Kurdaki spekülasyona karşı aksiyon planı
Kurdaki spekülasyona karşı aksiyon planı devreye sokuldu. Alınan tedbirler TUye destek verdi. 6 bin 100 küresel yatırımcıya seslenen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sermaye kontrolünün gündemlerinde olmadığını bir kez daha vurguladı…
İçeriğe Ait Başlıklar
Topyekün mücadele zamanı
KUR saldırılarına karşın topyekün mücadele başladı. Ekonomi yönetimi dolar kurunda yaşanan spekülatif artışlara karşı aksiyon planını devreye sokarken, BDDK ve TCMB’nin attığı adımlar tansiyonu düşürdü. Ekonomi yönetimi ve bankacılık sektöründen gelen “endişeye gerek yok” açıklamaları, panik havası oluşturmaya yönelik algı operasyonlarını boşa çıkardı. Piyasalardaki dalgalanmaya karşı atılan adımlara destek veren iş dünyası “birlik” mesajı verdi.
“Aksiyon planımız hazır” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, serbest piyasa kuralları çerçevesinde kalarak gereken tüm piyasa araçlarını devreye sokarak gerekli adımların atılmaya devam edeceğini açıkladı. Albayrak, son ekonomik gelişmelerin ardından geçen hafta tele-konferans yöntemiyle 6 bin 100 küresel yatırımcıya yeni ekonomi yaklaşımını anlattı. Telekonferansta, Türkiye ekonomisinin öncelikleri ile kısa, orta ve uzun vadede atılacak adımlara ilişkin bilgi veren Albayrak, sermaye kontrolünün hiçbir zaman gündemlerinde olmadığının ve olmayacağının altını çizdi.
TEYAKKUZA GEÇİLDİ
Geçen hafta başında Asya piyasalarının açılmasıyla yükselişe geçen dolar için Ankara teyakkuza geçti. Türkiye saati ile gece 22.00 sıralarında dolar 7.20’yi gördü. Yurtdışı spekülatif hareketlerin önüne geçilmesi için ekonomi yönetimi ve ekonomi birimleri ayaktaydı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tüm önlem ve aksiyon planlarının hazır olduğunu ve uygulamaya geçirileceğini açıkladı. Piyasaları rahatlatmak amaçlı olarak kurumların gerekli adımları atacağını söyleyen Albayrak, Tvvitter hesabından yaptığı açıklamada “Mevduatlara el konulmayacak. Hesaplardaki dövizler TL’ye döndürülmeyecek. Ama bu yalanlarla sonuna kadar hukuki alanda mücadele edilecek” ifadelerini kullandı. Albayrak, gerekirse mali kural uygulanacağını kaydetti. Kurdaki bu sert atak sonrası tedbirler art arda geldi.
Spekülatif atağı durdurmak için harekete geçen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) swap işlemlere önce yüzde 50 sınırı getirdi. Bu sınır daha sonra yüzde 25’e çekildi. Sabah saatlerinde ise Merkez Bankası likidite yönetimini rahatlatacak önemli kararlara imza attı. Ardından Sermaye Piyasası Kurumu raa-nipülasyona savaş açtı. Alman tedbirlerin ardından, sokaktaki vatandaştan iş dünyasına, Türk milleti tek yürek olup, ABD’nin kur oyununu bozdu.
“BANKACILIK SEKTÖRÜ GÜÇLÜ”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, geçen hafta yaklaşık 6 bin 100 uluslararası yatırımcının katıldığı telekonferansta, IMF ile herhangi bir görüşmelerinin olmadığının altını çizdi. Bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi yabancı para fonlamalarmı uluslararası piyasalardan sağlamaya devam edeceklerini belirten Bakan Albayrak, temel amaçlarını “Doğrudan yatırım çeken, bölgenin yatırım merkezi bir ülke olmak” olarak ifade etti. Piyasalarda son dönemde yaşanan dalgalanmaların Türkiye ekonomisinin temel göstergeleriyle ilgili olmadığının altını çizen Albayrak, telekonferansta uluslararası yatırımcılara şu mesajları verdi:
“Bu durum tamamıyla politik gelişmeler ve yatırımcıların Türk bankacılık sektörüyle ilgili algılarındaki bozulmayla ilgilidir. Türkiye hiçbir zaman piyasa dışı kuralları hayata geçirmemiştir. Sermaye kontrolleri hiçbir zaman gündemimizde olmadı ve olmayacak. Türk bankacılık sistemi sağlıklı ve güçlü, açık döviz pozisyonu yoktur. Bankacılık sektörü mevcut volatiiiteyi yönetebilecek kapasitede. Bankacılık sektörüne destek verme konusunda tereddüt etmeyeceğiz. Bankalardan son dönemde büyük bir mevduat çıkışı yaşanmadı.” Uluslararası yatırımcılara, enflasyonu düşürmenin en önemli öncelikleri olduğunu ifade eden Albayrak, mümkün olduğunca kısa sürede enflasyonu tek haneye indirmek istediklerini aktardı. Enflasyonla mücadelede para politikalarının tek başına yeterli olmadığını belirten Albayrak, “Merkez Bankası’nı mali politikalarla destekleyeceğiz. Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz. Bu kapsamda yapısal reformları önceleycccğiz. Mali disiplin ekonomimizin en temel çıpalarmdan biri olacak. Çok ciddi bir tasarruf politikasına gidiyoruz. Yeni makro ihtiyati tedbirler ve mali politikalarla sürdürülebilir büyümeyi yakalayacağız.”
