Kuzey Irak Pazarı ve Ekonomik Durumlar
Kuzey Irak’taki referandum sonrası, Türkiye’nin en büyük üçüncü ihracat pazarında sıkıntılar yaşanması muhtemel. Ülke çıkarlarının paradan daha önemli olduğunu belirten Türk iş insanları, “’Alternatif pazarlarla kayıpları telafi ederiz” diyor…
“BİR vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri ortadan kalkıyor. Tırlar Kuzey Irak’a çalışmadığı anda bunlar yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecekler. Niye? Mecburuz, yaptırım. O zaman bunlara İsrail, nereden, neyi, nasıl gönderecek?” Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait… Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin gerçekleştirdiği Kuzey Irak’ın bağımsızlığını oylayan referandumun ardından Türkiye, diplomatik, siyasi, ekonomik tüm kartlarım ortaya koymaya başladı. Smır ötesi operasyondan tutun da ambargoya kadar bir dizi seçenek gündemdeyken, Türk iş dünyası da son yıllarda en büyük ihracatını yaptığı Irak’taki gelişmeleri yakından takip ediyor. Türkiye’nin ulusal çıkarlarını kendi ekonomik getirilerinden üstün tutan iş dünyası, her platformda referandumla ilgili tepkilerini ortaya koyuyor. Örneğin, sekiz sivil toplum örgütünün oluşturduğu Türkiye-AB Karma İstiş are Komitesi (KİK), Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin ilan ettiği referanduma karşı ortak tavır aldı. STK’lar adına konuşan TOBB Başkam M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Irak’ın siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürecek her adım, ülkemizi de doğrudan ilgilendirmektedir ve buna kayıtsız kalamayız. Sınır komşumuzdaki bu referandum, Türkiye’nin ulusal güvenliğine açık bir tehdittir. Devletimizin, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması yönündeki temel politikasını paylaşıyoruz. MGK’nm tavsiye kararlarını, Hükümetimizin ve Meclisimizin bu yönde atacağı adımları destekliyoruz” diyerek Türk iş dünyasının da net tavrım ortaya koydu.
TİCARET DEVAM EDİYOR
Uyarıları dinlemeyen Barzani yönetiminin bu tavrının devam etmesi durumunda, Kuzey Irak’la yaşanan sorunların büyümesi muhtemel. Bunun da 8 milyar dolara yaklaşan ihracatımızı olumsuz etkilemesine kesin gözüyle bakılıyor. Henüz çok net bir ambargodan ve ticaretin durduğundan bahsetmek mümkün değil. Kuzey Irak’a açılan en önemli ticaret kapımız Habur kapatılmadı. Kapı halen açık ama Habur’da denetimler artırıldı ve geçişler biraz zorlaştı. Artan gerginlik ve riskler nakliye ücretlerinin artmasına da neden oldu.
Daha önce 1.200 dolara taşınan bir mal artık 1.500 dolara taşınıyor. Bazı havayolları da Erbil ve Bağdat uçuşlarını durdurdu. İhracatçılar ve Kuzey Irak’ta gerek mağaza gerekse üretim yatırımı olan Türk şirketleri şimdilik ticaretin durmamasından memnun ama endişeli bir bekleyiş içinde olduklarını da söylemek mümkün.
ÜÇÜNCÜ BÜYÜK PAZAR
Irak, ülkemizin en önemli ticaret partnerleri arasında. 2016’da 7.6 milyar dolar ile en çok ihracat yaptığımız üçüncü ülke oldu. Toplam ihracatımızda yüzde 5.4’lük bir paya sahip Irak’a yaptığımız ihracat, 2017’nin ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artarak 5.6 milyar dolara ulaştı. Ancak Kuzey Irak’a ticaretin sekteye uğraması yalnızca Türkiye’yi değil Irak halkını da zor durumda bırakabilir. Zira iğneden ipliğe tüm ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılıyorlar. Özellikle Erbil’de her tarafta Türk markaları ve mağazaları mevcut. Ekonomik açıdan Türkiye’ye bağımlı olan Barzani yönetimi, Türkiye’nin önemli ticari yaptırımlarını devreye koymasıyla nefes alamaz duruma gelebilir. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği de bu… Türkiye’nin elindeki iki büyük kozdan biri olan Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nm vanasının kapatılması bile Kuzey Irak hükümetini çökertmeye yetebilir. Ancak ne politikacılar ne de iş dünyası temsilcileri krizin bu noktaya tırmanmasını istemiyor.
“BARIŞ VE HUZUR ÖNEMLİ”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin referandumunu, uluslararası normlara aykırı, hukuksal dayanağı bulunmayan, bölgedeki gerilimi artırmaktan öte hiçbir anlamı olmayan bir karar olarak değerlendiriyoruz. Bu kararın bölgeye zarar vermek isteyenlere altın tepside sunulmuş bir fırsat olduğu da aşikâr” diyor. Kaan sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bir sivil toplum kuruluşu olarak MÜSİAD, kurulduğu günden bu yana bölgede ve tüm dünyada barışın ve huzurun tesis edilmesi için çabalıyor. Bundan sonra da bu çabayı daha geniş bir alana yayarak, bölgenin kaderi üzerinde bölücü planlarını hayata geçirmeye çalışanlara karşı kararlılıkla ve daha güçlü bir şekilde karşı duracağız.”
HABUR KAPANIRSA…
Irak’a ihracat daha çok karayoluyla yapılıyor. Irak’a yılda 450 bin sefer yapılarak Türkiye’den mallar ulaştırılıyor. Bu seferler ise daha çok Habur Sınır Kapısı’ndan geçiyor. Habur’dan günlük bin 700 civarında tır geçiyor. Habur’un kapasitesi aslında günde 2 bin 200 araç ama bu tam kullanılamıyor. İhracatçılar Habur kapanırsa alternatif kapılara yönelmeyi düşünüyor ama günlük 600 geçişli Gürbulak ve 150 geçişli Esendere’nin ihtiyacı karşılamayacağı belirtiliyor. Böyle bile olsa ihracatçılar Kuzey Irak pazarında oluşabilecek kayıpların telafi edilebileceği konusunda hemfikir.
Irak’a ihracatımızda en büyük kalem hububat ve bakliyat. Bu yılın ilk sekiz ayında 1 milyar 196 milyon dolarlık hububat ve bakliyat ihracatı yaptık. İstanbul Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, “Önemli olan ülke çıkarlarımız. Geçici olarak ihracatta sıkıntı yaşansa da bu dünyanın sonu değil. Biz 150’ye yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Başka pazarları zorlarız” diye konuşuyor. Irak’m Türkiye’den temel gıda maddeleri almaktan vazgeçmeyeceğini düşünen Mete, şu aşamada ticaretin durmadığını, yalnızca nakliye ücretlerinin yükseldiğini sözlerine ekliyor.
KİMYAYA ZORLUK ÇIKARDILAR
Irak’a bu yılın ilk sekiz ajanda 548 milyon dolar kimya ürünleri de ihraç ettik. Boyadan plastik ev gereçlerine kadar birçok kalemde mal sattığımız pazara ihracat son aylarda zorlaşmaya başlamıştı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, ihracatçılara hem zaman kaybettirecek hem de maliyetlerini artıracak bir karar almıştı. 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren oyuncaktan bebek bakım ürünlerine, ev ve mutfak eşyalarından elektronik ürünlere kadar uzanan geniş bir listedeki ürünlere sertifika zorunluluğu getirildi ve Kuzey Irak pazarına sevk öncesi incelemelerinin İntertek Test Hizmetleri A.Ş. tarafından yerine getirile-ceği bildirildi. İbrahim Halil Sınır Kapısı’nda laboratuvar altyapısının hazırlanması ve -testlerin yapılması için de anlaşmaya varıldığı kaydedildi.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, firmaların yeni sürece uyum sağlamakta zorlandığını belirterek yeni uygulamanın ihracatçı için ek maliyet ve zaman kaybı anlamına geldiğini belirtiyor. Akyüz şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Geçtiğimiz yıl Irak’a kimya, ihracatımız 792 milyon dolar oldu. Bu yılın yedi aylık döneminde ise 553 milyon dolarlık kimya ihracatı gerçekleştirdik. Başvuru ve A sertifika sürecinde yaşanan zaman kaybı firmalarımızın ^ ihracatına olumsuz yansıyor ki firmalarımızdan bu konuda geri dönüşler de alıyoruz. Ürünleri hazır ancak halen sevkiyatlarım gerçekleştiremeyenler var. Üstelik gönderim başına alman sertifika ücretleri de ihracatçıya ek maliyet getiriyor. Daha önce Irak genelinde benzeri yapılan bu gibi uygulamalar ne yazık ki ihracatı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramadı. Tarife dışı engeller yaratıldığını görüyoruz.”
PAZAR BÜYÜYORDU AMA…
BOSAD (Boya Sanayicileri Derneği) Başkan Vekili ve Merbolin Boya Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Baytaş, “Türkiye için her şey para değil.
Biz hükümetimizin politikasını destekliyoruz” diyerek sözlerine başlıyor. Kimya sektörü için Irak’ın büyüyen bir pazar olduğunu, bu yılki ihracat hedefinin 1 milyar dolar olduğunu hatırlatan Baytaş, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Irak pazarı bizim sektör için de büyüyordu. Kimya ihracatında ilk sekiz ayda yüzde ll’e yakın artış vardı. Aynı oranda boya ihracatımızda da artış oldu. Ocak-Ağustos döneminde 31.5 milyon dolarlık boya sattık. 2016 ihracatımız 48 milyon dolar olmuştu. Kendi firmam 14 yıldır Kuzey Irak’la çalışıyor. Distribütörlerimiz var. Türkiye oraya her türlü inşaat malzemesi satıyor. Oraya gittiğinizde kendinizi Türkiye’de gibi hissediyorsunuz. Keşke sorunlar büyümeden çözülse. 6-7 ay önce Kuzey Irak’tan gelen müşterilerim ‘ölümüne devletimizi kuracağız’ demişlerdi. Bence Türkiye ambargo ile yetinmemeli. Kerkük’e de girmeliyiz.”
SU ÜRÜNLERİ İHRACATI
Son yıllarda su ürünleri ihracatında da Irak önemli bir pazar haline geldi. İstanbul Su Ürünleri ve Hayvan saf Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, Ocak-Ağustos döneminde 466 milyon dolarlık ihracat yaptıklarım belirtiyor. Kuzey Irak’taki gelişmeleri takip ettiklerini söyleyen Sagun, “Yarım milyar dolara yaklaşan ihracatı mız var Irak’a. Kendi markamızla pazarda yer alıyoruz.
Son yıllarda beş yıldızlı otellerin ve yabancıların artmasıyla birlikte işlenmiş balık ürünlerine ilgi arttı. Süpermarketlere de girdik. En son referandumdan önce mal gönderdik” diye konuşuyor.
“YOLUMUZA DEVAM EDERİZ”
Tekbir Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Karaduman, Irak’a ihracatımızın resmi rakamların çok üstünde olduğunu düşünüyor. Hazır giyim ürünlerinde yarım milyar dolar görünen ihracatın gerçekte 1 milyar doları bulduğunu tahmin eden Karaduman, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Kuzey Irak’a 10 yıla yakındır ürün satıyoruz. Türk ürünleri pazarda çok etkin. Gayriresmi ticaret de çok fazla. 1 milyar doların üzerinde hazır giyim \ ürünleri ihracatı olduğunu düşünüyorum. Halen bize yansıyan ve ticareti etkileyecek bir sıkıntı yaşamadık. Gümrüklerde problem yok. Siparişler geliyor. Referandum öncesinde sipariş veren müşterilerimiz geçen hafta Türkiye’ye geldiler. Biz işadamları biliyoruz ki, Türkiye olarak riskli bir bölgedeyiz. Bu tür sorunlara alışığız. Ticarette sorun yaşanması durumunda, hızlı çözüm üretip yolumuza devam ederiz.”
“BARİ İÇ PAZAR DURMASIN”
Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, gelişmeleri endişe ile takip ettiklerini belirtiyor. Yaşanan sıkıntılı süreçte önemli olanın ülke çıkarları olduğunu vurgulayan Güleç, “Mobilyada 500 milyon dolara yakın ihracatımız var Irak pazarına. Evleri, otelleri, hastaneleri hep Türk mobilyaları ile donatıldı. Irak’ta stratejik ortaklıklar da kurmuştuk. Önümüzdeki dönemin bize neler getireceğini bilmiyoruz, bekliyoruz” açıklamasını yapıyor. Irak’ta yaşanabilecek olası kayıpların iç pazarda telafi edilebileceğini düşünen Güleç, şu öneride bulunuyor:
“Mobilya sektöründe işler iç pazarda KDV indirimin de etkisiyle iyi gitti. 500 bin kişiyi istihdam eden bir sektörüz. KDV indirimi eylül sonunda kalkıyor. Hele böylesi bir ortamda iç pazarda durgunluk arzu etmiyoruz. KDV indiriminin kalıcı olmasını istiyoruz ama en azından yılsonuna kadar uzatılmalı. Geçici de olsa bir can simidi olur.”
Mehmet BÜYÜKEKŞİ / Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı
Önce ulusal güvenlik, sonra ticaret
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi neredeyse bütün dünyanın karşı çıkmasına rağmen referandumu yapmakta ısrarcı davrandı. Yüzde 92 ile evet çıkan bu referandumun Irak Anayasası bakımından hiçbir hükmü olmadığını biliyoruz.
Bu kararın ne işadamlarına ne de sivillere bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz. Biz Irak’ın toprak bütünlüğünden yanayız. İhracatçılar olarak başlatılan bu yanlıştan bir an önce dönülmesini, Irak’ın bir bütün olarak güçlenmesini ve kalkınmasını temenni ediyoruz.
Diğer taraftan bir bütün olarak Irak, ülkemizin en önemli ticaret partnerleri arasında yer alıyor. 2016’da 7.6 milyar dolar ile en çok ihracat yaptığımız üçüncü ülke oldu. 2017’nin ilk sekiz ayında ise ihracatımız yüzde H5 artarak 5.6 milyar dolara ulaştı. Birçok ilimizin ihracat yaptığı bir ülke konumunda. Biz hem Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne hem de Irak Merkezi Hükümeti’ne ihracat gerçekleştiriyoruz. Merkezi Hükümet ile ilişkilerimiz oldukça iyi. Ancak bizim için ulusal güvenlik söz konusu olduğunda hiçbir zaman ticaret öncelikli olamaz. Önümüzdeki dönemde yapılan bu yanlıştan dönülmesini umuyoruz.
Haşan Ali CESUR / Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı
“Kayıplar telafi edilir”
Bölgenin kaotik ve istikrarsız bir ortama dönüşmesi elbette ticari ilişkilere olumsuz yansıyacaktır. Buraya her türlü malımızı satabiliyoruz. Irak demek sadece IKBY yönetimindeki Kuzey Irak demek değildir. Ülke menfaatleri söz konusu olduğunda iş dünyası da olsak önceliğimiz ülkemizin çıkarı olur. Bu süreçte merkezi Irak hükümeti muhatap alınmalı. Referanduma tepki olarak alacağımız tedbirler elbette Kuzey Irak ile ticaretimizi de etkileyecektir.
İlk etapta bu konuda biraz sıkıntı yaşayabiliriz fakat Barzani yönetimindeki Kuzey Irak’taki ticari kayıplarımızı merkezi hükümet ile veya bölgenin diğer ülkeleri ile yapacağımız anlaşmalarla telafi edebileceğimizi düşünüyoruz.
IKBY’nin referandum sonrası alelacele bağımsızlık kararı alacağını düşünmüyoruz. Zira bu kendileri içinde çok riskler taşıyan bir karar olur. Burada Irak hükümeti muhatap alınarak stratejiler oluşturulmalı. Biz bölge ülkeleri ile ortak hareket edilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz. İlk etapta ikili ticari ilişkiler yaptırımlar nedeniyle sekteye uğrayabilir.
Fakat yaptırımlar etkili olur ise IKBY’nin dünyaya açılan kapısı olan Türkiye ile yeniden ticari ilişkileri geliştirmeye çalışacağını düşünüyoruz.
Faruk ELMALI / Turizmciler Derneği (TURDER) Başkanı
“Kimse kendini geri çekmeyecek”
Kuzey Irak referandumu dünyanın kabul etmediği ve kendilerine hiçbir fayda getirmeyeceğini bile bile yaptığı bir seçimdir. Turizm camiası çok çabuk tepki veriyor. Bu süreç sadece Türkiye’yi değil ABD, Rusya, İran başta olmak üzere birçok ülkeyi ilgilendiriyor. Ortadoğu’da yaşananların etkisi Türkiye’de ne kadar hissediliyorsa Paris’te de o kadar hissediliyor.
Türkiye piyasaları ve yatırımcıları eskisi gibi anında olumsuz tepki veren durumda değildir. Ülkemizin başına gelenlere rağmen hala yatırımlar devam etmekte. Bu ülkeye yatırım yapan herkes yatırımlarının güvende olduğunu biliyor. Bu yüzden kimse kendini geri çekmeyecektir. Ticaret cesaret işidir. Tüm Kuzey Irak yönetimi ve halkının bunun farkında olmasını ve kendilerini düşünerek hareket etmelerini diliyorum. Irak merkezi yönetimi Türkiye’nin bu olayda ne kadar ciddi olduğunun farkında. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın söylemleri sadece Türkiye için değil Irak’ın geleceği için de çok önem arz ediyor. Herhangi askeri bir operasyon olmadığı takdirde turizm anlamında bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Bölgedeki Türk yatırımlarının merkezi yönetimin garantörlüğünde ve bölge halkının destekleriyle sorunsuz devam edeceğini düşünüyorum. Bu yatırımlar en çok bölge halkına katkı sağlayacaktır.
Alper KANCA / TAYSAD Başkanı
Habur kapansa da Irak’a ihracatımı bitmez
Kuzey Irak’taki referandum, siyasi sonuçlarına göre ticaretimizi etkiler. Kuzey Irak sınırındaki Habur Sınır Kapısı’nın kapanması gündemde.
Kapandığı takdirde Irak’a ihracatımız tabii ki bitmeyecek. Maliyeti artırsa da yeni yollar, yeni güzergahlar üzerinde duruluyor. Şu an için düşünülen ise İran üzerinden Irak’a ihracat yapmak. Üyelerimizden aldığımız bilgilere göre, Kuzey Irak’ta özellikle Erbil’de müşterisi olan üyelerimiz, ticari olarak herhangi bir sıkıntı yaşamıyor. Ancak sınırların kapatılması endişesinde olan Iraklı bazı müşteriler bir an evvel siparişlerin sevkiyatının yapılmasını talep ediyor. Otomotiv sektörünün Irak’a ihracatı günden güne gelişiyor. Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin verilerine göre, 2017 Ağustos sonu itibariyle ülkeye yapılan otomotiv sektörü ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22’lik artış ile 91 milyon dolara ulaştı. Bu rakamın 75 milyon doları ise tamamen tedarik sanayi tarafından gerçekleştirildi. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Irak sınır kapılarından yapılan ihracat çok önemli. Bu ihracat sayesinde çok sayıda tesiste üretim ve istihdam sağlanıyor. Dolayısıyla ekonomik yaptırımlardan ağırlıkla Kuzey Irak etkilense de bizim de olumsuz şekilde sonuçlar göreceğimiz aşikar.
Prof. Dr. Harun ÖZTÜRKLER / Kırıkkale Üniversitesi Ekonometri Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu Strateji Araştırmalar Merkezi [ORSAM] Ekonomi Danışmanı
“Alternatifini yaratabilecek güçteyiz”
Irak, Türkiye’nin en büyük dış ticaret ortaklarından birisi ve en çok dış fazla verdiğimiz ülke. Dış ticaret hacmimiz 2013 yılında 12 milyar doları aştı. 2015 yılında Türkiye’ye gelen Iraklı turist sayısı 1 milyonu aştı.
En önemlisi Türkiye Irak’a hemen her ürünü ihraç edebilmekte. Irak ile dış ticaretin bir diğer önemli özelliği, son 10 yılda giderek Güneydoğu Anadolu’da Gaziantep gibi birçok ilin ekonomilerinin Irak’a ihracat temelinde önemli bir gelişme göstermiş olması. Sadece Kuzey Irak’ta bugün bin 500’e yakın Türk firması var. Çifte vergilendirme ve merkezi hükümet ve bölgesel hükümet arasındaki sorunların yansımaları ve petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisi ile son birkaç yılda sorunlar yaşasa da Irak, Türkiye için ekonomik açıdan önemli ama Türkiye, hem petrol hem de dış ticaret pazarı bağlamında alternatifini yaratabilecek güçte. Ben kısa dönemde bölgede Türkiye’nin içinde bulunacağı bir sıcak çatışmayı çok düşük bir olasılık olarak görüyorum. Sıcak bir çatışma, hem Türkiye’nin Irak ile ekonomik ilişkilerini durma noktasına getirir hem de Kuzey Irak’taki Türk firmalarını ve onların yatırımlarını olumsuz etkiler.
Rahime Baş Uçar