilik yeni iş istihdamı yaratmışken, Avrupa’da bu sayılar sadece 28 yeni işle 12 milyonlarda kaldı. Nitekim Japonya ‘yen/dolar’ paritesine göre buluşsal ilerlemenin merkezi haline de böyle geldi.

İstatistiklerin içinde küçük işler (small business) yok üstelik. Ivır zıvır gibi görünen küçük işler hesaba katıldığında yenilik sayısı bir anda üç sıfırlı hanelere yükseliyor.

YOLCULUK KÜÇÜK BİR ADIMLA BAŞLAR

Dolardaki dalgalanmalar bir tarafa; küçük ya da büyük düşünce egzersizleriyle işe başlamak bu sıkıntılı günlerde girişimciler için büyük şans olabilir, Her şey tüketiciyi yeniden dizayn etmek için. Ancak dolardan arınmış buluşsal düşünce biraz da yerel tüketiciyle bütünleşmeli.

Anında ilgi çekebilecek işler yapılıyorsa mesele yok. Hele fütüristik gözlemleriyle ufku tarayabilecek basit buluşları geliştirenler için işler daha da kolay. Böylece kültür, estetik, modernite gibi onlarca unsuru bir araya getirip insanların tüketim hayalleri süsleniyor; keşfedilen ihtiyaç aksiyona dönüşüyor. Her yenilik zamanla küresel moda haline geliyor, evrenselleşiyor.

Burun kıvrılan küçük işler olası riskleri azaltırken tüketicinin merak dürtüsüyle tüketim eğilimleri yeniden inşa ediliyor. Yenilik odaklı küçük işlerin tutma şansı büyük sermaye gerektiren karmaşık işlerden daha kolay.

Öyle işler var ki, küçük bir kıvılcımla başlayıp, inanılmaz büyüklüklere ulaşabiliyor. Bilgi çağı fenomeni haline gelen Steve Jobs ile gencecik Mark Zuckerberg’in girişim dünyasına adım attıkları ilk yılları örneğin. Küçük bir adımla başlayan o yolculuklar dev girişimlere yol açtı!..

ÖNCE COŞKU VE ENERJİ GEREK!

Küçük ya da büyük olsun tüm girişim faaliyetlerinin ABD’de daha 1960’lı yıllarda kavramlaştırılmış ufak bir manifestosu var. Bugün de bu ilginç reçete aynı kalıplar içinde geçerli. Dikkat çekici birkaç satırbaşım hatırlayalım hemen: Önünüzde büyük ya da küçük bir proje olsun üç temel kural geçerli: Olası hayal kırıklıklarına dayanıp duygusal denge içinde olunması.

Girişimcinin kurduğu hayali asla küçümsememesi ve inatla peşinden gitmesi. Her koşulda coşku dolu, enerjik hale gelmek şart!

Ve sosyal cesaret sahibi olmak ikinci önemli kural. Üçüncüsü ise, özellikle piyasanın istikrarsızlaştığı dönemlerde aniden çakan sıra dışı düşüncelere yol vermek.

2015’le birlikte gelecek 10 yılda küçük işlere kapı aralayacak sektörlerin başında şunlar var: ilk sırada gıda sektörü geliyor. Onu dijital dünyanın tüm alt dalları izliyor. Bu iki iş kolunda dolara olan küresel inanç artsın ya da azalsın en ufak bir sarsıntı olmayacak.

ÇOCUĞA YATIRIM

Çocuk ve kadın tüketiciye dikkat! Çocuk ürünleri daha çok satacak. Moda tek eksenli bir dayatma olmaktan çıkıp, çeşitli kültürlerde estetik algıları ateşleyecek çok katmanlı bir pazar haline gelecek.

Doğudan batıya modanın çeşitli dallarında onlarca yeni iş alanı doğacak. Kozmetikte küçük boyutlu işler zirve yapacak.