Bakan Albayrak, geçen hafta Almanya Finans Bakam Olaf Scholz ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Görüşmede, ABD’den gelen yaptırım kararlan ve Türkiye ekonomisine karşı atılan adımlar değerlendirildi. Bakanlar, bakanlıkları arasında heyetlerin çalışmalarının ardından, 21 Eylül’de Berlin’de bir araya gelme konusunda mutabık kaldı.
KATAR’DAN BÜYÜK YATIRIM
Bir yıl önce Körfez ülkelerinin başını çektiği ablukayı Türkiye’nin verdiği destekle atlatan Katar, Türkiye’ye 15 milyar dolar yatırım kararı aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed AJ Sani, Türkiye’ye 15 milyar dolar yatırım yapacaklarını açıkladı. Geçen hafta Erdoğan’la görüşen Almanya Başbakanı Angele Mer-kcl’ ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanu-el Macron ise, Türk ekonomisinin güçlü olmasının, ekonomik istikrarın muhafaza edilmesinin sadece Türkiye için değil, Avrupa ve dünya ekonomisi için de büyük önem arz ettiğini ifade etti.
Piyasalardaki dalgalanmaya karşı hükümetin attığı adımları destekleyen iş dünyası, yeni adımlar atılması ve yol haritası hazırlanmasını bekliyor. İş dünyasının iki dev örgütü TÜSİAD ve TOBB’dan geçen hafta yapılan ortak açıklamada, sıkı maliye ve para politikası talebinde bulunuldu, AB üe ilişkilerin yeniden olumlu çerçeveye kavuşturulması vurgusu yapıldı. Hükümetin açıkladığı ekonomik programın hedefleri ve alınmakta olan önlemlerin başarısı için iş dünyasının azimle destek olmaya kararlı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, kurun istikrara kavuşması için daha sıkı bir para politikasına geçilmesi, sıkı para politikasını destekleyecek tasarruf tedbirlerini içeren maliye politikasının en kısa sürede açıklanması gerektiği belirtildi. Açıklamada şu öneriler yer aldı:
“Enflasyonun düşürülmesi için güven verici somut bir yol haritası bir an önce hazırlanmalı. ABD ve Türkiye’nin mevcut sorunların stratejik ortaklık çerçevesinde diplomasi yoluyla ve ivedilikle çözülmesi için çaba göstermeye devam edilmeli.”
“MORALİMİZ BOZUK DEĞİL”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, son günlerde mak-roekonomiyle açıklanamayan bir takım olaylar nedeniyle iş dünyasının ciddi bazı zorluklara göğüs gerdiğini vurgulayarak, “Canımız sıkkın ama moralimiz bozuk değil. Olanların farkındayız, diplomasi ve ekonominin, ticari diplomasinin birlikte çalışmasıyla gereken araçların doğru ve zamanında kullanılmasıyla hasarı minimum seviyede atlatacağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ekonomide yaşanan olağanüstü gelişmeler sonrasında “Yeni Ekonomik Yaklaşımı” ve Merkez Bankası’nın piyasalara tekrar istikrar ve işlerlik kazandırılması için aldığı tedbirleri son derece önemli adımlar olarak değerlendirdi. YASED Başkanı Ahmet Erdem yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği bu süreçte yaşanan finansal zorlukların, milletçe dayanışma içinde aşılacağına olan inançlarının tam olduğunu vurguladı. Erdem, AB sürecinin devam etmesinin ve Gümrük Birliği modernizasyonunun Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi yönünde kritik olduğunu dile getirdi.
