Mandala Kursu Açmak Farklı Bir İş Fikri Olabilir
Türkiye kamuoyu mandala adını yeni duyuyor. Onlarca renk ve desenin tek bir çemberde buluştuğu mandala çizimleri, bir tür zihin meditasyonu ile çizeni rahatlatıyor. Beyaz yakalıların yeni hobisine yönelik kurslar hızla yayılıyor…
INSTAGRAM’DA fark etmişsinizdir. Şimdilerde hemen herkesin paylaşımlarını rengarenk desenlerin olduğu ve bir anda göreni içine alan çember çizimler sardı. “Mandala” adı verilen bu çizimler, Hint kültüründen geliyor ve kişinin benliğine yaptığı bir yolculuk olarak bir tür meditasyon işlevi görüyor. Kişinin yaratıcılık, farkındalık ve spiritüel gelişim süreçlerine doğru yaptığı bir çeşit keşif yolculuğu olarak tanımlanan mandala, şimdilerde beyaz yakalıların yeni hobisi haline geldi. Bu doğrultuda Mandala çizimlerini öğreten kurs ve atölyelerin sayısı da artmaya başladı.
Peki nedir bu mandala? Ne işe yarar? Sanskritçe kökenli bir sözcük olan mandala, Hint kökenli dinlerde hayat çemberi anlamına geliyor. Bu çemberde merkez noktası olan alanın doğduğumuz yer olduğuna inanılıyor. “Manda” enerjiöz, “la” kap demek ve Mandala özetle, “enerjiyi tutan, saklayan kap” anlamına geliyor. Tüm mandala desenleri dairesel bir form içinde. Daire, bütünlüğü simgeliyor. Bir ucu sonsuza, diğeri de bedenimiz ve aklımıza doğru uzanıyor.
İÇSEL BİR YOLCULUK
Atölye Ceres Mandala Eğitmeni Tuğba Demir, mandala için “Basit bir merkez ve onun etrafında olan her şey” diyor kısaca ve devam ediyor: “Bir dairenin içinde kendinizi merkeze koyarak oluşturduğunuz çizgi ve desen bütünü mandala. içten gelenin dışa yansıması. Boş bir kabı doldurmak gibi…”
Mandala eğitmenlerine göre, mandala çizmek her şeyden önce eğlenceli ve rahatlatıcı bir aktivite. Hayatın koşuşturmasından kısa bir süreliğine de olsa bizleri koparan, zihnimizi arındıran, bize kendimizi tanımamızı, duygularımızı hissetmemizi, onlarla temasa geçmemizi sağlayan, farkmda-lığımızı arttıran içsel bir yolculuk. Öyle ki mandala terapi amaçlı da kullanılmış geçmişte. Psikiyatr, analitik psikolojinin kumcusu, sanat terapisti ve derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biri olan Cari Gustav Jung danışanları üzerinde mandala çizimleri kullanmış. Bu çizimleri ise bir terapist olarak asla yorumlamamış, yorumun sadece çizene ait olması gerektiğini önemle vurgulamış.
ZİHİN MEDİTASYONU
Mandala aslında bir tür zihin meditasyonu. Yeşim Cimcoz Yazı Evi Mandala Atölyesi Yöneticisi Silvia Arsebük, mandala’nm, hiçbir dayatma kural ve estetik kaygı endişesi olmadan çizmek, gündelik karmaşadan koparak içimize bakmak ve bilinçaltımıza kulak vermek üzere yapıldığını aktarıyor. Arsebük’e göre, mandala çizmek bir yetenek gerektirmiyor ve sakinleşmek, yavaşlamak, dağılmış dikkatimizi toplamak, beynimizin yaratıcı yarımküresini çalıştırmak, şifa bulmak ve en önemlisi kendimizi keşfetmek için çok iyi bir araç. Bu yüzden de son dönemde mandala atölyelerine ilgi muazzam artmış durumda.
Arsebük’e göre, tüm bu faydaların yanı sıra ortaya çıkan resimlerin çok güzel ve herkesin çizebiliyor olacağını hissetmesi de ilgiyi arttırmış. Arsebük, “Çizmenin getirdiği rahatlama hissi bu ilgiyi pekiştirdi” derken Tuğba Demir ise, “Yaşamın koşturmasında her birimiz daha dingin, içimize bakacağımız aktiviteler gerçekleştirmek istiyoruz. Mandala tam da bu amaca hizmet ediyor” diyor. Demir, manda-la’mn öğrenmesi kolay, malzemesi bol ve kolay ulaşılır bir çalışma olduğu için tercih edildiğini ve bu nedenle son dönemde cazip hale geldiğini söylüyor.