Enerji sektöründeki dev gelişmelere karşın; otomotiv, makine/montaj, imalat sektörlerinde küçük çapta yüzlerce yeni iş alanı gelişecek. Yakın gelecekte temizlik ve çevre alanlarında küçük ama etkili buluşlar ortaya çıkacak. Örneğin boya ve kaplama endüstrileri toz ve ışın sistemlerine evrilip kompakt yeni buluşlarla devrim yaratacaklar.

Tarım ve hayvancılığa dayalı endüstrilerde de şaşırtıcı değişimler olacak. Toprağa dayalı klasik iş kollarında bireysel aklın geliştirdiği küçük çaplı kolaylıkların birbirini izlediğini göreceğiz.

En keskin değişim ise dijital tabanlı işlerde yaşanacak. Özellikle internet dünyası pratik buluşlarla evrim geçirerek yeni nesil küçük işlere imza atacak. Yine aynı alanda küçük girişimlerin yarattığı hayal bile edilemeyen şaşırtıcı gelişmeler olacak.

Bu haftaki yazımı doların ‘imaj’ kazanmasına koşut geleceğin küçük işleriyle ilgili üç örnek vererek sonlandırayım:

ROBOT KUAFÖRLER

Batıdan yeni ve küçük bir girişim bu: Kadın saçma anında fön yapan insansız kuaförler gündemde. Pratik ve hızlı olmak adına sac boyama, kesme veya kaş alma gibi normal kuaförlerden beklenen servisler yok. Yaptıkları tek şey, saça en çabuk, en etkili ve en kalıcı biçimde şekil vermek. Bunu dekoratif hortumlara bağlı ve her koltuğun üstünde asılı gibi duran fön robotları çeşitli aygıtlarla yapıyor. Acelesi olan müşteri kendi kendine saçlarını anında düz, dalgalı veya kıvırcık hale getirebiliyor.

Bir toplantıya gideceksiniz ya da işyerinde devamlı bakımlı olmak zorundasınız. Ofis binanızın içinde ya da yakınındaki ‘AVM’ de kurulu kuaför otomatları imdadınıza yetişiyor. Sistem ‘self servis’ hizmet veriyor. Böylece her yanı aynalarla çevrili hijyenik havalandırmalı kabinlerde sıkıntıya girmeden gün içinde dağınık hale gelmiş saçlarınıza kendiniz kolayca şekil verebiliyorsunuz.

YÜRÜYEN RESTORANLAR

İkinci örnek gurme lezzetleri ayağınıza getiriyor. ‘Food Truck’ mükemmel düzenlenmiş mobil bir mutfak. İyi tasarlanmış açık büfeye de dönüşebiliyor. Sosyal medya yoluyla önceden ziyaret edilecek noktalar belirleniyor ve sisteme üye kaydediliyor. Menü popüler olmuş birkaç gurme lezzetin dışında devamlı değişiyor. Israrcı ve meraklı tutkunları var. Müthiş lezzetler aynı zamanda sıra dışı bir mutfak eğitimine de konu oluyor.

JETONLA KANSIZ KAN ŞEKERİ ÖLÇÜMÜ

Sonuncu örnek çok daha basit: Gelişmiş ülkelerde örneklerini gördüğümüz, büyük mağaza ve ‘AVM’ lerdeki parasız tansiyon ölçme köşeleri şimdi yeni bir buluşa ev sahipliği yapıyor. Önemli olan hayal gücüyle olamaz denilen inovasyonların yaratılmış olması. Yeni bir konsept olan ‘kansız şeker testi’ batıda şimdi çok ilgi çekiyor. Jetonla kabine giriyorsunuz; ufak bir mercek kansız kan şekerinizi ölçüyor, sonuçları anında ufak bir raporla size veriyor.

Sonuçta sözün özü şu: Doların değiştiği filan yok; imajı güçleniyor! Bu imajı yaratan ise tüketiciyi kendine çeken küçük büyük tüm işlerdeki özgünlük, çeşitlilik ve yaratıcı istihdamdaki artış…

Nur Demirok / Para

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu