Küresel çapta volatilite artabilir
EKONOMİLERDE mayıs ayından itibaren gözlenen toparlanma genel hatlarıyla korunurken, toparlanmanın devamlılığı ve aşı kaynaklı olumlu gelişmeler risk iştahının gücünü koruması ve piyasalardaki pozitif havanın sürmesi açısından önemini koruyor. Ancak bu tarafta önemli risk başlıklarına değinmek ve bu taraftaki gelişmeleri yakından izlemek yararlı olacaktır, îlk olarak salgın kaynaklı endişeler önemli bir risk başlığı olarak karşımıza çıkıyor. Yaz aylarının sona ermesinin ardından mevsimsel etkiler nedeniyle de hız kazanan vaka sayıları özellikle Avrupa tarafında belirli tedbirleri gündeme getirirken, önümüzdeki süreçte vaka sayılarının seyri ve salgın kaynaklı endişeler risk iştahı üzerinde belirleyici olacaktır.
Vaka sayılarındaki artışa bağlı olarak daha sıkı tedbirlerin hayata geçirilmesi ekonomilerde gözlenen toparlanmanın yavaşlamasına (tedbirlerin boyutuna bağlı olarak terse dönmesine) neden olabilecektir. Bu durum mayıs ayından itibaren değer kazanan riskli varlıklarda zayıflamayı beraberinde getirebilir. ABD Başkanı Trump’ın cuma günü Covid-19 testinin pozitif çıktığını açıklaması risk iştahı üzerinde baskı oluştururken, haftanın son gününde riskli varlıklarda satıcılı bir fiyatlama etkili oldu.
Salgın kaynaklı gelişmelerin yanında ABD’de kasım ayında gerçekleşecek seçim süreci de önemini koruyor. Geçen hafta ABD Başkanı Trump ve Demokratların adayı Biden ilk münazaralarını gerçekleşti. Sert eleştirilerin ve söylemlerin izlendiği bu ilk münazara seçimin oldukça çekişmeli geçebileceğine işaret etti. Ekim ayının ilerleyen haftalarında seçim tarihi yaklaştıkça bu taraftaki gelişmeler ve haber akışları da piyasalar üzerinde etkili olabilir. Seçimin getirdiği belirsizlik ortamı güvenli limanlara olan yönelimi artırabilecektir.
Son olarak ise ABD-Çin arasındaki gerilim ve bu konudaki gelişmelerin seçim tarihi yaklaştıkça önemini artacaktır. Son günlerde haber akışı sakin seyretse de TikTok’un satışına yönelik süreç ve iki ülkenin birbirlerine yönelttiği eleştiriler takip edilecek. Tüm bu sıraladığımız risk başlıkları ve belirsizlikler nedeniyle bu yılın son çeyreğinde küresel çapta volatilite artışına hazırlıklı olunmasın gerektiğini düşünüyoruz.
DESTEKLEYİCİ HAMLELER ÖN PLANDA OLACAK
Salgın kaynaklı yeniden artan endişe ve belirsizlikler ekonomilerdeki toparlanmanın gücü ve devamlılığı üzerinde belirsizlikleri artırıyor. Bu konuda geçen haftalarda gerçekleştirdiği konuşmalarda Fed Başkanı PowelPın da belirsizliklere vurgu yapması dikkat çekti. Bu endişelerin ardından ABD Hazine Bakanı Mnuchin, Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi ile teşvik paketine ilişkin görüşmelerin başladığını önceki hafta sonunda açıkladı. Teşvik paketine ilişkin beklentiler risk iştahını belirli ölçüde destekledi.
Haftanın kapanışına doğru ABD Temsilciler Meclisi 2.2 trilyon dolarlık teşvik paketini onaylarken, Senato’da mevcut paketin geçmeyebileceği değerlendiriliyor. Teşvik paketine ilişkin gelişmeler piyasaların takibinde kalmaya devam edecek.