“ŞİFA NİYETİNE ÇİZİLİYOR”
Bu denli ilgi görmesinin bir başka yönü de mandala çizmenin herhangi bir eğitim gerektirmemesi. “Her yaştan her kimlikte birey, mandala enerjisi ile çalışabilir ve mandala çizmeye başlayabilir. Kişi kendini bu enerjiye teslim edip hizmet etmeye başladığında mandala o kişinin yaşamında olumlu bir şekilde dönüşüm ve değişim yapmaya başlar” diyen Öznur Yılmaz Berk, mandala’nm olumlu bir şifa terapisi olduğu iddiasında.
Sağladığı tüm bu faydalar nedeniyle mandala atölyeleri ve kurslarına ilgi son dönemde çok arttı. Hem çocuklar hem de yetişkinler için düzenlenen atölye ve kursların yanı sıra eğitmen sayısı da artıyor. Çünkü mandala çizmeye başlayanlar rahatlıkla bunun eğitimini de verebiliyor. Eli kalem tutan ve çizim yapabilen herkes yapabiliyor ve gerekli felsefeyi özümsedikten sonra eğitim verebiliyor. Çünkü mandala metodolojisi olan bir bilim değil. Yapan kişiden yetkinlik istemiyor, çünkü felsefe olarak zaten yaşamın dayattığı etiketlerden arınmak gerektiğini vurguluyor.
Nar Kendin Ol Gelişim Atölyesi Kurucusu Öznur Yılmaz Berk, “O sadece bir felsefe ve enerjidir. Eğer kişi bu felsefeyi iyi bir şekilde anlamış ve özümsemiş ise öğrendiklerini anlatabilir ve aktarabilir” diyor.
Mandala başlangıç atölyeleri tek seferlik olmak üzere genelde iki saat sürüyor; devam ettirmek isteyenler için devam atölyeleri düzenleniyor.
Derslerde, mandala ve felsefesi hakkında bilgiler anlatılıp, çizim yapmanın temel teknikleri gösteriliyor. Mandala atölyeleri 80 TL’den başlayıp 200 TL’ye kadar çıkabiliyor. Özellikle 25-65 yaş arasındaki kadınların ilgisini çeken Mandala atölyeleri, dört yaş üzeri çocuklar için de yapılıyor. Çocukların el becerisi gelişirken odaklanma süreleri de uzuyor.
ŞİRKETLER DE KATILIYOR
Öznur Yılmaz Berk’ten aldığımız bilgilere göre, katılımcıların çoğunluğu kadınlar; erkek katılımcılar ise az olsa da var. Özellikle şirketler motivasyon amaçlı çalışanlarını bu atölyelere yönlendirdiğinde erkek katılımcıların sayısı artıyor. Özellikle son dönemde çalışanların yaratıcılıklarını geliştirmek, odaklanma sürelerini uzatmak ve kişisel gelişimine yardımcı olmak amacıyla Mandala atölyelerine ilgi gösteren şirketlerin sayısının arttığı gözleniyor.
Mandala’nın faydaları
■ Beynimizin sağ ve sol lobunu dengeleyen bir araç
■ Yaratıcılığı arttırıyor.
■ Zihni yavaşlatıyor.
■ Stresi azaltıyor.
■ Dağılmış dikkatimizi toplayarak odaklanmayı sağlıyor.
■ Sabrı öğretiyor.
■ Resmin tamamına bakmanın, ayrıntılara takılmamanın gerektiğini gösteriyor.
■ Farkındalığımızı artırıyor.
■ “An”da kalmamızı sağlıyor.
■ Kişinin kendi potansiyelini fark etmesini sağlıyor.
■ Özgüveni artırıyor.
Budist bir gelenek…
Budist rahipler arınmak için “kum mandalast” denilen bir çalışma yapıyorlar. Önce özel bir ritüelle kumları değişik renklere boyuyorlar, daha sonra grup halinde Budizm öğretilerinde yer alan bir dersi renkli kumlarla resimliyorlar. Bu süreç bazen haftalar bazen aylar sürüyor. Bu süreçte rahipler ayinler söyleyip, meditasyon yapıyorlar ve mandala’ya arınmalarını sağlayacak pozitif enerjiyi akıtıyorlar. Bittiğinde ise yine bir ritüelle bütün yaptıklarını bozuyorlar, kumları birbirine karıştırıyorlar. Burada sembolize edilen şey hayatta hiç bir şeyin kalıcı olmadığı ve bize ait olmadığı ve yaşarken yaşananların önemli olduğudur. Daha sonra karışmış kumları suya döküyorlar, böylelikle, hoşgörü ve öğretilerin tüm dünyaya yayılmasını diliyorlar.