İŞ DÜNYASI ATAĞA GEÇTİ
Geçen hafta iş dünyası da atağa geçti. Turizm, fuarcılık ve AVM sektörü kuru sabitledi. Tekstilciler dolar bozdururken, mobilyacılar ve otomotivciler TL’ye döndü. İnşaatçılar ABD menşeli ürün kullanmayacaklarını açıkladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlık olarak inşa edilecek yapılarda ABD menşeli inşaat malzemelerinin kullanılmayacağını açıkladı. BOTAŞ 1 Eylül’c kadar elektrik üretim amaçlı doğalgaz fiyatında dolar kurunu 6.5 TL’ye sabitledi. Türk Hava Yolları ve Türk Telekom, “ABD’ye reklam verme” kampanyası (boykotu) başlattı. Türkiye’de yaşayan Araplardan da TL’ye büyük destek geldi. Arap Topluluğu üyeleri, Arap Demeği üyeleri ve Arap iş adamları, ASKON çatısı altında bir araya gelerek dövizlerini TL’ye çevirdi.
“TCMB’DEN İNCE AYAR”
Bilgi Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ege Yazgan, şokun ardında büyük ölçüde ABD ile yaşanan siyasi gerginliğin yattığını söyledi. Yazgan, “Türkiye ekonomisinin makro dengeleri dikkate alındığında, son yıllarda, özellikle enflasyon cephesinde, bazı bozulmalar olmasına rağmen, bu boyutta bir şoku gerektirecek bir ekonomik temellerin olmadığı ve dolayısıyla bu değer kaybının kalıcı olmaması geçici bir şok olması gerekirdi. Önlemler piyasaya likidite sağlayarak, spekülatif hareketler üzerinde etkili oldu ve TL değer kaybının bir bölümünü geri aldı” dedi.
İTHALATÇILAR ETKİLENECEK
Ekonomistlere göre kurlardaki aşırı hareketlilikten en çok ithal ara malı kullanan sektörler ve ithalatçı şirketler olumsuz etkilenecek. TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Aktaş, yükselen kurun özellikle ithalatçı şirketleri olumsuz etkileyeceğini belirterek, dolar yüksek olunca fiyat avantajının kaybedildiğini vurguladı. Özellikle girdileri yurtdışından döviz cinsinden olan firmaların olumsuz şekilde etkileneceğini dile getiren Aktaş, “Likidite sıkıntısı olanlara, finansal borçluluk oranı yüksek firmalara olumsuz yansıyacak. Kriz dönemlerinde, piyasadaki değişime tepki veren sektörler bundan olumsuz etkileniyor. Bu gelişmeler bankaların finansal yapısına yansır. Lüks tüketim harcamalarına hitap eden sektörler, otomotiv, konut, marka dediğimiz sektörler ve ticaret ister istemez etkilenecek” diye konuştu.
Satış yapmanın zorlaşacağını dile getiren Aktaş, firmaların kar marjlarının düşeceğini kaydetti. Şirketlerin buna hazırlıklı olması gerektiğini dile getiren Aktaş, “Şirketlerin mutlaka e-ticarete önem vermesi, yeni pazarlara ulaşması lazım. İhracatçı desteklenmeli. Tedarikçilerle ilişkiler de önemli olacak. Şirketlerin sarsılmadan krizden çıkma şansını artıracak. Bu dönemde; likidite çok önemli. Mümkün olduğunca az stokla çalışmak gerekiyor. Alacakların tahsilatı önemli olacak. Satış yaparken, kap-kaççı firmalardan korunmak gerekecek. Mümkün mertebe maliyetlerin doğru yönetilmesi lazım” dedi.
ARA MALLARDA ÖTV İNDİRİMİ
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurullah Gür, kurlardaki aşırı hareketlilikten en çok ithal ara malı kullanım oranları yüksek sektörlerin etkileneceği görüşünde. Ara mallarında yurt dışına bağımlı sektörlerin kurlardaki oynaklıktan dolayı fiyatlama yapma konusunda sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Gür, Türkiye’de üretilemeyen kritik ara mallarına yönelik olarak geçici süre belli ölçüde tarife ve ÖTV indirimlerine gidilmesinin şirketlerin dolar bazlı maliyetlerini düşürmek açısından faydalı olabileceğine dikkat çekti. Gür, “Reeskont kredisi kullanan ihracatçıların geri ödemelerine yönelik olarak kurun belli bir süre sabitlenmesine yönelik adım atılabilir. Bununla birlikte, piyasalardaki nakit akışına destek olmak için vergi iadesi alacağı olan şirketlere yapılacak ödemeler hızlandırılabilir” dedi.