öte yandan geçen hafta başında konuşan ECB Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi’nde ekonomik toparlanmanın “belirsiz” aynı zamanda “eksik” ve “dengesiz” kalmaya devam ettiğini belirterek, ECB’nin koronavirüs krizinden sonra bölgedeki sarsıntılı toparlanmayı daha fazla parasal teşvikle desteklemeye hazır olmaya devam ettiğini söyledi. Ekonomik toparlanmaya ilişkin belirsizlikler arttıkça destek söylemlerinin tonunun güç kazandığı görülebilir.
JEOPOLİTİK GELİŞMELER ÖNEMİNİ KORUYOR
Bir süredir gündemde olan Doğu Akdeniz kaynaklı gerginlikle ilgili geçen hafta yaşanan gelişmeler ön plana çıktı. NATO, Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir devam eden görüşmelerin ardından Doğu Akdeniz konusunda ayrıştırma usullerine ilişkin mekanizmanın kurulduğunu bildirdi. Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında, “Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında NATO Karargahı’nda yapılan toplantılar sonucunda ‘genel ilkelerde’ ortak anlayışa varıldı” ifadeleri dikkat çekti. Doğu Akdeniz kaynaklı gelişmeler yurtiçi piyasalarını takibinde yer almaya devam edecektir.
Geçen hafta perşembe günü başlayan AB Liderler Zirvesi’nin ilk gün toplantıları sonunda, dış politika konularını içeren sonuç bildirisi yayımlandı. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderleri, Doğu Akdeniz konusunda “Türkiye’nin yapıcı ve olumlu bir çaba göstermesi halinde” Türkiye-AB pozitif gündemini başlatmak üzere mutabık kaldıklarını açıkladı. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin yanında Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden çatışmalar ve bölgede artan tansiyon da yurtiçi piyasalar açısından önemini koruyor. Türkiye en başından itibaren Azerbaycan’ın her konuda yanında olduğunu ifade ederken, uluslararası arenadan ateşkes çağrıları devam ediyor. Geçen hafta kısa sürede yalanlansa da Türk F-16’larınm Ermeni savaş uçağını düşürdüğüne dair asılsız haber akışının yarattığı sert fiyatlamalar ve volatilite artışı, konunun piyasalar nezdindeki önemini ortaya koyuyor.
YENİ EKONOMİ PROGRAMI (YEP) AÇIKLANDI
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı. Albayrak, 2020 için yüzde 0.3, 2021 için yüzde 5.8’lik büyüme beklediklerini, bu yıl enflasyonu yüzde 10.5, önümüzdeki yıl için yüzde 8.0 olarak hedeflediklerini vurguladı. Salgın kaynaklı belirsizlikler nedeniyle açıklanan hedeflere ilave olarak ayrıca kötümser senaryonun da yer aldığı YEP, ekonomi ve piyasalar açısından yol gösterici olarak izlenecek. Bakan Albayrak gerçekleştirdiği sunumda, salgın sürecine özgün olarak devreye alınan finansal tedbirlerin kademeli olarak kaldırılacağını ifade ederek, “Ağustos ayı başından bu yana ilgili kuramlarımız gerek faiz ve likidite adımlarıyla gerekse de swap ve aktif rasyosu düzenlemeleriyle bu yönde adımlar atmaya başladığımızın örnekleri olarak öne çıkıyor. Normalleşme adımları önümüzdeki günlerde ve haftalarda devam edecek” diye konuştu.
NORMALLEŞME KUR CEPHESİNİ ETKİLEDİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’mn (TCMB) 24 Eylül’deki toplantısında sürpriz bir şekilde 200 baz puan faiz artırımına gitmesi ve BDDK’nın aktif rasyosunu aşağı yönlü güncellemesi ile swap işlem limitlerini yükseltmesi kurda düşüşleri beraberinde getirdi. Geçen hafta atılan normalleşme adımları ve jeopolitik gelişmeler de kur cephesindeki fiyatlamalar üzerinde etkisini sürdürdü. Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmalar ve jeopolitik riskler kurların haftaya yükselişle başlamasına neden oldu. Geçen haftaki fiyatlamalarda sabah saatlerinde kurda yaşanan sert ve anlık yükselişler dikkat çekti. Asya seansı diye adlandırılan sabahın erken saatlerinde fiyatlamalarda zaman zaman bu tarz hareketlerin yaşandığı görülebiliyor. Döviz kurlarının 5 gün 24 saat işlem gördüğü dikkate alındığı ve dünyadaki saat farkları nedeniyle Asya ülkelerinin diğer ülkelere kıyasla güne daha erken başlaması nedeniyle yurtiçi piyasaları ve Avrupa/ ABD piyasalarının kapalı olduğu ve likiditenin düşük olduğu sabahın erken saatleri Asya seansı olarak adlandırılıyor.
Geçen hafta Bakan Albayrak’ın YEP sunumunun ertesi günü sabah saatlerinde Resmi Gazete’de yayınlanan değişiklikler de kurlar üzerinde etkili oldu. Döviz ve altın alımında yüzde 1 seviyesine arttırılan BSMV yüzde 0.2 oranına indirildi. Ayrıca TL mevduatlarda stopaj oranı düşürüldü. Atılan normalleşme adımları ve Türk Lirası’m desteklemeye ve dolarizasyonu azaltmaya yönelik yapılan stopaj indirimi TL’yi destekledi, önümüzdeki günlerde küresel risk iştahı ile doların küresel çapta ve gelişmekte olan ülke para birimlerindeki seyri Türk Lirası’nın seyri üzerinde temel belirleyiciler olacaktır.
BIST-100 haftayı konsolide bölgesi üzerinde tamamladı
Haftaya kur tarafındaki yükselişin etkisiyle bir miktar zayıf bir seyirle başlayan BIST-100 Endeksi, çarşamba günü Resmi Gazete’de yayımlanan normalleşme adımlarının kurlarda sert bir geri çekilmeyi beraberinde getirmesinin ardından güçlü bir yükseliş kaydetti. Çarşamba günü etkili olan alımlarla birlikte ağustos ayından bu yana takip ettiğimiz ana konsolide bölgesinin üst bandını oluşturan 1.141 seviyesini kıran endekste 1.155’li seviyeler test edildi. Cuma günü Trump’ın test sonucunun pozitif olduğunu açıklamasına bağlı olarak yurtdışı piyasalarda zayıflayan görünüme rağmen endeks pozitif ayrıştı ve haftayı 1.141 seviyesi üzerinde 1.145,03 puandan tamamladı. Bir süredir önemli bir direnç olarak izlediğimiz ve kırılmasının ardından önemli bir destek konumunda geçen 1.141 üzerinde kalıcılık korunduğu sürece endekste yukarı yönlü hareketlenmelerin yaşanabileceğini değerlendiriyoruz. Yükselişlerde 1.160 seviyesi ara direnç olarak takip edilecekken, hareketlerin devamında 1.180-1.205 aralığı hedef konumuna geçecektir. 1.180 geçilecek olursa tarihi zirvelere doğru bir fiyatlama yaşanabilir. Olası geri çekilmelerde ise 1.141-1.135 aralığı kısa vadeli ilk destek bölgesidir. Bu bölge altında teknik satışların yaşanabileceği endekste 1.120’li seviyeler ile 50 günlük üssel ortalama (1.110) destek olarak takip edilebilir. Ortalama altında 1.097 ve 1.085 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. Hafta kapanışının 1.141 üzerinde olması olumlu olarak değerlendirilirken, küresel çaptaki gelişmeler, risk iştahının seyri ve kur cephesindeki fiyatlamalar BIST-100 Endeksi üzerinde belirleyici olacaktır.
ONURCAN BAL