Küresel ticaret savaşları risk iştahını baskılıyor
KÜRESEL piyasaların odağındaki ticaret savaşlarına yönelik haber akışı hız kesmeden devam ediyor. Önceki hafta sonu G-20 zirvesinde ABD Başkanı Trump ve Çin devlet Başkanı Şi Cinping’in ticaret savaşlarını bir süre durdurmak, yeni vergiler koymamak ve görüşmeleri derinleştirmek konusunda mutabakata vardığı haberi ile piyasalar haftaya moralli başladı. Varılan bu mufabakata göre ABD ile Çin, 90 gün boyunca bir anlaşmaya varabilmek amacıyla yeni ticaret müzakerelerinde bulunacak ve bu süre içinde iki ülke de karşılıklı olarak herhangi bir yeni gümrük vergisi getirmeyecek. Bu gelişmeye rağmen hafta içinde Trump’tan gelen açıklamalar gündeme damgasını vurdu. Trump, Çin ile gerçek bir ticaret anlaşmasına ulaşılamaması durumunda gümrük vergilerinin süreceğini belirterek “Benim tarife adamı olduğumu hatırlayın” ifadesini kullandı. Bu açıklamaların ardından da dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi Çinli teknoloji şirketi Huawei’nin sahibinin kızı ve aynı zamanda mali işler direktörü olan Ming Vancou’nun, İran yaptırımlarını deldiği gerekçesiyle Kanada’da gözaltına alınması son dönemde ticaret savaşının içinde bulunan ABD ve Çin arasında yeni bir gerilimin ortaya çıkma ihtimali olarak algılandı. Bu gelişmelerin ardından hafta başında oluşan pozitif havanın tamamen dağıldığını gördük. Bu haftaya da ticaret savaşları konusundaki gelişmelerin damga vurmaya devam edebileceğini düşünüyoruz.
ENFLASYON BEKLENENDEN SERT DÜŞTÜ
TÜFE, kasımda yüzde 1.4 düşüş ile -yüzde 0.7 olan konsensüsten daha fazla düşüş göstererek yıllık bazda yüzde 25.2’den yüzde 21.6’ya geriledi. Çekirdek enflasyon göstergeleri olan B endeksi ve C endeksi sırasıyla aylık bazda yüzde 1.5 ve yüzde 1.9 düşüşle yıllık bazda yüzde 21.2 ve yüzde 20.7 oldu. Böylelikle, çekirdek göstergelerdeki bozulma eğilimi yerini düşüş trendine bırakmış oldu. Manşet TÜFE’de gözlenen olumlu sürprizde ulaştırma (katkı: -113bp, aylık -yüzde 6,5), ev eşyası (-22bp, -yüzde 2.9) ve gıda (-17bp, -yüzde 0.7) grupları belirleyici oldu. Yakın dönemde belirli sektörlere yönelik vergi indirimleri, akaryakıt fiyatlarındaki düşüş ve TL’deki toparlanma, ulaştırma ile ev eşyasındaki düşüşün temel gerekçeleri olarak değerlendirilebilir. ÜFE ise ekimde aylık yüzde 2.5 düşüşle yıllık yüzde 45’ten yüzde 38.5’e gerilemiş oldu. Manşet rakamda, büyük ölçüde Brent petrol fiyatlarındaki düşüş ve TL’deki toparlanmadan kaynaklı olarak gözlenen sert düşüşün etkili olduğu söylenebilir. Bu gelişmelerin etkisi ile TÜFE’nin yılsonunda 2019-2021 ekonomi programındaki yüzde 20.8 tahmininin altında gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Özellikle, çekirdek enflasyon göstergelerinde gözlenen aşağı yönlü eğilim orta vadeli enflasyon görünümü açısından olumlu. Aralık ayında yüzde 0’ın altında gelecek her rakam, 2018 yılsonu enflasyonunun 2019-2021 ekonomi programında yer alan yüzde 20,8 tahmininin altında gerçekleşmesini sağlayacaktır. Yurtiçi talepteki yavaşlama, yakın dönemde yapılan vergi indirimleri, gecikmeli kur etkileri ve mevcut eğilimler bu olasılığı desteklemekte.
Diğer taraftan, yüksek seviyelerdeki ÜFE’nin (potansiyel geçişkenlik etkisi) ve 2019 yılının ikinci yarısına kadar önemli bir baz etkisi bulunmaması yıllık enflasyon rakamlarında hızlı düşüş görülmesini engelleme potansiyeli taşıyan önemli riskler. Bunlarla birlikte yılsonuna kadar alman önlemler enflasyonu kasım ve aralık aymda baskılasa da bu önlemlerin geçici olması, sene başındaki ücret artışlarının geçişkenliği, kur ve emtia fiyatlarındaki düşüşün etkisinin azalacak olması ve mahalli seçimler öncesi kamudaki harcamalardaki olası artış yılın ilk çeyreğinde enflasyonda yeni yükselişlerin görülmesine neden olabilir. Ekonomideki daralmanın da görüleceği bu çeyrek yılın en zor dönemi olmaya aday. Bu nedenle enflasyonda düşüş trendi başladı demek için oldukça erken olduğu kanaatindeyiz.
YILIN SON PPK TOPLANTISINA GİRERKEN
13 Aralık’ta TCMB yılın son Para Politikası Kurulu toplantısını gerçekleştirecek. Enflasyonda beklentileri aşan düşüş ve TL’nin son aylarda gösterdiği pozitif performansa karşın bir faiz indirimi için zeminin hala oluşmadığı kanaatindeyiz. Hafta içinde enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından TL’de başlayan değer kayıpları TCMB’nin bir faiz indirimine gidebileceği beklentisi ile ilişkilendirilmek istense de bunun kur artışına neden bulamayan piyasa tarafından türetilmiş zorlama bir yorum olduğu kanaatindeyiz. Hafta içinde açıklanan 2019 Yılı Para ve Kur Politikası metninde, 2019 yılı para politikası çerçevesi çizilirken enflasyonun ana belirleyici olmaya devam edeceği vurgusunun ve ekonomideki dengelenme süreci kaynaklı olarak yaşanabilecek gelişmelere karşın finansal istikrarın gözetilmesi yönünde kullanılabilecek politika araçlarına yönelik atıfların ön planda olduğu söylenebilir. TCMB’nin hem enflasyon vurgusu hem de döviz kurunun iktisadi temellerden belirgin şekilde kopması veya aşırı oynaklıkların finansal istikrara dair risk oluşturması halinde bu duruma kayıtsız kalınmayacağı mesajı TL’nin değer kayıplarının bir kısmını geri almasını sağladı. Bu hafta gerçekleşecek PPK toplantısında da bu görüşlerle uyumlu bir şekilde sıkı duruşun korunacağını düşünüyoruz.
BÜYÜME VE FITCH BEKLENİYOR
Haftaya 2018/3Ç GSYH verisi ile başlıyoruz. Sanayi üretimi verilerinin temmuz ve ağustos aylarından beklentilerin üzerinde açıklanması ve sanayi üretiminin üçüncü çeyrekte bir önceki yıla göre yüzde 1.5 oranında artış kaydetmesine bağlı olarak büyümeye yönelik beklentilerin pozitif tarafta kaldığını görüyoruz. 2018 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin piyasadaki büyüme beklentilerinin medyanı yüzde 1.8 olurken bizim beklentimiz 2018/3Ç’te yüzde 2.60 oranında bir büyüme kaydedilebileceği yönünde. Açıklanacak olan büyüme rakamları önemli olsa da bu taraftaki beklentilerin belli ölçüde fiyatlamalarm içerisine girdiğini belirtmekte fayda var. Aynı zamanda piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak yılın son çeyreğinde negatif bir büyüme verisi ile karşılaşabileceğimizi düşünüyoruz. Haftanın kapanışında ise Fitch’in rutin takvimindeki değerlendirmesini göreceğiz. Fitch’in daha önce bazı bankalar yönünde aldığı kararlar not indirimini daha olası kılsa da son dönemde Türk Lirası’ndaki değer kazanımları bu tarafta Fitch’in kararını gözden geçirmesine neden olabilir. Bu minvalde sürpriz olmakla birlikte bir not indirimi ile karşılaşmazsak TL varlıklarda pozitif bir fiyatlama gündeme gelebilir.
BİST-100’de kanal içinde geri dönüldü
Yurtdışı piyasalardaki sert dalgalanmaların yanında içeride bekientiierden daha hızlı düşüşü gösteren enflasyon rakamları sonrası para politikasına yönelik ortaya çıkan söylentiler ve dolar bazında sağlanan yüksek getirilerin tetikiediği kar reaiizasyoniarı endekste satışlar görülmesine neden oidu. Gelen satışlarla 91.300-95.500 arasındaki kanala geri dönen endekste bu hafta da bu kanalı takip edeceğiz. Kısa vadede 94.500 direnç olarak takip edeceğimiz ilk seviye iken, görünümün yeniden pozitife dönebilmesi için 95.500 üzerindeki hareketlere ihtiyaç olduğu görüşümüzü koruyoruz. Olası geri çekilmelerde ise 92.375 seviyesi destek olarak izlenebilir. 92.375 desteği altında ise 91.300 seviyesi gündeme gelebilir. Endekste gözlenen sıkışma alanın alt bandını oluşturan bu seviyeyi orta vadede endeks için en önemli destek olarak izlemeye devam edeceğiz. Bu seviyenin altına sarkıimadığı sürece endekste konsoiidasyon süreci ve yukarı yönlü potansiyel devam edecektir. Yurtiçinde olumsuz bir atmosfer olmasa da yurtdışı kaynaklı yaşanabilecek gelişmelerde 91.300 altına olacak sarkmalar satışların hıziı bir şekilde sertleşmesine neden olabilir. Bu nedenle bu seviyeninn aitına oiası bir sarkmada temkinli olmakta fayda olduğunu düşünüyoruz.
Dolar/TL’de düşüş trendi sonlandı
Önceki hafta eylül ayından beri devam eden düşüş trendinin bulunduğu 5.25’in altında kapatan dolar/TLher ne kadar olumlu bir görünüm sunsa da pazartesi görülen 5.15 civarındaki rakamların ardından hızlı bir yükseliş sergiledi. Bu yükselişle birlikte de haftanın ilk günü hariç eylül ayında başlayan trendin üzerinde kapanışlar görülmüş oldu. Bu kapanışların ardından kurda kısa vadede bir düşüş trendinden ziyade bir konsolide kanalı oluşma ihtimali arttı. Teknik olarak kısa vadede geçtiğimiz haftalarda test edilen diplerin bulunduğu 5.13-5.15 aralığı bu konsolide kanalının alt bandını oluşturmaya aday görünüyor. Bu bölgenin altına sarkılacak olursa düşüş trendinin devamı beklenebilir. Aksi takdirde bu seviyelere yakın yerlerin alım fırsatı olarak kullanıldığını görebiliriz. Yukarı yönlü hareketlerde ise geçtiğimiz hafta görülen zirvelerin bulunduğu 5.45 kanalın üst bandının oluşabileceği ilk seviyeler olmakla birlikte bu seviyenin üzerinde 5.55-5.62 aralığının çok daha güçlü bir direnç konumunda olduğunu belirtmekte fayda var.
ÜZEYÎR DOĞAN