Firmaların döviz riski azaltılacak
Ekonomi yönetimi önümüzdeki dönemde firmaların döviz riskini azaltmaya yönelik adımlar atacak. Dövizle borçlanan firmalara yönelik riskleri azaltmak için ilk adımı attıklarını, döviz geliri olmayan KOBİ’lerin dövizle borçlanmalarının önüne geçtiklerini ifade eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yaptığı bir açıklamada aksiyon planı çerçevesinde önümüzdeki dönemde de firmaların döviz riskini azaltmaya yönelik gerekli düzenlemeleri de hayata geçireceklerini açıkladı. Aynı zamanda, ticaret ve iş hayatında tüm alışverişlerde Türk Lirası’yla işlem yapılması için gereken adımların atılmasını
sağlayacaklarını açıklayan Albayrak, “TL’mizi koruyacağız, TL ile yürüyeceğiz, TL’mizi güçlendireceğiz. Herkes net bir şekilde görmektedir ki, artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir. Tüm ülkeler bu güvensizlikten kendilerini korumak için, ticaretlerinde karşılıklı ya da ortak para kullanımını önemsemektedir. Aksi takdirde, bir ülke ekonomisinin bu süreçte karşılaştığı zorluğu atlatamaması kelebek etkisi ile başta Avrupa olmak üzere tüm küresel ticareti derinden
sarsacak potansiyele sahiptir” dedi.
Kurdan etkilenen firmalara destek
Saldırılara karşı aksiyon planlarını hayata geçiren ekonomi yönetimi reel sektör ve bankalarına yönelik bir dizi tedbiri uygulamaya koydu. Kurun en çok etkilediği reel sektörün bankalar ile kredilerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çerçeve anlaşma imzalandı. Böylece yapılandırmalar yasal bir çerçeveye oturtuldu. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, yaptığı bir açıklamada “Bankalar ve BDDK ile birlikte kur artışından etkilenen firmaları tespit ederek, kamunun da elini taşın altına koyduğu bir süreçle firmalarımızın rahatlamalarını sağlayacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Geçen hafta BDDK, Bakan Albayrak’ın sinyalini verdiği finansal sektöre olan borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik yönetmeliği kabul etti. Finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmalarını imzalayacak alacaklılar adına, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti, bu çerçeve anlaşmalar ile belirlenecek. Kurul tarafından uygun görülecek bir kuruluş tarafından yapılacak. Borçluyla yapılan sözleşmenin alacaklı kuruluşların alacakların üçte ikisini oluşturan çoğunluk tarafından imzalanması halinde alacaklı kuruluşlarının tamamı tarafından alacakların yapılandırılması zorunlu olacak. BDDK ayrıca geçen hafta “Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği” de kabul etti.
Prof. Dr. Ege YAZGAN / Bilgi Üniversitesi Rektör Vekili
“Nakit akımını yönetemeyen şirketler desteklenmeli”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ekonomi yönetiminin sıkı para ve maliye politikası konusunda kararlı olduğuna ilişkin açıklamaları güven tesisine katkıda bulunarak piyasanın sakinleşmesine yardımcı oldu. Şu anda en önemli konu döviz kurunun volatilitesinin daha da düşmesi ve istikrar kazanması. Elbette, istikrarının sağlanacağı yeni kur düzeyinin, TL’nin şimdikinden daha değerli bir düzey olması da önemli. Çünkü özel sektörün ciddi bir döviz yükümlülüğü söz konusu. Yeni denge ihracatın artıp ithalatın azalarak dış ticaret ve cari işlemler açığını hızla daraltacak ve döviz kuru baskısını azaltacaktır. Türkiye ekonomisinin hızlı adaptasyon kabiliyeti, esnekliği ve direnci, geçmiş tecrübelerden de bildiğimiz gibi, bu ayarlanmanın çok hızlı bir şekilde olmasını ve ekonominin yeniden hız kazanmasını sağlayacaktır. Hükümetin dönüşümü destekleyecek yapısal önlemlerin yanında, bu sürecin en az hasarla atlatılmasına yönelik bir dizi politika önlemini de almaya başladığını görüyoruz. Bu bağlamda en önemli konu, döviz borcu olan, nakit akımı sorunu yaşayan şirketlerin desteklenmesi.
Doç. Dr. Nurullah GÜR / İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
“TCMB kurdaki oynaklığın seyrini takip edecek”
BDDK, bankaların gerçekleştirdiği swap işlemlerinin hacmine belli bir sınırlama getirerek spekülatif hareketlerin önüne belli ölçüde geçmiş oldu. TCMB ise aldığı önlemler ile bankacılık sektörünün ihtiyaç duyması halinde gerekli likiditeyi sağlayacağının mesajını çok net bir şekilde verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan piyasaları rahatlatıcı yönde gelen açıklamalarla birlikte TL’nin kayıplarının önemli bîr kısmını geri kazandığını gördük. TCMB belli bir süre kurdaki oynaklığın seyrini takip edecek. Piyasaları tedirgin edici ve kurda yeni bir yükseliş trendine neden olabilecek beklenmedik bir gelişme yaşanmadığı durumda TCMB’nin Para Politikası Kurulu öncesinde ara bir toplantı gerçekleştireceğini öngörmüyorum. TCMB şu ana kadar aldığı tedbirlerin tam etkisini görmeden faiz silahını kullanmayacaktır.
Eylül ayındaki PPK toplantısında yaşanan bütün gelişmeler kapsamlı bir şekilde değerlendirildikten sonra gerekli olması halinde faizle ilgili adım atılabilir.
Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ / TOBB ETÜ İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı
“Uluslararası ilişkilerde belirsizlik kalkmalı”
Uluslararası ilişkilerde belirsizlikler ortadan kaldırılmalı. Türkiye’nin AB’nin bir parçası olduğu, Batı dünyasından kopmayacağı çok net bir şekilde ifade edilmeli. Başkasının parasıyla şu anda devam eden projeler askıya alınmalı veya yavaşlatılmalı. Kamunun çok ciddi bir şekilde milli gelirden aldığı pay azaltılmalı. Türkiye’nin ihracatında katma değeri yüksek ürünlerin payı artırılmalı. İşletmeler güçlendirilmeli. İşletmeleri güçlü kılmak için eğitime ağırlık verilmeli, kaliteli işgücü yetiştirilmeli.
İşletmelere verilecek destek ve teşviklerde markalaşma ve inovasyon projeleri desteklenmeli. İhracat mümkün olduğunca desteklenmeli. Küresel üretimde sıçrama yapılmalı, küresel markalar yaratılmalı. Türkiye’deki ortaklık kültürü geliştirilmeli.
Barış ÜRKÜN / Ahlatçı Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü
“Spekülatif hareketler görülebilir”
13 Ağustos itibarıyla alınan önlemlerle TL’deki değer kaybının bir miktar önüne geçilebildi. Kurda 7.20 zirvesinden 5.60’a kadar gerileme meydana geldi.
TCMB’nin bu hamlesi başarılı görünse de swap işlemlerinin kısıtlanmasıyla Londra’da TL’ye olan talebin zirve yapması TL’ye sıkışan fonların ihtiyacı nedeniyle borsa ve tahvilde satışa yönelmesine neden oldu. Bayram haftasında yurtiçi piyasalar kapalı olacağından bu taraftan bir hamle gelemeyecek olması sığ piyasada TL üzerinde spekülatif hareketlerin görülmesine neden olabilir. Bu noktada son zamanlarda hükümet, Cumhurbaşkanı, banka üst düzey yöneticileri ve meslek odalarının piyasalara güven verici açıklamalarının TL varlıklara olan güven kaybını telafi etmede etkili olduğunu düşünüyoruz. Bakan Albayrak’ın 6 bin üzerinde yabancı yatırımcı ile yaptığı telekonferansta verdiği mesajların yabancı yatırımcılar nezdinde olumlu olarak karşılandığı belirtiliyor.
Uzun bayram tatili süresince düşük işlem hacmiyle işlem görecek TL üzerinde sert hareketler görülebilir.
Bu nedenle SPK tatili öncesinde yatırımcıları koruma amaçlı bir tarafını TL’nin oluşturduğu paritelerde kaldıraç oranının 3 Eylül’e kadar 1.1 olarak belirlendiğini açıkladı.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA